Bandırma Vapuru 19 Mayıs 1919
Bandırma Vapuru, IX. Ordu Kıtaatı Müfettişliği görevini icra edecek olan Mustafa Kemal Paşa ve silah arkadaşlarını 19 Mayıs 1919’da Samsun’a ulaştıran ve Türk Millî Mücadelesinin Anadolu üzerinden başlatılmasında çok önemli bir görevi yerine getiren vapur olarak tarihimizdeki yerini almıştır. Zira Bandırma Vapuru, Millî Mücadele’nin Anadolu içlerine doğru ilerleyip tüm yurda yayılmasında büyük görevleri üstlenecek olan önemli subayları, yani Mustafa Kemal Paşa ile Karargâh Heyetini, üç günlük deniz yolculuğunun ardından İstanbul’dan Samsun’a getirmiş ve adeta bir Millet’ in kaderini taşıyan vasıta olmuştur.
İngiliz tersanelerinde inşa edilen Bandırma Vapuru’nun ilk sicil kaydı şöyledir:
Glasgow/Paisley’de yer alan McIntyre & Co. Shipbuilding Co. şirketinin Phoenix Works Tersanesi kızaklarında 21 Kızak No’su ile inşa edilen demir gövdeli, buharlı pervaneli genel yük / yolcu gemisi, “Trocadero” adıyla Temmuz 1878’de denize indirildi.
328 grt., 192 nrt., Tam boy: 150.1 ft., Genişlik: 22.4 ft., Derinlik: 11.4 ft. ve Glasgow, Hutson&Corbett yapımı 2 genişlemeli buhar ana makinesi 60 hp. güç üretiyordu.
16 Aralık 1891’de Erdek seferi sırasında seyir hatası olarak Erdek’te kayalıklara bindirdi ve baş taraftan oturdu. Tam kayıp sayıldıysa da, Kaptan Andreadis satın aldı ve gemiyi oturduğu yerden kurtardı. Yedekleyerek İstanbul Haliç’te onarıma aldı.
1894’de Gemi, Osmanlı İdare-i Mahsusa ‘ya satıldı ve vapura “Bandırma” adı verildi. 1910 yılında Bandırma Vapuru Osmanlı Seyr-i Sefain İdaresi’ne devredildi.
16 Mayıs 1919 Cuma günü öğleden sonra İstanbul Galata Rıhtımından Mustafa Kemal Paşa ve maiyetindekilerle hareket ederek 19 Mayıs 1919 Pazartesi sabahı saat 08:00’da Tütün İskelesi’nden Samsun’a ulaştırmak suretiyle Millî Kurtuluş Mücadelesinin efsane gemisi haline geldi.
1923’de Bandırma Vapuru Türkiye Seyr-i Sefain İdaresi’ne devredildi. 1924’de hizmet dışı bırakıldı.
1925’de Türkiye Seyr-i Sefain İdaresi’nin kararıyla Haliç, Balat Köprübaşı Bereket Sokağı sahilindeki gemi hurdacısı Hüseyin İlhami Söker’e satıldı ve sökülerek yok edildi.
1999 yılında dönemin Samsun Valisi Metin İlyas Aksoy tarafından alınan kararla Samsun Büyükşehir Belediyesi ve Samsun İl Özel İdaresi tarafından şu an bulunduğu yerde 300 günde aslına uygun biçimde inşa edildi. 2003 yılında Samsun Valiliği tarafından halkın hizmetine açıldı ve 2005 yılından itibaren tüm hakları Samsun Büyükşehir Belediyesine devredildi.
Gemi orijinal Bandırma Gemisinin birebir ölçülerindedir. Gemiye çıkış yaptığınızda yerlerde bulunan yeşil renkli yönlendirme oklarını takip ederek tüm bölümleri rahatça gezebilirsiniz. Gemi’ye çıkış alanı geminin arka güverte kısmından olmaktadır. Bu bölümde tefriş salonu olarak isimlendirilen bir kamara mevcuttur.
İçeride Mustafa Kemal Paşa ve silah arkadaşlarının bir toplantı anı canlandırılır.
Mustafa Kemal Paşa’nın teftiş heyeti, çoğunluğu asker olmak üzere 23 kişiden oluşuyordu. Miralay Refet (Bele) Bey ve Sinop mutasarrıflığına atanmış olan Mazhar Tevfik Bey de görev yerlerine ulaşmak için bu gemiyi kullanıyorlardı. Mazhar Tevfik beyin eşi ve iki çocuğu da gemide bulunuyordu. Bandırma vapurunda, ayrıca 25 astsubay, erbaş ve er bulunuyordu. Gemi mürettebatı ise, yirmi beş kişiden oluşuyordu.
