Soğuk
Savaş sonrası dünyada, Sovyetler Birliği’nin dağılmasıyla birlikte, Amerika
Birleşik Devletleri kendisini dünyanın tek efendisi ilan etmişti. Ama uzun
sürmedi.
Önce
Afganistan sonra Irak ve bugün de Suriye’de darbe üzerine darbe aldı. Sadece
Batı Asya’da değil Avrupa’da da etki gücünü yitirmeye başladı. Almanya Asya’ya
yöneldi. Fransa bocalasa da geleceğin Asya’da olduğunu görüyor.
Daha
da önemlesi 1945’lerde başlayan Türkiye’yi “Küçük Amerika” yapma projesi artık
tarih olma yoluna girdi. Türkiye’nin Atlantik denen şer cephesinden
kurtulmasının daha emin adımlarlara devam etmesi bugün iktidarda olan AKP
zihniyetiyle pek olanaklı görünmüyor. Diğer taraftan Türkiye artık geri dönülmez
bir yola girmiştir. Bölge ülkeleriyle birliğini sağlamlaştıran, Avrasya’nın
başı dik, bağımsız ve üreten bir ülkesi olma yolu bu. Bunu da ancak ülkemizin
tüm milli güçlerini temsil eden bir Milli Hükümet başaracaktır. Türkiye’de bu
birikim ve kadro vardır.
Yenilen,
çözülen ve etki gücünü yitiren Amerika’nın “Yeni Dünya Düzeni”, “Neoliberal
küreselleşme” politikalarının iflas ettiği, Büyük Ortadoğu Projesi’nin (BOP)
sonunun geldiği Avrupa basınında bolca yer alıyor. Ama bu gelişmeleri Türk
devrimcilerinin daha önceden gördüğü ve analiz ettiğini Batı basınını yakından
takip eden biri olarak rahatlıkla söyleyebilirim.
Vatan
Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek Aydınlık gazetesindeki köşesinde bunun
öncülüğünü yapmaktadır. Son olarak, “Yeni bir dünya kuruluyor” başlıklı yazısı
okunmalıdır. Aynı şekilde Aydınlık’ta Vatan Partisi Genel Başkan Yardımcısı
Soner Polat’ın “Yepyeni bir uluslararası düzen” ve Mehmet Yuva’nın “Yeni bir
dünya doğuyor” başlıklı yazıları dünyanın gidişatı ve yeni saflaşmalar üzerinedir.
Türk
devrimcilerinin sonyıllarda ısrarla söylediklerini şimdi Batılı uzmanlar
söylüyorlar. Alastair Crooke; eski M16 ajanı, eski AB Dışilişkiler Yüksek
Komiseri Javier Solana’nın danışmanı ve bugün conflictsforum.org’un müdürü ve
Batı Asya uzmanı. Son yazısının başlığı “Çözülen Amerikancı Düzen”.
Crooke,
yazısında 90’lı yıllarda yaşanan ABD merkezli tek kutuplu dünyanın artık
çözülmeye başladığını, 2015’te Putin’in Suriye’de savaşa dahil olarak Esad’ın
yanında yer almasıyla Bush döneminde ilan edilen Büyük Ortadoğu Projesi’nin
kesin olarak sona erdiğini, bölgedeki askeri üslerini korumakla birlikte
ABD’nin tek kutupluluğunun sona erdiğini yazıyor.
Rusya’nın
bölgeye gelmesiyle dengelerin değiştiğini söyleyen Crooke, Irak ile İran
sınırının, Suriye ile Irak sınırının açıldığını, Irak ile Türkiye arasında
doğrudan ticari ilişkilerin başladığının altını çiziyor.
ABD
ve Avrupa’da ulusal egemenliklerin zayıflamasına karşı reaksiyonların artığını
söylüyor Crooke. Diyor ki, siyasal ve kültürel alanda “yeniden egemenlik”
hareketleri gelişiyor. Son yıllarda Avrupa’da küreselleşme ve AB karşıtı
partilerin güçlenmesi buna örnektir.
ABD
ve İsrail’in İran ve İsrail arasına bir tampon bölge oluşturamamasını endişe
verici buluyor Crooke. Crooke’un bahsettiği bu tampon bölgenin “İkinci İsrail”
olduğu çok açık değil mi?
Kısaca;
evet yeni bir dünya kuruluyor. ABD’nin başını çektiği Atlantik cephesi
çökerken, Doğudan Avrasya’nın bağımsız ve paylaşımcı ülkeleri yükseliyor.