SÖZDE SOYKIRIM DOSYASI /// Biden Yine Ermeni Soykırımı Dedi : “Armenian Genocide”

Picture background

Biden Yine Ermeni Soykırımı Dedi : “Armenian Genocide”

Cumhurbaşkanı sayın  Erdoğan’ın 9 Mayıs 2024 tarihinde ABD’ye yapacağı  ziyaret öncesinde    Biden   24 Nisan 2024 tarihinde (bugün) yine  Ermeni soykırımı  açıklamasında bulunmuştur. Cumhurbaşkanı  Erdoğan böyle  bir  durum karşısında   sanırım bir açıklama yapacaktır. Bu gelişmeden iki hafta sonra   Türkiye’yi soykırım yapmakla suçlayan bu kişi ile  görüşmesi acaba ne kadar doğru olur bilemem.

1981 yılında  dönemin Cumhurbaşkanı Ronald Reagan, Holokost’la ilgili  bildiride Ermeni soykırımından söz etmiş, ancak diğer Başkanlar bu terimi kullanmaktan kaçınmışlardır. Biden’ın selefi Donald Trump  ölümleri bir soykırım olarak görmediğini  açıklamıştır. Trump bunun yerine olayı “20. yüzyılın en kötü kitlesel zulümlerinden biri” olarak nitelendirmiştir.

metin, ekran görüntüsü, yazı tipi, bilgi, enformasyon içeren bir resim

Açıklama otomatik olarak oluşturuldu

Soykırım iddialarıyla alevlenen Ermeni meselesi artık tarihi bir boyut olmaktan çıkıp uluslararası ilişkiler açısından ön plana çıkarılmış,  bazı ülkelerle ilişkileri zedeleyen bir faktör  olarak Türkiye’nin önündeki engel haline gelmiştir.  Bu kapsamda  Biden, sözde Ermeni soykırımını tanıyan  ilk ABD Başkanı olarak tarihe geçmiştir. Biden’ın bu kararı almasında yardımcısı  Kamala Harris’in  etkisi olmuştur: “Today, we honor the 1.5 million lives lost during the Armenian genocide.”  

metin, ekran görüntüsü, yazı tipi içeren bir resim

Açıklama otomatik olarak oluşturuldu

Harris, 2019 yılında  senatörler Bob Menendez ve Ted Cruz ile birlikte ABD Senatosu’na 1915 olaylarını soykırım olarak tanınması için önerge vermiştir. Senato’da yapılan oylamada kabul edilen tasarı o dönemde ABD Başkanı Trump’tan geri dönmüştü. Harris  açıklamasında “İnsanlık tarihinin en karanlık zamanlarından biri olan Ermeni soykırımının uygun bir şekilde tanınması için Ermeni toplumunun yanında olacağım” ifadesini kullanmıştı.

Biden 1,5 milyon Ermenin katledildiğini açıklamıştır ama kaynak göstermemiştir. Çünkü, o tarihte  Batılı kaynaklarda  toplam Emeni nüfusu 1,5 milyon  olmayıp “1.800-1.056 milyon”  arasındadır. 

metin, ekran görüntüsü, yazı tipi, doküman, belge içeren bir resim

Açıklama otomatik olarak oluşturuldu

Biden, iddia ettiği gibi 1,5 milyon Ermeni’nin iskeletlerinin hangi mezarlıklarda olduğunu da açıklamalıdır. Ortalama olarak insanlarda bulunan 260 kemiğin toplam ağırlıkları 5 ile 6 kilo arasındadır.  Bu durumda 1,5 milyon insan kemiği (5.5 ortalama ağırlık) 8.250.000 kg eder. Yüksek asitli topraklarda kolay yok olan kemikler, asit oranı düşük ve alkali olmayanlarda  200-300 yıl sonra toprağa karışır.  Bu durumda 8.250.000 kg  tutan Sözde Ermeni kurbanlarının kemikleri nerededir?

Biden’a, İkinci Dünya Savaşı’nda ABD yönetiminin Doğu sahillerinde yaşayan Japon kökenli ABD  vatandaşlarını neden Batı ve iç kısımlara tehcir ettiğini  sormak gerekir. Sayın Refik Mor 24 Nisan 2021 tarihinde  Biden’a yazdığı açık mektupta, Amerikan emperyalizminin bu konuda yasal olarak ne kadar kağıttan bir kaplan olduğunu açıklamıştır.

