FAİLİ MEÇHULLER & SİYASİ CİNAYETLER & SUİKASTLER

FAİLİ MEÇHULLER DOSYASI : 8. CUMHURBAŞKANI TURGUT ÖZAL'IN ÖLÜMÜNDE "TELEGRAM CİHAZI" ŞÜPHESİ


Geçtiğimiz aylarda basında yer
alan ama nasıl olduysa gözümüzden kaçan ve sağolsun Ali Nacar dostumuzun
bilgilendirmesiyle haberdar olduğumuz önemli bir değerlendirmeden bir bölüm:



– ÖZAL’IN ÖLÜMÜNDE ‘TELEGRAM’ CİHAZININ ETKİLİ OLDUĞUNA DAİR BİR MAİL
ALDIM”



Kitabı yazdıktan uzun yıllar sonda mail adresine ilginç bir mail geldiğini
anlatan Doğan şunları söyledi:



“Özal hangi cihazla öldürüldü, niçin iz bırakılmadı başlıklı bir yazı
geldi. Bu yazıda ‘telegram’ isimli bir cihazdan bahsediliyor. Bu cihazın bir
nevi silah olduğu iddia ediliyordu. Bu cihazın insanlarda kalp krizi
geçirmesine sebep olduğu anlatılıyordu. Bu gelen yazıyı okudum ve birisinin
iddiasıdır diye fazla üzerinde durmadım. Ama son zamanlardan rahmetli Özal’ın
ölümü ile ilgili incelemeler arasında bu bahsedilen konunun da ele alınıp bir
incelenmesi gerekir diye düşünüyorum. Bu iddianın ne kadar gerçek olduğu,
gönderen bunu neden gönderdi bunun araştırılması gerektiği kanaatindeyim.”



“EKİPTE DENİZ BAYKAL’IN OĞLU DA VARDI”



Cihan Haber Ajansı – 22 Kasım 2012



Gazeteci Yazar Kutlay Doğan, 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal’a 17 Nisan 1993 günü
Hacettepe Hastanesi’nde ilk müdahaleyi yapan ekibin içinde eski CHP Genel
Başkanı Deniz Baykal’ın oğlu Ataç Baykal’ın da bulunduğunu söyledi.



Özal’ın saat 11.00 gibi Hacettepe Hastanesi’ne getirildiğini belirten Doğan,
“Özal’a ilk müdahaleyi yapanlar arasında bulunan eski CHP Genel Başkanı
Deniz Baykal’ın oğlu Doktor Ataç Baykal, ‘Sayın Özal’ın durumu çok ağır.
Kurtarmaya çalışıyoruz’ dedi.” şeklinde konuştu. Ataç Baykal ise bu
konuyla ilgili görüş bildirmeyi uygun görmediğini söyledi.



8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ın ölümünün üzerinden 19 yıl geçti. Merhum
cumhurbaşkanının ölümü ile ilgili soruşturma devam ediyor. Devlet Denetleme
Kurulu’nun (DDK) hazırladığı raporunu ardından ivme kazanan süreçte merhum
Cumhurbaşkanı’nın mezarı açılarak otopsi yapıldı. Adli Tıp Kurumu’nun Özal ile
ilgili raporunu önümüzdeki günlerde tamamlaması bekleniyor. Turgut Özal’ın
yıllarca bir gazeteci olarak takip eden ve Anavatan Partisi’nin bir seçim
kampanyasını yürüten Kutlay Doğan, Turgut Özal’ın yaptığı konuşmaları,
döneminde yapılan çalışmaları, gazetelere verdiği röportajlarını ve hayatı ile
ilgili tüm bilgileri toplayarak ‘Turgut Özal Belgeseli’ isimli kitabı
hazırladığını anlattı.



Turgut Özal’ın parti kurma döneminden başlayarak Başbakanlık ve
Cumhurbaşkanlığı süreçlerinde kendisi ve çalışmalarını yakinen takip eden bir
gazeteci olduğunu belirten Doğan, “Rahmetli ile zaman zaman Ankara’da ve
İstanbul Kalender Ordu evinde bir araya gelerek sohbetlerimiz oldu. Bu
sohbetlerimiz esnasında Türkiye’nin ekonomik durumunu o gün ki sosyal yapıyı ve
Türkiye’nin hızlı bir şekilde kabuk değiştirmesi için neler yapılması
gerektiğinden de söz ederdi. Zaman zaman da ‘siz gazetecisiniz, siz halkın
içindesiniz, bizim yaptığımız bu icraatlar halk arasında nasıl karşılanıyor’
diye bizden bilgiler alırdı.” diye konuştu.



Kutlay Doğan, merhum Özal’a Hacettepe’de ilk müdahale edenlerden birinin eski
CHP Genel Başkanı Deniz Baykal’ın oğlu Ataç Baykal olduğunu söyledi.



