SÜLEYMANİYE OLAYI VE İZMİR’DE BAŞINA ÇUVAL GEÇİRİLEN ABD ASKERİ
Posted on September 5, 2024 by Nacikaptan
SÜLEYMANİYE OLAYI VE İZMİR’DE BAŞINA ÇUVAL GEÇİRİLEN ABD ASKERİ
Naci Kaptan – 06 Eylül 2024
***
4 Temmuz 2003 tarihinde Irak Süleymaniye’de ABD askerleri tarafından Türk özel kuvvetler karargahına yapılan baskın ile askerimizin başına çuval geçirilerek askerlerimiz tutsak alındı. ABD askerlerinin dost gibi gelerek yaptıkları baskına karşı çatışmaya girmek isteyen askerlerimize Ankara Gen.Kur.Başkanlığı tarafından çatışmamaları ve teslim olmaları talimatı verildi.
11 Askerimiz yere yatırılarak, elleri arkadan kelepçelendi, aşağılamak için başlarına çuval geçirildi ve daha sonra da Guantanamo adasında teröristlere yapıldığı gibi turuncu tulumlar giydirilen askerlerimiz önce Kerkük’e, daha sonra da Bağdat’a götürüldü.
Askerlerimiz başlarından numara ile markalanmış çuvallarla askeri cemselere bindirilerek götürülürken, Türk Özel Kuvvetleri Bürosu terk edilirken 100 metre ilerde bekleyen beyaz jip içindekiler, Amerikalı yarbay tarafından tebessümle selamlandılar. Jip’in içinde bekleyen rehber, görevini ifa etmenin huzuru ile(!) KYB Dış ilişkiler Bürosu’nun yolunu tutarken, konvoy Süleymaniye sokaklarında yeniden bir geziye çıktı. Askeri araçlarda başları çuvallanmış Türk Askerleri vardı. Böylece Türk askeri aşağılanmak için Süleymaniye sokaklarından dolaştırıldı.
Peşmergeler Amerikan askerine yardım etmiş ve destek vermişti. Peşmergelere, Barzani’ye destek verenlere, TBMM’de ağırlayanlara, Ankara’da Peşmerge bayrağını göndere çektirenlere SELAM OLSUN!!!
Bu tuzak sadece Amerika ve peşmergeler tarafından kurgulanmamıştı. Sıkı durun;
Bu tuzağın içinde TSK’nın başkomutanı cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile başbakan Erdoğan’ın olduğu İslamcı yazar Ahmet AKGÜL’ün 2007 yılında basılmış olan “AKP İntihara Gidiyor” isimli kitabında yer alan korkunç iddiaya göre; ÜLKEYİ YÖNETENLER KENDİ ASKERLERİNE ABD İLE GİZLİCE ANLAŞARAK TUZAK KURMUŞTU!!!
Sözde sivil komutan/lar kendi askerine tuzak kurarak kale anahtarını düşmana teslim ediyordu. Ulus ordumuzun değerli Kemalist komutanları bahanelerle tasfiye edilmeye başlandı. Tarikat ve cemaatler TSK içinde boy vermeye başladılar. Tarikatçı bir amiral hiç çekinmeden makam arabası ile tarikat yuvasına üniformalı olarak gidiyor ve üniforması üzerine giydiği takke, cübbe ile ayine katılıyordu. Ve 2003 yılında TSK’da başlayan tarikatçı dönüşüm 2023 yılında, 20 sene sonra tarikat/ cemaat ehli komutanları yönetim makamlarına taşıyordu.
Konuyu derinlemesine okumak isteyen okurlar;
TGB’Lİ GENÇLER VE USS WASP
03 Eylül 2024 tarihinde İzmir’e demirlemiş olan USS Wasp amfibik saldırı gemisinde görevli olan 2 asker İzmir’de gezerken sayısının 15 olduğu açıklanan TGB’li gençler tarafından fiziki güç kullanılarak başlarına çuval geçirildi. Bunun Süleymaniye olayının sürgit karşılığı olduğu açıklandı. Gençlere göre antiemperyalist bir direniş idi…2 askere karşı uygulanan fiziki ve dengesiz güç ile 15 TGB’li genç bu eylemleriyle Süleymaniye’nin rövanşını mı almışlardı?
Gazeteci Murat Yetkin şöyle yazdı;
“İzmir eylemi ile 1968’in Dolmabahçe-6’ıncı filo eylemi arasında benzerlik aramak Marx’ın “ilkinde trajedi, ikincisinde komedi” sözünü akla getiriyor.
2 Eylül’de İzmir’de Konak çarşısında sivil giyimli Amerikan askerinin dövülüp kafasına çuval geçirilmesi eylemi bu sözü bir kez daha hatırlattı.
