TAVSİYELER (KİTAP – DERGİ – FİLM – KAYNAK – MEDYA – BELGESEL – DİZİ – SİTE – PROGRAM – OYUN – ŞARKI – EĞİTİM – SAĞLIK)

KİTAP TAVSİYESİ /// Fethiye Sarper Erdemgil : ‘’DÜNYAYI YÖNETEN GEN (R1 B) TÜRK GENİDİR’’


Savaşın ve
Barışın Ustaları

(Genetik bilimin ışığında 12 bin yıllık Türk karakteri)  kitabının yazarı
Fethiye Sarper Erdemgil:


‘’DÜNYAYI YÖNETEN
GEN  ( R1 B) TÜRK GENİDİR’’

BU KİTABIN AMACI , ATATÜRK’ÜN ÖLÜMÜ İLE
KAPATILAN VE MİLLETİMİZİ RASYONEL DÜNYAYA GÖTÜREN KAPIYI TEKRAR AÇMAKTIR


MAMUT AVCISI ATALARIMIZ AVCIYDI, YÖNETİCİYDİ , ŞİMDİ BİZİ AV
GÖRÜYORLAR


Ahmet Cevdet Paşa’nın torunu Fethiye Sarper Erdemgil, Atatürk
ölür ölmez eğitim sistemimizin Kolonicilerin eline geçtiğini, nasıl bir ihanet
sürecinin başladığını ve rasyonel bilimden uzaklaştığımızı belgeler ile
kitabında açıklıyor


ATATÜRK SONRASINDA TARİH KİTAPLARIMIZDAN ETRÜKSLER’İ ÇIKARIP
EĞİTİM SİSTEMİMİZİ KOLONİCİLERİN ELİNE BIRAKTIK


NURAY BAŞARAN


Önsöz’ünde,
‘karşınıza yeni haberler getiren bir kitapla çıkıyorum’ diye başlayan Fethiye
Sarper Erdemgil;  dosyalar ve genetik bilimin ışığında GERÇEK TÜRK TARİHİ
olarak tanımladığı ve 31 bin yıllık Türk tarihini bilimsel olarak incelediği,
Savaşın ve Barışın Ustaları (genetik bilimin ışığında 12 bin yıllık Türk
karakteri ) kitabını geçtiğimiz günlerde Ankara’da özel bir gurupta
tanıttı. 


Ahmet Cevdet
Paşa’nın torunu da olan Erdemgil, Atatürk ölür ölmez önce eğitim sisteminin
kolonicilerin eline geçtiğini,  sonra da Türk eğitim sisteminden Etrüks
tarihini kaldırılarak,  nasıl ihanet sürecinin başladığını ve rasyonel
bilimden uzaklaştığımızı belgeler ile kitabında açıklıyor.


Ve dünyayı şu
anda yönetenlerin Türk Geni taşıdığını uluslararası yayınlanmış bilimsel
makaleler ile  ortaya koyuyor.

Evet kitap bilimsel belgelerle desteklenmiş, iddialı ve ilginç belgeleri ortaya
koyuyor. ‘Atatürk Türkiyesi’ nden bugüne kadar yapılan değişimleri ve özellikle
de eğitim sistemimiz ile bizim nasıl esir alındığımıza vurgu yapıyor. 


Biz de Fethiye
Sarper Erdemgil’in kısa tanıtım konuşması sonrasında sizler için merak
ettiklerimizi sorduk…


SORU: ilginç bir
kitapla karşımızdasınız? Bu kitabı neden yazdınız? Dünyayı yöneten genin Türk
geni olduğunu söylüyorsunuz?  Bunu nasıl anlayacağız? Kimler Türk? Kimler
Türk geni taşıyor diyeceğiz?…ve daha bir çok soru var kafamda. 


