Emperyal Batı yine Fener Rum Patrikhanesi eliyle Türkiye’ye çalım atmış !!!
Sağır sultan bile duydu; ortada apaçık bir durum var:
ABD, kurduğu ve yönettiği NATO’yu, Türkiye Cumhuriyetini parçalamak için kullanmaktadır ve bu hedefine de çok yaklaşmıştır. ABD bunun için NATO ülkelerini kullanmaktadır. Yöntem şudur:
• NATO, mutlaka çok partili devletlerden oluşur, yoksa ABD ona „Demokrasi“ demez ve almaz. İktidar karşısında mutlaka bir muhalefet Partisi olacak, yoksa yöntem işlemez.
İnönü 1946 da, gelecek seçimi DP’nin kazanacağını görmeyecek kadar kör ve sağır değildi. Bizzat gördüğüm bir belgede İnönü’nün şu sözleri yazılı:“Bu kararımız yüzünden bu millet beni bir gün taşlayacak!“
• ABD, NATO üyesi ülkelerde hem iktidar partisinin yanındadır ve destek verir, hem de muhalefeti elde tutmaya dikkat eder ki, iktidarı yönetebilsin veya değiştirebilsin. (Yıllarca süren Demirel-Ecevit-Demirel-Ecevit… devrini hatırlayın lütfen.
Sonra Çiller başörtüsü takıp Erbakan ile iftar sofrasına oturmadı mı? Türkiye’de bu durum halen mevcut, CHP’nin gösterdiği değişimleri (YCHP) ve DP yerine AKP’nin gelişini de, Diktatörlerin seçimle gitmeyeceği gerçeğini de hatırlayın.
• Nato ülkelerinden bir takım subaylar „eğitim“ için ABD‘ye getirilip beyinleri yıkanır ve ABD hayranı yapılır. Bu, her subayda tutmaz ama geri dönüşlerinde, beyni en mükemmel yıkanmış olanlar orduda yükselir. Onlar gerçekleri görseler de ABD’nin elini ısırmazlar. Org. İsmail Hakkı Karadayı’nın 1996 daki konuşmasını dinleyiniz:
VİDEO LİNK :
Gerçekleri bütün açıklığı ile görüyor, ama gerekeni yapmıyor. (Tek istisna, ABD’ye hiç gitmemiş olan ve öldürülen General Kıvrıkoğlu dur.)
1960 ihtilalcileri de radyodan yayınladıkları bildirilerinde tekrar tekrar ilan ettiler: “NATO’ya ve CENTO’ya sadığız!“ Türkiye’yi NATO’dan kurtaracağız demediler!
1980. General Evren’i hiç saymıyorum bile; o ABD emrinde olduğunu kendi ülkesine ve gençlerine uyguladığı zulüm ile ispatladı. Bahçeli’nin de CIA ajanı olduğunu Türkeş yazılı olarak Yaşar Okuyan’a vermişti. (Youtube de var.)
Son darbeyi vurmak için çok câhil birine ihtiyaç vardı ve 2002 de bulundu, SAHTE DİPLOMA ile yükseldi. RTE, cehâleti yüzünden gerçek niyetlerini bile açık açık söyledi:
„Demokrasi bir tramvaydır, istediğimiz durağa gelince ineriz!“
„Fakirler, çalmasını bilmedikleri için fakir kalırlar!“ (çalmayı öğrendi ve zengin oldu.
„Ben BOP projesinin eş başkanıyım!“ (Tam 31 yerde açıkça söylemiş)
RTE, diktatörlükle yetinmez; HALİFE olmak peşinde. Cehaleti ile Bartholemeus’u PAPA yapacak ama kendi Halife olamayacak, çünkü para için kendini besleyen sahibini de ısıracak karakterde.
Bir de, Türkiye’nin yıkılması için ABD tarafından seçilen bu ÜST DÜZEY elemanlarının altındaki, bürokratlar, sahte kör akademisyenler, din tüccarları, sahte gazeteciler ile Suriye ve Afganistan‘dan ithal edilip vatandaşlık ve sahte diplomalarla
donatılan çabuk üreyen mikroplar var.
Halkımızın tutumu: Durum ümitsiz olmakla beraber, tehlikeli değildir!???
Geçcek-geçcek! Bakalım geçcek mi?
Yavuz Dedegil
***
Rusya Federasyonu’nun çağrılmadığı İsviçre’nin ev sahipliğinde “Ukrayna Barış Zirvesi” düzenlenmiş. Çin ise Rusya’nın davet edilmediği toplantıya katılmama kararını bildirmiş.
15-16 Haziran’da Türkiye’nin de çağrılı olduğu 90’dan fazla ülkenin temsilcileriyle bazı uluslararası kuruluşların da katıldığı bu “zirve”ye Fener Rum Patriği Bartholomeos’da katılmış.
Zirve sonrası “Bürgenstock Bildirgesi’ne Türkiye dahil 80 ülke ve dört uluslararası kuruluş imza koymuş.
