BİYOGRAFİ & KİM KİMDİR ? NE NEDİR ?

BİYOGRAFİ DOSYASI : AKP TARAFINDAN SAHİP ÇIKILMAYAN TERÖRLE MÜCADELE KAHRAMANI GAZİ ASTSUBAY KORAY GÜRBÜZ KİMDİR ????


ÖZEL
BÜRO NOTU :
AŞAĞIDA GAZİ KOMUTANIMIZIN BAŞINDAN GEÇENLERİ
DUYGULARINIZ KABARARAK OKUYACAKSINIZ. ÇÜNKÜ DUYGULANMAMAK ELDE DEĞİL. BİR ASKERİN
GÖREVİ ÖLMEKTİR ELBETTE. AMA BİR DEVLETİN GÖREVİ DE ÖLMEYİP GAZİ OLAN ASKERİNE
SAHİP ÇIKMAK ONUN TÜM MADDİ SORUNLARINA YARDIMCI OLMAK VE EL ÜSTÜNDE TUTMAKTIR.
AMERİKA’DA HİÇ BİR GAZİNİN MADDİ SORUNU YOKTUR ÇÜNKÜ DEVLETİN BAĞLADIĞI YÜKSEK
MAAŞ İLE GAYET GÜZEL GEÇİNİRLER. KAMUNUN VE ÖZEL SEKTÖRÜN HER ALANINDA BÜYÜK
BİR SAYGI GÖRÜRLER. HALKIN İNANIMAZ BİR SEMPATİSİ VARDIR. AMA BİZİM GAZİLERİMİZ
GAZİ OLDUĞUNA PİŞMAN EDİLİR, MADDİ MANEVİ SORUNLARA KARŞI YALNIZ BIRAKILIR VE
SAHİP ÇIKILMAZ. HAL BÖYLE OLUNCA TERÖRLE MÜCADELE EDECEK ASKERİN GÖREVİNE
VERECEĞİ HASSASİYETTE AZALARAK KAYBOLUYOR. ARTIK KİMSE RİSKLİ BÖLGEDE GÖREV
ALMAK İSTEMİYOR. TESADÜFEN ORAYA GİDENLER DE TORPİL BULUP DAHA RAHAT GÖREVLERİN
PEŞİNDE KOŞUYOR. SORUYORUZ. BİZ BU ŞEKİLDE Mİ TERÖRLE MÜCADELE EDİCEZ. EĞER AK
PARTİ HÜKÜMETİ BU ŞEKİLDE MÜCADELE EDECEĞİNİ SANIYORSA ÇOK YANILIYOR VE BUNUN
CEREMESİNİ DE YAKINDA GÖRECEKTİR. BİZ ASKER DEVLETİZ. AMA BU VASFIMIZ ARTIK
KAYBOLMAK ÜZERE. ASKER İNANCINI YİTİRİRSE İLERİDE AMERİKA’DAN PARALI ASKER
GETİRTİRSİNİZ. AMA TERÖR BİTER Mİ ? ORASI MEÇHUL. ÇÜNKÜ VERDİĞİN KADAR SONUÇ
ALIRSIN. YANİ NE KADAR EKMEK O KADAR KÖFTE. BİZ BU GAZİMİZİN ALNINDAN ÖPÜYOR VE
AK PARTİ SAHİP ÇIKMASA DA BİZ TÜM GÜCÜMÜZLE SAHİP ÇIKACAĞIMIZI İLANEN DUYURUYORUZ.


Koray
Gürbüz 8 Haziran 1973 tarihinde Malatya’da doğdu. Jandarma Astsubay olarak
göreve başladı.


Meslek içi eğitimin ardından Karakol Komutanlığı ve
Tim Komutanlığı görevlerinde bulundu. 1995 yılında Şırnak-Gabar’da
teröristlerle gidilen çatışmada vuruldu.


1998 yılında Siirt-Karadağlar mevkisinde vurularak,
2000 yılında Vazife Malulü olarak emekli oldu.


2
üniversite diplomam var devlet beni fotokopici yaptı


‘Unutmayın’ adlı kitabı ile gazilerin
durumunu anlatan Koray Gürbüz: ‘Ben gazi olduğumda 2 üniversite diplomam vardı,
devlet bana fotokopi işi verdi’ dedi.


