Aptal kâtillerin ‘akıllı’ tetikçisi
20 HAZİRAN 2024
***
Aptal kâtillerin ‘akıllı’ tetikçisi.
Eğer Terminatör ya da Matrix gibi yapay zekâ ve robotların dünyayı ele geçirdiği bir senaryo gerçek olursa dünyanın nasıl bir yere dönüşeceğini artık biliyoruz. Geçtiğimiz ay ortaya çıkan ve İsrail’in Gazze’de kullandığı belirlenen ‘Lavanta’ isimli yapay zekâ programı, tam da bu tür ‘fantezilerin’ ilgi alanına giriyor. Lavanta programını yürüten İsrailli teröristlerin itiraflarına dayanan rapora göre Gazze’de soykırım yapan Yahudiler daha fazla sivili daha kısa zamanda katletmek ve bu konuda ortaya çıkabilecek muhtemel ‘insani engelleri’ aşmak için gelişmiş bir yapay zekâ kullanmış. ‘Gelişmiş’ kelimesi de yine rapordan iktibas. Çünkü detaylardan anlaşıldığı kadarıyla bu ‘gelişmiş’ yapay zekâ da en fazla bir siyonistin insanlığı kadar ‘gelişmiş’.
Yapay zekâyla ilgili her türlü komplo teorisi yazılıp çizildi. Hemen hemen her görüş de aynı noktaya çıktı: Yapay zekâ bir gün dünyayı ele geçirebilir ve sonrasında insanlık için istenmeyen hâdiseler yaşanabilir. İsrail’in 7 aydır Gazze’de uyguladığı ve 40 binden fazla sivilin katledildiği soykırımda, işte bu ‘post-apokaliptik’ yapay zekâlardan birini kullandığı ortaya çıktı.
İsrail merkezli +972 Dergisi ve Local Call tarafından yapılan bir araştırma, ‘Lavanta’ adı verilen bu yazılımın Gazze soykırımında kullanıldığını ve 40 bin şehidin yarısının neden ilk birkaç haftada katledildiğini ortaya koyuyor.
Devam eden Gazze soykırımında hepsi de orduda görev yapan ve ‘suikast için hedef oluşturmak’ amacıyla yapay zekânın kullanılmasına ilk elden dâhil olan altı İsrailli istihbarat görevlisine göre Lavanta, Gazze Şeridi’ndeki benzeri görülmemiş bombalamalarda kilit bir rol oynadı.
Lavanta yazılımı, Gazze Şeridi’ndeki 2.3 milyon sivilin ‘tamamından’ toplanan bilgileri bir kitlesel gözetleme sistemi aracılığıyla analiz ediyor, ardından her bir kişinin Hamas veya direnişin askeri kanadında aktif olma ihtimalini değerlendiriyor. Kaynaklara göre makine, Gazze’deki hemen hemen her kişiye 1’den 100’e kadar puan vererek onların mücahid olma ihtimalinin ne kadar yüksek olduğunu ifade ediyor. Ve yine itirafçıların açıklamasına göre Gazze’de ‘puanlanmamış’ hiç kimse bulunmuyor.
Lavanta yazılımı, Gazze Şeridi’ndeki 2.3 milyon sivilin ‘tamamından’ toplanan bilgileri bir kitlesel gözetleme sistemi aracılığıyla analiz ediyor, ardından her bir kişinin Hamas veya direnişin askeri kanadında aktif olma olasılığını değerlendiriyor. Kaynaklara göre makine, Gazze’deki hemen hemen her kişiye 1’den 100’e kadar puan vererek onların militan olma ihtimalinin ne kadar yüksek olduğunu ifade ediyor. Ve yine itirafçıların açıklamasına göre Gazze’de ‘puanlanmamış’ hiç kimse bulunmuyor.
