LİNK : http://www.turkererturk.com.tr/ditib-tarikat-mi/
II. Dünya Savaşı (1939-1945) sonunda yenilen,
müttefikler tarafından neredeyse tüm kentleri cezalandırma bombardımanına tabi
tutulan, taş taş üstünde bırakılmayan, ABD, İngiltere, Fransa ve Rusya tarafından
işgal edilerek ikiye bölünen Almanya birleşti, kalkındı, dünyanın 5’inci büyük
ekonomisi oldu. AlmanyaAvrupa’ya liderlik
etmekte, Ortadoğu’da
etkin olmaya çalışmakta ve küresel oyuncu olma peşindedir.
Yani
Almanlar
Biz İnsana Yatırım Yapıyoruz
Almanya, bugünkü gücüne Protestan
ve Katolik
Azizlerinin dualarıyla, Kilise sohbetleri ve ayinleriyle gelmedi. Mevcut nitelikli
insan gücünü koruyarak, çağdaş eğitim ve öğretime önem vererek, liyakati esas
alarak, daha nitelikli kadrolar yetiştirerek bugünlere vardı. Daha doğru bir
deyişle; Almanya’yı
Almanya
yapan taşa toprağa değil, insana yatırım yapmasıydı.
Tüm
gelişmiş ve zengin ülkelerin en önemli ortak paydası; insana yatırım
yapmasıdır. Bakınız, dünyanın 4’üncü büyük ekonomisi olan Japonya’nın
Başbakanı
2020 Olimpiyatlarının hangi şehre verileceğinin belirlendiği
toplantıda, teknolojik olarak en üst düzeyde yapacağı spor tesislerini
anlatırken; “Bunlardan
daha önemlisi, biz insana yatırım yapıyoruz” diyor.
Alev Olarak Geri Dönmelisiniz
Gazi Mustafa Kemal Atatürk, insana yatırım yapmanın geleceğe
yatırım yapmak olduğunun farkında. Bu nedenle, Cumhuriyetin ilk
yıllarında bile bütçenin sınırlı imkanlarına rağmen eğitim ve öğretime önem
veriyor ve nitelikli insan yetiştirmek için yurt dışına öğrenci göndertiyor.
Yıl
1923, Lozan
yeni imzalanmış ama Türkiye adeta bir harabe! Buna rağmen Avrupa’ya
öğrenci gönderiyoruz. Atatürk, Avrupa’ya gidecek tüm öğrencilere telgraf çekiyor
ve adıyla hitap ettikten sonra; “Sizi birer kıvılcım olarak gönderiyorum, alevler olarak geri
dönmelisiniz!” diyor. İşte, vizyon budur!
Atatürk’ün Avrupa’ya
gidecek öğrencilere yazdığı bu mektuptan tam tamına 94 yıl sonra, Cumhuriyetin
ne anlama geldiğini anlamamış bir iktidar iradesi yatırımı insana değil, taşa
toprağa yapıyor ve bunlarla övünmeye çalışıyor.
Gencimiz Şok Olur
Boğaziçi Üniversitesi Ekonomi Bölümü mezunu çok zeki
bir gencimiz, Köln
kentinde ekonomi alanında yüksek lisans yapmak için Almanya’ya
gelme hazırlıkları yaparken kalacağı bir ev veya yurt bulma telaşına düşer.
Kalabileceği bir yer bulamayınca DİTİB (Diyanet İşleri Türk-İslam Birliği) aklına
gelir ve elektronik postayla başvurur. İstenilen belgeleri gönderdikten sonra,
gencimize başvuracağı telefon bildirilir.
Gencimiz
telefonla aradığında ise şok olur. DİTİB ilgilisi, aylık 350 Euro değerinde 4 kişilik
bir odada kalabilmesi için günde beş vakit namaz kılmasını, yapılan zorunlu
sohbetlere katılmasını, serbest hareket eden bir genç olmamasını ve onlara
uygun dünya görüşünün olmasını şart koşmuş!
Zorunlu Sohbetlerde Ne
Öğreteceksiniz?
Anayasal bir kurum olan Diyanet
İşleri Başkanlığı’na bağlı DİTİB, aynen bir
tarikat mantığı ile çalışıyor. Gencimize kendilerine uygun dünya görüşünden
bahseden DİTİB
hangi dünya görüşündendir? Cumhuriyetimizin dünya görüşü belli iken; yoksa FETÖ
gibi milletin parası ve devletin imkanlarıyla gençlerin aklını mı devşirmek ve
iktidarın müridi mi yapmak istiyor? Zorunlu sohbetlerde ne öğretecekler? “Kadının
elini sıkarsanız günaha girersiniz”i mi?
Çağdaş
ülkeler, burs verirken böyle saçma sapan isteklerde bulunmuyor. Hatta,
günümüzde Kiliseler bile böyle talepler yapmıyor! Bu kafayla çağdaşlaşmak ve iç
barışı sağlamak mümkün değildir. Bu arada; DİTİB’e burs
başvurusu yapan ama karşısında Ortaçağ tarikatçı mantığını bulan gencimizin ismi
ve yazışmaları bizde mahfuzdur. İlgililer bu yanlış yapılmıştır diyorlarsa, bizi
ararlar.
Türker Ertürk
E. Amiral,
Araştırmacı – Yazar
RESMİ
İNTERNET SİTESİ:
http://www.turkererturk.com.tr
Facebook:
https://www.facebook.com/turker.erturk.5
https://www.facebook.com/pages/T%C3%BCrker-Ert%C3%BCrk/556317261057681?ref=profile
Facebook
Grup:
https://www.facebook.com/groups/797431790326056/?fref=ts
Twitter:
https://twitter.com/Orsatramola
Instagram:
https://www.instagram.com/turkererturk