TÜRKÇE & TÜRK VE DÜNYA EDEBİYATI & ŞİİRİ

TÜRKÇE DOSYASI /// H. NURCAN YAZICI : Türkçe Yazıyor Ama Türkçe Konuşamıyoruz !!!!


H. NURCAN YAZICI : Türkçe Yazıyor Ama Türkçe Konuşamıyoruz !!!!


Bugün gençlerimiz dilini
nasıl ve ne şekilde kullanacağını, ne dediği anlaşılmayan spikerlerden,
artistlerden ya da sokaklardan öğreniyorlar.


Harf İnkılabı’nın 91.yıl
dönümünü, her zaman olduğu gibi, ne anlama geldiğini konuşmadan, “dil de
birliğin” önemini ortaya koymadan,  büyük bir coşku ile kutladık! 

 

Yavuz Bülent Bakiler der ki, “ Dil, bir insanın ve bir milletin
hayatında bir şah damarı gibidir.”


 

Bugün gençlerimiz dilini nasıl ve ne şekilde kullanacağını, ne dediği
anlaşılmayan spikerlerden, artistlerden ya da sokaklardan öğreniyorlar. “80
bin kelimelik sözlük bir tarafa bırakılmış, 3 bin kelimelik bir sözlükle
kendimizi ifade etmeye çalışıyoruz.


 

Türkçe yazıyor. Ama TürkçeYİ konuşamıyoruz!

 

Bizler ise hala, bu ve bunun gibi yıllardır çözüm bekleyen (başta
öğretmen yetiştirme problemleri olmak üzere, düzensizlik ve
niteliksizlik… gibi) önemli sorunlarımızı ve eğitim sistemimizi bir tarafa
bırakmış, öğretmenlerimize önlük tanıtımı yapıyoruz.

 

Milli Eğitim Bakanı’nın katılımıyla gerçekleştirilen programda, “Önlük
ustalığın simgesidir. Olmuşluğun, muktedirliğin, muvaffakiyetin simgesidir. İşe
başlamış olmanın, çalışıyor olmanın, kolları sıvamanın, karşıdan görüldüğünde
sorunları çözecek kişinin geliyor olduğunun, ben buradayım, bilgimle,
tecrübemle, deneyim ve yeteneklerimle buradayım demenin temsilidir. Mesleğin
güçlü temsiliyetidir.
” Denildi. 



“Keşke aynı iddialı cümleleri öğretmenlerimiz ve onları yetiştiren kurumlarımız
için de söyleyebilseydik!”

 

Elbette güven ve ciddiyet çok önemli lakin eğitimde itibar; çağa uygunlukla,
adanmışlıkla, bilgili, işinde yeterli, kendini değerli hisseden
öğretmenlerimizle ve de topluma kazandırılan çocuklarımızla elde edilir. Kıyafet
eğitimde bir bütünün parçası olabilir ancak.

 

En önemli meselemiz; öğretmen…

 

Mesele, o önlüğü hakkıyla taşıyabilecek, özgüveni yüksek, bilgili, sosyal
ilişkilerini düzenleyebilme kabiliyetine sahip, aklı ve kalbiyle, öğrencilerine
önder olabilecek öğretmenler yetiştirebilmek.

 

Mesele; o önlüğü taşıyan ve taşıyacak olan öğretmenlerimizin, eksiksiz
yetişmeleri için,  her türlü imkânı sunacak, çağın gerektirdiği
bir yapıda, nitelikli eğitim kurumlarına sahip olmak.

 

Nedense her şeyi konuşuyoruz da, eğitim alanına ki eksiklerimizi, okullar
arasındaki eşitsizliği, öğretmen atamalarında ki düzensizliği, çocuklarımıza
rol model olacak idealist öğretmen modeline neden ulaşamadığımızı konuşmuyoruz.

 

Bugün özel okullar olsun, kamu okulları olsun hepsinde en önemli arayış
nitelikli, kendini öğrencilerine ve topluma adamış idealist
öğretmendir.  Bu vasıfta öğretmenlere sahip olmamız
için öğretmenlerin yaşam kalitelerini, maddi sorunlarını, sosyal
ve kültürel alanlarda ki imkânsızlıklarını konuşmamız gerektiğini
bildiğimiz halde, önlük gibi kolay işlerle göz boyuyoruz.

 

Bütün bunları, o önlüğün sorumluluğunu 25 yıl üzerinde taşımış bir öğretmen
olarak yazıyorum. 

 

Eğitimi milli bir dava olarak gören birisi olarak meselem; Başöğretmen
Atatürk’ten aldığım ışık ile bilgilenmek ve bilgilendirmek!

 

Her şey özüne ve kimliğine sahip çocuklarımız ve onlarla yükselecek
ülkemiz için.