AHMET AKYOL : NEDEN ASKERÎ OKULLAR
???
24
Haziran 2020
31
Temmuz 2016 tarihli Resmî Gazete’ de yayımlanan KHK/ 669 ile askerî okulların
kapatılması üzerine medyada çeşitli haber ve yorumlar arka arkaya çıkmaya
başlamıştı. Konuyu incelemeye başlamadan önce bunlardan bazılarını hatırlamakta
yarar var:
“Askerî liseler kapatılıyor.
Kısacası son darbe teşebbüsü bu açıdan
( Sabah 1.8.2016)
|
“Kapatıldılar.
Doğru karar.
Subay olmak isteyen üniversite sınavına
Yeterli puan alan Millî Savunma
Yüksek lisans yaparak kurmay olur. ”
( Milliyet 1.8.2016);
|
“Askerî liseler kapatılıyor.
Harp okulları ise YÖK’ e bağlı bir eğitim
Askerî konularla bir ilgisi olmayan
( Hürriyet 9.8.2016)
|
Askerî
öğrenciliğin ne olduğunu subaylığın bir ruh ve yaşam biçimi olduğunu
bilmeyenlerin konu hakkında fikir ve öneri ileri sürmeleri kadar yanlış bir
durum olamaz!
Hele
kurmaylığın ne olduğunu bilmeyenlerin ’ bir tez vererek kurmay olunabilir’
düşüncesi kadar da saçma ve mantıksız bir anlayış olamaz!
Konuyu
birkaç alt bölümle incelemeye çalışalım.
Kamuoyunda
ve basında ileri sürülenin aksine çağdaş ülkelerin hemen hepsinde askerî
okullar vardır ve bu okullarda üzerinde durulan en önemli konuların başında
liderlik gelir.
Örneğin
ABD askerî okullarında temelde ortak değerlendirmeler şöyle özetlenebilir:
Okullardaki
öğrenci sayısı ortalama 250- 300 arasındadır. Her öğretmene 10- 15 öğrenci
düşer. Eğitim programlarında öz disiplin karakter ve liderlik üzerine
odaklanılır. Akademik mükemmeliyet kişisel motivasyon karakter geliştirme
fiziksel gelişim ve liderlik; öğrenciler arasında kaynaşma kendine ve
arkadaşlarına güven ve saygı esastır. Yalan söyleme ya da sınavlarda kopya
çekme söz konusu değildir. Çoğu okulda sınavlar gözetmen olmadan yapılır.
Öğretmen soruyu sorar ve sınavdan çıkar. Sınavda kopya çeken de bunu görüp
haber vermeyen de – durum anlaşıldığında- okuldan atılır. Öğrenciye güven
tamdır öğrenci de bunun bilincindedir. Sistemde ahlâklı olmak esastır;
ahlâksızlığı bilerek saklamak ahlâksızlığa ortak olmaktır!
Bazı
askerî okullarda JUNİOR ROTC programı uygulanır. Bu program her öğrenciye
özeldir; herhangi bir ders programı uygulanmaz.
*
Bu
yazıda sadece kapatılan askerî liseleri esas almaya çalıştım. Bizde kapatılan
askerî liseler çağdaş ülkelerin askerî okullarının yaptığı gibi kendilerine
özel bir eğitim programını değil; kuruluş mevzuatında belirtilmiş Millî Eğitim
Bakanlığı’ndan onaylı yabancı dil ağırlıklı fen programı uyguluyorlardı.
Kısacası müfredat Millî Eğitim Bakanlığı müfredatıydı. Sivil dengi okullardan
farklı olarak yabancı dil dersi ve beden eğitimi saatleri biraz daha fazlaydı.
Haftada bir gün de askerî kıyafetli yanaşık düzen eğitimi yapılıyordu. Burada
da amaç disiplini özümseme ve askerlik mesleğinin benimsenmesiydi.
