DIŞ SİYASET DOSYASI /// Kağan Kaya : Rusya’nın 2024 ABD başkanlık seçimlerine müdahale girişimi


Kağan Kaya : Rusya’nın 2024 ABD başkanlık seçimlerine müdahale girişimi

10 Eylül 2024

***

Dünya, dijital çağın getirdiği sayısız fırsat ve risklerle sarmalanmış durumda.

Her gün yeni teknolojiler, devletlerin içişlerine müdahale etme olasılığını artırıyor.

Özellikle ABD gibi süper güçlerin (!) karşılaştığı tehditler, sadece fiziksel sınırlara dayanmıyor, sanal dünyada da kendini gösteriyor.

2024 başkanlık seçimlerine doğru hızla ilerlerken, Biden yönetimi ve ABD adalet sistemi bir kez daha Rusya’nın olası müdahale girişimleriyle yüzleşmek zorunda kaldı.

Geçtiğimiz günlerde yapılan açıklamalarda, Rusya’nın ABD seçimlerine müdahale etmeye çalıştığı ve bunun için çeşitli internet siteleri ve etkileyici kampanyalar düzenlediği iddiaları ortaya atıldı.

Rusya’nın Seçimlere Müdahale İddiaları: Geçmişten Günümüze Bir Tehdit

Rusya’nın ABD seçimlerine müdahale etme çabaları yeni bir gelişme değil.

2016 başkanlık seçimlerinde de benzer iddialar gündeme gelmiş, sosyal medya platformları üzerinden yürütülen propaganda ve manipülasyonlarla ABD halkı arasında bölünmeler yaratılmaya çalışıldığı öne sürülmüştü.

Özellikle Facebook, Twitter gibi platformlar üzerinden yayılan yanlış bilgi ve propaganda içerikleri, Amerikan demokrasisini ciddi şekilde tehdit etmişti.

Şimdi, 2024 seçimlerine sadece aylar kala bu tehdit bir kez daha kapıda.

ABD Adalet Bakanlığı, bu kez iki Rus vatandaşını kara para aklama ve Federal Ajan Kayıt Yasası’nı ihlal etme suçlamasıyla dava açtı. İddialara göre, Rus hükûmetine bağlı olarak

çalışan bu kişiler, ABD’deki bölünmeleri artırmak, özellikle Ukrayna karşıtı içerikler yaymak amacıyla sahte internet siteleri ve sosyal medya profilleri kullanarak bir “etki kampanyası” yürüttü.

Adalet Bakanı Merrick Garland’ın açıklamalarına göre, bu kampanya Rusya’nın ABD’deki iç karışıklıkları derinleştirmek ve küresel stratejileri doğrultusunda propaganda yaymak amacıyla yürütülen birçok operasyondan sadece biri.

Doppelganger Operasyonu:

Bir Siber Savaş Taktiği mi?

ABD basınında yer alan haberlere göre operasyonun merkezinde “Doppelganger” adı verilen bir siber kampanya yer alıyor. Doppelganger, Almanca kökenli bir terim olup “ikiz” ya da “kopya” anlamına geliyor. Bu bağlamda, Rusya’nın bu operasyonla meşru Amerikan haber sitelerini ve medya kuruluşlarını taklit ederek, insanları yanlış bilgi yaymak amacıyla oluşturulan sahte sitelere çekmeye çalıştığı belirtiliyor.

Bu sitelerin Fox News, Washington Post gibi büyük haber kuruluşlarının tasarım ve düzenine benzer şekilde hazırlandığı iddia ediliyor.

Bir kullanıcı bu sahte sitelere girdiğinde, gerçek haber sitelerini ziyaret ettiğini zannederken aslında Kremlin tarafından yönlendirilen içeriklerle karşı karşıya kalıyor. Amaç, ABD’deki seçim sürecine gölge düşürmek ve Amerikan halkı arasında güvensizlik yaratmak.

İnternet Sitelerine El Konulması ve Yasal Süreç:

CBS News’in haberine göre, ABD hükûmeti bu operasyonla ilgili olarak 32 farklı internet sitesini engellediğini açıkladı.

Bu sitelerin, Rusya destekli aktörler tarafından kara para aklama ve cezai marka yasalarını ihlal etmek amacıyla kullanıldığı öne sürülüyor.

Ayrıca siber çömelme olarak bilinen bir yöntemle meşru haber sitelerinin alan adlarını taklit eden siteler, en azından 2022’den bu yana Rus hükûmeti tarafından talimatlandırıldığı iddia edilen bir operasyonun parçası.