Ankara ile aynı masada önünde “ekümenik” isimliği ile Fener Rum Patriği Bartholomeos‘un oturmuş!
Bu skandal duyulunca Türkiye’de tepkilere yol açmış.
* Uluslararası ilişkiler uzmanı Prof. Dr. Hasan Ünal: “Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın da bulunduğu İsviçre’deki Ukrayna toplantısına Fener Rum Patriğinin ‘Ekümenik’ sıfatıyla katılması en basitinden skandaldır….. Ukrayna toplantısını düzenleyenler Türkiye Cumhuriyeti’nden bağımsız olarak Patriği davet etmişlerse hem çıkışına izin vermeyeceğimiz hem de devlet olarak katılmayacağımız söylenebilirdi.” açıklamasında bulunmuş
*Müstafi Amiral Cihat Yaycı yaptığı açıklamada : “Ukrayna Zirvesi yapıyorlar Rusya yok. Ukrayna tam bir Amerikan projesi…. Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ile aynı masada oturuyorlar. Karşısında bu adam oturuyor. Masasında ‘ekümenik patrik’ yazıyor. Buna izin vermeseler o adam oraya gidebilir mi, o masada oturabilir mi?…. Dışişleri izin vermese gidebilir mi oraya? Ülkemizin bölünmez bütünlüğünün ihlali anlamına gelen bu duruma savcılarımız soruşturma baştacak mı? “demiş. (1)
* Bağımsız Türk Ortodoks Patrikhanesi Basın Sözcüsü Selçuk Erenerol:
“X hesabından” yaptığı açıklamada “Anayasa ve Lozan’ın defaatle çiğnenmesi, Türkiye Cumhuriyeti’ni kurmuş olan Türk milletini derinden yaralamaktadır…..Fener Rum Kilisesi Başpapazı Bartholomeos’un “hiçbir tüzel kişiliği olmaksızın” Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın yanında “ekümenik” sıfatıyla gözlemci olarak katılmasını ve zirvenin sonuç bildirgesine imza atmasının suç teşkil edeceğini ” belirmiş.(2 )
“Lozan’da bir azınlık kilisesi olarak kabul edilmiş ve Yargıtay kararıyla da yetki alanının dışına çıkması suç teşkil eden Fener Rum Kilisesi’nin nasıl ekümenik patrik sıfatıyla Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığının olduğu yerde temsil hakkına izin verdiğinizdir.”
Erenol, bilgi edinme hakkına dayanarak bakanlığı iki soru yöneltmiş:
- Türkiye Cumhuriyeti’nin Fener Rum Kilisesi’nin konumuna ilişkin mevcut devlet politikası nedir?
- Başpapaz Bartholomeos, Türkiye Cumhuriyeti’nin hangi kademelerinden nasıl izin alarak bu toplantıya katılmıştır?(1 )
*Dişişleri eski müsteşarı Emekli Büyükelçi Onur Öymen:
“Patrikhanenin Lozan Barış Antlaşması’na göre herhangi bir statüde böyle bir toplantıya katılma hakkı yoktur. Katılması Lozan’a aykırıdır. Lozan’a göre patrik İstanbul’daki Rum azınlığın sadece dini konularıyla ilgilenmekle hükümlü. Bunun dışında başka hiçbir yükümlülüğü yoktur. Patrikhaneye ekümenlik konusunda taviz verildi. Tavizin ötesinde birçok batılı ülke ekümenlik konusunda değişik adımlar atıyor. Bütün kuruluşların ekümünlik konusunda net karşı adımlar atmalı. Kim davet etmiş? Türk delegasyonunun katılacağından haberi var mı? Tepki gösterildi mi? Tepkinin sonucu ne oldu? Asıl bu soruların yanıtı daha önemli. Bakanlık bunları yanıtlaması gerekiyor” dedi
* Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Öncü Keçeli, iddialara ilişkin verdiği yazılı yanıtta: Fener Rum Patrikhanesi’nin, 15-16 Haziran tarihlerinde İsviçre’de düzenlenen Ukrayna Barış Zirvesi’ne devlet statüsünde katıldığı ve Sayın Bakanımızın, zirve marjında Fener Rum Patriği Bartholomeos ile resmi bir ikili görüşme yaptığı yönündeki haberler gerçeği yansıtmamaktadır” demiş.Öte yandan, Fener Rum Patrikhanesi’nin konumuna ilişkin devlet politikamızda herhangi bir değişiklik olmadığı da izahtan varestedir (uzaktır)” (3
’14 Haziran 2024′
News Ukrayna adlı internet sitesinde yer alan belge, İsviçre Dışişleri Bakanlığınca hazırlanan katılımcı listesini gösteriyor. Belgenin tarihi ile haber sitesinde yayınlandığı tarih aynı, konferanstan bir gün önce… Bartholomeos listede 94. sırada ‘ekümenik patrik’ sıfatıyla yer alıyor)
(3) https://www.cumhuriyet.com.tr/siyaset/bartholomeosun-baris-zirvesine-katilmasi-tepki-cekti-2219187