Antik Dünyanın Gizemli Bağlayıcısı : Tazılar ve Çakallar Oyununun Sırları
Eylül 21, 2024 BİLİM
***
Binlerce yıl öncesine uzanan bir masa oyununa dair yeni bulgular, insanlık tarihine dair derin ipuçları sunuyor. Azerbaycan’daki Abşeron Yarımadası ve Gobustan Rezervi’nde, kayaların yüzeyine oyulmuş altı desen keşfedildi. Bu desenler, M.Ö. 2000’li yıllara tarihleniyor ve antik Mısır’da popüler olan Tazılar ve Çakallar adlı masa oyununu andırıyor. Aynı döneme tarihlenen Mısır’daki oyun örnekleriyle bu keşifler, oyunun sadece Mısır’a özgü olmadığını, daha geniş bir coğrafyaya yayıldığını düşündürüyor.
Leiden Üniversitesi‘nden arkeolog Walter Crist ve Minnesota Tarih Derneği’nden Rahman Abdullayev, bu bulguların oyunun kökenine dair önceki teorilere meydan okuduğunu belirtiyor. Önceden, oyunun Mısır’da ortaya çıktığı düşünülürken, şimdi güneybatı Asya’nın bu antik masa oyununun gerçek doğum yeri olabileceği öne sürülüyor. Bu keşif, oyunların sadece coğrafi sınırları değil, sosyal sınıfları da aşarak kültürel birleştiriciler olarak işlev gördüğünü gösteriyor.
Yerleşimin merkezinde bulunan Ağdaşdüzü’nden iki adet elli sekiz delikli tahta. Ronnie Gallagher’ın izniyle yeniden üretilmiştir.
Azerbaycan’da bulunan eserlerin muhtemelen sığır çobanları tarafından kullanıldığı düşünülüyor. Bu da masa oyunlarının sadece soylular veya seçkinler arasında değil, toplumun her kesiminde oynandığını ortaya koyuyor. Crist ve Abdullayev, “Antik çağın belirli dönemlerinde, belirli oyunlar bölgesel olarak popülerdi, bu da birbirleriyle düzenli olarak etkileşime giren kültürleri birbirine bağlamaya yardımcı olduklarını gösteriyor” diye yazıyor.
Elli sekiz delikli oyun tahtasının ele geçirildiği Orta Tunç Çağı alanlarının haritası.
Masa oyunlarının tarihi, binlerce yıl öncesine kadar uzanıyor. İnsanlar, belki de toza bir desen çizerek ya da basit taşlarla, oyun aracılığıyla sosyal etkileşimlerini geliştirdiler. Tazılar ve Çakallar oyunu, adını taşların tazı ve çakal kafalarına sahip olmasından alıyor ve Ludo ya da Snakes and Ladders gibi modern oyunlara benzer bir şekilde, oyuncuların taşlarını bir parkurda hareket ettirdiği bir yarışma niteliği taşıyor. Oyun tahtasında 58 delik bulunuyor ve oyuncular, taşlarını bu deliklere yerleştirerek sona ulaşmaya çalışıyor.
Bugüne kadar, Tazılar ve Çakallar oyunu için yaklaşık 70 oyun tahtası keşfedildi, bunların çoğu Mısır’da bulundu. Ancak, Crist ve Abdullayev’in Azerbaycan’da keşfettikleri oyma taşlar, oyunun coğrafi yayılımını ve sosyal çeşitliliğini gözler önüne seriyor. Ağdaşdüzü, Çapmalı, Yeni Türkan ve Dübəndi’de bulunan bu eserler, oyunun sosyal bağları nasıl kurduğuna dair güçlü bir kanıt sunuyor.
Mısır, el-Asasif’teki 312 numaralı mezardan elli sekiz delikli oyun tahtası. On Birinci Hanedanlık (Metropolitan Sanat Müzesi, no. 26.3.154, Rogers Fonu, 1926). Resim CC0 lisansı altında mevcuttur.
Azerbaycan’daki bulguların yerleri, oyunun sosyal yelpazenin her yerinde oynandığını gösteriyor. Örneğin, Çapmalı’da bulunan oyun tahtası, sığır çobanları tarafından kışlık barınak olarak kullanılan bir mağarada keşfedilmişken, Yeni Türkan ve Dübəndi’de zenginlerin mezarlarında bu oyunlara rastlanmış. Bu da oyunun sosyal statüden bağımsız olarak oynandığını ve farklı toplumsal sınıflar arasında köprüler kurduğunu gösteriyor.
Araştırmacılar, bu oyunun geniş coğrafi yayılımının ve sosyal bağlamlarındaki çeşitliliğinin, Tazılar ve Çakallar’ın sadece bir eğlence aracı değil, aynı zamanda insanlar arasında bağlantı kurmak, dostluklar inşa etmek ve güvenilirliği değerlendirmek için güçlü bir araç olduğunu vurguluyor. Orta Krallık Mısır’ından Kafkasya’nın sığır çobanlarına, Eski Asurlu tüccarlardan piramit işçilerine kadar çok çeşitli insanlar tarafından oynanan bu oyun, sosyal sınırları aşan evrensel bir bağlayıcı olmuş. Ve bu gerçek, geçmişte olduğu kadar bugün de geçerliliğini koruyor.
***
makalenin kaynağı: https://www.cambridge.org