*
Burada
tarihe küçük bir not düşelim:
Türk
kültür hayatına unutulmaz hizmetlerde bulunmuş kuruluşundan bu yana içlerinden
Cumhurbaşkanı Genelkurmay Başkanı Kuvvet Komutanları çıkan çok değerli subay ve
general yetiştirmiş; bunun yanında da nice şair ressam bilim adamını da Türk
Milleti’ ne armağan etmiş (benim de mezunu olmakla gurur duyduğum) Kuleli
Askerî Lisesi’ nde Eğitim ve Öğretimde Amaç şöyle tanımlanıyordu:
Çağdaş
eğitim ve öğretim bilimi kapsamında; öğrenciyi merkeze alan eğitim felsefesine
uygun olarak;
Silâhlı
Kuvvetlerin mevcut ve gelecekteki ihtiyaçlarına cevap verecek nitelikte;
Kara
Harp Okulu’ndaki eğitim ve öğretimi takip edebilecek bilimsel altyapı ile
donanmış;
Temel
askerî bilgi ve davranışları kazanmış askerlik mesleğinin temel değerlerine
karşı duyarlı ve bu değerleri benimsemiş üstün bedeni yeterliliğe sahip;
İletişim
becerisi gelişmiş; İnsanlığa saygı vatan millet sevgisi şeref ve bağımsızlık
kavramlarını kendisine ilke edinmesinin yanı sıra Atatürkçü Düşünce Sistemini
özümsemiş ve bunu bir yaşam tarzı olarak benimseyerek kendine rehber edinmiş
askerî öğrenciler yetiştirmekti.
Hedef:
Değişen ülke ve dünya gerçeğini görebilen algılayabilen;
Çağdaş
yönde gelişmeyi sağlayan ve istenen yönde değişimi gerçekleştirebilecek
liderlik özelliklerinde;
Bilgiye
nasıl ulaşılabileceğini bilen ve bilgiyi inisiyatifle kullanabilen;
Sorumluluk
duygusu gelişmiş ve öz denetim yapabilen;
Çağın
gerektirdiği teknolojik gelişimi takip edebilecek bilgi beceri ile sağlam bir
beden ve ruh yapısına sahip;
“Atatürkçü Düşünce Sistemi” ni
benimseyerek kalbine yerleştirmiş ve davranışlarına yansıtmış üstün nitelikli
askerî öğrenciler yetiştirecek eğitim öğretim sistemleri ile buna hayat veren
çağdaş teknolojik donanımlı eğitim ve sağlıklı yaşam ortamını oluşturmak ve
sürekli geliştirmekti.
Kuleli
Askerî Lisesinde öğrenciler Türk Silâhlı Kuvvetleri’ nin geleceğini oluşturacak
liderler olarak değerlendiriliyor ve ileride bu şerefli vazifede en büyük
sorumlulukları başarıyla yerine getirmelerini sağlayacak becerileri edinmeleri
için modern öğretim teknikleri ve teknolojilerinin kullanıldığı bir öğretim
sürecinden geçiyorlardı.
Eğitim
ve öğretim ile ilgili gerçekleştirilen her türlü faaliyette; kısa ömürlü ve
geçici sonuçlar yerine uzun vadeli ve kalıcı sonuçlar alabilecek tarzda süreci
esas alan bir program uygulanmaktaydı.
Kuleli
Askerî Lisesi’ nin en büyük özelliklerinden biri de verdiği yaşam biçimiyle
kişinin özgüvenini artırması ve sorunlara çözüm üretebilme yeteneğinin
geliştirilmesiydi…
Askerî
liseler kapatıldıktan sonra kamuoyunda iddia edildiği gibi askerî liselerde “indoktrine” (fikri beyin yıkama) eğitimi verilmiyordu. Askerî
lise öğrencisinin “bir gün bu ülkenin sana ihtiyacı olduğunda yönetime el
koyacaksın” anlayışıyla yetiştirilmesi söz konusu bile değildi.
Bu iddia sahiplerinin askerî lise eğitimi hakkında en ufak bir bilgi sahibi
olmadan hayalî ve büyük bir olasılıkla art niyetli fikir oluşturduğu
kanaatindeyim.
