Erdal İZGİ : UYANIK
SEYYAR HUNİCİ CENGİZ
Nedendir bilinmez.
Deli ile huni arasındaki ilişki.
Huni; bir sıvının kolay akması için kullanılan araçtır.
Kafaya ters konulunca beynin boş olduğu anlamından mıdır?
Veya…
Antik dönemde, kafatasını delip kan ve sıvıyı akıtarak
ruhsal hastalıklar tedavi edilmesinden midir?
***
Öyle veya böyle.
Sonuçta, huni delinin şapkası…
Deliliğin simgesidir.
Yazıda, çizgide, sözde…
Deliliğe yakıştırılan tek malzemedir.
Mantıksız bulduğumuz birine kızıp, “ Bir hunisi eksik”
dediğimiz olmamış mıdır?
***
Lafı nereye mi getireceğim?
İster inanın, ister inanmayın.
İzmir gecelerinin en ünlü, hareketli yaşam merkezi Birinci
Kordon’un uyanık satıcısı işportacı huni satıcısı Cengiz’dir.
Çeşitli renkteki hunileri, kafasına sıralar, diğerleri
elinde, vatandaşa sorar:
“ Lazım mı?”
İlginçtir, kimse kızmaz.
Güler, en fazla “ git işine” der.
Ama alanlar da çoktur. “ Yakında lazım olacak” diye.
***
Fiyatı 10 TL.
Evin ihtiyacı olduğundan değil, matraklık- geyik
muhabbetinden…
Yolda yürüyen, masada oturan alıyor. Yanındakine hediye ediyor.
Tabii bu ilginç trafik, hunici Cengiz’in işine geliyor.
Merak bu ya, sordum:
***
Nereden aklına geldi?
-Devir emrediyor,
herkese lazım.
-Senin var mı?
-Büyük esnaftım, iflas
ettim. Elde, avuçta ne varsa gitti. İki çocuk var, hanım evde, ev kira.
Oturacak halim yok.Huni satmak aklıma geldi.
-İşler iyi mi?
-Burada her türlü
satıcı var. Midyeci, kokoreççi, mısırcı hepsi rekabet halindeler. Tek hunici
benim. Allah bereket versin, makara-tukara havasına millet alıyor.
-Günde kaç tane
satıyorsun?
-Gündüz değil gece.
Gündüzleri bakan yok. Hava karardı mı bereketi artıyor. 30-50 artık neyse,
rasibimi topluyorum.
-Kazançlı görünüyor?
-Bilseydim, 10 yıl önce
başlardım. Personel yok, genel gider, vergi, ruhsat, harç hiçbir şey yok.
-Sıkıntın?
-Biraz Zabıta. Ama
onlarda alıştı hunilere. El koysalar ne olacak? Kimseye zararım yok. Aslında
topluma faydam var. Şaka da olsa kafaya huni takan rahatlıyor. Kendimi psikolog hissediyorum.
-Kadın müşteriler
oluyor mu?
– Olmaz mı? Erkeklere
huniyi alıp, taktıran onlar.
***
“Delilik, bilincin
iflas edip, bilinçdışının yönetimi ele geçirmesidir” derler.
Hunici Cengiz’in yorumu farklı. Diyor ki;
“Delilik, gerçekle ilişki kurmanın farklı şeklidir”
***
Gel de delirme