Zeki Sarıhan : FINDIK CAN ÇEKİŞİYOR !
CHP’nin Ordu’dan Giresun’a kadar yaptığı üç günlük “Fındık Yürüyüşü”
ve mitingi sırasında bölgedeydim. Zaten bölge halkının dilinden ve umurundan
hiç düşmeyen fındık fiyatları konusu başlıca sohbet konusuydu.
Hangi partiye oy vermiş olursa olsun bu yılki fındık
fiyatlarından yakınmayan yok. Fındık fiyatı
her gün az inip çıkmakla birlikte şu günlerde (2 Ekim) serbest piyasada
50 randıman hesabıyla 8.5 liradan işlem
görüyor. Fiskobirliğin devreden çıkarılmasıyla onun yerine alım yapan Toprak
Mahsulleri Ofisi (TMO) ise kiloya 10 lira veriyor. Ziraat Odaları ve yurttaşlar,
yaptıkları hesaplarla bir kilo fındığı 8.75 TL’ye mal ettiklerini, dolayısıyla
zarar ettiklerini söylüyorlar. Fındığın hakkının 15 lira olduğunu ileri
sürüyorlar. Nitekim geçen yıl mevsim başlarında 15 lirayı gören ürün 7.5 liraya
kadar inmişti.
Benim köyde babadan kalma 8.5 dönüm bir fındık bahçem
var. Komşulardan birine ortağa
veriyorum. Allah herkese daha fazlasını versin,
bu yıl benim payıma masraflar çıktıktan sonra 561 kilo fındık düştü.
Miras yoluyla bahçelerin çok fazla bölünmesi nedeniyle ortalama bahçe
büyüklükleri de sanırım 10 dönüme indi. Hemşerilerimin çoğunun yaptığı gibi onu
köyün iki tüccarından biri olan yeğenime emanet olarak bıraktım. Emanet şu
demek: Fındığın parasını ne zaman isterseniz, o günkü fiyattan alıyorsunuz. Bu
nedenle ürünü elden çıkarmış olanların dışında parasını henüz almamış olanların
gözü kulağı sürekli oynayan fiyatlarda. Tüccarlar da aldıkları fındığı fındık
işleme fabrikalarına satıyorlar. Parasını şimdi alsam 4.777 lira alacağım ki
bunun 280 liralık gübre tutarı da benden çıktı. Fındığının başında bulunanlar
ondan bir çeşit işçilik parasını çıkarıyorlar. Bu ise ürünün bol olduğu yılda
bile (bu yıl iyi idi) üç asgari ücret demektir.
Fındığın yüzde 70’sini ürettiği halde Türkiye’nin fiyat
belirlemede söz sahibi olmayışı, bunun bir İtalyan şirketine ait olması
herkesin canının sıkıyor. Hükümetin elinden de bir şey gelmiyor ki fındığa
değerini veremiyor. Bu durumda hükümet için tek bir çözüm kalıyor: Fındığa hak
ettiği fiyatı vererek çiftçiyi desteklemek ve aldığı fındığı askeriye ve okul
gibi yerlerde değerlendirmek. İneği varsa otundan yararlanıyor ve kışlık
yakacağını köylü artık fındık bahçelerinden sağlıyor.
Tarım kuruluşları fındık sorununda çözüm olarak hükümetin
destekleme alımı yapmasının yanında dönüm başına verimliliğin artırılması,
Bütün Karadeniz’e yayılmış dikim alanlarının daraltılması, fındıktan başka
kivi, çilek, arıcılık, besicilik gibi başka ürünlere de yönelinmesini
öneriyorlar.
KÖYLÜ NEDEN HAREKETE GEÇMİYOR?
CHP’nin üzüm mitingi gibi fındık yürüyüşü ve mitingi yapması,
bu konularda geç kalmış olmakla birlikte küçümsenecek bir eylem değil. Zararın
neresinden dönülürse kâr sayılır. Ancak fındık üreticilerinin bu eyleme
beklendiği kadar katılmadığı da bir gerçek.
Birçok kişiyle bunun nedenini tartıştım. Çoğunluğun kabul ettiği sebep,
fındığın eskisi gibi bölge halkının tek hatta birinci sırada geçim kaynağı
olmaması. Geçim kaynaklarının emekli maaşı başta olmak üzere çeşitlenmiş
olması.
Hükümet dönüm başına bir destekleme bedeli de veriyor. Köyde
oturan sayısı kadar, büyük kentlerde yaşayan köylü nüfusu var ve bunlar çeşitli
sektörlerde çalışıyorlar. Köyde
kalanlara da para aktarıyorlar. Tarım sektörü gitgide önemini kaybediyor. Çok az ailede inek var, diğerleri ihtiyaçları
olan sütü bu ailelerden alıyor. Tavuk besleyen kalmamış gibi. Hemen herkes
ekmeğini bakkaldan ve gezici dağıtıcıdan aldığı için mısır ekilen tarla parçası
kalmamış gibi.
Bu durumda köylülere “Köyünden ayrılma, tarlana, bahçene bak,
geçimini oralardan sağla” demenin bir faydası yok. Köylüler de doğdukları yerde
değil doydukları yerde yaşamak ve kendilerini doyuracak işlerde çalışmak
istiyorlar. Bunun içindir ki köylüler, fındık yürüyüşüne katılmakta isteksiz
davrandılar. AKP’nin mitinge katılanları fişleyeceği, bunun da bir çekingenliğe
sebep olduğunu söyleyenler oldu. Hükümet
bu yürüyüşü dert etmedi. “TMO’nun alımlarını hızlandıracağım” demekle yetindi.
Fatsa’da ilk fındık mitingi 5 Ağustos 1968’de Ziraat Odası
tarafından yapıldı. 13 Temmuz 1969’daki ikinci mitingde, mitingi tertipleyen
arkadaşlar bana da bir konuşma yaptırdılar. Daha sonraki yıllarda bölgede çok
katılımlı ve karayolunun saatlerce trafiğe kapatıldığı mitingler yapıldı.
Günümüzde tek geçim kaynağı fındık olsaydı, üreticiler Karadeniz sahil yoluna
sığmazdı.
Gene de köylüler CHP’nin yürüyüşü sırasında şöyle demekten
geri durmuyorlardı: “Bir faydası olur mu acaba?” (3 Ekim 2017)
Fotoğraf: Fatsa Cumhuriyet Meydanı’nda fındık mitingi, 1969