SİYASET BİLİMİ & DIŞ POLİTİKA & SİYASİ PARTİLER & ULUSLARARASI İLİŞKİLER

MEDYA DOSYASI /// HALİS GÜLER : CUMHUR’UN REİSİ’NE AÇIK MEKTUP – 1


HALİS GÜLER : CUMHUR’UN REİSİ’NE AÇIK MEKTUP – 1




Sayın Cumhurbaşkanım;


57 yıllık yaşamının yaklaşık
40 yılını gazetecilikle geçirmiş yazmış çizmiş bir Türk vatandaşı olarak
sizlere gözlemlerimi anlatmak istiyorum…


Dikkate alırsınız almazsınız o
sizin kendi vatandaşınıza olan takdirinizdir…


Sayın Cumhurbaşkanım;


Yıllardır 82 milyonun
harmanlandığı yer olan İstanbul’da halkımızı gözlemledim.


Bilirim ki İstanbul Türkiye
demek…


Sokak sokak cadde cadde
mahalle mahalle ilçe ilçe gezmediğim yer bırakmadım…


Minibüs otobüs metro metrobüs
tramvay vapur hemen bütün ulaşım araçlarında halkın nabzını tutmaya çalıştım…


Elimden geldiğince kalemim
yettiğince vatandaşın sesi olmaya çalıştım…


Gördüklerim kısaca şu;


Halk mutsuz…


Halk perişan…


Halk fakir…


Halk borçlu…


Halk aşsız…


Halk işsiz…


Gülen surat göremezsiniz…


Sayın Cumhurbaşkanım;


Sizden ricam şu;


Tebdil-i kıyafet edip bir
halkın içine girin…


Yanınızda kimsecikler olmadan…


Habersiz ve korumasız…


Esnafa gidin minibüse binin
metrobüse binin otobüse binin…


Girin halkın içine bir girin…


Futbol oynadığınız öğrenci
olduğunuz zamanlardaki gibi…


İETT’de çalıştığınız
zamanlardaki gibi…


Sizden önce yüzlerce partili
veya devlet erkanı gidip de ortalığı toparlamadan…


Sahte gülen suratlar
yerleştirilmeden…


Çiçeklerle karşılamalar yaşa
varol Reis çok yaşa denmeden…


Bir cumhurbaşkanı olarak değil
sıradan bir vatandaş olarak…


Sokakları dolaşın…


Esnaftan alış veriş yapın…


Markete girin fiyatları görün
inceleyin…


Bakkallara gidin dertlerini
dinleyin…


Bir kahvehaneye oturun ve
halkla birlikte bir çay için…


Sabah-akşam otobüslere
metrobüslere tramvaya veya minibüse binmeye çalışın…


Cumhurbaşkanı geçecek diye
bütün trafiği durdurtmadan kendi özel aracınızla İstanbul’un bir ucundan diğer
ucuna gitmeye çalışın…


Türkiye’yi işgal eden
Suriyeliler’i bir sorun halka…


Ensar rolünü iyi oynuyorlar mı
memnunlar mı hayatlarından…


Özellikle İstanbul Suriçi’ni
iyi gözlemleyin…


Bakın bakalım Türk görecek
misiniz?. .


Sayın Cumhurbaşkanım;


Pastacıya gidin…


Okullara gidin…


Lokantalara gidin…


Manava gidin…


Fırıncıya gidin…


Devlet kurumlarının işleyişini
görün…


Belediyelere gidin mesela…


Tapuya nüfus müdürlüklerine
SGK’ya…


Hastanelere gidin bakın
bakalım hakikaten kadınlar çocuklarına kız bakmak için mi geliyorlar!.


Üniversitelileri dinleyin…


Gençleri dinleyin…


Çiftçinin halini hatırını
sorun bakalım bir dokunup bin ah işitecek misiniz!. .


3-4 çocukla geçinmeye çalışan
kişiye sorun bakalım evine yılda kişi başı 15 kilo et giriyor mu?. .


Kahvehanelerde emeklinin
geçinip geçinemediğini sorun…


Taşeron firmalarda asgari
ücretle çalışan işçilerin halini sorun…


Maaşını zamanında alıp
almadıklarını sorun…


Biliyorum; bütün bunları
yapmak hayli zor…


Amma velakin; Hazreti Ömer
gibi devlet başkanı olmak da kolay değil…


Siz ki kimsesizlerin kimsesi
olarak yola çıktıysanız eğer bu gariban kardeşinizin size sormaya hakkı
olmalı…


Hem de;


Hak için…


Halk için…


Adalet için…


Sayın Cumhurbaşkanım;


Son olarak da sizden ricam şu;


Devletin bütün birimlerinin
size sunduğu halka açıklanan bütün raporlar ile tebdil-i kıyafet gezip halkın
nabzını tuttuğunuz gerçek raporu bir kıyaslayın…


Mektubumu sizin de sık sık
dile getirdiğiniz Şeyh Edebali’nin öğüdü ile bitiriyorum;




Ey oğul;


Artık Beysin!


Bundan sonra öfke bize
uysallık sana.


Güceniklik bize gönül almak
sana.


Suçlamak bize katlanmak sana.


Acizlik bize hoşgörmek sana.


Anlaşmazlıklar bize adalet
sana.


Haksızlık bize bağışlamak
sana…




Ey oğul;


Sabretmesini bil vaktinden
önce çiçek açmaz.


Şunu da unutma;


İnsanı yaşat ki devlet
yaşasın…




Sayın Cumhurbaşkanım;


Vatandaşın halini yakından
görmeniz için bu mektubu yazdım…


Sen devletsiiiin sen bilirsin
gurban…


Hayırlı günler diler vatandaş
Halis Güler…


Saygılarımla…