Ankara’da yaşayan evli ve bir
çocuk babası 45 yaşındaki Koray Gürbüz, 1995 yılında jandarma astsubay olarak
görev yaptığı Şırnak’ın Gabar Dağı bölgesinde PKK ile çıkan çatışmada
yaralandı. Tedavisinin ardından bir süre sonra yeniden görevine dönen Koray
Gürbüz, bu kez 1998 yılında Siirt/Karadağlar mevkiinde teröristlerle girdiği
çatışmada vurularak yaralandı. Sözcü’den Yavuz Alatan’ın haberine göre: Bu
çatışma sonucu, böbreği, dalağı, safrakesesi ve karaciğerinin yarısı alınan Koray
Gürbüz, iki yıl hastanede yattı. 2000 yılında malulen emekli olan ve “Gazi”
unvanı alan, TSK Üstün Cesaret ve Feragat Madalyası ile Devlet Üstün Hizmet
Madalyası sahibi Koray Gürbüz, daha sonra hem eğitimini geliştirdi, hem de
şehit ve gazilerin yaşadığı hayat hikâyelerini kaleme aldı.


İLK KİTABINI 2003’TE ÇIKARDI


1998 yılında girdiği çatışmada yaralanması sonucu sol kolunu
kullanamayan bu yüzden sağ elle yazı yazmayı sonradan öğrenen Koray Gürbüz, ilk
kitabını 2003 yılında çıkardığını söyledi. Halen Bilkent Üniversitesi’nde
öğretim görevlisi olarak görev yapan Koray Gürbüz, ikinci kitabında ise
Güneydoğu’da terörle mücadele sırasında kendisi gibi “Gazi” olan askerlerin
hikâyelerine yer verdi. 47 gazinin hikâyesinin yer aldığı ve 4 yılda hazırlanan
“Unutmayın” adlı kitabı 19 Eylül “Gaziler Günü”nde yayınlanan Koray Gürbüz,
kitabını ve gazi olduktan sonra yaşadıklarını anlattı.


ONURLU YAŞAM HAKKIMIZ


Gürbüz, “Bizlere vasıfsız işler vermekten vazgeçin. Gaziler onurlu
bir yaşamı hak ediyor. Ben gazi olduğumda 2 üniversite diplomam vardı. Devlet
bana Bayındırlık ve İskan Bakanlığı’nda fotokopi işi verdi. Ancak 3 gün
dayanabildim. Çok zoruma gitti, istifa ettim. Böylece hakkımı da yitirdim”
dedi. Gürbüz şöyle konuştu:


BU SÜRECİ KİMSE BİLMİYOR


Devlet 40 yıldır terörle mücadele ediyor. Gazilerin ne sıkıntısı
var, neler yaşıyorlar, bilen yok. Haberlerde ‘10 asker yaralandı’ diyorlar. Bu
haber insanların kolunu, bacağını ve gözünü kaybettiği anlamına geliyor.
Ömrünün sonuna kadar bakıma muhtaç hale gelme ihtimalini taşıyor. Bu süreci
kimse bilmiyor. Gazilerin asıl dertleri unutulmak. Gözünü kırpmadan ölüme
yürüyenleri, devletin koruyup gözetmesi lazım.


MADALYALI ÇAYCI VAR


Gazi olan Anadolu çocuklarının
çoğunun eğitimi yok. Devletin, işin ötesinde bu insanları eğitmesi, donanım
sahibi yapması lazım. İlkokul ya da lise mezunu gazileri okutup üniversite
mezunu yapması, sonra da onları işe yerleştirmesi lazım. Bu insanları çaycı,
hademe yapmak olayı çözmüyor. Gaziler vasıfsız olmayı hak etmiyor. Türkiye’de
şu anda 4 bin 500 gazi var. Türkiye Cumhuriyeti’nin, gazilerine devlet üstün
hizmet madalyası verip, sonra da onu çaycı yapması kabul edilebilir bir durum
değil.


