HALİS ÖZDEMİR : Göçmen mi? İşgalci mi ??? |
– Türkiye’deki yabancılar meselesi hangi ülkelerden gelenleri kapsıyor? – Yabancıların Türkiye’ye olan etkileri neler? – Türkiye’ye maliyeti nedir? – Yabancılar meselesi neden ciddi bir sorun olarak görülüyor? – Tarihi ve sosyal açıdan bu mesele nasıl değerlendirilmeli? – Çözüm için ne yapılmalı? Yazarımız Halis Özdemir’den yine tarihe not düşülecek kıymette bir köşe yazısı!.. Türkiye’deki yabancılar meselesi, sadece Suriyelilerden ibaret olmayıp, ülkeye gelen ve yerleşen tüm yabancılar için geçerli bir sorundur. Bu durum, Türkiye’nin demografik yapısını ve ekonomik dengesini olumsuz etkilemekte ve acilen çözüm gerektiren bir mesele halini almaktadır. İşte Özdemir’in meseleye çözüm önerileri de sunan “Göçmen mi? İşgalci mi?” Başlıklı o köşe yazısı!.. |
GÜNDEM Haberi |
Göçmen mi? İşgalci mi Türkiye’de yabancılar meselesi sadece Suriyelilerden ibaret değildir! Zaman zaman göçmen, zaman zaman sığınmacı bazen de işgalci olarak ifade edilen, yani siyasi tarafına göre şekil alan olayı değerlendirenlere şunu ifade etmek isterim; öncelikle Suriyeli, Afgan, Afrikalı, Asyalı, İranlı, Mısırlı, Ermenistanlı, Ukraynalı ve Rusyalı hatta ismini bilmediğimiz ülkelerden ve AB ülkelerinden ülkemize gelip yerleşen, paşalar gibi yaşayıp giden ve Türkiye nüfusunun nerede ise yüzde on beşine varan, o sebeple de beka sorunu, mülkiyet sorunu olarak ifade edilen bir konudan bahsetmek istiyorum. Bu konuda maalesef çoğu zaman şirazesinden çıkarılan, böyle olunca da işin doğru anlaşılmasının önüne adeta set çekilen bir durumla karşı karşıyayız. “Suriyeliler, yabancılar gitsin” diyenler ırkçılıkla, hatta kendilerinin Türkiye’ye yok şurdan yok burdan göçmen olarak gelmiş olmaları ile suçlanırken ve konuşmaya ne hakkınız var “öyleyse önce siz gidin” demeye getirilmektedir. “Suriyeliler, yabancılar bizim kardeşlerimiz” diyerek karşı çıkanların ise, ülkede beka sorununa yol açtıkları iddia ediliyor. Kim ne der ve hangi taraftan olaya yaklaşırsa yaklaşsın Türkiye’nin gerçekten düzenini her bakımdan alt üst eden; -ücret dengesini, Bizdeki gibi yüzde 15’lerde değildir! Türkiye’ye maliyetine gelince devletin en yetkili ağızları; Sığınmacılara 40 milyar dolar harcadık deşikten sonra muhtemelen en az bir o kadar daha harcanmıştır! Ancak vatandaşların tepkisi sebebi ile olsa gerek artık harcamalara dair rakam ifade edilmiyor! Öte yandan AB sığınmacılar için vadettiği altı milyar auronun yarısını bile vermedi veya kamuoyunun bilgisi yok! Efendim, Suriyeliler istiklal savaşında Türkiye ile birlikte savaşmışlar/mış! İnanın gerçekle ilgisi olmayan hamasetten başka anlamı yoktur. Öyle düşünenlere kısaca ifade edecek olursak; bilinmelidir ki savaşta Türkiye’ye yardıma koşanlar Suriye’de, Afganistan’da da Pakistan’da da Türkmenlerdir! Peki Pakistan’da ne Türk’ü diyenler elbette olacaktır. Türk tarihini ve milletini öyle maharetle unutturdular ki nerede Türkler yaşar bilenimiz neredeyse yok gibidir! Öncelikle şu temel gerçeği bilmek bu meselenin anlaşılması için çok önemlidir! Gerek Avrupa halkları gerek Asya halkları gerek