TERÖR

FETÖ ÖRGÜTÜ DOSYASI : FETÖ yavaş yavaş yeraltına geçiyor

FETÖ yavaş yavaş yeraltına geçiyor

İstihbarat birimleri, bir süredir FETÖ’nün
silahlı eylemlere başlayabileceği konusunda bilgiye sahip. Peş peşe büyük
darbeler alan örgüt, tıpkı benzerleri gibi yeraltına iniyor.



Ülkenin ulusal güvenliğini tehdit eden bir
istihbarat organizasyonuna dönüşen ve “terör örgütü” tanımlaması yapılan
FETÖ’nün, neden hâlâ bitirilemediği sorusunu yanıtlamaya kaldığım yerden devam
edelim.

FETÖ’ye
karşı 15 Temmuz’dan
önce yapılması gerekenler konusunda eksik ya da yetersiz davranıldığını dünkü
Büyüteç’te dile getirmiştim.Siyasi kararlılığa rağmen 17-25 Aralık’tan 15
Temmuz’a kadar geçen süreçte yol haritasının eksikliği ile soruşturmaların tek
elden yürütülememesi sürecin bu noktaya ulaşmasını sağladı.

Soruşturmalar
gösterdi ki FETÖ sadece TSK,
yargı ve emniyette değil, para kaynağını elinde tutan hemen her yerde
kadrolaştı.

Ekonomik gücü arttı

Yetmedi,
silahsız kuvvetler olarak adlandırılan dernek, sendika, vakıf gibi sivil toplum
kuruluşlarında, holding düzeyindeki özel teşebbüslerde, mütevelli heyetler
aracılığıyla günlük ticaret ve siyasette yıllar içinde bir sistem kurdu.

Şirketlerinin
ekonomik açıdan güçlenmesine yönelik her türlü yasal düzenlemenin yapılmasını
sağlayan FETÖ, ticareti ve eğitimi kullanarak yurtdışında da önemli boyutta
paraya hükmetti.

Devletin
tüm hafızasına sahip olan FETÖ, bu bilgileri kullanarak toplumun her kesiminden
topladığı “himmetler”le ekonomik ve finans gücünü artırmayı bildi.

15
Temmuz’dan sonra ekonomik gücü kesilmeye başlayan FETÖ, bu süreç öncesinde
bürokrasinin ağır davranmasını fırsat bilip
finans kaynaklarının büyük bölümünü yurtdışına taşıdı.

Örgüt,
halen yurtdışındaki gelir kaynaklarından Türkiye’deki kadrolarına para
aktarmaya devam ediyor. Ayrıca, yine yenilenen kadroların oluşturduğu himmet
sistemi, kısmen de olsa devam ediyor. Ülke genelinde yapılan operasyonlarda bu
yönde bilgi ve belgelere ulaşılıyor.

Devletin,
örgütün finans kaynaklarına gecikmeli olarak el koyması ve muvazaalı satışlar
örgütün maddi kazançlarına devam ettiğini gösteriyor. Bu nedenle, hakkında
işlem yapılan şirketler ve şüphelilerin mal varlıklarının yanısıra muvazaalı
satış işlemlerinin de ilgili kurumlarca araştırılması önemli.

FETÖ’cüler renklendi

FETÖ’nün
henüz bitirilememesinin bir diğer gerekçesi ise, örgüt üyelerinin
“renklendirmeye” girmiş olması.

Yapılan
soruşturmalara göre, kimlikleri deşifre edilmemiş pek çok FETÖ üyesinin, şu
anda devlet içinde daha aktif faaliyet yürüten farklı dini grup ve yapılar
içine geçiş yaparak “renklenmeyi” başarması, kimi zaman FETÖ’yle ilgili yapılan
çalışmalarda örgüt lehine kararların alınmasına olanak sağlıyor.

Büyük
bir kentimizde yapılan bir operasyonda, iki FETÖ üyesi arasındaki ByLock
yazışmasında; bir FETÖ’cünün “İlim Yayma’da kimse var mı?” sorusuna diğer
FETÖ’cünün “Ben henüz yeniyim. Güven sağlayamadım” yanıtını vermesi dikkat
çekici.

Buna
benzer pek çok “renklendirme” vakası var.

KPSS soruşturmalarında
başka cemaatlerden girenlerin bazılarının FETÖ bağının çıkması buna örnek.