BİZ FİGÜR DEĞİLİZ


Gaziler sadece tören günleri hatırlanan bir figür olmamalı. Bugüne
kadar hiç bir devlet yetkilisi bizi arayıp derdimizi, tasamızı sormadı. Ben
isterdim ki bir devlet yetkilisi arasın, gazilerin sorunlarını görüşmek
istesin. TBMM’de bir tane gazi ya da, bir tane birinci dereceden şehit yakını
olan milletvekili yok. Ama Meclis’e ‘Gazi Meclis’ diyoruz.


SADECE YILMAZ ÖZDİL


Bu kitapla bir şeylerin değişeceğini düşünüyorum. Gazilerin
yaşadıklarını yazdım. Kitap 2 günde tükendi. Benimle ilgilenen sadece ve sadece
SÖZCÜ Gazetesi yazarı Yılmaz Özdil oldu. Kitabın adına kadar ilgi gösterdi.
Onun kadar şehit ve gazi yakınlarını dinleyen, düşünen başka bir kişi de
görmedim.


GAZİLER ARASINDA AYRIM YAPILIYOR


Güneydoğu gazilerinin verdikleri mücadelenin unutulduğunu
düşündükleri için kitabın isminin ‘Unutmayın’ olduğunu açıklayan Koray Gürbüz,
gaziler arasında ayrımcılık yapıldığını öne sürdü. Gürbüz, şöyle konuştu:
“Güneydoğu’da yaralanan gazilere, ‘vazife malulü’ deniliyor. Şehitlere ise
‘vazife ölümü’ deniliyor. 15 Temmuz gazilerindeyse durum farklı. Mesela, 15
Temmuz gazilerine ‘gazi’, şehitlerine ‘şehit’ deniliyor. O yüzden ben ayrım
yapıldığını düşünüyorum. Haklar bakımından bakıldığı zaman da, baya bir
ayrımcılık var. 15 Temmuz gazilerinin hakları tabii ki verilsin, sonuna kadar
verilsin ama ona ‘gazi’ deniliyorsa Güneydoğu gazilerine de ‘gazi’ denilsin.
Biliyorsunuz Güneydoğu’da yaralanıp sakat kalmayıp ‘gazi’lik unvanı almayan
birçok arkadaşımız var. Halen vücutlarında kurşunlarla yaşıyorlar. Onlara da
hakları verilsin.”


GEREKLİ SAYGIYI GÖREMİYORUZ


Kitabında yer alan gazilerin ortak özelliklerini anlatan Koray
Gürbüz, “Bu 47 gazinin ortak özelliği şu: Hepsi, bizim gariban Anadolu çocuğu
dediğimiz fakir ailelerin çocukları. Genç yaşta çalışmışlar ve askere
gitmişler. Askerde gazi olmuşlar. İlginçtir ki hepsi çok savaşmışlar, kurşunların
üstüne koşa koşa gitmişler. Ölümü göze alarak gazi olmuşlar. Ben onların gazi
olduktan sonraki yaşantılarını ele aldım. Çünkü gazi olduktan sonra büyük
sorunlar yaşamışlar. Verdikleri mücadelenin boşa gittiğini düşünüyorlar. Çünkü
iki bacağını veren bir gazi, protezini, ortezini tam olarak alamıyor. Veya
tekerlekli sandalyeye mahkûm olan bir gazi ihtiyacını görecek, istediği
tekerlekli sandalyeyi alamıyor. Bu konularda biraz kırgınlık var. Ben her
şeyden önce gazilerin vermiş oldukları mücadelenin unutulmaması gerektiğini
düşünüyorum. Onurlu ve saygın bir şekilde yaşayabilmesi için onlara gerekli
saygının gösterilmesini istiyorum” diye konuştu.


YILMAZ ÖZDİL : HAYVAN
OĞLU HAYVAN GAZİ


Haziran 2007 Şırnak…


“Üs bölgesini aldık
terörist grupla teması bekliyorduk ki bulunduğumuz bölge havaya uçtu önceden
patlayıcıyla tuzaklamışlar 21 kişiydik 21’imiz de serilmişti vücuduma elektrik
verilmiş gibi hissettim sol koluma baktım sol kolum yok bacağıma sanki kaynar
su dökülmüştü baktım bacağım yok doğrulmaya çalıştım ayakucumda çukur var
baktım bacağımın parçaları duruyor çukurda kelime-i şehadet getirdim çatışma
devam ediyordu tüfeğim dedim tüfeğim nerde baktım sağ kolum erimiş plastik gibi
damlıyordu yere…”


*


O an farketmemişti.