CEVAP: Çok kolay
tarihe gidince Türklere varıyorsunuz. Bu araştırma genetik bir araştırma.
 Genetik bilimi çağdaş tarihin en önemli parçasıdır. Günümüzde hakim bir
çocuğun babasını bulmak için DNA sonucuna bakmaktadır. Biz de DNA’ya bakacağız.
 Bu kitap da bilim dünyasının ulaştığı ve Türkiye dışında bilinen bilimsel
gerçekleri Türkiye’ye getirme çabasıdır.


Bu aynı zamanda
genel insanlık tarihinin büyük bir kısmının şekillenmesini de aydınlatmaktadır.
Kitabın başında size DNA belgeseli ve iki adet ibret belgesi verip konuya
giriyoruz.  Ve bu kitaptaki belgeler ulaşılması zor akademik kayıtlardan
alınmıştır. Bazıları da okuma yazması olan herkese açık ansiklopedik
bilgilerdir. Türkiye’de insanlara dayatılan ‘sözde tarihte’ yer almayan bilgi
ve belgeleri sunuyor bu kitap. 


Atatürk ölür
ölmez kısa bir süre sonra eğitimde Kolonicilerin bize biçtiği elbiseyi giymemiz
en büyük sorunumuzdur. Cehalet ya da hıyanet bunun sonucudur..Kitapta bunların
nasıl olduğunu ve yapıldığını uzun anlatıyorum belgeleriyle.


SORU. Biraz açar
mısınız? Nasıl bir ihanet söz konusu?


CEVAP: Atatürk’ün
hayatta olduğu süreçte okutulan Lise 1 tarih kitabından Etrüks tarihi
kaldırılıyor. Ve yerine Yunan ve Roma Tarihi konuluyor.  Bu kitapta
Etrüks’lerin Türk olduklarını DNA belgesiyle göreceksiniz.  Avrupa
medeniyetinin temelini oluşturan Türk Etrüksler’i  Türk tarihinden
siliyorlar. Etrüksler’in silinmesi , Türklerin , insanlığın medeniyet
geçmişinde oynadıkları rolü yok etmek anlamındadır. Bugün Türkiye’de yaşayan
insanların hafızasından Etrüksler silinmiştir. 


‘’DÜNYAYI YÖNETEN GEN (R1 B) TÜRK GENİ’’


Türkler bugün ,
1071’de medeni dünyaya saldırmış vahşi bir çoban topluluğu olduklarını
birbirine anlatıyor. Eğitim sistemimizde bunu bilen sınıfı geçiyor. Bugün bize
ezberlettikleri şudur: Orta Asya’dan geldik. Anadolu’yu aldık. Balkanlar’ı
aldık. Viyana’ya kadar gittik. …


O da sana diyor
ki; ‘seni Viyana’dan kovduk. Balkanlar’dan kovduk. Anadolu’dan da kovacağız.
Ana yurdun Orta Asya’ya git. ‘ Adam bize öğretiyor. Onun öğrettiğini biz ona
anlatıyoruz. O da ters etki yapıyor. ‘Geldiğin yere git’ diyor. Koloni eğitimin
feci sonuçları bunlar…


BU KİTAPTAN İLERDE 20 CİLT ÇIKACAK


SORU: Yani
Atatürk  sonrasında değişen Türk Tarihi bugün yaşadıklarımızın sebebi mi
diyorsunuz?


CEVAP:
 Tamamen öyle. Bunları kitapta belgeler ile anlatıyorum. Türk tarihini,
genetik biliminin etkin yardımı ile yeniden yorumluyorum. Bu kitabı okurken
unutmamanız gereken husus, bu kitabın bir özet halinde ve genel bilgilendirme
amacıyla yazılmış olduğudur. İleride, bu kitaptan bütün kaynak ve belgeleriyle
yirmi cilt çıkacaktır.


SORU: Kitabınızda
DNA araştırmalarıyla Türk genine ulaştığınızı söylüyorsunuz? 


CEVAP: Evet.
Avrupa halklarının tamamının başlangıcında Türkler var. Bu kitapta
göreceksiniz. DNA biliminin kesin olduğunu lütfen unutmayın. Kitabımızın temeli
budur. Bu araştırma,  insanların Afrika’dan çıkmasıyla başlamaktadır.
Kitap sizi belgelerle bu büyük yolculuğa çıkarmaktadır.


