Necdet Uzun : Düğümü o
fotoğraf çözecek !!!..
Gazeteci Hrant Dink’in 19 Ocak 2007’de
öldürülmesiyle başlayan süreç, katil Ogün Samast’ın ertesi gün İstanbul’dan
Trabzon’a giderken Samsun’da yakalanmasıyla başka bir boyut kazanmıştı…
O yıllarda 17 yaşında olan Ogün Samast, yolcu otobüsünün 21 numaralı
koltuğunda uyurken; takibe alınan aracın şoförüyle yapılan görüşmeler
sonucunda programda olmadığı halde, otobüs “Yolcu almak” bahanesiyle Samsun Yusuf
Ziya Yılmaz Otogarı’na giriş yaptı…
Olay, jandarma bölgesiydi ama hem jandarma hem de polis; ortak operasyon için
otogarda bekliyordu…
Geniş güvenlik önlemleri alınmıştı, otobüs otogara girdiğinde; Ogün Samast
uyuyordu…
Aksi halde hareketlilikten huylanabilir, operasyon çökebilirdi…
Güvenlik güçleri, otobüsün arka ve ön kapısından içeri girdiğinde; Samast
uyanmıştı ama hamle yapmasına izin verilmeden ele geçirildi. Üzerinde tabancası
vardı. Onun tanınmasında önemli etkisi olan beyaz beresi de yanındaydı. Derhal
otogar içindeki Jandarma Karakolu’na götürüldü ve üst araması sırasında da
koynundan bir Türk Bayrağı çıktı…
Bu arada Samsun, Türkiye’nin gündemine düşmüştü…
Ankara’dan gelen telefonda, Samast’ın jandarmada değil, poliste sorgulanması
isteniyordu…
Samsun Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şubesi’ne götürülen Ogün Samast, “Türk Bayrağı”nı
teslim etmeyeceğini, aksi halde konuşmayacağını söyleyince; bayrak üzerinde
kaldı…
Hiç kimsenin
aklına farklı bir şey gelmemişti…
Taa ki Ogün Samast’ın güvenlik güçleriyle çekilen elinde Türk Bayrağı ve
üzerinde Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün “Vatan mevzubahisse gerisi
teferruattır” sözü yazılı bulunan TEMA Vakfı takviminin önünde çekilen o
fotoğrafların bazı gazetecilere servis edilmesine kadar!..
Her gazeteci için o fotoğrafları temin edip değerlendirmek önemliydi ama
fotoğrafları servis eden ya da ettiren; Emniyet’te çekilen fotoğrafın “Jandarma” da
gösterilmesini istemişti?..
Söz konusu fotoğraflar, birçok yaygın gazetede “Jandarma karakolunda çekildi” ifadesiyle
yayınlandı…
Aynı gün halen yargılanmakta olan gazeteci Ercan Gün, TGRT’nin yeni
devredildiği FOX TV’de otogarın önünde canlı yayın yaparak, görüntülerin
otogardaki jandarma karakolunda çekildiğini hararetle anons etti…
Gün, iddiasında ısrar ederken, Habertürk TV, “Gazeteciler Cemiyeti Başkanı” sıfatıyla
benimle canlı bağlantı kurdu.
Ben de görüntülerin jandarmada değil, Emniyet Müdürlüğü’nün Terörle Mücadele
Şubesi’nin çay ocağında çekildiğini söyledim…
Bazıları “Jandarma”
diye ısrar etti ama bir süre sonra gerçek, benim dediğim gibi çıktı…
Gazetecilik mesleğine o gün başlayanların bile sorsa öğrenebileceği bu
gerçeğin saptırılması neden istenmişti?..
O fotoğrafı servis edenlerin üstüne basa basa “jandarma” ifadesinin
kullanılmasını istemelerinin amacı neydi?..
İtirafçılar bu konuda ne söyledi bilemiyorum ama işin “düğüm noktası” bu
fotoğraftı…
Davaya bakan savcı, bir askerin tutuklanmasıyla ilgili olarak mahkemeye
gönderdiği yazıda, gerçekleri net biçimde ortaya koymuştu…
İşte o yazıdan birkaç paragraf:
“Hrant Dink Cinayeti
öncesi FETÖ/PDY Silahlı Terör Örgütünün amaçları doğrultusunda Emniyet Genel
Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanlığı C Şube Müdürlüğü’nde, 2006 yılında yasa
dışı kurulup 2012 yılına kadar çete faaliyeti yürüten C-5 Büro Amirliği’nde,
FETÖ/PDY Silahlı Terör Örgütü mensuplarınca Silahlı Kuvvetler ve Emniyet
Teşkilatında kendilerinden ya da iltisaklı olmayan kamu perseli ile ilgili
tasfiyeler yapılmış, Silahlı Terör Örgütü mensuplarınca icra edilen 15 Temmuz
Askeri Darbe Kalkışmasının önünü açmak için Ergenekon, Balyoz, Kumpas
soruşturmalarının hazırlıkları yapılmıştır.”
“Emniyet Genel Müdürlüğü
İstihbarat Daire Başkanlığı ve bağlı İl İstihbarat Şube Müdürlüklerinde Hrant
Dink Cinayetinden sonra Silahlı Terör Örgütü mensuplarınca kadroların işgali
ile birlikte FETÖ/PDY Silahlı Terör Örgütü ile iltisaklı olmayan Kamu
personelinin tasfiyesi Ergenekon, Balyoz, Amirallere Suikast, Poyrazköy, Askeri
Casusluk ve Fuhuş Kumpas soruşturmaları ile sağlanmıştır.”
Emekli Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ, kuvvet komutanları, yüzlerce muvazzaf
asker, polis, gazeteci-yazar, iş ve bilim adamının yargılandığı o kumpas
davalarla başlayan tasfiyelerin nedenini 15 Temmuz kahpe darbe girişiminde
böylece gördük işte…
O fotoğrafın ısrarla
“jandarmada çekildiği” algısı yaratılmak istenmesinin nedeni
gayet açık değil mi?..
Bu yüzden diyorum ki; o fotoğrafın jandarmada çekildiğinin belirtilmesi
kaydıyla servis eden veya ettirenler, bu cinayetin düğümünü çözecektir!..