İRTİCA & ŞERİAT & LAİKLİK & TÜRBAN KONUSU & TESETTÜR & İSLAMİ CİHAD & YEŞİL SERMAYE

ŞERİAT DOSYASI /// EMİN ÇÖLAŞAN : İrticayı ve Kubilay’ın kesik başını unutmayın

EMİN
ÇÖLAŞAN : İrticayı ve Kubilay’ın kesik başını unutmayın


Sevgili okurlarım, bugün yine aynı geleneksel Kubilay yazımla
karşınızdayım. Onun feci bir biçimde şehit edilmesini her yıl, olayın yıl
dönümünde anmayı bir görev bilirim.


Türkiye
Cumhuriyeti bundan tam 89 yıl önce, 23 Aralık 1930 günü
korkunç bir irtica
olayına tanık olmuştu. O sabah İzmir’in Menemen İlçesi’nde tuhaf şeyler
oluyordu. Sabahın erken saatlerinde dördü silahlı, altısı çember sakallı yobaz Menemen
belediye meydanında tekbir getirerek dolaşmaya başladı.


Çember sakallıların başlarında sarık, sırtlarında cübbe vardı.


Atatürk dönemi idi. Devrimler yapılıyordu.


Bu altı kişi “Biz şeriat
ordusuyuz”
diyerek meydandaki Müftü Camisi’ne
girdiler. Elebaşıları olan Derviş Mehmet camide namaz kılanlara kendini “Mehdi” olarak
tanıttı ve dini korumaya geldiklerini söyledi. Arkalarında 70 bin kişilik bir Halife ordusu
olduğunu, öğle saatlerine kadar şeriat bayrağı altında
toplanmayanların kılıçtan geçirileceğini tebliğ etti.


Derviş Mehmet isimli sapık ve arkasındaki yobazlar camideki
yeşil bayrağı alıp uzun bir sopaya taktılar. Yoldan geçen birine meydanda bir
çukur kazdırıp bayrağı oraya diktiler. Yobazlar bayrağın çevresinde dönmeye,
tekbir getirmeye ve zikir yapmaya başladılar. Bir yandan da bağırıyorlardı:


“Şapka giyen kafirdir. Yakında yine şeriata dönülecektir… Bize
kurşun işlemez…”


İşin acı yanı,
Menemen ahalisinden bazıları bunlara alkış tutmaya başlamıştı!


★★★


Olaylar ilçedeki
askeri birliğe duyuruldu. Alay komutanı, emrindeki yedek subay Mustafa Fehmi
Kubilay
‘ı bir manga askerle birlikte oraya gönderdi.
Silahlarında mermi yoktu. Süngü takıp olay yerine gittiler. Kubilay askerlerini
meydan girişinde bıraktı ve yobazlara “Teslim olun” çağrısı yaptı. İşte o anda
yobazlardan biri silahını çekip ateş etti ve asteğmen Kubilay yaralanıp
yere düştü.


Ayağa kalkıp cami
avlusuna doğru kaçmaya çalıştı ama gücü tükenmişti. Orada tekrar yere düştü.
Çevredeki kalabalık ise paniğe kapılmış, kaçıyordu.


Derviş Mehmet ve yobaz güruhu işte o anda Kubilay’ın başına
çöktüler. Mehmet çantasını açıp testereli bağ bıçağını çıkardı…


Ve yaralı yedek subay Kubilay’ın başını oracıkta kıtır kıtır kesip
gövdesinden ayırdı.




Asteğmen Mustafa Fehmi Kubilay


Saçlarından
tuttuğu kesik baş, şimdi Derviş Mehmet’in elindeydi.


Yeşil bayrağın
sopasına kesik başı dikmeye çalıştılar ama bir türlü başaramadılar. Bunun
üzerine birileri bunlara ip getirdi. Kesik baş yeşil bayrağın takılı olduğu
sopaya iple bağlandı.


Bütün bunlar
olurken yine tekbirler getiriliyor, “Ey ahali din elden gidiyor, şeriat isterük” sesleri
Menemen’de yankılanıyordu.


★★★


Silah seslerini
duyan mahalle bekçisi Hasan olay yerine yetişti, ateş edip yobazlardan
birini yaraladı. Hemen ardından yobazlar ateş etti, Hasan şehit
edildi. Arkadaşının yardımına koşan bekçi Şevki de açılan
ateşle şehit düştü.


Menemen’de birkaç dakika içerisinde üç şehit verilmiş, bir baş
kesilmişti.


★★★


Bir süre sonra
ilçedeki askeri birlik olay yerine yetişti. Manzara korkunçtu.  Kubilay‘ın
kesik başı yeşil bayrağın sopası üzerinde asılı durmakta, üç şehit yerde
yatmaktaydı.


Askeri birlik
ateş etti. Yobazlardan bazıları yere serilirken, bazıları kaçtı. Daha sonra
hepsi birden yakalandı.


