Eski Hava Kuvvetleri Komutanlığı Başsavcısı emekli Albay Ahmet Zeki Üçok, darbe girişiminin ardından
‘FETÖ’ye yönelik başlatılan soruşturmalara rağmen örgüt hâlâ TSK içinde güçlü
olduğunu savunarak, “TSK’nın çeşitli gerekçelerle ‘demokrasiyi getirmek
gibi düzlüğe çıkarmak gibi’ yönetime el koyacağına, bunun da FETÖ’cüler
aracılığı ile gerçekleştirileceğine ihtimal veriyorum” diyen Böylesi bir
ortamın yaratılması durumunda FETÖ’cülerin darbe yapabilecek güçte olduğuna
inanıyorum” görüşünü dile getirdi.
Üçok, 15 Temmuz günü pilot Binbaşı O.K.’nın Milli İstihbarat
Teşkilatı’na (MİT) gelerek “Hakan Fidan alınacak”
ihbarında bulunmasına rağmen planlayıcısının Fethullah
Gülen‘in olduğu iddia edilen darbe girişiminin anlaşılamamasını
eleştirdi. Üçok, “Emrinde on binlerce istihbarat elamanı olan MİT, 6-7 ay
süren darbe hazırlık sürecini tespit edememiş, olayı getirip ‘Binbaşı O.K.
söylemedi’ noktasına indirgemiş durumda. İstihbarat değil, dedikodu birimi
denir o zaman. Çok net söylüyorum, O.K.’nin savcılığa verdiği ifadesinde ‘darbe
olacak’ uyarısı var” dedi.
15 Temmuz’dan sonra başlatılan soruşturmaların ‘FETÖ’nün siyasi
ayağına uzanmamasını “Türkiye’deki bütün kurum ve kuruluşlara sirayet
etmiş bir örgüt, siyasetten uzak durmaz” sözleriyle eleştiren Üçok,
“En son Emniyet’e yapılan 9 bin kişilik operasyonda Fetullah’ın STK ve
siyasetle ilgili ‘renklendirme’ adı altında yeni bir yapılanmaya girdiği
belirtiliyor. Yani en kripto olanların devreye sokulması. Şöyle diyorlar ‘Ölü
yıkayıcının önündeki ölü kadar sessiz, bağlı ve her şeyi kabule hazır olanlar…’
Siyasi ayak ile ilgili süreci savcılar ortaya çıkaracaktır” iddiasını
ortaya attı.
Darbe girişiminden yaklaşık on ay sonra 15 Temmuz günü
yayımladıkları “Sözcü Erdoğan’ı buldu” başlık haber gerekçe
gösterilerek iki gazetecinin tutuklanmasını eleştiren Üçok,
“Cumhurbaşkanı’nın tatil yapacağı yeri haber yaparak örgüte yardım’
deniyorsa, savcılıkta bir problem var demektir” değerlendirmesinde
bulundu. “Cumhurbaşkanı’nın emir subayı Ali Yazıcı‘nın
tatil yaptığı yerini bildiği ve uçuş rotasını öğrenmek için 16 defa telefonla
aradığı bütün savcılık kayıtlarında var” diyerek iddianamede yer alan
ifadeyi hatırlatan Üçok, gazetecilerin tutuklanmasını “Yaverin
Cumhurbaşkanı’nın yerini öğrendikten sonra örgütün de öğrendiğini, hatta ondan
sonra hareket edeceği yeri öğrenme çabası olduğunu görüyoruz. Haber üzerinden
öğrenildi demek doğru değil” diyerek yorumladı.
Ahmet Zeki Üçok, FETÖ’nün öldürülecek kişiler için hazırladığı
listelerin tamamında, ilk 20 içerisinde bulunduğunu iddia etti. Üçok,
“Daha önce, kızım için ‘böbreklerini sökerek öldürme’, karım için ise
‘otobüsle ezerek öldürme’ gibi tehditler aldım. Ölürsek de ölmüş oluruz”
diye konuştu.
16 Temmuz sabah helikopterden beraber inen Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar ve
AKP millitvekili Şaban Dişli‘nin
kardeşi Mehmet Dişli‘yle
ilgili bir iddiayı gündeme getiren Üçok “Akar’ın ‘Dişli de FETÖ’cüdür,
alın bunu da dedim’ diye ifadesi var. Ben bunun böyle olmadığını, bir trafik
görevlisi polis memurunun ihbarıyla Dişli’nin tutuklandığını duydum”
dedi.
Sözcü gazetesinden Başak Kaya‘ya
konuşan Ahmet Zeki Üçok’un açıklamaları şöyle:
Yüzde 15 ihraç: 2006-2015
arasında yapılan incelemede, soruların tamamının alındığı ve FETÖ ile
ilişkili kişilerin yüzde 80 oranında okullara giriş yaptığı tespit edildi
Topladığınızda 60-70 bin kişilik bir rakam ortaya çıkıyor. Oysa TSK’dan 7 bin
500 kişi ihraç edildi ve yüzde 10-15 civarında temizlenmiş durumdalar. Halen
TSK’da en güçlü grup FETÖ’cüler. Nereden baksanız hâlâ 40-50 bin FETÖ’cü var.