Gemide bulunan ve rütbesi binbaşı ya da daha yüksek olan kişilerin arasında, İstiklal harbinin ünlü komutanları ya da geleceğin paşaları, başbakanı ve milletvekilleri de bulunuyordu. Bu kişilerin bir bölümünün, zamanla Mustafa Kemal Paşa ile yolları ayrılmıştır. Atatürk’ün yanında olan gemideki bazı isimler şunlardır :
Mehmet Arif Bey (Ayıcı Arif)
Örneğin Teftiş heyetinin ikinci kurmay başkanlığını yürüten Mehmet Arif Bey, bu kişilerin arasındadır. İnegöl ormanlarında bulduğu bir yavru ayıyı büyüterek yanında tuttuğu için Ayıcı Arif olarak da bilinen Mehmet Arif Bey, Balkan, Trablusgarp, Birinci Dünya Savaşlarına katılmış ve İstiklal Savaşında farklı komutanlık görevleri üstlenmiş bir kişidir. İstiklal Savaşında kırmızı şeritli İstiklal Madalyası ile de ödüllendirilen Arif Bey, 1926 yılında, Mustafa Kemal Paşa’ya İzmir’de suikast düzenlenmesine yönelik plana karıştığı gerekçesi ile idam edilmiştir.
Kurmay Albay Refet Bele Bey
Mustafa Kemal Atatürk gibi 1881 Selanik doğumlu olan Refet Bele, Kurtuluş savaşına katılan önemli bir komutandır. Balkan Savaşı ve Birinci Dünya Savaşı’na katılan, cephe deneyimi olan iyi bir askerdir. Bandırma Vapuru’na bindiğinde İstanbul Jandarma Genel Komutanı olarak görev yapıyordu. Refet Bele, İstiklal Savaşı sırasında çok önemli görevler üstlenmiştir. Atatürk’ün yakın çevresinden olan Refet Bele, İstiklal Savaşında farklı cephelerde komutanlık görevlerinin yanı sıra, Meclis hükümetlerinde İçişleri ve Savunma Bakanlığı yapmıştır. Refet Bele, 1926 yılında, Mustafa Kemal Paşa’ya İzmir’de suikast düzenlenmesine yönelik plana karıştığı suçlaması ile, İstiklal Mahkemesinde yargılanmış ve beraat etmiştir. Mahkeme sonrasında Refet Bey hem milletvekilliğinden hem de askerlik görevlerinden istifa etmiştir. Atatürk’ün ölümü sonrasında, İnönü’nün teklifiyle tekrar mebus olan Refet Bey, 1939 ile 1950 yılları arasında milletvekilliği yapmıştır. Refet Bey, 1963 yılında İstanbul’da beyin kanaması sonucu yaşamını kaybetmiştir.
Kurmay Binbaşı Kazım Dirik Bey
Heyetin kurmay başkanı Kazım (Dirik) bey, 1881 Manastır doğumludur. İstiklal Savaşında, kırmızı şeritli İstiklal Madalyası ile ödüllendirilen Kazım (Dirik) Bey, ferik (korgeneral) rütbesine kadar yükselmiştir. 1924 ile 1926 yılları arasında Bitlis valiliği ve 1926 yılından 1935 yılına kadar İzmir valiliği yapmıştır. Kazım (Dirik) Bey, 1935 yılından 1941 yılındaki ölümüne kadar, Trakya umumi müfettişliği görevini yürütmüştür.
Dr. Albay İbrahim Tali Öngören Bey
Gemide Sıhhiye Müfettişi olarak bulunan Miralay Dr. Albay İbrahim Tali (Öngören) Bey, 1875 İstanbul doğumludur. Balkan Savaşı, Trablusgarp Savaşı, Birinci Dünya Savaşına katılmış ve İstiklal Savaşında farklı görevler üstlenmiş bir kişidir. 1921 ile 1923 yılları arasında Batum konsolosluğu, 1924 ile 1926 yılları arasında Varşova Büyükelçiliği yapmıştır. Daha sonra Birinci ve İkinci Umum Müfettişlikleri görevlerinde ve İstanbul ile Diyarbakır milletvekilliklerinde bulunan İbrahim Tali (Öngören) Bey, 1951 yılında yaşamını kaybetmiştir.
Binbaşı Kemal (Doğan) Bey
Heyette bulunan Topçu Müfettişi Binbaşı Kemal (Doğan) Bey 1879 Üsküp doğumludur. Balkan, Trablusgarp, Birinci Dünya Savaşlarına katılmış ve İstiklal Savaşında farklı komutanlık görevleri üstlenmiş bir kişidir. İstiklal Savaşında, İstiklal Madalyası ile ödüllendirilen Kemal (Doğan) Bey ferik (korgeneral) rütbesine kadar yükselmiştir. 1941 yılında askerlikten emekli olan Kemal (Doğan) bey, üç dönem milletvekilliği yapmış, 1951 yılında yaşamını kaybetmiştir. Kızı Reha, 1973 ile 1977 arasında İstanbul Belediye Başkanlığı yapan Ahmet İsvan’ın eşidir.
