ÖMÜR ÇELİKDÖNMEZ : Kasım Süleymani, Hamaney’i görevden alıp yerine geçmek istediği için öldürüldü !!!
15-04-2024
Kasım Süleymani, Hamaney’i görevden alıp yerine geçmek istediği için öldürüldü!
Sözde İran-İsrail savaşı ve İran’ın tek lideri olmak isteyen Kasım Süleymani’nin ortadan kaldırılması konusu şimdiye kadar ne Türkiye’de ne de yurt dışında bu iddia kapsamında değerlendirilmedi.
Size desem ki; İran’ın efsanevi generali Kasım Süleymani, Tahran’da yuvalanmış Velayeti Fakih rejiminin Kudüs Gücü’ne verdiği desteği yeterli bulmadığı gibi kendisinin doğrudan bağlı olduğu dini lider Seyyid Ali Hamanei’n köstek olduğunu düşünüyor olabilirdi.
Hatta sanıldığının aksine sevimli Şii ihtiyar Hamanei, TV ekranlarında ona “yaşayan şehit” diyerek hitap ve onore etse de cepheden cepheye koşan dünyevi nimetlere sırt çeviren Kasım Süleymani’den hoşlanmadığı Başkent Tahran’ın derin kulislerinde konuşuluyordu.
Hiç şüphesiz tüm bunlar İran’ın iç meselesidir, hiç şüphesiz komşudaki iktidar mücadelesinin arka planını İranlı yetkililer kadar bilemeyiz. Lakin “yerin kulağı var” diye boşuna söylememişler. Size aktaracaklarım, muhalif lakin muvazzaf İranlı istihbaratçılar ile Suriyeli suskun generallerin bilgisidir. Dediğim gibi; bu şahsi bir konu değildir ve dünya kamuoyuna mâl olmuş bir meseledir.
Kısaca deniliyor ki; İran Devrim Muhafızları subaylarına yönelik tüm suikastlar, İsrail ile Hamaney yönetimi arasındaki anlaşmayla gerçekleştirildi. Üstelik Kasım Süleymani, Hamaney’i görevden alıp, yerine geçmek istediği için öldürüldü.
Ölümünün en önemli sonuçlarından biri, İslam Cumhuriyeti’nin iktidarı hasta Hamaney’den halefine devretmeye hazırlandığı bir dönemde Devrim Muhafızları’nın siyasette daha büyük bir rol üstlenme planlarını baltalamasıydı.
Kasım Süleymani, dini lider Seyyid Ali Hameney’e darbe mi düzenleyecekti?
İran Kudüs Gücü Komutanı Tümgeneral Kasım Süleymani’nin 3 Ocak 2020’de öldürülmesi, düzenlenen hava saldırısının ‘suikast’ olarak nitelendirilip nitelendirilmeyeceği konusunda güçlü bir tartışma yaşandı.
İran hükümet hiyerarşisinde Ayetullah Ali Hamaney’den sonra ikinci sırada yer alan Süleymani’nin 3 Ocak’ta öldürülmesinin üzerinden bir hayli zaman geçti ve bu saldırının sonuçları daha yeni yeni ortaya çıkıyor. Ancak öldürülmesine yol açan olayların ardındaki ayrıntıların çoğu halen gizliliğini koruyor.
Rusya Federasyonu Başkanı Vladimir Vladimiroviç Putin’i, Suriye’de aktif güç kullanmaya ikna eden, Alman ekolünden yetişme Kasım Süleymani’nin öldürüllmesi sonrasında, ABD ile İran arasındaki yaşanabilecek şiddetli çatışmanın Moskova’nın Yakın ve Orta Doğu’daki konumunun gerçek zayıflığını ortaya çıkarabileceği düşünülüyordu, olmadı.
İran’ın en güçlü ikinci figürü gördüğü Süleymani’nin yok edilmesi kimin ekmeğine yağ sürdü?