Afrika halkları gerek Rus, Ukrayna halkları ve Türk devletlerinde yaşayan Türkler gerek Araplar için Türkiye, özellikle İstanbul hayallerini süsleyen ulaşmak için can attıkları topraklardır. İnanın bıraksanız hemen hepsi Türkiye’ye gelmek ve burada yaşamak isterler. Bu değerlendirmem fiili olarak saydığım ülkelerin bir çoğunda bizzat şahitliklerim ile tesbit edilen bir durumdur. Bu sosyal durumu gözardı ederek sığınmacı meselesi noksan değerlendirilmiş olacaktır. Suriyeliler meselesini değerlendirenlere şu soruyu sormak isterim; Allah korusun Suriye’de yaşanan bir durum Türkiye’de yaşanmış olsaydı yatağı yorganı yüklenip komşu ülkelere kaçar mıydınız? Yoksa dedelerimiz, atalarımız gibi vatan için can mı verirdiniz?! Şahsen Irak, Suriye Türkmen cephesi liderleri ile yaptığım birebir görüşmelerden edindiğim ve oldukça tehlikeli bir durumu da ifade etmeden geçmeyeceğim. Özellikle Hatay yöresine ve İstanbul bölgesine yerleşen Suriyelilerin bazılarının 1915 Tehcir sırasında Suriye’ye gönderilen “Ermenilerin” çocukları olduğu ve içlerinde Türkmenlerin sayısının diğer Müslüman unsurların sayısının kayda değer olmadığı, Resmi olarak antisemitizm gerekçesi ile durum ifade edilmemiş olabilir! Ayrıca millet olarak mazlum ve mağdurun etnisitesine, dinine bakmadan kucak açmak gibi bir geleneğe sahibiz. Bu yumuşak karnımızdır. Tam da bu durum sızmalar için fırsata dönüşmektedir. Hatay ve bölge açısından bu ayrıntı çok önemli olsa gerektir! Savaş’ı gerekçe göstererek; Ukrayna Yahudileri Avrupa ve Özellikle Türkiye’ye kapağı attıkları, Yabancılar/Mülteciler meselesinde problem büyük demektir! Bir taşla iki kuş! İşverenlerimize gelince işçi sömürmeyi, haklarını yemeyi bırakıp vatandaş evlatlarına düzgün ücret verirlerse “işçi bulamıyoruz” gerekçesi hem ortadan kalkmış olur hem de yabancı olsun yerli olsun çalışanın hakkı yenmemiş olur. Yapanlar için söylüyorum; İnsan emeği üzerinden fırsatçılık yapmak insana yakışmaz! 12 milyon yabancı ortalama 4 kişi olsa 3 milyon konut yapar şimdi anlaşıldı mı? Neden kiralık ev yok! Neden kiralar bu kadar pahalı! Küçük bir ayrıntı! Suriyeli güzellemesi yapanların bazılarının kendilerini Türk hissetmedikleri tavırlarından anlaşılıyor! Üstelik böyleleri ırkçılık yapmayın diye bağıran, garnitür olarak da “ümmet” meselesini sıkıştırarak ihmal etmeyenlerin arasında en çok sesi çıkanlar. Her meselede olduğu gibi bu mesele de algılara kurban edilmekte, partizanlık üzerine konumlanmış halk kolaylıkla manipüle edilmekte ve yanıltılmaktadır. Mesele vatan toprağı ise mesele vatansa mesele ülkenin birliğini dirliğini tartışır hale gerilmesine yol açmamaksa partizanca davranışlarla ne ülkeye ne bunu yapanlara ve ne de çözümsüzlüğü çözüm görenlere fayda etmeyecektir! Mesele vatansa gerisi teferruattır. Bir ülkenin demografik yapısı bu derece bozulamaz! Bozulmamalıdır. Elini kolunu sallayarak girilen kaç ülke vardır acaba? Türk vatandaşları nerede ise birkaç ülke hariç dünyanın hiçbir yerine neden vizesiz gidememektedir de Türkiye’ye başka ülke vatandaşları neden elini kolunu sallayarak girer? Önce vatan Vesselam… |