Doğan, kitabında ‘Ve Son Yolculuğu’ başlıklı bölümde Özal’ın öldüğü gün ile
ilgili anekdotu şu şekilde anlatıyor:



“Turgut Özal’ın çok yoğun bir çalışma temposu vardı. Son olarak hastalanıp
hastaneye kaldırıldığı gün İstanbul’dan bir gazeteci arkadaşımla birlikteydik.
Bu arkadaşım hemen Hacettepe Hastanesi’ne gitti. Arkadaşımla yaptığım görüşmede
hastaneden ilk aldığımız haberlerde Özal’ın durumunun ağır olması ve Gülhane
Hastanesi’nin de uzak olması nedeniyle Çankaya’dan inerken Kızılay’dan sonra
hemen Hacettepe’ye sapılmış. Hastaneye giden arkadaşımdan hemen bilgi istedim.
Bana Hacettepe’nin daha yakın olduğu gerekçesi ile götürüldüğü ve orada ilk
karşılayan acil servis ekibinin içinde Deniz Baykal’ın oğlunun da olduğunu
söyledi. Onunla temas kurulduğunu kendisini, ‘durumunun acil olduğunu ve
kurtarmak için çalışıyoruz.’ dediğini iletti. Ardından diğer hocalara haber
verilmiş.” şeklinde konuştu. Doğan, Turgut Özal’ın hastaneye gitmeden önce
nabzının durduğu ve kalbinin atmadığına yönünde bilgiler aldığını kaydetti.



“ÖZAL’IN ÖLÜMÜNDE ‘TELEGRAM’ CİHAZININ ETKİLİ OLDUĞUNA DAİR BİR MAİL
ALDIM”



Kitabı yazdıktan uzun yıllar sonra mail adresine ilginç bir mail geldiğini
anlatan Doğan şunları söyledi:



“Özal hangi cihazla öldürüldü, niçin iz bırakılmadı başlıklı bir yazı
geldi. Bu yazıda ‘telegram’ isimli bir cihazdan bahsediliyor. Bu cihazın bir
nevi silah olduğu iddia ediliyordu. Bu cihazın insanlarda kalp krizi
geçirmesine sebep olduğu anlatılıyordu. Bu gelen yazıyı okudum ve birisinin
iddiasıdır diye fazla üzerinde durmadım. Ama son zamanlardan rahmetli Özal’ın
ölümü ile ilgili incelemeler arasında bu bahsedilen konunun da ele alınıp bir
incelenmesi gerekir diye düşünüyorum. Bu iddianın ne kadar gerçek olduğu,
gönderen bunu neden gönderdi bunun araştırılması gerektiği kanaatindeyim.”



“ÖZAL KENDİSİ İLE İLGİLİ EN AĞIR YAZI YAZANA DAHİ KIZMAZDI”



Turgut Özal’a muhalif olan birçok gazeteci ve medya mensubunun ardan yıllar
geçtikten sonra Özal’ı aramaya başladığını belirten Doğan, “Bu isimler o dönem
Özal’a haksızlık yaptıklarını itiraf ettiler. Rahmetli Özal en ağır yazıyı
yazana dahi kızmazdı. Özal’a karşı en muhalif haberi yazan muhabiri ve
televizyoncuya kızmazdı. Sabah kalkıp gazetede haberi okuduğu zaman o köşe
yazarını telefonla arayarak ‘Bugün benim hakkımda böyle böyle yazmışsın. Bana
bir uğrada o meselenin doğrusunu sana anlatayım.’ derdi. O ismi davet ederdi ve
meselinin doğrusunu anlatırdı.” açıklamasında bulundu.



“BU OLAYIN TAM OLARAK ÇÖZÜLECEĞİNİ ZANNETMİYORUM”



Turgut Özal’ın mezarının açıldığı gün duygusal olarak büyük bir rahatsızlık
duyduğunu ifade eden Kutlay Doğan, “Çok sevdiğim bir insandı. Bu millete
çok hizmetler etmiş, Türkiye’ye kabuğunu değiştirmiş bir insandır. Turgut
Özal’dan önce Türkiye yarım demir perde ülkesi idi. Özal’ın bu ülkeye
yaptıklarını, hizmetlerini hangi köşesinden alırsanız çok farklıdır. Özal’ı o
yüzden çok seviyorum. Mezarı açıldığı için duygusal olarak rahatsızlık yaşadım.
Ama keşke rahmetli olduğu gün otopsisi yapılsaydı ve elde bir rapor olsaydı. O
gün ne var ne yok bu ortaya çıksaydı.” diye konuştu. Özal’ın ölümünün
normal bir ölüm olmadığını düşündüğünü vurgulayan Doğan, “Rahmetli Özal’ın
ölümünde dış güçlerin parmağı var. Türkiye içindeki uzantıları bulunabilir.
Tahliller tetkikler o günkü olaylarla Türkiye içindeki uzantılar belki
bulunabilir ama dış güçler var. Bu olayın tam olarak çözüleceğini
zannetmiyorum. Çözülemez. Çünkü Türkiye’de bu güne kadar dış bağlantılı hiçbir
problem çözülemedi.” dedi.



ATAÇ BAYKAL: BU KONUYLA İLGİLİ GÖRÜŞ BİLDİRMEYİ UYGUN GÖRMÜYORUM



Eski CHP Genel Başkanı Deniz Baykal’ın oğlu Ataç Baykal, ÖSS Fen puanında
Türkiye 43’üncüsü olarak girdiği Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden 1988
yılında mezun oldu. Aynı yıl başladığı Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi’nin
Genel Cerrahi Anabilim Dalı’nda uzmanlık eğitimini 1993’te tamamladı. 2001’de
doçent, 2008’de profesör oldu. Halen Hacettepe Üniversitesi Erişkin Hastanesi
Genel Cerrahi Bölümü’nde görev yapan Prof. Dr. Ataç Baykal, “Bu konuyla
ilgili görüş bildirmeyi uygun görmüyorum.” dedi.