Ne
yazık ki “artık günümüz şartlarında askerî
liselere ihtiyaç kalmadığı” gerekçesiyle bir kültüre kilit vuruldu.
Kültürü korumanın sadece binaları korumak olmadığı duvarları şehit adlarıyla
dolu o binalardaki hayatın maddî ve manevî varlığı unutuldu!
1845
yılında kurulan ve kapatıldığında 171 yıllık bir mazisi olan Kuleli Askerî
Lisesi tarih demekti. Tarihî devamlılık gelenekler ve aidiyet duyguları silinip
atıldı. Savaş zamanlarında hatta İstanbul İngilizler tarafından işgal
edildiğinde bile kapatılmayan okul lağvedildi. Çok büyük YANLIŞ yapılmıştır!
Geleceğe
hükmetmenin ön şartı geçmişi iyi bilmektir. İnanıyorum ileriki yıllarda bu ÇOK BÜYÜK
YANLIŞTAN mutlaka dönülecektir. Umarım (mevcut değerler kaybedilmeden) çok
fazla geç kalınmaz!
*
Çağdaş
ülkelerin tüm askerî okullarında esas olan kurallara uymak yani disiplindir.
Başarının temelini disiplin oluşturur. Birlik ve beraberliğin sağlanması ve
sağlamlaştırılması disiplinin temini için çok önemlidir. Disiplin aynı zamanda
kültürün en önemli öğesi olan saygıyı içerir.
Askerî
okullar disiplini esas alarak küçük yaşlardan itibaren askerî öğrencilere
askerlik mesleğinin yüksek vasıflarını çok yüksek bir eğitim düzeyi sonrasında
verir; onların yüksek vasıflı komutan ve lider olmalarının alt yapılarını
oluşturur.
Askerî
okullar kişiliklerinin gelişip şekillenmesinde çok önemli bir rol oynadıkları
için askerî öğrencilerin hayatlarında derin izler bırakır/ bırakmıştır.
Askerî
okullarda askerliğin bir meslek değil çok özel bir yaşam biçimi olduğu; her
subayın kendi mesleğine- vatanına/ milletine/ bayrağına- adamış bir asker
olmanın heyecanını duymasının önemi bilinçle işlenir. Bu bilinç küçük yaşlardan
itibaren askerî okullarda öğrenilir ve benimsenir.
Bu
dayanışma ruhu ile psikoloji ilminin bireysel ve toplumsal olarak benimsenmesi
olarak da tanımlanabilen askerî terbiye askerî okullarda sağlanır.
Türk
Silâhlı Kuvvetleri’ nin tarihinde boşlukları asla doldurulamayacak olan bu
okullar derin kökleri olan eğitim kurumlarıdır.
Askerî
okullar özellikle maddî olanakları kısıtlı ailelerin zeki ve çalışkan çocuklarını
hayata kazandırmada vatana ve millete faydalı bir fert olmalarında yararları
asla tartışılamayacak konumdadırlar.
Küçük
yaşlarda başlayan yatılı eğitim meslek idealizminin kavranıp benimsenmesi
açısından apayrı bir özelliğe sahiptir. Buralarda küçük yaşlardan itibaren
vatan ve millet sevgisi mesleğe saygı amirlere itaat zihinlere kökleşerek
yerleşir ve yaşam biçimine dönüşür.
Aidiyet
duygusu askerlikte/ sosyo- kültürel yaşamda çok önemlidir. Askerî okullar
bireylere aidiyet duygusu kazandırır; bireysel ve toplumsal sorumluluğu
artırır. Askerî okullardaki günlük yaşam kişiye önce kendine sonra topluma
saygılı olmasını öğretir.
*
Yabancı
ülkelerdeki tarihî askerî okullar özenle korunurken ne yazık ki Türkiye’ de
askerî okulların varlığı yazboz tahtasına dönmüştür.
