NECATİ KARTAL : Sıcak Kafa
Yayın: 25.12.2022 22:35 – Güncelleme: 25.12.2022 22:36
Sıcak Kafa, Netfilx’te 2 Aralık 2022’de yayına giren, yerli yapım anlamında belki de ilk distopik – macera dizi filmi.
Sanırım devamı gelecek olmasından ötürü, bu sezon 8 bölümden oluşuyor.
Sıcak Kafa’nın yapımcısı Tims&B Productions şirketi. Yönetmenliğini Mert Baykal ve Umur Turagay yapıyor. Senaryosu Mert Baykal, Müjgan Ferhan Şensoy, Zafer Külünk ve Gökhan Şeker kaleme almış.
Başrollerinde Osman Sonant, Hazal Subaşı, Şevket Çoruh, Gonca Vuslateri, Haluk Bilginer ve Yetkin Dikinciler yer alıyor.
Senaryosu aslında, yazar Afşin Kum’un Sıcak Kafa adlı eserinden uyarlanmış.
…
Bu eser, kitapyurdu internet sitesinde satışta. Kitapyurdu, tanıtıma şöyle yazmış;
“Dünyayı pençesine almış bir delilik salgını…
Konuşma yoluyla, zihinden zihne bulaşarak yayılan bir hastalık…
Yıkılmanın eşiğine gelmiş uygarlık…
Vaktiyle bu amansız hastalık üzerine çalışmış eski dilbilimci Murat Siyavuş, umutsuzluk içinde annesinin evine sığınmıştır.
Acımasız bir devlet kurumunun peşine düştüğünü öğrenince, evden çıkıp hayata karışmak ve salgının dönüştürdüğü dünyayla yüzleşmek zorunda kalır.
Afşin Kum’un ilk romanı; akıl, dil, uygarlık, hayatın doğası ve boşlukta anlam arayışımız üzerine çarpıcı bir düşünce deneyi.
“Meraklandıran, sürükleyen, çokça güldüren ve nihayet elinizden tutup uçuran bir hikâye.
Türkiye’nin dünya bilimkurgu literatürüne armağanı.”
…
Armağanı olması ve meraklandıran, sürükleyen tanımlaması belki doğru ama, ‘çok güldüren’ tanımı filme hiç yansımamış. Tam tersine tebessüm bile ettirmiyor.
***
Şimdi gelelim filmin konusuna;
SICAK KAFA, konuşma yoluyla zihinden zihine bulaşıp insanları deliliğe sürükleyen küresel bir salgın var. Bu salgın aslında küresel ama dizi de, Kocaeli ile İstanbul da geçiyor. Gizemli bir şekilde bu hastalıktan etkilenmeyen tek kişi, eski bir dilbilim uzmanı olan Murat.
Önce annesinin evine yerleşen Murat, devlete ait, SMK-Salgınla Mücadele Kurumunca arandığını öğrenince, direnişçilerin bulunduğu ve kurtarılmış bölge tabir edilen 6. Bölgeye geçiyor.
O bir bağışıklık sistemine sahip, Ona hastalık bulaşmıyor ama kafası çok ısınıyor. Ondan dolayı “sıcak kafa”nın sırrının çözmeye çalışıyor.
SMK, kuruluş amacı o olmasa da, zamanla kendine ve otoriter ideallerine çalışan acımasız ‘dikta heveslisi bürokratların’ yönettiği bir kurum.
SMK, aslında bize yabancı gelmiyor, çünkü gerek bazı yaşanmışlıkların ve çokça komplo teorilerimizin konusu içinde hep bir SMK var.
Bu kurum, hastalığı bahane ederek, her türlü zorbalığı ve yasaklamaları yapabiliyor. Hastalığa çözüm olmak yerine, baskı rejimini kökleştirmek için karşı tarafa yüklediği terör eylemleri de organize ediyor.
Toplumsal yapı tamamen harap olmuş, halk perişan, temel gereksinimlere dahi ulaşmak zor. Karaborsacıların ve kaçakçıların cenneti bir düzen hakim.
Halk çaresiz, ama tüm bunların içinde, Koceeli’de ‘artıbir’ ismiyle örgütlenen ve içinde bilim insanlarının da olduğu bir sivil direniş grubu var.
Dizi de ‘mesaj ne?’ diye düşünüyor insan!..Birçok benzer distopik filimde ‘konuşturamamak, susturmak’ üzerine bir kurgu yapılır ve hep ağızlar bantlıdır simge olarak.
Bunda acaba, ‘dinlememek’ ve bu nedenle kulaklıkla gezmek mi ‘ anlatılmak isteniyor, yoksa başka bir şey mi?
Bunu tam çözemedim.
Ama sekizinci bölümünün sonuna doğru, gelecek sezonlar için dizinin mesajı netleşiyor; ‘Umut ve Mücadele’
…
Takip ve kavrama düzeyi epey zor ve yüksek. Çabuk vazgeçenler olabilir.
Evet, daha fazla anlatmayayım,
Unutmadan, özellikle açıkhava dekorları muazzam.
Sırf bunun için izlemenizi öneririm. Tabii isterseniz…