- Hazırlıkları 3 yıl önce tamamlamışlar
- İsrail’in Gazze’de bir soykırım için uzun zamandır hazırlık yaptığı, soykırım sırasındaki organizasyon ve dış desteğin boyutundan anlaşılabiliyordu. ‘Lavanta’ yazılımıyla ilgili itiraf ise 2021 yılında gelmişti. “Tuğgeneral YS” takma adını kullanan İsrailli bir üst düzey asker, “İnsan-Makine Ekibi: Dünyamızda Devrim Yaratacak İnsan ve Yapay Zekâ Arasında Sinerji Nasıl Yaratılır” başlıklı İngilizce bir kitap yayınladı.
- Daha sonradan bu kişinin İsrail istihbarat kolu ‘Birim 8200’ ün şu anki komutanı olduğu ortaya çıktı. Tamamen siber savaş konusunda uzmanlaşan ve sadece 18-21 yaş arası yazılımcı Yahudileri kadrosuna aldığı bilinen bu birim, Lavanta’yı da yazan birim. Kitaba göre yazılımın iki amacı var:
- – Birincisi ‘mümkün olduğunca çok potansiyel hedefi belirlemek için büyük miktardaki verileri işlemek’.
- – İkincisi ise ‘hedef’ olarak belirlenen bu binlerce kişiyi en kısa zamanda öldürebilmek için gereken planlamayı yapmak. Kitapta belirtildiğine göre bu kadar çok kişiyi bu kadar kısa sürede öldürmenin önündeki en büyük engel ise ‘insani durumlar’.
- Fakat buradaki ‘insânî durumlar’ bizim anladığımız şekliyle ‘vicdânî’ bir durum değil. İsrail istihbaratına göre insanlar arasındaki emir-komuta zinciri bazen operasyonların (daha doğrusu katliamların) gecikmesine neden oluyor. İşte Lavanta programı da burada devreye giriyor ve hiçbir insan engeline takılmadan kendi kendine karar vererek saniyeler içinde saldırı emri veriyor. ‘İnsanlara’ ise sadece düğmelere basıp katliam yapmak kalıyor.
‘Yeterli sayıda hedef üretemiyoruz’
Birim 8200’ün şu anki komutanı (İsmi sır gibi saklanıyor ve basındaki nadir fotoğraflarda da yüzü gizleniyor) ‘otomatik katliam’ sisteminin ellerini rahatlattığını söylüyor. İnsan personellerin askeri bir operasyon sırasında ordunun kapasitesini sınırlayan bir “darboğaz” olduğunu söyleyen yetkiliye göre “Biz insanlar bu kadar çok bilgiyi işleyemeyiz. Savaş sırasında hedef üretmek için kaç kişiyi görevlendirdiğiniz önemli değil; yine de günde yeterli sayıda hedef üretemiyorsunuz.”
Yapay zekâ için ise hedef üretmek çok kolay. ‘Militan’ olduğu bilinen bir kişiyle Whatsapp grubunda yer almak, hatta onun girip çıktığı dükkânlara girmek, birkaç ayda bir cep telefonu değiştirmek, adres değiştirmek gibi kriterler ‘hedefin puanını artırıyor’. Ve Lavanta bunun gibi yüzlerce kriter kullanıyor.
İlk günlerde belirlenen hedef sayısı 37.000
Birim 8200’ün şu anki komutanı (İsmi sır gibi saklanıyor ve basındaki nadir fotoğraflarda da yüzü gizleniyor) ‘otomatik katliam’ sisteminin ellerini rahatlattığını söylüyor. İnsan personellerin askeri bir operasyon sırasında ordunun kapasitesini sınırlayan bir “darboğaz” olduğunu söyleyen yetkiliye göre “Biz insanlar bu kadar çok bilgiyi işleyemeyiz.”
Raporun itirafçı subaylarına göre soykırımın ilk günlerinde Lavanta sistemi 37 bin Gazzeliyi hava saldırıları için hedef olarak belirledi. İşgal ordusu, makinenin neden bu seçimleri yaptığını kapsamlı bir şekilde kontrol etme veya bunların dayandığı ham istihbarat verilerini inceleme zorunluluğu olmaksızın, subayların Lavanta’nın verdiği ölüm listelerine kesin itaat etmelerini istedi.