Önce
Harbiye açılmış daha sonra sayıları arttırılmış kısa bir süre sonra bunlar
kapatılarak İstanbul Harbiye’sinde birleştirilmiş; o da bir süre sonra Ankara’
ya taşınmıştır. Kara Hava ve Deniz Harp Okulları Kuvvet Komutanlıklarına bağlı
iken (son yıllarda kimin direktifiyle başladığını bilemediğim TSK’ da
oluşturulan çalışma gruplarında alınan kararla) günümüzde Millî Savunma
Üniversitesi’ ne bağlanmıştır.
Askeri
İdadiler (liseler) açılmış bunların sayıları hızla artmış bir süre sonra sayıları
2’ye 3’e düşecek kadar azaltılmış; darbe girişimi gerekçe gösterilerek onlar da
kapatılmıştır.
Askerî
rüştiyeler/ortaokullar ülkenin her yanında açılmış sonunda teke indirilmiş ve
Selimiye Askerî Ortaokulu açılmış en nihayet o da kapatılmıştır.
Çok
kişi duymamıştır bile ama bir dönem askerî ilkokullar bile vardı! Örneğin 1920-
1921 öğretim yılında Kuleli Askerî İptidaisi (Kuleli Askerî İlkokulu) 118
mevcutlu ana sınıfını takip eden dört sınıftan ibaretti. Birinci sınıf: 266 İkinci
sınıf: 150 Üçüncü sınıf: 126 Dördüncü sınıf: 47 olmak üzere toplam 707 kişiden
ibaretti.
*
Kişisel
değerlendirmeme göre:
Uzun
yıllardan bu yana kökleşerek gelişen tarihî uzun bir geçmişe dayanan askerî
okulları çeşitli nedenlerle bir gecede kapatmak kolaydır. Ancak esas olan zor
olanı yapmak bu yapıyı hastalığından kurtararak yeniden sağlıklı bir hale
getirerek topluma kazandırmaktır.
Askerî
okulların sayısı artırılmalıdır.
Türkiye
Cumhuriyeti’ nin her coğrafi bölgesi için bir askerî lise açılabilir. Örneğin:
Doğu Anadolu Bölgesi için Erzurum’ da; Güneydoğu Anadolu Bölgesi için
Gaziantep’ te; Akdeniz Bölgesi için Isparta’ da: Ege Bölgesi için Afyon’ da; İç
Anadolu Bölgesi için Konya’ da; Karadeniz Bölgesi için Amasya’ da Trakya
bölgesi için Edirne veya Kırklareli’ nde bir askerî lise açılabilir. Marmara
Bölgesi için ise mevcut Kuleli Askeri Lisesi varlığını devam ettirmelidir.
Ayrıca
Kuleli Askerî Lisesi mevcut durumuna ek olarak diğer askerî liselerden mezun
olup da Harp Okulu’ na gidecekler için bir senelik bir Hazırlık Okulu olarak da
plânlanabilir.
Yine
askerî liselerin olduğu her bölgede özel kıyafetleri olan özel statülere tabi
askerî ortaokullar da düşünülebilir. Buralara da öğrenciler seçilerek alınmalı
öğrenci sayıları 150- 200’ü asla geçmemelidir.
Pek
çok çağdaş ülkede olduğu gibi ortaokul ve lise seviyesindeki askerî okullardan
mezun olanların mutlaka Harp Okullarına gitmek gibi bir zorunlulukları olmamalı
bu durum özel kanunlarıyla düzenlenmelidir.
*
Tabi
burada çok önemli olan bir konuyu da özellikle belirtmek isterim. Askerî
okullara öğrenci seçimi sınavların ÖSYM tarafından yapılması uygulamasına AKP
hükûmeti döneminde geçildi. Örneğin Kuleli Askerî Lisesi’ ne öğrenciler bu
lisenin yaptığı sınavla değil; normal liselere yapılan sınavla alınıyordu.