Bu savcılıkların yaptığı tespitler.
180 FETÖ’cü pilot uçuyor: Geçtiğimiz
aylarda Konya Cumhuriyet Savcılığı 280 pilotu gözaltına aldı, 100’ü tutuklandı.
180’i itirafçı oldukları için adli kontrol şartıyla serbest kaldı. Yani
FETÖ’cüler, şu anda görevde ve uçuyorlar. 180 pilot, 90 tane uçak demek. Böyle
bir potansiyel orada duruyor.
Bir milyon kişi: 70
bin civarında polis ile okullardan çıkarılan 24 bin askeri öğrenci var. Hepsi
silah kullanmayı biliyor. Diğer kamu kuruluşlarını da dahil ettiğinizde 150-200
bin civarında bir topluluk. Bu kişiler devlete kızgın, işinden atılmış,
ailelerini geçindiremeyen, provoke edilmeye açık bir topluluk. Aileleri ile
düşünüldüğünde 1 milyon belki biraz daha fazla kişi.
Diplomaları bile yok: 203
askeri okul öğrencisinin ortaokul diplomasının bile olmadığı belirlendi. Yurt
dışında çeşitli okullardan alınmış diplomaları görülüyor. Bir gün bile yurt
dışına çıkmamışlar. Keşke askeri okullar kapatılmasaydı ama durum bu.
“Ölü yıkayıcının önündeki ölü kadar sessiz, bağlı ve her
şeyi kabule hazır olanlar”
Siyasi ayak: Türkiye’deki bütün
kurum ve kuruluşlara sirayet etmiş bir örgüt, siyasetten uzak durmaz. En son
Emniyet’e yapılan 9 bin kişilik operasyonda Fetullah’ın STK ve siyasetle ilgili
‘renklendirme’ adı altında yeni bir yapılanmaya girdiği belirtiliyor. Yani en kripto
olanların devreye sokulması. Şöyle diyorlar ‘Ölü yıkayıcının önündeki ölü kadar
sessiz, bağlı ve her şeyi kabule hazır olanlar…’ Siyasi ayak ile ilgili süreci
savcılar ortaya çıkaracaktır.
Böcekçiler serbest: Askeri
yargı ile ilgili sayısız şikayetim var. 14 kişiyi yazılı olarak şikayet ettim.
Kumpas davalarında bizimle ilgili kararları bozmuşlardı. Erdoğan’ın evine böcek
koyma olayı ile ilgili bir korumanın üzerinden not çıktı. Notta “Üçok’un ve
Mehmet Çelik’in Askeri Yargıtay’daki davasını hizmetin hakimleri hukuka aykırı
olarak bozmuşlar. Böyle şeylere tevessül etmeyin hizmetin hakimleri açığa
çıkıyor. Bu bizim için iyi olmuyor” yazıyor. Mahkum edenler, Yargıtay kararını
onayanlar belli. Bu resmi belge değil mi? Şikayet ettik ama kovuşturmaya yer
olmadığına karar verildi.
İş adamını rakipleri mi tutuklattı: Ankara’da
2 korgeneral darbe gecesi beraberler. Biri Garnizon Komutanı, diğeri EDOK’ta
komutan. Bütün gece beraberler, televizyona çıkıyorlar, 1. Ordu Komutanı’nın
Genelkurmay Başkanı ilan edilmesi üzerine emirleri ilgili yerlere iletiyorlar.
Bakıyorsunuz biri Garnizon Komutanı olarak devam ediyor, diğeri 11 aydır
hapiste. Tutuklu generalin akrabalarından biri işadamı.. Bu kişinin rakipleri,
çeşitli angajmanlar bularak hapiste kalması için çaba sarf ettiğini duydum.
Böyle bir şey varsa en büyük ihanettir.
Atama listesi: ByLock
ve atama listeleri en önemli iki delil. Darbe girişimi gecesi Genelkurmay
Karargahı’ndaki en yüksek rütbeli askerlerden biri Personel Başkanı Korgeneral
İlhan Talu… İfadesinde “Göreve devam görünüyorum ama 27 TSK mensubu
hakkında hiçbir işlem yapılmadı, hatta terfi ettiler. Ben niye tutukluyum”
diyor. Görevden alınanlar hakkında hiçbir işlem yapılmadı. Bunlar beni daha çok
endişelendiriyor.
“MİT değil, dedikodu birimi”
Binbaşı O.K: Emrinde on
binlerce istihbarat elamanı olan MİT, 6-7 ay süren darbe hazırlık sürecini
tespit edememiş, olayı getirip “Binbaşı O.K. söylemedi” noktasına indirgemiş
durumda. İstihbarat değil, dedikodu birimi denir o zaman. Çok net söylüyorum,
O.K.’nin savcılığa verdiği ifadesinde ‘darbe olacak’ uyarısı var.