Süleymani kimin ekmeğini yedi kimin kılıcını kuşandı? ‘Ruhani lider’ Ayetullah Seyyid Ali Hamaney’den sonra kamuoyunun İran’ın en güçlü ikinci figürü gördüğü Süleymani’nin yok edilmesi kimin ekmeğine yağ sürdü? Bu yağ sürmenin yerine Kasım Süleymani suikastı kimin, İran içindeki hangi güç odağının değirmenine su taşıdı ifadesi de kullanılabilir
İslam Devrim Muhafızları Ordusu’nun Kudüs Gücü’ne başkanlık eden general, yalnızca İslam Cumhuriyeti’nin yurt dışına güç projeksiyonunu yönlendirmede değil, aynı zamanda iç anlatısını ve siyasi dinamiklerini şekillendirmede de önemli bir figürdü. Süleymani, ölümünden önce bile hem İran kamuoyu hem de yurtdışındaki İran sempatizanları için neredeyse efsanevi bir statüye bürünmüştü. Dindarların gözünde o, Şiilerin saygı duyduğu Seyide Zeyneb türbesinin koruyucusu, İsrail’e karşı duran ve Filistin direnişini destekleyen bir kahramandı.
Halk nezdinde popülaritesi dini liderden daha fazlaydı…
Milliyetçilerin ve İslam Cumhuriyeti’ne hiç inanmayanların gözünde ise İran’ı yok etmeye çalışan teröristlere ve yabancı düşmanlara karşı savaşan cesur bir komutandı. Bazı komutanlar gibi hiçbir yolsuzluk iddiasında, iç siyasi çekişmelerde veya protestolara ve muhalefete yönelik baskılarda onun adı geçmedi.
Farsça haricinde Arapça konuşuyordu ve Arap dünyasında uzun süre kalmıştı; Hizbullah, Hamas ve İslami Cihad’la iyi ilişkileri vardı. Bu onu, ABD’nin 2003’te Irak’ı işgalinin ardından İran’ın bölgedeki nüfuzunu genişletme kampanyası için uygun yüz haline getirmişti.
Süleymani bir yandan ABD’ye karşı savaşan grupların komutanı olarak görev yaparken, diğer yandan ABD ile İran arasında Irak’ta yürütülen müzakerelerin kilit isimlerinden biriydi. Bu bakımdan Süleymani sadece bir komutan olarak değil aynı zamanda iyi bir diplomat olarak da tanınıyordu.
Kasım Süleymani, Irak’ta sadece Şiilerle değil Sünni liderlerle de iyi ilişkiler kurdu. Ama Süleymani, Ayetullah Ali Hamaney’den sonra İran’ın güvenlik politikasının şekillenmesinde en etkili isimlerden biriydi.
Dini lider, Cumhurbaskanı, başbakan ve Askeri bürokratların hiçbiri İran halkı nezdinde Kasım Süleymani kadar popüler ve etkin değildi. O adeta “yaşayan şehit” unvanı ile Hüseyni bir ikona dönüşmüştü.
Ama Süleymani, “yaşayan şehit” değil İran’ın tartışılmaz mutlak lideri olmak istiyordu. Bu isteğinin farkında olan birileri vardı ve sürekli onu yakın takipte izliyorlardı. Nitekim sürekli yer ve telefon değiştirmesi dikkat çekiyordu. Şam’dan uçağa binmeden önceki altı saat içinde İranlı general, üç kez cep telefonunu değiştirdi. Çünkü bir şeylerden şüpheleniyordu. Korktuğu başına geldiğinde çok geçti o artık şehitti!
Yaşayan şehit Süleymani, Huseyni bir kıyamla Firdevs cennetine uğurlanmıştı!..
İran Devrim Muhafızları’na bağlı Kudüs Gücü Komutanı Kasım Süleymani ve Haşdi Şabi Genel Komutan Yardımcısı Ebu Mehdi el-Mühendis, Bağdat Uluslararası Havaalanı yolunda ABD füzeleri tarafından araçlarının hedef alınmasıyla öldürüldü.
Hiç kimse Tahran’ı ve Seyyid Ali Hamaney’i suçlayamazdı. Suikast, çok ince planlanmıştı. Çünkü suikast Bağdat’ta gerçekleşmişti. Ayrıca dönemin ABD Başkanı Trump, göğsünü gere gere Kasım Süleymani’nin ölüm haberini duyurmuştu. O halde İranlı kitleler, “Merg berg Amerika” sloganları ile sokaklara dökülebilirdi. Daha ne olsun? Hem yaşayan şehit Süleymani, Huseyni bir kıyamla Firdevs cennetine uğurlanmıştı
Suriye muhaberatı da işin içinde!..