(Mustafa Fehmi
Kubilay 1906 doğumlu, Giritli bir ailenin çocuğu, Cumhuriyet öğretmeni idi.
Menemen’de askerlik görevini yedek subay olarak yapıyordu. Olay günü 24
yaşındaydı.)


★★★


1930 Menemen irtica olayı, genç Cumhuriyet
rejiminin 1925
yılındaki Kürtçü-şeriatçı Şeyh Sait isyanından sonra tanık
olduğu ikinci önemli irtica olayıdır.


Benzer olayları Milli
Mücadele
döneminde bile yaşamıştık.


Yunan ordusuna karşı savaşan Mehmetçiği arkadan vuran, düşmanla iş
birliği yapıp Konya, Yozgat, Düzce, Gerede gibi yerlerde ordumuza karşı isyan
eden hep onlardı.


Kubilay olayında Türkiye’de “DEVLET” vardı.
İrtica
henüz iktidar olmamıştı ve bir gün olacağını da hiç kimse
aklına bile getirmezdi!


★★★


Menemen’de derhal
sıkıyönetim
ilan edildi. General Mustafa Muğlalı başkanlığında bir Harp
Divanı
kuruldu. Olaya doğrudan ve dolaylı katılanlarla birlikte destek verenler de
yargılandı.


18 gün süren mahkeme sonucunda 40 kişi sorumlu görülmediği için salıverildi, 27 sanık
beraat etti, 41
sanık çeşitli hapis cezaları aldı.


36 kişiye idam cezası verildi. Ancak bazılarının yaşı küçük
olduğundan, onların ölüm cezası ağır hapse çevrildi.


28 yobaz ve destekçileri, 3 Şubat 1931 gecesi Menemen’de,
Kubilay’ın başını kestikleri yerde asılarak idam edildi. Adalet yerini
bulmuştu.


Asılanlar
arasında bir de Musevi vatandaş, Hayim oğlu Josef vardı!
Katilleri alkışlamış, onlara yardım etmiş ve bu yüzden canından olmuştu.


★★★


Atatürk, Menemen olayına çok kızdı. Söylendiğine göre
Menemen’in haritadan silinmesini emretti. Daha sekiz yıl önce
Yunan çizmesi altında inleyen bir ilçede yobazların bu yaptığı ve halktan
bazıları tarafından onlara destek verilmesi, Atatürk‘ü çileden
çıkarmıştı. Sonra çevresi tarafından ikna edildi.


Atatürk olay sonrasında açıklama yaptı:


“Büyük ordumuzun kahraman genç subayı ve Cumhuriyet’in idealist
öğretmen kadrosunun kıymetli üyesi Kubilay Bey, temiz kanı ile Cumhuriyet’in
hayatiyetini tazelemiş ve kuvvetlendirmiştir.”


★★★


Olayın ardından
Menemen’de devrim şehitleri yedek subay asteğmen Kubilay, bekçi
Hasan
ve Şevki adına görkemli bir anıt dikildi. Üzerinde
şöyle yazar:


“İnandılar, dövüştüler, öldüler. Bıraktıkları emanetin
bekçisiyiz.”


Yarın, Menemen’de
gerçekleşen irtica
olayının 89. Yıl dönümü.


İrtica yılanının başı, aradan geçen 89 yıla karşın henüz
ezilemedi.


Yılan pusuda bekliyor. Başını bazen gömülü olduğu yerden kaldırıp
tıslıyor, bazen şöyle bir boy gösteriyor, bazen de Türkiye Cumhuriyeti’ni
yönetiyor!


★★★


İzmir ve Ege’nin Atatürkçü, laik, yurtsever insanları ve çok
sayıda sivil toplum örgütü yarın Menemen’de devrim şehitlerini bir kez daha
anacak, onların önünde saygı duruşunda bulunacak, “Hükümet
kararıyla
yok
sayılan
(!)
irticayı
bir kez daha lanetleyecek.
 


Devrim şehitlerimiz yedek subay Kubilay, bekçi Hasan ve Şevki’ye
Allah rahmet eylesin. İyi ki bugünleri görmediler.


★★★


Emin Çölaşan’ın notu: Menemen’deki kanlı vahşetin tüm
ayrıntılarını, olayın geçmişini, sanıkların duruşma aşamasını ve idam
kararlarını iyice öğrenmek istiyorsanız, çok ilginç bilgi ve belgelere dayalı
bir kitabı okumanızı öneririm. Sanıkları yargılayan Harp Divanı zabıtlarını,
savcılık iddianamesini ve olayın perde arkasını Osman Selim Kocahanoğlu’nun
kitabından öğrenebilirsiniz:


“Menemen ve Kubilay Olayı. Cumhuriyet’in En Zor Devrimi Şapka. (Temel Yayınları.
Tel: 0212 516 23 52.)