Yine, Rusya’nın Ankara Büyükelçisi
Karlov’u öldüren katilin başka bir dini yapı içinde olduğunu ortaya koymasına
karşın FETÖ’nün mahrem imamıyla bağına ulaşıldı.

Eskişehir’deki
üniversite katliamın katil zanlısının “renklendiği”ne yönelik iddialar var.

Farklı
cemaat ve dini gruplara katılımda büyük artışlar yaşanıyor.

Bu
bireylerin “renklenmiş” FETÖ’cü olabilecekleri yönünde istihbaratlar ve
değerlendirmeler mevcut.

Üst yönetim kaçtı

FETÖ’yle
mücadele sürecinde örgütün yönetici konumundaki isimlerinin tamamına yakını
yurt dışına kaçtı.

Bu
durum, örgütün yurt dışından yönetilmesine imkan veriyor.

Verdikleri
mesajlar örgüt kadrolarının yeniden yapılanmasına olanak sağlıyor.

Bu
yönde önleyici tedbirler alınmakta zorlanılıyor.

FETÖ’nün
yurtdışındaki faaliyetlerini izlemeleri ve yerel güvenlik birimleriyle
bağlantıyı kurmaları için yurtdışı güvenlik ataşelerinin henüz görevlendirmesi
yapılamadı.

Bürokrasideki
kripto FETÖ’cüler tam olarak ortaya çıkarılamadı.

Kimi
renklenmiş, kimisi kendisini gizlenmeyi başarmış bürokratlar halen görevde.

Pek
çok örneği var, ama son örnek Mardin’den.
Aynı zamanda belediye başkanlığına kayyum olarak atanan iki kaymakam, geçen
hafta FETÖ’cü oldukları gerekçesiyle görevden alındı.

İçişleri
Bakanı Süleyman Soylu’nun, bu iki isimle ilgili kararnameyi önüne getirenlere
karşı tutumunun ne olacağı merak konusu.

İki
kaymakamın referansları da merak ediliyor.

FETÖ’nün
halen devam ettiği konusunda başka bir parametre bürokrasideki atamalar.

Geçmişte
FETÖ’yle bir şekilde yolu kesişen ancak daha sonra yollarını ayıran
bürokratlardan bazıları görevlerine devam ediyor.

Özellikle
örgütün sivil toplum kuruluşlarını biçimlendirmesi sırasında fikir birliği
içinde olan bazı üst düzey bürokratlar sessiz kalarak çalışmalarına devam
ediyor.

‘Normalleşme 8-10 yıl sürer’

Cumhurbaşkanı
Erdoğan, 1 Nisan’da Antakya’daki
konuşmasında önemli bir değerlendirme yaptı. Erdoğan, “Bu mücadelede yanlış
yapanları, işi sulandıranları, suçluları koruyanları, asıl hainleri bırakıp
gariban insanların üstüne çullananları görür, duyar, tespit edersek, onların da
yakalarına yapışmaktan asla çekinmeyiz” dedi.

Zira,
FETÖ şüphelilerini dosyalardan çıkarmak ya da hiç dosyalarda olmayan kişilere
“FETÖ korkusu” vererek “kurtarmak” isteyen bir grup insanın varlığı biliniyor.

Bu
kişilerin para karşılığında iş yaptıkları yönünde şikayetler Cumhurbaşkanlığı’na
kadar ulaşmış durumda.

Çok
örnekler mevcut. Ancak, şu durumun altını çizmek gerekiyor.

İstihbarat
birimleri, bir süredir FETÖ’nün silahlı eylemlere başlayabileceği konusunda
bilgiye sahip. Bu bilgi sadece devletin üst düzeyiyle paylaşılıyor.

Örgüt,
terör örgütü tanımlaması altında büyük darbeler alıyor. Ve tıpkı benzerleri
gibi yavaş yavaş yeraltına geçiyor. İzlenimler bu yönde.

FETÖ’nün
siyasetteki faaliyetlerine yönelik haberleşme kayıtları mahkeme dosyalarına
yansımış durumda.

Geçtiğimiz
günlerde görüştüğüm üst düzey bir yetkiliye FETÖ konusundaki normalleşme
süresinin ne olduğunu sorduğumda “8-10 yıl arasında” yanıtını aldım.




























































































Anlaşılan
daha yapılacak çok iş var.