DİJİTAL DEVRİM : YENİ DÜNYA DÜZENİ VE
DİJİTAL MEDENİYET
Bir Kuşak Bir Yol, İpek Yolu projesi ile
canlandırılacak model ticari temelli bir proje değildir. Kültürel, sosyal ve
dinsel kısacası medeniyette yeniden kurgulanmayı gerektirecek düzendir. Yeni
sistem ilk etapta lojistik kentleri oluşturacak ve üretim bütünüyle Londra’dan
yönetilen Çin ekseninde toplanacak akabinde belirlenen güzergahlarda kurulacak
Akıllı Şehirler, yalnızca dijital kredisi müsait insanların yaşamalarına olanak
sağlayacak biçimde tasarlanacaklardır.
Dijital medeniyetlerde, din, milliyet, ticaret, sosyal ve siyasi yaşam
bütünüyle değişecek yeni yaşam formu yeni çevresiyle uyumlu hale gelecektir.
Dijital Medeniyetlerde Din ve Milliyet
Dinler, ana tanrıça kültü ve doğal hiyeraşinin terk edilmeleriyle
insanların topluluk halinde sevk ve idaresini sağlamak için klanlar ve
imparatorlukların yönetsel meşruiyet argümanı olarak kullanıldılar. Üstelik
yeni sistem toplumsal kast biçimi olarak yeni sömürü düzenini var ediyordu.
Gerek paganist gerekse modernist dönemdeki inançlar her daim politizasyonun
hedefindeydi ve bu durum dinlerin doğal tabiatına aykırı bir hususu
oluşturuyordu. Çünkü asıl misyonu insanlığı kurtuluşa ve feraha erdirmek olan
inançların tebliğleri her daim toplumsal piramidi keskinleştirmişti. Sanayi
devrimiyle birlikte ise düz tarımdan ticari yaşama geçiş çok daha fazla
iletişimi ve ortak dil ihtiyacını doğurdu. Ortak dil, ortak pazar ve bu pazara
hakim olma refleksinin sistemli adı burjuva ideolojisi olarak adlandırılan
milliyetçiliktir. Gerçekten de sanayi devrimine kadar hiçbir kültürde
milliyetçilik tanımı ve muhteviyatı üzerinde eserler verilmemiştir.
Milliyetçilik ilk olarak liberalizm ile eş değerdi ve 18. yüzyılda
liberal denilince anlaşılan milliyetçilikti. Milliyetçilik ve milliyetçiler,
iktisadi kaynakların paylaşım savaşında devletler tarafından yeniden
keşfedildiler ve bu sefer imparatorlukların parçalanması projesinde yer
aldılar. Daha ötesinde ise milliyetçilikte tıpkı dinsel söylemler gibi
toplumları hizaya getirmek, motive etmek, sömürmek, benzersiz bir kast sistemi
yaratabilmek gibi garabetler için kullanıldılar. Ölümün kutsandığı ve akan
kanlar üzerinden değer telakki edilen yeni düzende kazanan yalnızca elitistler
oluyordu.
Görüldüğü gibi dinler ve milliyetçilikler hiçbir zaman hiçbir topluma huzur
veremediler. Örneğin Türkiye’yi incelediğimizde İslamcılık ve Türkçülük söylemi
Avrasya ya da Ortadoğu’nun Abd ve Rusya tarafından sömürülmesi ile eşdeğerdi ve
Türkiye’ye asla politik bir manevra kazandıramadığı gibi totaliter toplum
emareleri de belirmişti.
Dijital medeniyet ve toplum düzeni yeni
sanayi devriminin ürünü olduğundan eski sanayi devrimine ait kurumların ve alışkanlıkların
yaşaması mümkün değildir. Bu suretle nasıl ki komünizm dünyada son bulduysa bu
medeniyet yapısında milliyetçilikler ve geleneksel dinlerde misyonlarını
tamamlamış olacaklardır.
Yeni dijital medeniyet her milliyet ve içtimai yapıdan insana hitap edebilecek
kapsamlı bir ideoloji olacaktır.