Sol gözü de gitmişti.


*


Yılmaz Yiğit’ti o.


Adı gibi yılmaz soyadı gibi yiğitti.


*


Kahraman ruhu teslim olmadı ameliyat üstüne ameliyat oldu
hayata tutundu dönemin jandarma genel komutanı Işık Koşaner’in girişimiyle kol
protezi takıldı genelkurmay başkanı İlker Başbuğ’un desteğiyle ABD’ye
gönderildi Philadelphia’da aylarca tedavi gördü protez bacak takıldı artık hiç
olmazsa ayakta durabiliyordu yurda döndü evlendi kızı oldu.


*


Üç yaşındaki kızıyla birlikte belediye otobüsüne bindi
şoför “kartını bas” dedi kollarını gösterdi “gaziyim ellerim yok kartım arka
cebimde siz alır mısınız” dedi şoför “ne demek elim yok hayret bi şey yav
çıkartıp kartını göstereceksin” dedi tartışma çıktı şoför efendi gaziye “hayvan
oğlu hayvan şerefsiz” dedi!


*


Bu utanç verici hadise basına yansıyınca yandaş medya
devreye girdi şoförün hiç günahı olmadığını gazinin “provokatör” olduğunu
gazinin şoföre “şerefsiz” diye bağırdığını gazinin “paralelci” olduğunu
söylediler otobüs kamerasından 12 saniyelik görüntü yayınladılar “işte
görüyorsunuz şoför susuyor gazi şerefsiz diye bağırıyor” dediler gazinin şoförü
yumrukladığını (!) şoförün darp raporu aldığını yolcuların da şoför lehine
şahitlik yaptığını anlattılar.


*


Gel gör ki…


Belediyede çalışan ve vicdanı kanayan bir yurtsever
personel telefonu tuşladı arkadaşını gazi Koray Gürbüz’ü aradı “otobüsün kamera
görüntülerini silecekler hemen gel silinmeden al” dedi görüntülerin tamamını
Koray’a verdi. Yandaş medya sadece 12 saniyelik görüntü yayınlarken aslında 35
dakikalık görüntü olduğu anlaşıldı. Kısaltılmamış görüntülerde ne mi vardı?


*


Aynen aktarıyorum…


Gazi Yılmaz Yiğit kızıyla birlikte Bilkent’ten biniyor
pantolon nedeniyle elbette bacağının olmadığı anlaşılmıyor ama bir kolu yok
öbür kolunda protez var. Şoföre protez kolunu gösteriyor geçiyor şoför hiç
sesini çıkarmıyor. Otobüs hareket ediyor gidiyor gidiyor neticede TSK
Rehabilitasyon Merkezi’ne geliyor gaziyle kızı inmek için ön kapıya yanaşıyor
kolları yok TSK Rehabilitasyon Merkezi’nde iniyor belli ki gazi… Binerken
sesini çıkarmayan şoför bu sefer “sizin kartınız var mıydı” diye soruyor gazi
protez kolunu uzatıyor “bakar mısınız” diyor şoför “uğraştırma hemşerim hadi
in” diyor gazi “ne uğraştırması ne demek istiyorsunuz” diyor şoför “ben
söylemeden kartını göstereceksin hayret bi şey yav” diyor gazi “ben nasıl
göstereyim elimin protez olduğunu gösteriyorum ya” diyor şoför “ne demek elim
yok ben senin cebine elimi mi sokayım” diyor gazi “kartımı soracaksan tabii
elini de cebime sokacaksın ben gaziyim” diyor şoför ayağa kalkıyor gaziyi
itiyor gazi “çek lan elini” diyor şoför “hayvan oğlu hayvan” diyor gazi “şerefsiz
sen nasıl konuşuyorsun” diyor şoför “şerefsiz sensin hayvan oğlu hayvan enayi
terbiyesiz” diyor yolcular şoföre tepki gösteriyor gazi iniyor şoför peşinden
bağırıyor “şerefsizsin Allah görmüş de iki elini almış işte” diyor… Sonra şoför
de iniyor “benim için mi gazi oldun” diye bağırıyor ama dışarda olduğu için bu
son sözlerin görüntüsü yok şahitleri var.