Üstelik işgal ordusu bu belirlenen ‘hedeflere’ askeri faaliyet sırasında değil, onlar evlerindeyken ve genellikle geceleri tüm aileleri yanındayken saldırdı. Kaynaklara göre bunun nedeni, istihbarat açısından bakıldığında kişilerin evlerinde tespit edilmesinin daha kolay olmasıydı. Lavanta, hedeflenen kişileri takip etmek ve ailelerinin evlerine girdikleri sırada bombalama yapmak için tasarlanmıştı.
- İlk kez 2021’de kullanıldı
- Yüzü ve ismi basından gizlenen ‘Birim 8200’ün sorumlusu, Şubat 2023’te Tel Aviv Üniversitesi’ndeki Yapay Zekâ Haftası konferansında yaptığı bir konuşmada, ‘Lavanta’ adını kullanmadan bir yapay zekâ sisteminden bahsetmişti. Adının Yoav olduğu iddia edilen Yahudi, sistemi şu sözlerle övmüştü:
- “Bugün kurduğumuz ve çalıştırdığımız önemli araçlardan biri, suçlanan ve sisteme giren kişilerden oluşan bir listeden alınan girdilere göre ‘tehlikeli’ kişilerin nasıl bulunacağını bilen bir sistemdir. Sistem bu işlemi saniyeler içinde gerçekleştiriyor; geçmişte yüzlerce araştırmacının bunu yapması birkaç hafta alırdı.” Yahudi katilin ‘geçmişte’ diyerek bahsettiği ise İsrail’in Mayıs 2021’de Gazze’de gerçekleştirdiği katliamdı.
Sistem ‘akıllı’ ama bombalar aptal
Aralık ayında ABD merkezli CNN televizyonu, Gazze soykırımının ilk iki ayında İsrail tarafından kullanılan bombaların güdümsüz yani ‘aptal bombalar’ olduğunu ortaya koymuştu. Yani herhangi bir hedef gözetmeyen ve rastgele katliam yapan bombalar. O zamanlar İsrail’in ‘Lavanta’ gibi akıllı bir yapay zekâ kullandığı da bilinmiyordu. Açığa çıkan gerçekler, saldırılarda bu akılsız bombaların kullanılmasını, Lavanta denilen ‘akıllı sistem’ tarafından özellikle seçildiğini ortaya koydu.
İtirafçıların açıklamalarına göre Lavanta’nın belirlediği hedef ‘düşük puanlı’ bir mücahid ise sistem otomatik olarak güdümsüz aptal bombaları devreye sokuyor. İtirafçı istihbarat görevlilerinden biri, bunun nedenini şöyle açıklıyor: “Pahalı bombaları önemsiz insanlara harcamak istemezsiniz; bu ülke için çok pahalı ve bu bombalarda kıtlık var. Bu şekilde yüzlerce ‘önemsiz militanın’ evi bombalandı. Ve bu bombalamalar sırasında ölenlerin çoğu ikincil hasardı.”
Yani kayıpların tamamı mâsum sivillerden oluşuyordu. Çünkü Lavanta bir hedefe saldırılması kararı aldığında yetkili askerlerin o saldırıyı onaylamak için sadece 20 saniyesi oluyordu. Ve saldırıdan sonra sözde hedefin öldürülüp öldürülmediği kontrol edilmiyordu. Amaç sadece Lavanta’nın verdiği talimatı gerçekleştirmekti. İtirafçılara göre Lavanta sistemi yazılırken, her ‘alt düzey Hamas görevlisi’ne yapılan suikastta 20 sivilin ölmesi ‘makul’ olarak kodlanmıştı. Sistem, hedefin üst düzey bir Hamas yetkilisi olması durumunda ise 100’den fazla sivilin öldürülmesini ‘kabul edilebilir’ buluyordu. Fakat itirafçılara göre bu sayılar da sadece istatistiki veriler için gerekliydi. Çünkü Lavanta, eğer bir hedefin yok edilmesi emrini verdiyse, bu uğurda ne kadar sivilin katledileceğiyle ilgilenmiyor.