3 Ocak Cuma 2020 günü İran Devrim Muhafızları’na bağlı Kudüs Gücü Komutanı Kasım Süleymani’nin öldürülmesi olayına karıştığı şüphesiyle Suriye merkezli “Cham Wing” hava yolu şirketinde çalışan bazı kişilerin gözaltına alındığını söylüyor. Süleymani’nin uçakta olup olmadığı bilgisinin ABD tarafına sızdırılma ihtimaline karşı, Bağdat ve Şam’da soruşturma açılmış.
Soruşturmaların Kasım Süleymani’nin Şam’dan kalkan uçakta olduğunu bilen Cham Wing şirketi çalışanlarını kapsaması dikkat çekici. 2007’de kurulan “Cham Wings Airlines”ın gizli ortağı Muhaberat…
İlk Suriye özel havayolu şirketi olan Cham Wings Airlines, 2007’nin sonunda ulusal bir sermaye ile ticari Shammout grup şirketlerinden biri olarak kuruldu. Muhaberat’ın şirketteki hisseleri gizli tutuldu. Sonuçta Suriye Muhaberatı, Kasım Süleymani’yi ve İran’ı ülkeden tasfiye etti.
Stratejik sabır stratejisi!..
Sadece Kasım Süleymani değil, onun ekibinde ne kadar üst rütbeli varsa hemen hepsi süreçte ya fiziken veya siyaseten tasfiye edildiler. Adamlar komutanlarının intikamını dahi alamadılar. İran’ın takiyye deneyimli rejimi, başka yüzlerce şehit ile her yıl Kasım Süleymani’yi anma toplantıları düzenliyor.
İran, Kasım Süleymani suikastı sonrasında Amerika’ya bulaşmamaya çalıştı. Çünkü Trump’ın seçime giden günlerde, hatta Joe Biden’a yenildikten sonra herhangi bir çatışmayı İran’a yönelik askeri saldırı için bahane olarak kullanacağı korkusu vardı. Zaten Donald Trump, Ayetullah Hamaney’i çatışmayı tırmandırmayı düşünmemesi konusunda uyarmıştı.
İşte görüyorsunuz İran, İsrail’e sözde füze fırlattı, yüzlerce dronla abuk hava saldırısı düzenledi. Füzelerden biri düşe düşe çölde Müslüman bir bedevi çadırına düştü, sabi bir kız çocuğu yaralandı. Türkiye’deki bazı İrancılar da neymiş efendim sadece mezhepsel ayrılıktan dolayı Gazze’nin intikamının İran eliyle olmasını istemeyenler varmış diye yaygara yapıyor.
Sırf İran düşmanlığı yüzünden İsrail’e dost olanlar İsrail’in İran’a saldırmasını arzu edenler varmış. Mezhepçilik, İslam dünyasının en korkunç virüsüymüş. Ve bu virüsü İslam düşmanları içimize yerleştirmiş. Bizim ahmaklarımız da bu oyuna alet olmaktaymış. İslam dünyasının kurtuluşu vahdetteymiş.
Bunu düşman anladı ama biz anlayamadık modundalar. Allah akıl fikir versin bunlara. Yani tulûatı fark edince yaptıklarına bakın! Biri de kalkmış ne diyorlar biliyor musunuz? Neymiş efendim Nisan füzeleri İran’ın İsrail’e yönelik misilleme saldırısı, bu yüzyılın en büyük zaferlerinden biri olarak tarihe geçecekmiş.
Merhum Erbakan Hoca, mezarından doğrulsa bunlara “hadii oordann!” derdi. Onlar da inanın “ya rabbi şükür” der, yüzlerini sıvazlardı.
***
Ömür Çelikdönmez, dikGAZETE.com
омюр челикдёнмез, Дикгазете
***
Seçilmiş Kaynakça
http://intizar.web.tr/analiz/haber/10724/nisan-fuzeleri
https://www.ft.com/content/b90595da-2ed4-11ea-a329-0bcf87a328f2
https://www.lawfaremedia.org/article/was-soleimani-killing-assassination
https://almashareq.com/fa/articles/cnmi_am/features/2020/07/03/feature-01
https://www.aljazeera.com/opinions/2020/1/26/the-mystification-of-qassem-soleimani
https://kafkassam.com/iran-karisiyor-kasim-suleymaniye-amerikadan-once-ahmedinejat-vurdu.html
https://www.dw.com/ru/kommentarij-gibel-sulejmani-stavit-putina-pered-vyborom/a-51902609