ÇOCUKLARIMIZ & KADINLARIMIZ (İSTİSMAR – ŞİDDET) & GÖRME – BEDENSEL VE ZİHİNSEL ENGELLİLER VE YAŞLILARIMIZ

ÇOCUK İSTİSMARI DOSYASI /// BARIŞ TERKOĞLU : GÜNAHKAR ŞEYHLERİ SAVCILIK KAPILARINDAN KURTARAN ELLER


BARIŞ TERKOĞLU : GÜNAHKAR ŞEYHLERİ SAVCILIK
KAPILARINDAN KURTARAN ELLER
 

26 Ağustos 2019 Pazartesi




Bir kadın bileği gördüğünde
“tövbe estağfurullah” diyen adamlar nasıl oluyor da çocuk yaşta merdiven
altında hayatları karartılan çocuklara “sus” işareti yapıyor? Saatler sabaha
karşı 04.30’u gösteriyordu. Sultangazi Emniyeti’nde görevli polislerin telefonu
çaldı. Arayan 20 yaşındaki genç Yunus Ö. idi. Fısıltıyla konuşuyordu. Kendisini
tuvalete kilitlemişti. Polislerden yardım istiyordu.


Genç sesin bulunduğu yer
Sultangazi’de bir merdiven altı dergâhın adresiydi. Etrafta Abdulkadir Geylani
İlim ve Hizmet Derneği adıyla biliniyordu. Başında ise Şeyh Büreyde Ö. vardı.
Anlatılanlara göre daha önce bulunduğu tekkelerde çeşitli vakalara karışmış ve
“kol kırılır yen içinde kalır” diyerek üstü örtülmüştü. Büreyde Ö. 2016 yılının
eylül ayında Sultangazi’de atölyeden bozma bir yer buldu. Burayı kendi dergâhı
haline getirdi. Sarık ve cüppesiyle “ilim ve irfan” dağıttığını söylüyordu.
Kendisini Kadiri tarikatının şeyhi olarak tanıtıyordu.


Şeyh dediğime bakmayın…


Elimdeki kimlik bilgilerine
göre o da 6 Mart 1987 tarihinde doğdu. Başındaki yeşil sarığı ve cüppesi onun
daha 29 yaşında otoritesinin kabul edilmesine yetiyordu. Dergâh bir süre sonra
çevredeki gençlerin buluşma yeri oldu. Onlar için de bir tür sosyalleşme
alanıydı. Çoğu ya okulu bırakmıştı ya işsizdi. Büreyde Ö’nün dergâhtaki
sohbetlerine katılıyorlardı. Şeyh Büreyde müritlerinin yüzüne bakarak
“bilmedikleri dilde” kutsal sözler okuduktan sonra elini kaldırarak
bağırıyordu: “Merhem senin nefsinin kabullenmediğidir. ”


Sohbetleri kendilerinden
geçene kadar kafalarını salladıkları zikir törenleri takip ediyordu. Büreyde Ö.
üstlerini çıkararak yarı çıplak kalan gençlerin vücutlarına şişler sokarak
gösterisini sürdürüyordu. Bu sırada “Allah” sesleriyle sallanan gençler
cezbelenerek kendilerinden geçiyordu.


Saatler süren cehennem


7 Mayıs 2017 günü sabaha karşı
polisten yardım isteyen Yunus Ö’nün Şeyh Büreyde Ö. ile tanışıklığı ise eskiye
dayanıyordu. 4 yıl önce yani henüz 16 yaşındayken gittiği dergâhta Büreyde Ö.
ile tanışmıştı. Yunus Ö’nün anlattığına göre bir süre sonra Büreyde Ö’nün Yunus
Ö’den cinsel istekleri oldu. Yunus Ö’nün bir türlü kabullenemediği cinsel
istismar olayları yaşandı. Büreyde Ö. Yunus Ö’ye bu yaptığının bir tür “hizmet”
olduğunu anlatıyordu. Bu ilişkiyi ne zaman bitirmek istediğini söylese Büreyde
Ö’nün tepkisiyle karşılaşıyordu. Yunus Ö’nün ifadesine göre Büreyde Ö. ona
cinleri musallat edeceğini söyleyerek tehditlerde bulunuyordu.


İkili son kez 6 Mayıs 2017
gece saat 23.00 sularında Sultangazi’deki dergâhta buluştu. Orada tam 5 buçuk
saat “bir şeyler” yaşandı.


Yunus Ö’nün polislere
anlattığına göre uğradığı cinsel istismara isyan eden Yunus Ö. dergâhtan
ayrılmak istemiş yine Şeyh Büreyde’nin tehditleriyle karşılaşmıştı. Saat 3
buçuk olduğunda Yunus Ö. kaçıp gitmeye çalıştı. Evi dergâha yürüyerek 2-3
dakikalık mesafedeydi. Büreyde Ö. kilitlediği kapının önüne geçti. Çıkmasına
izin vermedi. Yunus Ö. direndi. Dergâhtan Yunus Ö’nün “imdat polis” sesleri
yükseliyordu. Şeyh Büreyde Ö. kendisine teslim olmayan “müridini” yumruklamaya
başladı. Ona sarıldı ağzını kapatarak susturdu.


