Rahim Er : AYŞE !!!!..
14.05.2020
E-POSTA : rahim.er@tg.com.tr
İtalya, “koronavirüs salgını”nı en kötü yaşayan memleketlerden
biri. Salgın, ağır seyrediyor ama bu devletin vatandaşı rehine bir genç kızın
kurtarıldığına dair Afrika’dan alınan haber, koronaya rağmen geçen hafta sonu
zirveye oturdu…
25 yaşındaki Silvia Constanzo Romano,
“Africa Milelel Onlus” isimli kuruluşa gönüllü olarak
katıldıktan sonra “Afrikalı çocuklara yardım” diye kafile
hâlinde Kenya’ya gittiler. Yapılanın hakikaten yardım mı yoksa sömürmeye devam
adına keşif faaliyeti mi yahut misyonerlik mi olduğu karanlık. Çalışmalar devam
ederken adı geçen genç kız, Chakama Bölgesinde iken 20 Kasım 2018 günü Eş’Şebab
örgütü tarafından kaçırılarak Somali topraklarına götürüldü.
İtalya, resmî mercileri, İtalyan istihbaratı
hemen devreye girseler de bir şey yapamadılar. Bunun üzerine Türkiye’den yardım
talep etti. İtalya’nın talebi, Millî İstihbarat Teşkilatı Başkanlığı’na havale
edildi. Kaçırma eylemini yapan, uzun senelerdir Somali devletinin başının derdi
olan bir örgüttü. MİT, Aralık 2019’da çalışmaya başladı. Somalili ve İtalyan
meslektaşlarıyla iş birliği hâlindeydi. Aylar süren titiz ve sabırlı bir
gayreti takiben genç kız, 18 ay sonra hürriyetine kavuştu.
Kurtarmanın Türk Millî İstihbarat Teşkilatı
tarafından gerçekleştirilmesi İtalyan basın-yayın organlarını hayli rahatsız
etmişti. Tebessümle ağlamak arasındaydılar. Şunu diyorlardı:
-Kenya ve Somali gibi Afrika ülkeleri, bir
zamanlar İtalya’nın kolonisi iken bugün buralar Türkiye’nin nüfuz alanında.
Kurtarmayı, Türk istihbaratının desteği olmadan yapamadık!!!
Bu kızgınlık yaşanırken 10 Mayıs günü
havaalanında Başbakan ve Dışişleri Bakanı tarafından karşılanan rehine kızın
Müslüman olduğunu, tam tesettüre girdiğini Ayşe ismini seçtiğini bilmiyorlardı.
Öğrendikleri gün, politikacısı ve basınıyla olanca taassuplarını saçıp
döktüler. Ayşe ise hiçbir baskı ve cinsel istismar yaşamadığını, kendi hür
iradesiyle Müslüman olduğunu, Peygamberimizin sevgili eşinin adını seçtiğini,
Arapça öğrendiğini, Kur’ân okuduğunu” açıkladı.
Hem “koloni” dedikleri
eski sömürge topraklarında âciz kalmış olmak ve hem de uğruna bu kadar mücadele
verdikleri genci, karşılarında Müslüman olarak bulmak, çok İtalyan’ı zıvanadan
çıkarmıştı:
Aşırı sağcı League Partisi lideri, Twitter’dan
-burada tekrarı uzun tutacak- ağır açıklamalar yaptı. Aslında O’nun
söyleyemediğini Treviso Eyaleti’nden bir başka politikacı
Facebook’a “Silvia idam edilmeli” diye yazarak akla ziyan
bir teklifte bulundu. Giornale gazetesi 11 Mayıs 2020 günü şu ana başlıkla
çıkmıştı. “İslamî ve bahtiyar: Nankör Silvia!” Libero gazetesi
de “Bilseydik kurtarmazdık!” anlamında “İslamîyi
kurtardık!” demişti.
Ayşe’nin ailesi ise evladlarını hasretle
bağırlarına bastılar ve Müslüman olmasını hürmetle karşıladıklarını ifade
ettiler.
İşte özgür, uygar, demokrat, laik, insan
haklarına saygılı Batı’nın ruh hâli. Acaba vatandaşlarını karşılamak için hava
meydanına giden İtalyan Başbakanı Giuseppe Conte ve Dışişleri Bakanı Di Maio,
karşılama yapar ve AA’ya “Bugün bizim için çok önemli, bu dayanışma
için Türkiye’ye teşekkür ederiz!” derken Silvia’nın Ayşe olduğunu
biliyorlar mıydı? Bilseler de karşılamaya giderler miydi? Yoksa onlar da
idamına hükmeder veya “nankör boşa emek vermişiz!” mi
derlerdi?
Bilmiyoruz; bildiğimiz bir şey var ki o da
Silvia’nın ihtida ederek Ayşe olup doğru yola girmesi, Müslümanlar için ramazan
hediyesi olmuştur.
Ayşe, o gün sanki bir madalya sahibesiydi.
Türk istihbaratçı ağabeyleri yerinde bir tedbirle kendisine çelik yelek
giydirmişlerdi. Yeleğin göğsünde Ay-yıldızımız, sanki bir şeref madalyasıydı.
Evet; o, esasında bir şeref madalyasıydı. Silvia, hakikati seçtiği için yüksek
bir madalyaya layık görülmüştü.
Şu ibretlik denk düşme, tevafuk ise gözden
kaçmamalı:
İtalya, kiliseleri açma kararı alırken bu
ülkedeki iki buçuk milyon Müslümanı yok sayarak camileri kapalı tutmaya devam
ediyordu. Camileri açmadığı günse havaalanında Ayşe’yi karşılıyorlardı.
Aramıza hoş geldin Ayşe kardeşim…