Biden,  Ermenistan’ın ilk Başbakanı Ovanes Kaçaznuni’nin 1923 Parti Konferansı’na sunulan  “The Armenian Revolutionary Federation (Dashnagtzoutiun) has Nothing to do Anymore” kitabını okumadan Türk Ulusunu soykırım yapmakla suçlamamalıdır. Kaçaznuni 1915 ve 1920 felaketlerinde Türkler kadar Taşnaksutyun yönetiminin de suçlu olduğu  açıklamakta, Ermenilerin yaptığı Müslüman katliamlarına değinmekte ve Taşnak partisinin  kendini feshetmesi gerektiği  açıklamaktadır. (First Prime Minister of the Independent Armenian Republic Translated from the Original by Matthew A. Callender, Edited by John Roy Carlson (Arthur A. Derounian) Published by the Armenian Information Service Suite 7D, 471 Park Ave. New York 22 1955 Price 75c)

Kitap, 1923 yılında Bükreş’te Taşnaksutyun Partisi tarafından sunulduktan sonra Ermenistan’da yasaklanmış, Avrupa ve ABD’deki  kütüphanelerden  toplatılmıştır.  Türkiye neden bu kitabı Avrupa ve ABD’deki kütüphanelere belli bir miktarda  orijinal nüshasından  çoğaltıp  göndermiyor, anlaşılır gibi değil.  Yıllarca sözde soykırıma uğradıklarını iddia eden ve dünya kamuoyunu baskı altına almaya çalışan Ermenilerin  tezlerini çürüten raporda şu çarpıcı  tespit yapılmıştır:

“Askeri operasyonlara katıldık,  aklımız dumanlanmıştı, Türkler doğru yaptı, gerçekleri göremedik, olayların sebebi biziz, barış teklifini reddettik hataydı, Türklere karşı ayaklandık ve savaştık, isyanımızın temelinde büyük Ermenistan vardı, hiçbir zaman devlet olamadık, Türkiye Ermenistan’ı diye bir şey yok, şimdi neyimiz var? Teröre yöneldik, geçmişin kalıntısı Taşnak partisi artık son bulmalıdır, Taşnak partisi barışa engeldir.

Fransa,  Türkiye’yi  tarihte yapılmayan sözde Ermeni soykırımı ile suçlayan ve bu konuda   yasa çıkaran dünyadaki ilk ülkedir. Fransa, Osmanlı İmparatorluğunu tarihe gömen Sevr (Sevres) Anlaşması’nın imzalandığı Paris’in Sevr banliyösündeki seramik müzesinin önüne Ermeniler tarafından  8 Mart 2001 tarihinde Ermeni soykırım  anıtı açılmasına izin veren  ülkedir. Anıtın üzerinde “1915’te Jön Türk Hükümeti tarafından Birinci Dünya Savaşı’nda soykırıma uğratılan 1,5 milyon Ermenin anısına” yazılıdır. Belgesi aşağıdadır.

Bu ifade Almanya’daki Auschwitz-Birkenau toplama kampının önündedir. Bir farkla. 1,5 milyon Yahudi 1,5 milyon Ermeni olarak değiştirilmiştir. Bu belgeyi tüm konuyla ilgililerin bilgisine sunuyorum. Çünkü bu  uluslararası  sahtekarlıktır.

Paris’in Sevr banliyösündeki müzenin önüne sözde Ermeni soykırım anıtı dikilmesinin sebebi şudur: “Biz Ermeniler Türkiye Cumhuriyetini kuran Lozan Anlaşmasını tanımıyoruz. Bizler Sevr Anlaşması’nın halen yürürlükte olduğunu kabul ediyoruz.

Çünkü Sevr’de büyük Ermenistan vardır.”

6-9 Haziran 2024 tarihlerinde yapılacak Avrupa Parlamentosu milletvekili seçimlerinde  muhtemelen bazı ülkelerde yine sözde Ermeni soykırımı konusu gündeme gelebilecektir.  Şimdiden bu konuda hazırlıklı olunmasında yarar vardır. Çünkü Batı kamuoylarına bu konudaki yayınların sayıları giderek artmaktadır.

Eğer Parlamento seçimleri öncesinde seçmenler aydınlatılmaz ise benzer bir karar yeni seçilen Parlamento tarafından da alınabilir: “1915-1917 yıllarındaki Ermeni olaylarını, Birleşmiş Milletler’in 9 Aralık 1948 tarihli kararındaki soykırım tanımına uygun bulur ve ilan eder, Türk hükümetinin de bunu kabul etmesini ister. Türkiye’nin bu olguyu reddetmesinin Avrupa Topluluğu üyeliğinin kesin engeli olduğunu açıklar.”