Semavi dinlerin temel mottoları
ölümün gelenekselleştirilmesidir. Avatar 2045 projesi bilinç ve
beyini her yönüyle kopyalamayı içerdiğinden her insan holografik bedenlerinde
bütün anıları hatıraları ve karakter özellikleriyle aynı biçimde yer
bulacağından ölüm kavramı bütünüyle son bulacaktır. O halde geleneksel dinler
ve bu dinlere ait özelliklerin sürdürülmesi olanaksızdır. Yeni dijital
medeniyeti tasarlayanların bugün ki Tanrı kavramı Eflatun felsefesine dayandığı
için okültist bir yaklaşımı içerir. Buna göre Yaratıcı Demirguos özellikte yani
evreni düzenleyen niteliktedir. O halde muazzam tekonolji ve bilim çok daha
kapsamlı düzenleme programını oluşturabilir bu durumda okültist yaratıcı yerine
yenisi ve daha dinamiği ikame edilir.
Dijital Medeniyetlerde Ticari ve Sosyal
Yaşam
Dördüncü sanayi devriminin neticesinde oluşacak yeni düzen ile beraber
hayatın her alanında yapay zeka robot teknolojileri görülecektir. Bu sebeple
bugünki geleneksel iş kollarının tamamı ortadan kalkacaktır. İnsanlar dijital
şehirlerde yalnızca dijital kredileri oranlarında standarta sahip bir hayatı
sürebileceklerdir. Bankonot olmayacağı için tek ve alternatifsiz ödeme biçimi
dijital olacağından yeni ticari sisteme alternatif bir piyasa oluşturmak mümkün
olmayacaktır. Dijital değerler ülkelerin merkez bankalarından bağımsız olarak
kontrol edilebildikleri için ulus
kavramı ve birey devlet bağı ortadan kalkacaktır. Dijitalleşme
daha fazla kontrol ve izlenmeyi getirecektir. Çok az sayıda insan istihdam
edilebileceğinden sınırlı kaynakların artan nüfusa oranla paylaştırılması
mümkün değildir. Ayrıca dijital yazılımsal dünyanın sınırsız olanakları evlilik
kurumuna vakit ayırmayı özveriyi bütünüyle sonlandırmaktadır. Yeni dijital medineyette
kaynakların sağlıklı taksimi için genetik bozukluğu, rahatsızlığı, zayıflığı
olan insanlar mutlaka ortadan kaldırılmalı yeni insan nesli süper dayanıklı ve
süper zeki ve spirütel yetenekleri olağanüstü arttırılmış biçimde daha doğmadan
tasarlanmalı bu sürede kaç yıl yaşayacağı hangi iş dalında faaliyet göstereceği
ve hangi akıllı kolonide yaşayacağı belirlenmelidir.
Ütopik ve distopik eserlerin geneli ileriki yaşam için sosyalist ve komünal bir
hayatı örnek gösterselerde devlet mekanizması tasfiye olacağından hiyeraşinin
de ortadan kalkacağını savunmak olanaksızdır. Çünkü yeni sistemin temel döngüsü
dijital kota ve kredilerdir. O halde dijital medeniyet yine sınıflı, devletin
olmadığı fakat sistemle uyumlu Transhümanist
İnsanların küresel yönetsel erk tarafından tatmin edildiği bir düzeni
doğuracaktır.
Dijital Medeniyetlerde Politika
Geleneksel sistem ile yok olacak geleneksel politika yerini dijital
politikaya bırakacaktır. Kolonileri ideolojilerden bağımsız olarak yönetmeye
talip olacak Transhümanist
Partilerin yönetim kademelerinde insan veya yapay zeka formları
bulunacaktır. Mitingler tamamiyle ortadan kalkacak, partilerin temel söylemleri
daha fazla yazılım, robot insan ilişkileri müzakereleri gibi ileri seviyede
programları içerecektir.
Dijital medeniyet, eski medeniyete ait bütün kavramların ve kurumların ortadan
kaldırıldığı yepyeni bir insan formu ve toplumsal düzeni içermektedir.