Adnan
|
E-POSTA : adnanpelvanlar2@gmail.com
|
İstanbul, Gaziosmanpaşa’da, gençlikte
çayırlarda birlikte top oynadığım Mehmet’le yıllar sonra 1990’ların başında
karşılaşmıştım. İlkokul mezunu Mehmet, Fetullahçıların toplantılarına
katılıyormuş; “bana sen
de gel, katıl” dedi. Sonra telefonla da arayıp toplantılara
gelip gelmeyeceğimi sordu. Ben de sonunda “tamam gelirim” dedim.
G.O.Paşa’da eski Adliye binası civarında
bir apartmanın 1. veya 2. katındaki toplantılarına gittim. Toplam 8-9
kişilerdi. İçlerinden biri, 30 yaşlarındaki bir kişiyi göstererek “bugünkü konuşmacımız (adını
hatırlayamadım) …
hocamız” dedi.
Hocaları(!!) konuşmaya başladı: “Hoca Efendi (yani
Fetullah Gülen) … dedi
ki…!”, “Peygamber
efendimiz, demiştir ki…”, “Bedî-üz-Zaman (yani Saidi Kürdi veya
Saidi Nursi) demiştir
ki…!”
Derken, Hocaları sohbeti derinleştirdi: “Hoca (Fetullah) Efendimiz
bakın ne diyor: ‘Biz
Yahudilere de Hıristiyanlara da kafir diyemeyiz. Çünkü onlar da Allah’a
inanıyorlar! Allah’a inananları düşman gibi göremeyiz!’”
Sözde Hocaları, bu açıklamayı üstüne basa
basa iki kez tekrarladı! Amaç
belliydi; İnsanları, Dinlerarası Diyaloga hazırlamak…!
Konuşma bittiğinde soru sormaya
hazırlanırken, sözde Hoca hemen kalktı çıktı, gitti…!
Geride kalanlara sordum: “Bu ne demek oluyor?
Yahudilere, Hıristiyanlara kafir demeyelim de peki, bunlar Müslümanlara nasıl
bakıyor, nasıl davranıyor? Dostça mı, düşmanca mı? Geçmişten bugüne yaşananlar
önümüzde…!”
dedim ama kimseden ses çıkmamıştı.
Mehmet’e, “Fetullahçıların hedefi nedir?” diye
sorduğumda: “Anadolu
İslam Devleti kurmak” demişti.
15
Temmuz’da FETÖ’nün Hava Kuvvetleri İmamı olduğu anlaşılan Adil Öksüz’ün, Sakarya Üniversitesi İlahiyat Fakültesi öğretim üyesi
iken hazırladığı tezde; Kur’an’daki
Yahudi ve Hristiyanlarla ilgili ayetleri çok sert bulduğunu, bu
deyişin bugünün Yahudi ve Hıristiyanlar için kullanılmasının şart olmadığını
öne sürmüştü. https://www.milligazete.com.tr/haber/885127/oksuz-ayetleri-cok-sert-bulmus
Demek,
Anadolu İslam Devleti’ni kurabilselerdi; Kur’an’ı, Tevrat- Kabala-Talmud-İncil karışımı bir
kitaba dönüştüreceklerdi. Öyle
ya Tevrat da binlerce yıl içinde tekrar tekrar yazıla yazıla 5 kitaba çıkmıştı.
Bu şekilde zihinleri karıştırılmış insanlarımızın da Nil’den Fırat’a kadar olan
toprakları, Tanrı’nın Seçtiği Irka(!!); Yahudilere vaat ettiğini, Tevrat’a göre
kabul etmeleri çok kolay olacaktı.
Tüm bunların kılıfıhedefleri
ise Hz. Muhammed’siz bir
İslam veya
“Ilımlı İslam” ile
“Tek Dünya Dini”ne geçiş idi… “Tek Dünya Dini” ve “Finans Gücü” ile de
egemen oldukları “Tek
Dünya Devleti”.
1999-Haziran’da Avrupa Serbest Bölgesi A.Ş.den sorumlu yönetim kurulu
üyemiz vefat edince, yönetim kurulu üyesi olarak sorumluluk bana geçmişti.
Şirket’e gittiğim ilk gün o tarihte pazarlama müdürü olan Zafer bey “Adnan bey, ilk işe başlayan 6
arkadaşımızın yerine, içimize 6 Fetullahçı sızmış durumda”
dedi. 6 kişinin özgeçmişlerini inceledim; başladıkları işle ilgili hiçbir bilgi
ve deneyimleri yoktu.
İlk işe başlayıp çıkarılan 6 kişinin de kumpas mağduru oldukları açıktı.
Her kurumu ele geçirmek Fetöcülere verilen görevmiş.! Ertesi gün, 6 Fetullahçı da işten
çıkarıldı.
Vahşi Kapitalizm/Neoliberal ekonomi
modeli, dünyanın en zenginlerinden Siyonist/Evanjelist
Rockefeller tarafından
kurulmuş Chicago Üniversitesi’nde geliştirilmiştir.
Chicago Üniversitesi bünyesinde,
neoliberal ekonomi teorisyenlerinin adını taşıyan:
“Gary Becker- Milton
Friedman Ekonomik Araştırmalar Enstitüsü” bulunmaktadır.
http://bfi.uchicago.edu/
2010’lu yıllarda Fetullah Örgütünün Fatih
Üniversitesi- Ekonomi Fakültesi’nin web sayfası, “Gary Becker- Milton Friedman Ekonomik
Araştırmalar Enstitüsü” web sayfasının kopyası idi. (http://econ.fatih.edu.tr/ –web kapalıdır)
Her
iki web sayfasında, Yahudi asıllı Milton Friedman’ın vahşi
kapitalizm/neoliberalizmi öven, devleti yeren sözleri vardı: “Federal Hükümeti Sahra Çölüne bakmakla yükümlü
kılarsan, 5 yıl içerisinde kum kıtlığı olur”,
“Birçok insan devletin tüketiciyi korumasını istiyor. Çok daha
acil bir problem tüketiciyi devletten korumaktır.” Milton Friedman
Yani,
Fetullah’ın okullarında gençlerimize, Küresel Siyonist/Evanjelist tefecilerin
istediği eğitim veriliyordu.
Yine o yıllarda, Fetullah’ın Zaman Gazetesi ve
Samanyolu TV’sinin ABD-İsrail ile birlikte baş düşmanları; Türk
Ordusu, Saddam, Kaddafi, Esad, İran idi. Türk Ordusunu FETÖ’nün Ergenekon,
Balyoz kumpaslarıyla, Irak’ı ABD Ordusu ve içteki tarikatlarla, Kaddafi’yi
içteki satın alınmış aşiretler ve NATO ile vurdular. Esad’ın ülkesinde iç savaş
çıkardılar. Şimdi sıra
İran’da… Sonra tekrar Türkiye…! Büyük İsrail kurulana kadar
katliama devam edecekler.
Ülkemiz
40 yıldır küresel tefeciler tarafından neoliberal ekonomi ile soyulurken, Orta
Doğu’da milyonlarca Müslüman katledilirken gıkını çıkarmayan Fetullah, dinimizle, okullarıyla, uydurma vaazlarıyla kandırdığı
gençlerimize, Ordumuzu
sırtından vurdurdu, emniyet ve yargı kurumlarımızı yerle bir ettirdi, 15
Temmuz’da da ülkemize son darbeyi vurdurmak istedi…