SORU: Kitabınızda
bugün bütün insanların kökünün Afrika’dan geldiğini ve bugün Avrupa’da yaşayan
insanların çoğunda Türk geni olduğunu ve bunun da genetik bilimin önemli
isimlerinden Sforza Kardeşler tarafından  Yakut diye söz edildiğini
söylüyorsunuz. 


CEVAP: Benim
kişisel görüşüm ; Sforza Türk yerine Yakut adını kullanarak hem bilimsel
gerçeği bozmamış, hem de kendini Hristiyan Kilisesinin hışmından korumaya çalışmıştır.
Avrupa’da, Yakutların Türk olduğunu bilenler sadece konu ile ilgili bilim
insanlarıdır. 


Türkiye’ye
gelince; bu tarafta da sorun yoktur. Böyle bilimsel konular Türkiye’de
konuşulmadığı için kırk yıldır Türklerin bu gerçekten haberleri yoktur. Bu
kitapta Sforza kardeşlerin verdiği genetik bilgilerin içini dolduruyoruz.


SORU: Bilimsel
verilere de dayansa Türkler ve genleri konusunda çok iddialı şeyler
söylüyorsunuz.  Irkçılık suçlamaları ile karşılaşmaktan korkmuyor musunuz?


TÜRKLÜĞÜ SAVUNUNCA IRKÇI OLUYORSUN


CEVAP: Kitabı
yazarken Irkçılık düşüncem olmadı. Irkçı olmayacak kadar çok şey biliyorum.
Türklüğü savununca ırkçı oluyorsun. Türklere düşmanlık yaparsan ırkçı
olmuyorsun. Üstüne bir de aferin alıyorsun.  Sevmek ırkçılıksa, sevmemek
daha da ırkçılık.  Ki bu kitapta verdiğim belgede;  Avrupa
halklarının kökünde Türklerin olduğunu görüyorsunuz.


KA ‘yaşam, fizik,
dünya’, KU ‘ölüm, metafizik, ahret’


SORU:
Atalarımızın mamut avcısı olduğunu söylüyorsunuz. Ardından  yönetici geni
taşıdığımızı ancak bugünkü eğitim sisteminin bizi avcı durumuna düşürdüğü nü
iddia ediyorsunuz. Tarihi genlerimizin incelendiğinde ise hepimizin ortak
annesi olduğunu belirterek , bilim dünyasının bu kadına Eva- Havva ismini
verdiğini söylüyorsunuz. Bu sonuca nasıl vardınız?


CEVAP. Türklerin,
insanlık gelişiminde oynadıkları önemli rolün sebeplerini araştırdığımızda
önümüze birkaç ağırlıklı konu çıkıyor. Tesadüfler, Mamut Avcılığı, Beyin
gelişmesini sağlayan kırmızı et yemek, insan avcıları Melanizilerle
karşılaşmak, konuşmalarında ve işlerinde fizik ve metafiziği ayırmak. Bunu da
KA ve KU ile vurgulamak. 

Günümüzden 1.75 yıl önce Homo Erectus yaşıyordu. Çok sonra günümüzden 200 bin
yıl önce Afrika’da Homo Sapiens denilen modern insan ortaya çıktı. Bu insanlar
yetmiş ile elli bin yıl öncesinde Avrupa ve Asya’ya yayılmaya başladılar. Küçük
aileler halindeydiler ve sayıları çok azdı. Belki de sayıları birkaç yüz kişiyi
geçmiyordu. Bunlardan bir aile ilerde KUMAN ismini alacak olan insanlardı. Ama
önlerinde isimsiz yaşanacak 40-50 bin yılları vardı. 