İtirafçılara göre Yahudi aklının daha fazla sivil katledebilmek için kurduğu bu ‘yapay zekâ’ sisteminin birkaç adımı var:
- Adım: Daha fazla hedef getirin
İtirafçıların açıklamalarına göre Lavanta’nın belirlediği hedef ‘düşük puanlı’ bir militansa, sistem otomatik olarak güdümsüz aptal bombaları devreye sokuyor. İtirafçı istihbarat görevlilerinden biri, bunun nedenini şöyle açıklıyor:
Raporda geçen itirafçılar, işgal ordusunda “insan hedefi” isimli bir terim olduğunu söylüyor. Bu terim”etrafta siviller olsa bile kendi özel evinde öldürülebilen üst düzey askeri hedefi” ifade ediyordu. 7 Ekim’den sonra işgal güçleri çarpıcı biçimde farklı bir yaklaşım benimsedi ve rütbeleri veya askeri önemleri ne olursa olsun tüm Hamas üyelerini ‘insan hedefi’ olarak belirlemeye karar verdi. Lavanta yazılımının kodlarına işlenen bu yeni talimatla, soykırımın ilk 6 haftasında 20 bin sivil evlerinde katledildi. 24 Kasım’daki bir haftalık ateşkese kadar 50 bin konut, 220 cami, 3 kilise, 70’ten fazla kamu binası ve hastane yıkılmıştı.
İtirafçı B., bu otomasyonun nedeninin, suikast için daha fazla hedef oluşturmaya yönelik sürekli bir baskı olduğunu söyledi: “Hedeflerin olmadığı bir günde daha düşük bir eşikle saldırdık. Sürekli baskı altındaydık. Üst kademelerden ‘Bize daha fazla hedef getirin’ diye baskı vardı ve bunu söylerken gerçekten bize bağırıyorlardı. Biz de Lavanta’nın derecelendirme eşiğini düşürdük. Sistem zirve noktasında potansiyel insan hedefi olarak 37.000 kişiyi oluşturmayı başardı. Fakat rakamlar her zaman değişti, çünkü bu, bir Hamas ajanının ne olduğu konusunda çıtayı nereye koyduğunuza bağlı. Hamas ajanının daha geniş tanımlandığı zamanlar oldu ve sonra makine bize bomba israf etmenin utanç verici olacağı her türden sivil savunma personelini, polis memurlarını getirmeye başladı. İlk başta makinenin kafasının karışmaması için kontroller yaptık. Ancak bir noktada otomatik sisteme güvendik ve yalnızca hedefin bir erkek olup olmadığını kontrol ettik, bu yeterliydi. Birinin erkek mi yoksa kadın mı sese sahip olduğunu anlamak çok uzun zaman almıyor.”
2. Adım: Babam nerede?
İtirafçılar, Gazze’deki herkesin ilişkilendirilebileceği özel bir evi olduğundan, Lavanta’nın bireyleri aile evlerine kolayca ve otomatik olarak “bağlayabildiğini” söyledi. Operatörlerin evlerine girdiği anı gerçek zamanlı olarak tespit edebilmek için çeşitli ek otomatik yazılımlar geliştirilmişti. Bu programlar binlerce kişiyi aynı anda takip ediyor, ne zaman evde olduklarını belirliyor ve hedef belirleme memuruna otomatik bir uyarı gönderiyor, o da daha sonra evi bombalama için işaretliyordu. Raporda ilk kez tanıtılan bu takip yazılımlarından bir tanesinin adı “Babam Nerede?”