Sınavı yapan kadroların soru- cevapları belirli odaklara bu aşamada verdiği
basında yeterli derecede yer aldı. Bu satırları okuyanlar o yazıları da okumuş
olmalıdır! Örneğin askerî liselere alınacak öğrencilere sorulara belirli
odaklar tarafından nasıl verildiği 27 Mart 2014 tarihli Star Gazetesi’ nde
ayrıntılı olarak yer aldı. Cemaatlerin askerî okullara nasıl sızdığı konusunu
daha ayrıntılı öğrenmek isteyenlere özellikle Kuleli mezunu Harbiyeli Gazeteci-
Yazar Yavuz Selim Demirağ’ ın yazdığı “İmamların
Öcü” kitabı okumasını öneririm.
Kanaatimce
yeniden çıkartılacak özel kanunlarla askerî okullara öğrenci alma sınavları
okul personeli tarafından oluşturulan bir kurul tarafından yapılmalıdır. Bu
komisyonlarda Atatürk ilke ve devrimlerini samimî olarak benimsemiş askerî
personel görevlendirilmelidir.
Askerî
okullar yeniden açılacak olur da sınavları yapacak olanlar herhangi bir siyasî
parti yandaşları olursa; bu durumda o siyasî parti ya da siyasî hareketi
benimseyenler seçilir. Kısacası günlük siyaset odaklı düşünülürse korkarım
gelecekte çok büyük sorunlar yaşanabilir!
Ne
yazık ki askerî liseler kapanmadan önce uygulamalardaki yanlışlıklar örneğin
okullara belirli odakların belirlediği kişilerin sokulması sınav sorularının
belirli yerlerin eline geçmesi buna göz yumulması hatta bazı yerlerde teşvik
edilmesi okul içinde bazı odakların ayrıcalıklı bir konuma girmesi ve korunması
yaranın büyümesine neden olmuş sorunlar içinden çıkılamaz hale gelmiştir.
Atatürkçü kesimin dışlanması buna en büyük örnektir. Bazı emekli subaylar
anılarında 2016 yılı öncesi askerî okullarda yaşananları çok ayrıntılı
anlatmaktadırlar. Ben okurken utandım bizim zamanımızda böyle değildi! Bu gibi
büyük yanlışlıkların kesinlikle tekrar etmemesi gerekir! Askerî okullar
herhangi bir siyasi partinin arka bahçesi konumuna düşerse eski yanlışlar aynen
hatta daha büyük ve onarılmaz yaralar açarak tekrarlanır. Bunun için okulların
açılma zamanları ve açılma şekilleri çok iyi düşünülmelidir.
*
Prusya
hükümeti daha 1808 yılında subaylarda olması gereken nitelikleri bir
kararnameyle şöyle belirlemişti:
“Bir subayın mevkiini belirleyici tek unsur barış
zamanlarında öğrenim ve bilgi; savaş zamanında ise üstün cesaret ve
kavrayıştır. ”
Askerî
okullarda SİYASET ÜSTÜ bir anlayışla karakter gelişimi liderlik kendi kendine
yeterlilik özgüven esas olmalı; Disiplin kendi kendini kontrol etmeye eylemleri
ve tepkileri yönetme yeteneğine odaklanmalıdır.
Unutulmamalıdır
ki bir kurallar sistemi olan disiplin ne sert ne de olağandışı
cezalandırıcıdır. Disiplin sınırları yaratır ve zamanla sorumluluk alarak kendi
kendini kontrol etmeyi benimseterek üst düzey güven ve karakter oluşturur.
*
Askerî
okullardan ve öneminden söz ederken mutlaka askerî öğrenci ailelerinden de söz
etmek gerekir!
Şüphesiz
Türk Milleti asker bir millet. Herkes vatanını ve milletini seviyor ve
önemsiyor. Ülkesini koruyacak olan askerine de saygı duyuyor. Ancak vatan-
millet sevgisi yanında ailelerin çocuklarını onların sağlıklı beslenmesi iyi ve
disiplinli bir okulda okuyarak hayata atılması iş bulma sorununun ortadan
kalkması gelecek garantisi sağlaması gibi nedenlerle askerî okullara vermek
istediklerini düşünüyorum.
