Armağan Kuloğlu : TÜRKİYE SIKIŞTIRILMAYA ÇALIŞILIYOR
E-POSTA : oakuloglu@gmail.com
Yeniçağ Gazetesi, 27 Ocak 2023
Geçen hafta “Türkiye F-16 kıskacında” başlıklı yazımda açıkladığım üzere ABD, NATO’yu da kullanarak Türkiye’yi, kendi çıkar politikalarına uygun hareket etmesini sağlamak için çeşitli yönlerden sıkıştırmaya çalışmaktadır.
Yazımda, ABD yönetiminin, çıkarlarını gözeterek Türkiye’den olan taleplerinin bir kısmını, “sözde” müttefik olduğumuzu düşünerek, doğrudan söylemek yerine medyayı ve kongredeki siyasileri kullanarak iletmeyi tercih ettiğini de belirtmiştim.
ABD bu defa da, teröre olan desteğini sonlandırmadığı gerekçesiyle, Türkiye’nin henüz onaylamadığı İsveç ve Finlandiya’nın NATO üyeliği için, yine dolaylı yoldan, adeta aba altından sopa göstermeyi denemektedir.
Uzlaşmaz müttefik NATO’dan dışarı
İki ülkenin üyelik görüşmeleri sürerken, Türkiye’nin NATO içinde “uzlaşmaz müttefik” söylemi tartışma konusu haline getirilmeye çalışılmaktadır.
Bu tartışma ortamını yaratmak amacıyla, ABD’nin eski NATO Avrupa Müttefik Kuvvetleri Komutanı Oramiral James Stavridis’in, “Türkiye, İsveç ve Finlandiya’yı engellerse NATO Türkiye’yi kapı dışarı edecek mi?” başlıklı bir yazısı Bloomberg medya ajansında yayınlanmıştır.
Yazıda, İsveç’in Türkiye’nin kaygıları konusunda birçok adım attığı, şu anda NATO’ya yönelik en büyük tehdidin Rusya olduğu, İsveç ve Finlandiya’nın ittifaka önemli askeri katkı sunabileceği ifade edilmiştir.
Stavridis yazısında, bazı NATO ülkelerinin İsveç ve Finlandiya’yla Türkiye arasında seçim yapmayı düşünmeye başladığını da belirtmiştir. Ancak ifadesinde ileri gittiğini anlayıp, bunun büyük hata ve Türkiye’nin NATO’daki ikinci büyük orduya sahip ülke olduğuna dikkat çekerek, NATO’nun Türkiye’ye olduğu gibi, Finlandiya ve İsveç’e de ihtiyacı olduğunu, kimsenin aralarında seçim yapmak zorunda kalmak istemediğini açıklamak zorunda kalmıştır.
Güncel koz F-16 satışı
ABD yönetimi, Büyükelçisi ve Türk tarafı, F-16 projesiyle İsveç ve Finlandiya’nın NATO üyeliği onayının birbirinden ayrı konular olduğunu söylese de, yönetimin, bu konuların birbiriyle bağlantılı olduğunu Kongre, medya ve diğer kanallarla gayrı resmi olarak ortaya koyduğu açıkça görülmektedir.
Bu kapsamda, ABD yönetiminin yeteri kadar baskı yapmayarak Kongre’deki satış onayını geciktireceği, tam aksine İsveç ve Finlandiya’nın üyelik onayı için Türkiye’ye baskı uygulayacağı anlaşılmaktadır. Yönetimin konuyu hızlandırma yönündeki baskılarının ancak Türkiye’nin üyelik için onay vermesinden sonra artacağı beklenmektedir.
Dışişleri bakanının ABD ziyaretinde, sadece bu ve diğer konularda karşılıklı beklentilerin ortaya konduğu, anlaşmazlıkların halli hususunda ise bir gelişme kaydedilmediği anlaşılmıştır.
İsveç ve Finlandiya mutabakata uymuyor
Türkiye’nin, üyelik onayı için bu ülkelerden terör konularına ilişkin talep ettiği konuları içeren ve NATO nezaretinde birlikte imzaladıkları mutabakata İsveç ve Finlandiya’nın uymadığı, tam aksine bunu baltalamaya yönelik kışkırtıcı eylemlere müsaade ettikleri ve müsamaha göstermeye devam ettikleri görülmektedir.
Türkiye Cumhurbaşkanını hedef alan çirkin gösteri, inancımızı hedef alan kutsal kitabımızı yakma olayı, teröristlerin gösterileri ve suçluları iade etmemeleri, bu ülkelerin mutabakata uymadıklarını, uymayacaklarını, uysalar da sonradan yine aynı şekilde hareket edeceklerini göstermiştir. Özellikle İsveç’in, ne olursa olsun ABD’nin Türkiye’ye baskı uygulayarak üyeliklerini onaylatacakları düşüncesinde olduğu düşünülmektedir.
Bu gelişmelerden dolayı Türkiye, üç ülkenin süreci takip etme amacıyla yaptıkları toplantıları iptal ettiğini açıklamıştır. Görüşmeler şimdilik askıya alınmıştır.
Tahrik şüpheleri
Gelişen olaylar ve yaşananlar, özellikle İsveç’in, Türkiye’nin NATO’dan dışlanmasını sağlamak amacıyla, iki ülkenin NATO üyeliğine Türkiye’nin onay vermesini önleyecek davranışlarda bulunması yönünde, ABD tarafından tahrik edildiği şüphesi yaratmıştır.
Diğer taraftan Kur’an-ı Kerim’i yakan provokatörün Rus yanlısı olması, onun, bu iki ülkenin NATO’ya girmesini istemeyen Rusya tarafından da kışkırtılmış olabileceğini de akla getirmektedir.
***
Bir ara çözüm olarak, iki ülkenin birlikte değil, daha mülayim olan Finlandiya’nın, Türkiye’nin isteklerini ve beklentilerini tamamlaması halinde üyeliğine onay verilebileceği hissettirilerek, uzlaşıdan yana olduğumuz gösterilebilir. Nitekim İsveç Başbakanı da Finlandiya’nın önünde engel olmamayı kabullenmiş gibi görünmektedir.