Gücün altında ezilen Yunus Ö.
bu kez tuvalete gitmek için izin istedi. Büreyde Ö. ses çıkarmaması şartıyla
müsaade etti. Yunus Ö. tuvalete girdi. Kapıyı kilitledi. Hızla polisi aradı.
Şeyhin kendisini alıkoyduğunu anlattı. Bu sırada içeriden fısıltıları duyan
Şeyh Büreyde kapıyı zorluyordu. Yunus Ö. telefonu kapatıp çıktı. Bir süre sonra
dergâhın kapısında polisler belirince Yunus Ö. yeniden “yardım edin” çığlıkları
atmaya başladı. Kapıyı açmak zorunda kalan Şeyh Büreyde Ö’yü ve şikâyetçi Yunus
Ö’yü karakola götürdüler. Polislerin hastaneye götürdüğü Yunus Ö’nün yediği
yumruklar da doktor raporuyla belgelenmişti.


Bir el şeyhi kurtarıyor


Tam “yeni bir istismarcı şeyh
skandalı” derken alıştığımız bir şey oldu.


Karakola AKP ile iyi
ilişkileriyle bilinen “tarikat dostu” İbrahim E. E. isimli avukat geldi.
“Tarikat dostu” diyorum çünkü halihazırda ünlü bir tarikat vakfının dost
avukatıydı. Sosyal medya hesapları ise AKP’deki faaliyetleri ile doluydu. Sanki
uzaktan bir el onu Şeyh Büreyde’yi kurtarsın diye göndermişti.


Büreyde Ö. Yunus Ö’ye “aşırı
ilgi”sini karakoldaki ifadesinde şöyle açıklıyordu: “Kendisine bu kadar ilgili
olmamın sebebi yaklaşık bir sene kadar önce arkadaşlarla birlikte denize
gittiğimizde beni boğulmaktan kurtarmasıdır. ”


Büreyde Ö. Yunus Ö’ye cinsel
istismarda bulunduğunu tabii ki kabul etmedi. Aralarındaki münakaşayı Yunus
Ö’nün istemediği kişilerle arkadaşlık etmesine bağladı. O gece Yunus Ö’yü zorla
alıkoyduğunu kapıyı kilitleyip gitmesine izin vermediğini dövdüğünü sarıldığını
kabul etti. Hatta “Bu kapılar tekin değil seninle uğraşırlar” sözüyle tehdit
değil manevi uyarıda bulunduğunu iddia etti.


Herkesin geç gelen adaleti
beklediği ülkede sadece iki günde Büreyde Ö’nün iddianamesi hazırlandı. 9 Mayıs
2017’de çıkan iddianamede Yunus Ö’nün anlattığı cinsel istismar olayları
nedense araştırılmamıştı. Suçlama sadece Büreyde Ö’nün de kabul etmek zorunda
kaldığı “cebir tehdit veya hile kullanarak kişiyi hürriyetinden yoksun kılmak”
maddesine dayandırıldı. Böylece Büreyde Ö. kurtarıldı. Yunus Ö. ise dergâhtan
ayrıldı ve uğradığı tehditlerle susturuldu.


Bu bataklıktan kurtuluş var


Türkiye son dönemde neredeyse
her gün tarikatları cemaatleri tartışıyor. Başına sarığı ve sırtına cüppeyi
geçirenler milletin aklını cebini belini sömürmeye devam ediyor. Devlet içinde
örgütleniyor. Müritleriyle yeni kalkışmalara hazırlanıyor.


Ben ise bu bataklıktan
kurtulacağımıza ümitliyim. Neden mi?


Bir süre önce o telefonu
açmasaydım 2 yıl önce üstü örtülmüş bu olaydan hiç haberdar olmayabilirdim.
Arayan kişi “Ben sizinle çok farklı dünya görüşüne sahibim” diyordu. Devam
ediyordu: “Bizim camia bunu yazmaz”.


Şeyh Büreyde düzenini yine
kurmuş bugün etrafında yine çocuk yaştaki gençleri toplamıştı. “Başka çocuklar
yanmasın” diyordu. Dini sömürü için kullanan bu adamların temizlenmesini
istiyordu.


İnsan kendi kaderini kendisi
çizen yegâne varlıktır. İnsana umudu bir başkası değil kendi eylemi getirir.
Dün attığımız adımın sesi bugün çok uzaktan duyulmuşsa umutsuzluğa hakkımız var
mı?




LİNK : http://www.cumhuriyet.com.tr/koseyazisi/1549690/Gunahk_r_seyhleri_savcilik_kapilarindan_kurtaran_eller.html