Karadayı FETÖ’cüleri neden kabul etti ??? Bari Hulusi Akar’a sorsaydınız !!!
Önce A
Haber’in hazırladığı ve
yayınladığı, AKP’li siyasetçilerin de sosyal medyada yoğun şekilde paylaştığı
bu kısa videoyu izleyin.
Yazımıza öyle başlayalım.
VİDEOYU BURADAN
İNDİREBİLİRSİNİZ.
Evet şimdi
başlayabiliriz.
Yukarıdaki
videoda gördüğünüz kişi eski Genelkurmay Başkanı Orgeneral İsmail Hakkı
Karadayı.
Geçen hafta
hayatını kaybetti.
O hiç bitmeyen
mağduriyet olan 28 Şubat yeniden gündeme geldi.
E tabii bu
konunun baş aktörlerinden biri İsmail Hakkı Karadayı ve gündem de “darbe
iddiaları” olunca, vur vurabildiğin kadar.
İslamcı-AKP
medyası ve televizyona çıkarılan konuklar Karadayı’ya ağır laf etme konusunda
adeta yarıştı.
Gerekçe basitti.
Onlara göre, Karadayı birçok inançlı askeri TSK’dan atmıştı.
O kadar ağır
sözler vardı ki Karadayı hakkında, bu kadar ağırını FETÖ’cülere söylediler mi
hatırlayamadım.
Her kanal ve
sözde iktidara yakın kişi harekete geçti.
AKP’nin
propaganda kanalı A Haber de öyle…
Yukarıda
izlediğiniz haberi yaptı.
4 yıl önce ilk
kez ortaya çıkmıştı video.
Yine A Haber
yayınlamıştı.
Video 1995 yılına
aitti.
Karadayı açıkça
başında Nurettin Veren’in bulunduğu bir FETÖ okulunun öğrencileriyle
konuşuyordu.
Veren, Fetullah
Gülen’den ve okullarından bahsederken, Karadayı da “başarılı”
olan öğrencileri kutluyor ve öğrencilere bir küçük ödül veriyordu.
Bu haber,
Karadayı’nın FETÖ’cüleri Karargâhta ağırlayarak aslında onlara yol verdiğini
ima ediyor.
Haberde, FETÖ’nün
o yıllarda bile Genelkurmay Karargahına rahatlıkla girebildiği, en üst düzeyde
kabul gördüğü vurgulanıyor.
Sonuç hasıl
oluyor ve bunu izleyen birçok kişi de sosyal medyada, “İşte
Karadayı’nın gerçek yüzü”, “FETÖ’yü Karargâha sokan komutan”
gibi tepki göstermeye başlıyor.
Millet kısaca
İsmail Hakkı Karadayı’nın FETÖ ile irtibatına ikna oluyor.
Fakat TSK’da
görev yapmış herkes bilir ki, Karadayı’nın FETÖ ile hiçbir işi yok. Hatta
kendisinin irticaya karşı büyük mücadeleler verdiği biliniyor.
Karadayı’nın
TSK’dan FETÖ’cüleri atan son komutan olduğu da biliniyor.
Zaten İslamcı
cenah da bu nedenle Karadayı’dan nefret etmiyor mu?
Ama A Haber öyle
bir ima yapıyor ki, görseniz sanki Karadayı FETÖ’cü.
Görevini yapıyor
tabii.
Kendisine ve tüm
grubuna 17-25 Aralık 2013’ü milat sayan, bu tarih öncesinde işlenmiş her türlü
FETÖ günahını affeden ama bu tarihten sonra verilen desteği kabul etmeyen bir
AKP var karşımızda.
Kim kendini
kurtarmak istiyorsa, “Ben bunları 17-25 Aralık öncesinde, bunları hizmet hareketi
olarak zannettiğim zaman söyledim” diyordu. Aklanıp
paklanıyordu.
Hala da öyle…
Kendilerine bu
sonsuz anlayışı gösteren AKP ve A Haber, Karadayı’nın 1995 yılındaki bir
videosundan algı yaratmaya çalışıyor. Yani Karadayı’yı FETÖ’ye destek vermekle
suçluyor.
Peki gerçek ne?
Bir Genelkurmay
Başkanının FETÖ okul yöneticileriyle ve öğrencileriyle ne işi var?
Bu soruyu A
Haber’in akıl edemediği(!), o gün Karadayı’nın ziyaretine giden bir numaralı
tanığa, Nurettin
Veren’e sordum.
Veren ziyareti
şöyle anlattı:
“Yekta
Güngör Özden’i ziyaret etmiştik. Ani bir kararla gitmiştik, planlanmış bir şey
değildi. Bu cemaat okullarında yetişmiş öğrenciler, dünya olimpiyat
yarışmalarında her türlü fen dallarında dünya birincilikleri almışlardı. Onları
devlet yetkilileriyle tanıştırmak istiyordum.