Rusya’nın bu girişimi bir yandan siber güvenlik konusundaki açıkları gözler önüne sererken, diğer yandan küresel güçler arasında dijital alanda süregelen savaşın boyutlarını da ortaya koyuyor.

Siber saldırılar, dezenformasyon kampanyaları ve sosyal medya üzerinden yürütülen etkileyici operasyonlar, günümüzde devletler arası ilişkilerde giderek daha merkezi bir rol oynuyor.

Sosyal Medya ve Gerilla Medya Kampanyaları:

Dijital çağın en güçlü silahlarından biri olan sosyal medya, ne yazık ki kötü niyetli aktörler tarafından da etkili bir şekilde kullanılabiliyor.

Doppelganger operasyonunda da sosyal medya önemli bir rol oynadı. Özellikle “Gerilla Medya Kampanyası” ve “ABD Sosyal Medya Etkileyicileri Ağı Projesi” adı verilen planlar, sosyal medya üzerinden yürütülen bir dizi etki operasyonunu içeriyor.

Bu projeler kapsamında, Rus hükûmeti tarafından finanse edilen sahte sosyal medya hesapları ve ABD vatandaşıymış gibi görünen etkileyici profiller kullanılarak propaganda yapıldı.

Hiç şüphesiz bu tür kampanyaların amacı toplumsal kutuplaşmayı derinleştirmek, seçmenlerin zihinlerini manipüle etmek ve yanlış bilgi yayarak halk arasında güvensizlik yaratmak.

Sosyal medya platformları bu tür operasyonlarla mücadele etmek için çeşitli önlemler alsa da, bu operasyonların boyutu ve karmaşıklığı nedeniyle tam bir çözüm sağlanabilmiş değil.

ABD’nin Cevapları ve Gelecekteki Tehditler:

Biden yönetimi, Rusya’nın bu tür operasyonlarını engellemek için bir dizi adımlar atıyor.

Dışişleri ve Hazine Bakanlıkları da bu kapsamda Rusya’ya karşı yeni yaptırımlar ve operasyonlar için harekete geçti. Ancak bu tür siber saldırılar ve dezenformasyon kampanyalarıyla mücadele etmek yalnızca hükümetin sorumluluğunda değil.

Sosyal medya platformları, internet servis sağlayıcıları ve medya kuruluşları da bu tehdide karşı uyanık olmalı ve savunma mekanizmalarını sürekli olarak güncellenmelidir.

ABD, 2024 başkanlık seçimlerine doğru ilerlerken, Rusya ve diğer ülkelerden gelebilecek siber saldırılar ve dezenformasyon kampanyaları konusunda hazırlıklı olmalıdır.

Çünkü dijital dünyada her bilgi, her içerik, bir silah olarak kullanılabilir. Halkın doğru bilgilendirilmesi ve seçimlerin adil bir şekilde yapılabilmesi için hükümetin ve ilgili kurumların bu tehditlere karşı hızlı ve etkili bir şekilde yanıt vermesi gerekmektedir.

Geleneksel savaş yöntemlerinin yerini; siber saldırılar, dezenformasyon kampanyaları ve sosyal medya üzerinden yürütülen psikolojik savaşlar alıyor.

Bu yeni dönemde demokrasiyi korumak, sadece fiziksel güvenliği sağlamakla mümkün değil.

Dijital dünyanın tehditlerine karşı da hazırlıklı olmak gerekiyor.

ABD’nin bu süreçte karşılaştığı zorluklar, diğer demokrasiler için de önemli dersler barındırıyor.

Her ülke kendi seçim süreçlerini ve demokratik yapılarını korumak için siber güvenlik önlemlerini artırmalı ve küresel ölçekte iş birliğine dayalı çözümler geliştirmelidir.

Tehditler devam ederken halkın da bilinçli olması büyük önem taşıyor. Yanlış bilgilere, dezenformasyon kampanyalarına karşı uyanık olmak, demokrasiyi savunmanın en etkili yollarından biridir.

Dijital dünyada demokrasiyi koruma mücadelesi hepimizin sorumluluğundadır.

Düşmanı olmayan, kahraman olamaz!..

Not: Konuya ilgi duyanlar “Algı Yönetimi ve Psikolojik Savaş” ve “Sosyal Medya ve Siyasal İletişim” kitaplarımı okuyabilirler.