Doğu Perinçek’in Vatan Partisi gençlik örgütü Türkiye Gençlik Birliği’ne göre bu anti-emperyalist bir eylemdir. 4 Temmuz 2003’te Irak, Süleymaniye’deki uluslararası anlaşmalara göre orada bulunan Türk gözlem birliğinin ABD işgal kuvvetlerince basılmasının intikamıdır. Aynı zamanda İsrail’in Filistin halkına zulmüne destek veren ABD emperyalizmine “Yankee go home” sloganıyla verilmiş bir yanıttır.
Eylem sosyal medyada ses getirdi. Kimileri destekledi, bunu 1968’de devrimci gençlerin İstanbul’a Dolmabahçe açıklarına demirleyen ABD Altıncı Filosuna ait Shangi-La uçak gemisinden karaya çıkan askerlerin Boğaz’a atılmasına benzetenler oldu. Kimileriyse eylemin ne 1968 eylemi ne de 2003’e yanıt verme niteliğinde sığ ve çocukça buldular.
ABD askerleri neden İzmir’deydi?
İzmir valiliğinin açıklamasına göre, iki ABD askerine “fiziki saldırıda” bulunan, birinin başına çuval geçiren 2’si kadın 15 kişi gözaltına alınmış. ABD’nin Ankara Büyükelçiliği de saldırıya uğrayan askerlerin “şu anda güvende” bulunduğunu söyleyip olaya hızla müdahale edip soruşturma başlatan Türk makamlarına teşekkür etmiş.
Süleymaniye konusunda gelince. Türk askerlerinin Amerikan askerlerince başlarına çuval geçirilerek tutuklanması gerçekten tarih boyunca Türk ordusunun yaşadığı en zor durumlardan birisidir.
ABD’nin (Talabani’nin Kürdistan Yurtseverler Birliği’nin istihbarat desteğiyle) bu eylemi, TBMM’nin AK Parti hükümetinin Irak’ın işgaline kuzeyden destek verme izin talebini, 1 Mart tezkeresini reddetmesinin -bugün dahi bitmeyen intikam eylemi idi.
Ankara, ABD ile işlerin daha da kötüye girmemesi adına o eylemi yanıtsız bırakmıştır. ABD’ye NOTA verilmemiş, başbakan Erdoğan “Siz bunu MÜZİK NOTASI mı sanıyorsunuz” derken, ABDullah Gül ise “BÜYÜK DEVLETLERE NOTA VERİLMEZ” diyerek kendi devletinin KÜÇÜK ve saygın olmadığını kabullenen ve ulusal onurumuzu parçalayan açıklamalarda bulunmuşlardır.(N.K)
Daha sonra Türk ve Amerikan genelkurmaylarınca kurulan ortak komisyon çalışmaları sonucu, Çuval Olayındaki sıralı üç Türk Komutan emekli edilmiş, ancak CENTCOM’un sıralı üç ABD’li komutanı terfi alarak önemli görevlere gelmiştir.
Kara Kuvvetleri Komutanı rütbesindeyken Orgeneral Hulusi Akar, o tarihte kendisi de ABD Kara Kuvvetleri Komutanı olan Süleymaniye komutanlarından Ray Odierno’nun elinden 27 Ocak 2015’te Pentagon’un Liyakat Madalyasını almıştır.”
2003 yılında TSK’ya karşı başlatılmış olan sistematik saldırıların planlayıcıları, işbirliği yaptıkları kişileri ödüllendirdi. Birisi BOP eşbaşkanı yapılırken üniformalı olana ise ABD liyakat madalyası veriliyor ve bu kişi daha sonra Gen.Kur.Başkanı oluyor, daha sonra da MSB olarak atanıyordu.
Üzülerek yazıyorum ki ülkemizde yaşanmış ve yaşanmakta olan hainlikler, vatana ihanetler dört nalaya kalkmış at gibi hızlanarak, çoğalarak Türkiye’mizi karanlıklara, çöküşe götürüyor ve ülkemiz kabuk değiştiriyor.
Ülkemizin okumuş, yazmışları, aydınları olan bitenin farkında idi. İktidarı besleyen tarım çalışanları, kasabalı ve köylüler yaklaşan tehlikeyi görmezden, duymazdan geldi. Şimdi tehlike onların da kapısını çaldı. Ürünleri para etmiyor. yetiştirdikleri ürün tarlada, dalda kaldı. Çiftçi çöktü. Ormanlar kesildi, dereler kurudu. Ülkemizde siyanür değmemiş toprak bulmak gittikçe zorlaşıyor.
Anadolu’nun dört bir köşesinde toprak adamları, çiftçiler uyanıyor, her yerden “hükümet istifa” çağrıları geliyor. Karanlık yavaş yavaş aydınlanmaya gidiyor, güneş yakında doğacak.
Naci Kaptan – 06.09.2024