Bu gelişmeler öncesinde Türkiye gerekli önlemleri almalı, Ermeni tehcirinin bir soykırım olmadığını, 1,5 milyon rakamının da Auschwitz-Birkenau toplama kampının önündeki “1,5 milyon Yahudi” den alındığını dünya kamuoyu ile paylaşmalıdır.

Türkiye’nin  büyükelçilik sayfalarına sözde Ermeni soykırımı olmadığına ilişkin bir açıklama yapılmalı, Ermeni terör örgütü ASALA tarafından şehit edilen Türk diplomatlarının isimleri  yazılmalıdır. Tıpkı Ermenistan Büyükelçiliklerindeki  aşağıdaki sayfa gibi. “How many people died in the Armenian Genocide? There were an estimated two million Armenians living in the Ottoman Empire on the eve of WWI. Approximately one and a half million Armenians perished between 1915 and 1923. Another million found shelter abroad or Islamized. https://usa.mfa.am/en/genocide/

Bu konu sadece Dışişlerine bırakılmamalı,  başta üniversiteler  olmak üzere uluslararası  yayın yapılmalı, 1,5 milyon Ermeni’nin iskeletlerinin nerede olduğu da sorulmalıdır.

metin, ekran görüntüsü, yazı tipi içeren bir resim

Açıklama otomatik olarak oluşturuldu                                   

***

“APRIL 24, 2024 Statement by President Joe Biden on Armenian Remembrance Day Today, we pause to remember the lives lost during the Meds Yeghern—the Armenian genocide—and renew our pledge to never forget.The campaign of cruelty began on April 24, 1915, when Ottoman authorities arrested Armenian intellectuals and community leaders in Constantinople. In the days, months, and years that followed, one and a half million Armenians were deported, massacred, or marched to their deaths—leaving families forever broken, and generations forever changed. As we mourn this tragedy, we also honor the resilience of the Armenian people. After enduring one of the darkest chapters in human history, survivors began forging a better future for our world. With courage and commitment, they rebuilt their lives. They preserved their culture. They strengthened the fabric of nations around the world—including our own. And they told their stories to ensure that the mass atrocities that began on this day 109 years ago are never again repeated. This remains our solemn vow. Today—and every day—the United States will continue to stand up for human rights and speak out against intolerance. We will continue to meet hate and horror with hope and healing. And, we will continue to stand with all those who seek a future where everyone can live with dignity, security, and respect.”

“Bugün Meds Yeghern (Ermeni soykırımı) sırasında kaybedilen hayatları anmak için duruyoruz ve asla unutmama sözümüzü yeniliyoruz. Zulüm kampanyası 24 Nisan 1915’te Osmanlı yetkililerinin Konstantinopolis’teki Ermeni aydınlarını ve cemaat liderlerini tutuklamasıyla başladı. Takip eden günlerde, aylarda ve yıllarda bir buçuk milyon Ermeni sınır dışı edildi, katledildi ya da ölüme yürüdü; aileleri sonsuza kadar parçalandı ve nesiller sonsuza kadar değişti. Bu trajedinin yasını tutarken aynı zamanda Ermeni halkının direnişini de onurlandırıyoruz. İnsanlık tarihinin en karanlık bölümlerinden birini atlattıktan sonra hayatta kalanlar, dünyamız için daha iyi bir gelecek kurmaya başladı. Cesaret ve bağlılıkla hayatlarını yeniden inşa ettiler. Kültürlerini korudular. Bizimki de dahil olmak üzere dünya çapındaki ulusların yapısını güçlendirdiler. Ve 109 yıl önce bugün başlayan kitlesel zulmün bir daha tekrarlanmaması için hikayelerini anlattılar. Bu bizim ciddi yeminimiz olmaya devam ediyor. Bugün ve her gün, Amerika Birleşik Devletleri insan haklarını savunmaya ve hoşgörüsüzlüğe karşı sesini yükseltmeye devam edecek. Nefreti ve dehşeti umutla ve şifayla karşılamaya devam edeceğiz. Ve herkesin onur, güvenlik ve saygıyla yaşayabileceği bir gelecek arayan herkesin yanında olmaya devam edeceğiz.”