*


Yandaş medyacılar yolcuların şoför lehine şahitlik
yaptığını söylemişti halbuki otobüsten yedi yolcu karakola gidiyor gazi’nin
lehine şahitlik ediyor.


*


Bu 35 dakikalık görüntü ortaya çıkınca rezalet de kabak
gibi ortaya çıkmış oluyor bu sefer gazi Koray Gürbüz “provokatör” ve
“paralelci” ilan ediliyor.


*


Koray Gürbüz kim?


Bir değil iki kere gazi…


1991’de Şırnak Gabar Dağı’n da vuruldu sol kolundan ve sol
bacağından yemişti henüz 18 yaşındaydı dört ameliyat oldu geri döndü beş sene
sonra 1996’da Siirt Karadağlar’da pusuya düştüler 18 şehit verdik Koray’ı öldü
diye çatışma bölgesinde bıraktılar ölmedi… Sıkı durun bir böbreği yok dalağı
yok safra kesesi yok bağırsakların bir bölümü yok karaciğerin yarısı alındı
bacaklarında ve kollarında parçalı kırıklar vardı altı ay komada kaldı 23
ameliyat oldu sol bacağı iki santim kısa kaldı sol tarafı boydan boya
hissetmiyor sol kolunu kullanamıyor. Çünkü… 14 kurşun girip çıkmıştı!


*


(Türkiye rekoru gazi Hacı Altıner’e aitti 1951 senesinde
Kore’de vücuduna 12 kurşun yemiş ölmemişti. Koray bu rekoru kırdı 14 kurşun
yedi yaşıyor. )


*


(Doktorlar moral vermek için “iyi bari sol tarafın
tutmuyor hiç olmazsa yazı yazarken filan sağ’ını rahat kullabilirsin” derler
Koraycığım doktorların canını daha fazla sıkmamak için gülümser hiç sesini
çıkarmaz çünkü Koray solak!)


*


(Koray Anayasa Mahkemesi önündeki Adalet Nöbeti’nden
arkadaşım… Anıt kadın avukat Şule Nazlıoğlu Erol’un Balyoz esirleri için
başlattığı tarihi nöbete katılmıştı komutanları dışarı çıkana kadar gece-gündüz
oradaydı. )


*


“Provokatör “paralelci” denilen gazi Koray işte
bu… Üstün Cesaret ve Feragat Madalyası var. Devlet Üstün Hizmet Madalyası var.
122 takdirnamesi var.


*


Yandaşlar tarafından neredeyse “vatan haini” ilan edilen
Koray köy enstitüsü mezunu bi öğretmen babanın evladı… Babası oradan oraya
sürüldüğü için liseyi bitirene kadar altı şehir dolaştı astsubay oldu ikinci
defa gazi olunca emekliye ayrıldı 1998’de açık öğretimden işletme diploması
almıştı Bilkent Üniversitesi’nde işletme masteri yaptı derece yaptı üstüne gene
Bilkent’te uluslararası ilişkiler masteri yaptı şu anda doktora yapıyor. Evli
kızı var.


*


Dün aradım Koray’ı…


Ne diyorsun dedim.


*


“Ateşi köz öldürür sürmeyi göz öldürür bıçak kesmez yiğidi
kötü bir söz öldürür… Bizi kurşunla öldüremediler bu sözlerle öldürüyorlar”
dedi.


*


“Hayvan oğlu hayvan” gazi Yılmaz Yiğit’e dönersek… 65
yaşındaki babası Edirne Selimiye Camisi’nin avlusunda kuş yemi satarak
geçinmeye çalışıyor.


*


Çünkü kolları bacakları ağaç gibi budanan “hayvan oğlu
hayvan” oğlu… Bu gariban babanın tek evladıydı tutunacak dalı kalmadı.

GAZİ KOMUTANIMIZIN
TÜM KİTAPLARINI BURADAN SATIN
ALABİLİRSİNİZ.