Askerî
okullarda genellikle Anadolu’ da çocuklarını okutma olanağı bulamayan ailelerin
çocukları parasız yatılı okuyordu. Aileler de çocuklarını devlet okuttuğu için
maddî anlamda bir rahatlık yaşıyorlardı. Bu çocukların büyük bir kısmı
geldikleri şehirde dengi okullarda ( maddî anlamda) okuma şansına sahip
değillerdi.
Bazı
aileler ekonomik sorunların yanında sivil hayattaki ideolojik mücadelelerden
korumak terörden uzak tutmak başıbozukluktan kurtarmak için çocuklarını askerî
okullara yönlendirmiş olabilirler.
Askerî
okulların kalitesi ve özellikle küçük yerlerde bu okullardan mezun olanların
ailelere saygınlık kazandırması da bir tercih sebebi olabilir.
Neresinden
ve hangi açıdan bakarsanız bakın askerî okullar önemlidir!
*
Askerî
okullara uzun yıllardan bu yana art niyetli bir sızma olduğu gerçeği ortadadır.
Ancak bu art niyetli yapılanma ile mücadele okullar kapatılarak değil bu
okullara sızmalar engellenerek yapılır.
Daha
önce sözünü ettiğim gibi sınav sorularının kimlere nasıl verildiği Atatürk ve
Cumhuriyet ile sorunları olanların askerî okullara nasıl alındığı konusunda
kaleme alınmış pek çok haber ve kitap var. Bunların iyi incelenmesi gerekir!
Bir
dönem yapılan büyük bir YANLIŞ onur ve şeref dolu bir tarihî geçmişi silmenin
gerekçesi olmamalıdır! Özellikle askerî okullara sızma düşüncesi bile bu
okulların önemini gösterir. Askerî okullar silâhlı kuvvetler için çok önemli
eğitim kurumları olduğundan buralara sızma plânlanmış ve gerçekleşmiştir.
Bu
okulların kapatılmasının pratikte buraya sızmak isteyen oluşumun amacına hizmet
edeceği / ettiği kanaatini taşıyorum. Günümüzde askerî okulların kapatılmasının
kime ve neye hizmet ettiği veya edeceği çok iyi değerlendirilmelidir!
Bundan
sonra yani askerî liseler kapatıldıktan sonra belirli amaçlara hizmet için özel
yetiştirilmiş ve eğitilmiş öğrencilerin sivil liselerden Harp Okullarına
girmesi kolaylaşmış olmayacak mıdır?
Askerî
okulların kapatılması TSK bünyesinde çok derin yaralar açmıştır! Askerî
okulları kapatmak burada okuyup TSK saflarına katılan ve çeşitli rütbe ve
makamlara yükselenlerin veya okuldan sonra sivil hayatta başarılı olanların
tarihe ve kültüre sahip çıkma bilinçlerinin temelini/ kökünü aidiyet
duygularını tarihten silmektir.
Teröre
kaynaklık ediyor diye askerî okulların örneğin Kuleli Askerî Lisesi’ nin
kapatılması aynı zamanda bu okullardan mezun olmuş nice değerli insanın
tamamının bir şekilde suçlanıp aşağılanması değil midir?
Sebebi
ne olursa olsun tarihî ve kültürel değerlerin göz ardı edilebileceği ya da
ikinci plâna itilebileceği düşüncesini çok YANLIŞ buluyorum!
Önemle
tekrarlıyorum: hangi ülkede hangi ideolojide olursa olsun askerlikte her şeyden
önce yaşam ve meslek disiplini ile millî şuur çok önemlidir. Bu disiplin ve
şuur da ancak genç yaşlarda askerî okullarda verilip işlenebilir. Ağaç yaşken
eğilir!
Unutmayın
askerlik bir meslek değil bir ruh ve yaşam biçimidir!
Okuma
sabrınızı zorladığımın bilinciyle bu küçük incelememizi Türkiye Cumhuriyeti’
nin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ ün sözleriyle sonlandıralım:
“ ASKERLİK RÜTBE VE ELBİSE DEĞİL RUHTUR!”