Arayış ve kaçış arasında hayatta kalmaya, gelişmeye, güçlenmeye çalıştılar.
Genetik bilimi, Mitochondrial-DNA üzerinden , yeryüzünde şu anda yaşayan bütün
Homo Sapiens Sapiens’ lerin müşterek annelerine ulaştı. Bu kadın 150 bin yıl
önce yaşamıştı. Siyah, sarı, yeşil, mor, kırmızı, beyaz…ne renkten olursanız
olun. Hepimizin büyükannesi bu kadın. Hepimizde bu kadının geni var. Bilim
dünyası bu kadına Eva-Havva ismini verdi. 


SORU: Dinimizde
de var?


CEVAP:  Yani
buna isim verilirken , dinlerden de alıntı yapıldı. Böylece bilimdeki Eva ile ,
dindeki Eva birleşmiş oldu. Eva veya Havva, ilk anne değil ama hepimizde
bulunan tek kadın. Din ve bilim, Eva isminde anlaştılar ama Eva’nın hayatı
üzerinde anlaşamadılar.


SORU: Nasıl yani?


CEVAP: Din kitaplarında
Eva’nın hayatı başka türlü, genetik kitaplarında ise başka türlü anlatılır.
Burada her insan kendi tercihini yapar. Ya , inanç kapısından, ya da bilim
kapısından yoluna devam eder. 

Ama bizim cehaletimiz,  4. Murat devrinde medreselerde tabii bilimler
derslerinin yasaklanmasıyla başlar. Bu dönem 200 sene sürer. 2. Mahmut Bahriye
Mekteplerini kurduğunda ise,  tabii bilimler derslerini tekrar okutmaya
başladığımızda bunları öğretecek adam bulunamaz ve müderrisler Avrupa’dan
getirilir. Bu iki yüz yıllık dönemde Türk ve islam dünyası perişan oldu. Adım
adım Hristiyanların yönetimine girdiler. Topraklarını, zenginliklerini
kaybettiler. Son Türk toprağı da Hristiyanların eline geçmek üzereyken
Atatürk’ün dehası ve kararlılığı ile mutlak felaketten dönüldü. En son kale
düşmedi ama Atatürk öldükten bir süre sonra hıyanet yine horladı.


ATATÜRK ÖLDÜKTEN SONRA HIYANET BAŞLADI


SORU: Nasıl?


CEVAP: Geçmişi
bilmeden ileriyi görmek imkansızdır. Atatürk batıya dönmedi. Atatürk, ‘KA ve
KU’ ya döndü. Atatürk, batı dünyasını , emperyalizmin kaynağı ve insanlık için
tehlike olarak görüyordu. Medeniyet ufkunda yeni bir güneş sözü bunu ifade
etmektedir. Atatürk ölür ölmez, Türklerin gerçek bilimle kucaklaşmasını önlemek
için her türlü tuzak kuruldu. Türkler , kendi kendini esir edip esir
pazarlarında kendini satılığa çıkaran bir eğitimle eğitildiler. Napolyon’un
iktidara gelir gelmez kapattığı misyon okulları Türkiye’de Elite yetiştiren
okullar olarak kabul gördüler. Türk kavramını, insanlık hafızasından silmeye
yönelik bir saldırı ile karşı karşıyayız. 


SORU: ‘Türkiye’de
efendi olarak mı yoksa köle olarak mı yaşayacaksınız? Buna siz karar
vereceksiniz’ diyorsunuz. Bununla neyi kast ediyorsunuz?


CEVAP: 2009
yılında dünyanın efendileri kara para basıyor, koloni halkları da bu kara
parayı aklıyor. Koloni halklarının bu devirdeki işleri bu. Çağdaş kölelik diye
buna deniyor. Koloniciler, bastıkları bu paralara Dünya Ticaret Rezervi adını
verdiler. Bu paralar ile hem silahlanıyor,  hem de koloni halklarının
bilim dışı kalmasını sağlıyor. Geniş bilgiyi son ciltte vereceğim. Son cilde
kadar seneler geçecek ama ama benim fazlasıyla vaktim var. 



KİTABI BURADAN
SATIN ALABİLİRSİNİZ.