“FETÖ’cüler halen darbe yapabilecek güçteler”
İç çatışma: 15 Temmuz’da Cumhurbaşkanı
yakalansaydı darbe başarılı olurdu. Şu anda da Cumhurbaşkanı’nın etkisiz hale
getirilmesi durumunda, çok büyük bir karışıklık olacağını, NATO, AB veya ABD
hangisi olursa olsun bu örgütü provoke edeceğini düşünüyorum. Yaklaşık 1 milyon
kişinin çok kanlı iç çatışmalara neden olabileceğine, Alevi-Sünni, Kürt-Türk
tetiklenmesiyle ve TSK’daki kişilerin harekete geçmesiyle çok kanlı bir ortamın
yaratılacağına, bunun sonunda TSK’nın çeşitli gerekçelerle (demokrasiyi
getirmek gibi düzlüğe çıkarmak gibi) yönetime el koyacağına, bunun da
FETÖ’cüler aracılığı ile gerçekleştirileceğine ihtimal veriyorum. Böylesi bir
ortamın yaratılması durumunda FETÖ’cülerin darbe yapabilecek güçte olduğuna
inanıyorum.
“Dişli’yi, Akar değil, bir trafik polisi tutuklattı”
General Mehmet Dişli ve Mehmet Partigöç, darbenin bir ve iki
numarası. Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar, İstanbul’daki bir toplantıda “Dişli
ve Partigöç sadece elim kolum değil, kalbimle beynim” diyor. Bana ise “İçeride
FETÖ’cüler var” dediğim için TSK’nın manevi şahsiyetini rencide etmekten suç
duyurusunda bulundu. Partigöç, Yurtta Sulh Konseyi bildirisinin altında
adı olan kişi, Dişli ise Akar’ı helikopterle götüren kişi. Akar’ın “Dişli de
FETÖ’cüdür, alın bunu da dedim” diye ifadesi var. Ben bunun böyle olmadığını,
bir trafik görevlisi polis memurunun ihbarıyla Dişli’nin tutuklandığını duydum.
Ölen 249 kişinin ölümünde vebali olanların görevden alınması gerektiğini hep
söyledim. Akar, Genelkurmay Başkanı olmasını Balyoz kumpasına borçludur.
“Sözcü’ye yönelik iddialar hayatın akışına aykırı”
Sözcü’ye yönelik operasyonun, yaşanan son süreçteki en radikal
işlemlerden biri olduğu ifade eden eski hakim Ahmet Zeki Üçok, şunları söyledi:
“Biz 5 yıl hapiste yattık. Sözcü yazarları bu süreçte FETÖ ile
ilgili en az 100 yazı yazmıştır. ‘Cumhurbaşkanı’nın tatil yapacağı yeri haber
yaparak örgüte yardım’ deniyorsa, savcılıkta bir problem var demektir.
Cumhurbaşkanı’nın emir subayı Ali Yazıcı’nın tatil yaptığı yerini bildiği ve
uçuş rotasını öğrenmek için 16 defa telefonla aradığı bütün savcılık
kayıtlarında var. Yaverin Cumhurbaşkanı’nın yerini öğrendikten sonra örgütün de
öğrendiğini, hatta ondan sonra hareket edeceği yeri öğrenme çabası olduğunu
görüyoruz. Haber üzerinden öğrenildi demek doğru değil. Oradaki helikopterdeki
kişilerin verdiği ifadelere göre Cumhurbaşkanı’nı almak için gece 03.00’te olsa
gideceklerdi. Öne alındığı için apar topar geldiler. Darbe gece 03.00’te
olsaydı iki kargo uçağı ile milletvekillerini, bakanları alacaklardı. Bunlar
bilinen darbenin planları içinde olan şeyler. Haber üzerinden öğrendiler demek
hayatın olağan akışına aykırı bir durum. Özellikle SÖZCÜ Gazetesi’nin
hükümete karşı muhalif tavrından dolayı kamuoyunun çok dikkatini çekeceği belli
olan bir operasyon.”
“FETÖ, ‘Kızının böbreklerini sökeceğiz’ diye tehdit
etti”
Ahmet Zeki Üçok, FETÖ’nün öldürülecek kişiler için hazırladığı
listelerin tamamında, ilk 20 içerisinde bulunduğunu kaydetti. “Listedeki en
rütbesiz, en fakir benim” diyen Üçok şunları kaydetti: “Geçen 5 Aralık’ta
Ankara Valiliği benim için korumalı ev, işyeri gibi özel koruma kararı verdi.
Korumalı lojman talep ettim 7 aydır cevap alamadım. O nedenle protesto ettim.
Daha önce, kızım için ‘böbreklerini sökerek öldürme’, karım için ise ‘Otobüsle
ezerek öldürme’ gibi tehditler aldım. Ölürsek de ölmüş oluruz.”