İtirafçılara göre ‘Babam Nerede’ yazılımının tek bir amacı vardı, o da işaretlenen hedefin ailesinin yanına gittiği zamanı tespit etmekti. Yani yazılıma ismi verilen ‘Baba’ aslında katledilen on binlerce çocuğun babasıydı ve ‘babam nerede’ sorusu da aslında o çocukların ağzından soruluyordu. Yahudi katiller bu sisteme o kadar çok hedef girmişti ki bir süre sonra katledilenlerin büyük çoğunluğu kadın ve çocuklar oldu. Bir itirafçı, sistemin nasıl işlediğini şöyle anlattı: “Bir gün tamamen kendi isteğimle izleme sistemine 1.200 kadar yeni hedef ekledim, çünkü yürüttüğümüz saldırıların sayısı azalmıştı. O sırada bu yaptığım bana mantıklı geldi. Ve bu tür kararları almak için yani binlerce insanı hedef olarak sisteme kaydetmek için üst rütbeli olmanıza da gerek yoktu. Sıradan bir sistem çalışanı da bunu yapabiliyordu ve hatta bunun için teşvik ediliyordu.”
“Hedeflerin olmadığı bir günde daha düşük bir eşikle saldırdık. Sürekli baskı altındaydık. Üst kademelerden ‘Bize daha fazla hedef getirin’ diye baskı vardı ve bunu söylerken gerçekten bize bağırıyorlardı. Biz de Lavanta’nın derecelendirme eşiğini düşürdük. Sistem, zirve noktasında potansiyel insan hedefi olarak 37.000 kişiyi oluşturmayı başardı.
3. Adım: Silah seçimi
İtirafçılara göre işgal ordusu paradan tasarruf etmek için akıllı bombaları tasarruflu kullanıyordu. Eğer hedef ‘önemsiz biri’ ise aptal ve ucuz bombalar yeterince hasar veriyordu. Üst düzey Hamas yetkilileri için ise hiçbir masraftan kaçınılmıyor, gerekirse tüm bir mahalle sivil sayısına bakılmaksızın yok ediliyordu. Soykırım sırasında Lavanta’nın otomatik programlarını kullanan C. isimli itirafçı da bu durumu şöyle açıklıyor: “Tek soru şuydu: İkincil hasar açısından binaya saldırmak mümkün mü? Çünkü saldırıları genellikle aptal bombalarla yapıyorduk ve bu da kelimenin tam anlamıyla tüm evi içindekilerle birlikte yok etmek anlamına geliyordu. Ancak bu gibi durumları umursamazsınız, hemen bir sonraki hedefe geçersiniz. Sistem gereği hedeflerin sonu gelmiyor. Çünkü bekleyen 37.000 kişi daha var.”
4. Adım: Sivil saymayı bırak
İtirafçı B., 7 Ekim’den sonraki ilk hafta hakkında şunları söyledi: “İlk başta neredeyse sivil ölümleri hesaba katmadan saldırdık. Hedefin evde olup olmadığına bile bakmadık.” Fakat ilerleyen günlerde işler değişmiş, Gazze Şeridi’ndeki çoğu evin zaten yıkılmış, tüm nüfusun yerinden edilmiş olması nedeniyle Lavanta programı ‘sivil saymayı’ bırakmış.
7 Ekim’den hemen sonra askere çağrılan ve hedef operasyon odasında görev yapan B., “İlk başta atmosfer acı verici ve intikamcıydı” dedi. “Kurallar çok esnekti. Hedefin içlerinden birinde olduğunu bildiğimiz halde dört binayı yıktık. Çılgıncaydı. Ama ordudaki rütbeliler yeterince saldırmadığımız için hayal kırıklığına uğradılar.”
5. Adım: Ek zararın hesaplanması
Ekim ayında New York Times, İsrail’in güneyindeki özel bir üsten yönetilen, Gazze Şeridi’ndeki cep telefonlarından bilgi toplayan ve orduya kuzey Gazze Şeridi’nden güneye kaçan Filistinlilerin sayısına ilişkin canlı tahmin sağlayan bir sistem hakkında haber yaptı. İtirafçılar, o haberin altında yatan gerçeği de ortaya çıkardı. Buna göre işgalciler, bir bölgedeki siviller evlerinden sürüldüğünde, o bölgede hiç sivil olmadığı hesabıyla hareket etti. Yani Gazze’nin kuzeyini boşaltma emri verdiklerinde, tüm kuzeyin insansızlaştığını var saydılar ve saldırılarını ona göre yaptılar.