Kurmay Binbaşı Hüsrev Gerede
Kurmay Binbaşı Hüsrev (Gerede) Bey, 1884 İstanbul doğumludur. Balkan Savaşı ve Birinci Dünya Savaşına katılmıştır. Son Osmanlı Meclisinde Misakı Milli kararlarının kabul edilmesinde rol oynamıştır. İstiklal Savaşı sırasında, milletvekilliği yapmıştır. Daha sonra da milletvekili seçilse de milletvekilliğinden diplomatlığa geçmiştir. Budapeşte, Sofya, Tahran, Tokyo, Berlin ve Rio de Janeiro’da elçilik görevlerinde bulunmuş ve 1962 yılında yaşamını kaybetmiştir.
Doktor Binbaşı Refik Saydam
Heyette Sıhhiye Müfettiş Muavini olarak görev alan Dr. Binbaşı Refik (Saydam) Bey, 1881 İstanbul doğumludur. Balkan Savaşı ve Birinci Dünya Savaşına katılmıştır. İstiklal savaşı sırasında, milletvekili ve meclis hükümetinde Sağlık ve Toplumsal Dayanışma Bakanı olarak görev yaptı. 1923 yılında, Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk Sağlık Bakanı oldu. Üç aylık bir ara dışında, 1937 yılına kadar Sağlık Bakanlığı yaptı. Sağlık Bakanlığı sırasında bugün kendi adı ile anılan Hıfzıssıhha Enstitüsünü kurdu. Bu enstitüde, uzun yıllar bulaşıcı hastalıklara karşı yerli aşı üretimi yapılmıştır. Atatürk’ün ölümü sonrasında üç ay boyunca İçişleri Bakanlığı yapmış, 25 Ocak 1939 tarihinde, yeni Cumhurbaşkanı İnönü tarafından Başbakanlığa getirilmiştir. İkinci Dünya Savaşı yıllarında Başbakanlık görevini üstlenen Dr. Refik Saydam, 1941 yılında başbakan olarak ziyaret ettiği İstanbul’da, kalp krizi sonucu yaşamını yitirmiştir.
Tekrar gemiye dönersek, Mustafa Kemal Paşa canlandırmasının karşısında bulunan pirinçten üretilmiş saat, 8’e sabitlenerek sergilenir. Nedeni ise, Mustafa Kemal Paşa’nın Samsun Tütün İskelesi’ne 19 Mayıs sabahı saat 08:00’da çıkmış olmasıdır. Oda içerisinde duvarda ayrıca 19. yüzyılın sonlarına ait orijinal çift ahizeli telefon bulunmaktadır.
Güvertenin diğer bölümü ise; Gemi Kaptanı İsmail Hakkı (Durusu) Bey, Yardımcı Kaptan Üsküdarlı Tahsin Bey ve Şifre Kâtibi İsmail Bey’in canlandırmalarının yer aldığı geminin orta bölümünde bulunan Kaptan Köşkü’dür.
Geminin ön güvertesine ilerlendiğinde yatak odası dikkat çeker. Mustafa Kemal Atatürk’ün Savarona Yatı’ndaki yatak odasına benzer şekilde dizayn edilmiş odada en dikkat çekici eser ise Mustafa Kemal Atatürk’ün kullandığı 1930’lu yıllara ait orijinal ahşap radyodur.
Yatak odasının hemen karşı çaprazından geminin ambar kısmına inilir. Ambar kısmı bir sergi alanı olarak düzenlenmiştir. Millî Mücadele’ye dair önemli görsel evrakların yer aldığı bölümde; görev talimatnamesi, İngiliz Vizesi, Karargâh Heyetini içeren belgeler üzerinden tarihsel bir yolculuk gerçekleştirilir. Ayrıca Mustafa Kemal Paşa’nın Samsun’a vardığını bildiren telgrafı ve Havza, Amasya, Erzurum yolculuklarına dair önemli vesikalar sergilenir. Alandaki en önemli tarihî belgelerinden biri ise; Lozan Barış Antlaşması’nın 1923 yılında Hariciye Nezareti tarafından bastırılan Osmanlıca orijinal baskısıdır. Ayrıca; sergi salonunda Atatürk’e ait orijinal Belçika yapımı Nagant marka beylik tabancası ve kılıfı ile Dolmabahçe Sarayı’nda ve Savarona Yatı’nda giymiş olduğu kıyafetlerin replikaları yer almaktadır. Mustafa Kemal Atatürk’ün yaşamı boyunca kaleme aldığı 14 kitaptan örnekler yine sergi alanında yer alan kıymetli eserlerdendir.
***
Kaynak T.C. Samsun Valiliği / Strasam