O zaman yaygın okullar zinciri yoktu. ‘Neden devlet bir cemaat
okulundan olimpiyat şampiyonları çıkmasıyla ilgilenmiyor’ diye düşündüm. İlk
önce öğrencileri Başbakan Tansu Çiller’e götürdüm. Fotoğraflarını yayınladık
onların. Çok memnun oldu, hediyeler verdi.
Aklıma o an geldi, ‘Diğer devlet yetkilileri de görse de basında
gündem olsa’, diye.
Tansu Hanım ‘gidin ziyaret edin’ dedi. Nusret Demiral’dan başladık
(Dönemin DGM Savcısı), Sayıştay ve Yargıtay başkanlarına gittik.
Sonra da Yekta Güngör Özden’i (Dönemin Anayasa Mahkemesi Başkanı)
ziyaret ettik. ‘Bu işi takip edin, bu çocukların bir cemaat okulundan çıktığını
görün, destek verin bunlara’ dedim. Çok memnun oldu. O da hediyeler verdi.
Özden, ‘Bu çocuklar nasıl olimpiyat şampiyonu oldu?’ diye sordu. Ben
de ‘Bakın bunlar Fetullah Gülen’in kurup organize ettiği okullarda yetişen
çocuklar’ dedim. Çok memnun oldu. O an aklıma geldi, ‘Paşalar da bu çocukları
görse, sevinirler, çok mutlu olurlar’ dedim. Hemen telefonu kaldırdı, İsmail
Hakkı Karadayı Paşa’yı aradı: ‘Burada çocuklar var, bunlar fen alanında dünya
birincisi olmuş çocuklar, ben şaşırdım, siz de bir görseniz bu çocukları’ dedi.
Karadayı Paşa da, ‘Hemen gelsinler o zaman buraya’ dedi.
Gittik, kapıda karşıladılar bizi. Okulun müdürü ve öğretmenleri de
geldi. Karadayı Paşa dedi ki, ‘Bakın oğlum buraya benim devre arkadaşlarım bile
gelmek için randevu alırlar, 10-15 gün 1 ay bekleyenler var ama ben sizi anında
kabul ettim, çok memnun oldum, bu başarılarınızı tebrik ediyorum’ dedi. Hemen
oradan hediye edilecek şeyleri hazırlatmış, çocuklara bu hediyeleri verdi.
Şimdi bu iş spontane olduğu için Karadayı’nın işin gerçeğini ve
konuyu anlamadığını hissettim. O ara konuştu Karadayı Paşa, normal talebelere
konuşur gibi. İşte ‘ülkemiz düşmanlarla çevrili, Türkiye bir tehlike içinde,
Atatürk ilkelerine bağlı gençler olarak sizi kutluyorum, bu hedefinizde
yürüyün’ gibi öğrencileri normal talebe statüsünde görüp konuştu.
Cemaat okulu öğrencisi olduğunu anlamadığını görünce dedim ki,
‘Paşam bu çocuklar daha çok Fetullah Gülen’in İzmir, Ankara, İstanbul
okullarında yetişmiş talebeler.’ Ben bunu deyince Karadayı Paşa’nın rengi
kaçtı. Gülen hakkında demek ki olumsuz bir bilgisi vardı. ‘Çocuklar’ dedi,
‘Bakın Atatürk ilke ve devrimlerine bağımlı ve bağlı olun, ilkelerinizi buna
göre ayarlayın, sakın böyle sapkın fikirlere düşmeyin’. Karadayı Paşa bir anda
konuşma stilini değiştirdi.
Ardından Karadayı Paşa, ‘Buraya fotoğraf makinesi ve kamera hiçbir
şekilde girmez, ben size müsaade ettim ama sakın bu görüntüleri bir yerde
yayınlamayın, bu okulunuzda dursun’ dedi. 1 saate yakın çocuklara nasihat etti.
Çocuklara hayatlarına Atatürk ilkelerinde yetişmiş bireyler olarak devam edin
gibi nasihatlerde bulundu ve bu konuşma bittikten sonra oradan çıktık biz.”
Bu açıklamalar
başka söze gerek duyulmadığını gösteriyor.
Hayatını
kaybetmiş bir askere bu alçak iftirayı atan bir medya…
Kendisi 4 sene
önceye kadar FETÖ övgüsü yaparken, 25 yıl önce çekilmiş ve sadece FETÖ’cülerin
elinde olan bir videoyu buluyor ve Karadayı’ya itibar suikastı yapıyor.
Hadi Nurettin
Veren’i aramıyorsun! Peki ya videonuzun 8’inci saniyesinde
görünen Karadayı’nın arkasındaki askere neden sormadın?
Evet, o asker Hulusi Akar.
İsmail Hakkı Karadayı’nın Genelkurmay Başkanlığı yaptığı
süreçte Özel Kalem Müdürü Hulusi Akar’dı ve o zamanlar Kurmay Albaydı.
Bari Hulusi Akar’a
sorsaydınız, FETÖ’cüler oraya niye gelmiş diye?
Bu ülkeye ve
millete kötülük yapıyorsunuz, sizin gazeteciliğiniz bu kadar!