TARİKATLER & CEMAATLER (NAKŞİBENDİLER, MENZİLCİLER, SÜLEYMANCILAR, NURCULAR VS …) & YABANCI CEMAATLER

TAİKATLER & CEMAATLER DOSYASI /// NACİ KAPTAN : TARİKATLAR VE CEMAATLAR İLE İLGİLİ YAZILAR


TARİKATLAR VE CEMAATLAR İLE İLGİLİ YAZILAR




Naci Kaptan / 06.09.2020 

Değerli okur, 




Bu hafta değişik yazarlardan aktardığım tarikatlar ve cemaatlar
konusuna ilişkin yazı linkleri aşağıdadır. Yazılar uzunca fakat Türkiye’mizin
geleceği için çok önemli bilgileri aktarıyor. Okumanızı, arşivlemenizi,
aktarmanızı dilerim.




Tek parti döneminde tekkelerin, zaviyelerin kapatılıp tarikatların
yasaklanmasından sonra yer altına inen sözde şeyhler, şıhlar, mollalar,
Türkiye’nin çok partili rejime geçmesinden sonra tekrar karanlıklarından
çıkarak topluma egemen olma çalışmalarına başladılar. Siyasi partiler ise
kurulmuş olan laik Cumhuriyeti korumaya yemin etmelerine rağmen tarikat ve
cemaatlarla kol kola girerek, müridlerden oy devşirebilmek için tarikat ve
cemaat önderlerine her türlü devlet desteği verdiler.
 

Erdoğan dememiş miydi; “Ne istediler de vermedik”




Günümüz Türkiye’sinde AKP iktidarı amacına varabilmek ve bir islam
devleti kurabilmek için tarikat ve cemaat önderlerini devlet protokoluna alarak
oy tabanını güçlendiriyor.İktidar ile dini oluşumlar arasında kamuda güç
paylaşımı başladı. Şeyhler v.b. kamu kurumlarında kadrolaştılar. Yapılacak
atamalarda belirleyici oldular. Yaşanmış olan Fetö olayları AKP için bir örnek
olmadı. Şimdilerde Fetö yerine başka cemaat/Tarikatlar bu boşluğu
dolduruyorlar.




Öncelikle eğitim, hızla bilim, çağdaşlaşma ve aydınlanmadan
kopartılarak medrese eğitimine evriliyor. Milli Eğitim Bakanlığı, kamu
görevlerini anlaşmalar yaparak tarikatlara devrediyor. İmam ve hocalar
okullarda öğretmenlik yapıyor. Tarikat/cemaatlar sosyal yaşama da egemen
olmaya çalışıyor. Kadın sosyal yaşamdan dışlanıyor. Türkiye Laik Cumhuriyetten
ve çağdaşlaşmadan  kopartılıyor. 




Ana muhalefet Partisi Genel Başkanı Kılıçdaroğlu ise,Abdullah Gül,
1995’te Refah Partisi’nin Dış İlişkilerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı
iken, The Guardian gazetesine verdiği röportajda; “Türkiye’de Cumhuriyetin sonu
geldi. Kesinlikle laik sistemi değiştirmek istiyoruz” demiş olan Abdullah GÜL
için “Gül’den neden korkuyurlar” diyordu. Kılıçdaroğlu yakın geçmişte
de bir soru üzerine, “Türkiye’de irtica tehlikesi var” diyemem demişti!!!




Türkiye’deki laiklik modeli için “Devlet dini kontrol altına
alıyor” deniliyor fakat bu doğru değil; “Gelinen noktada, dini kontrol altına
almak için çabalayan bir devletten çok, dini yapılar tarafından kuşatılmış bir
devletle karşı karşıyayız”




Tecavüzcü şeyh bozuntusu Devlet protokolünde en üst makamdakiler
ile birlikte yer aldı. 2015’te Ankara’da Hacı Bayram Camisi’nin açılışında
Cumhurbaşkanı Erdoğan kurdeleyi keserken o da sahnedeydi. 




Ayasofya açıldığında, “Hele bir İslam devleti kurulsun, en güzel
sarığı biz sarıp en güzel cüppeyi biz giyeceğiz” diyordu




Bursa’da Nakşibendi tarikatının Halidiye kolundan Kırklar
Grubu’nun şeyhi Uğur Korunmaz, bazıları karı-koca olmak üzere tarikat üyesi en
az 17 kişi ile cinsel ilişki kurduğu için yargılandı. Timur Soykan, Badeci
Şeyh’in Sır Odası adlı kitabında müritlerine “cennet” vaat ederek ilişkiye
giren şeyhi yazdı.




2000 yılında tarikat lideri Şeyh Nazım Kıbrısi’nin önünde diz
çöken Merve Kavakçı, Kuala Lumpur’a Büyükelçi olarak atandı.




Menzil şeyhi Saki Erol’un, “Sağlık Bakanlığı’nı ele geçirdik”
sözleri medyada yer aldı ama bu konuda herhangi bir işlem yapılmadı.




Milli Eğitim Bakanlığı, tecavüz skandalıyla gündeme gelen Ensar
Vakfı ile birçok konuda protokol imzaladı; vakfa öğrencilere yönelik bilgi
yarışması düzenleme izni verdi…Aynı Ensar Vakfında yakın zamanda sayısı yüze
varan çocuklara tecavüz edildiği ortaya çıkmamış mıydı?




Toplumda annelerinin dizinden tahrik olanlar, kendi çocuklarını
şehvetle öpenler, 9 yaşındaki çocuğun evlenebileceğini savunanlar, kadın eli
sıkmayanlar türedi!




YAZILAR 

LİNK
: http://nacikaptan.com/?p=81444




LİNK
: Tarikatlar
kapatılsın! * “Sağlık Bakanlığını ele geçirdik” diyen tarikat




LİNK
: http://nacikaptan.com/?p=81440Yeni
FETÖ’ler Devleti kuşatıyor * TARİKATLAR, CEMAATLAR KAPATILSIN * “Dini yapılar
tarafından kuşatılmış bir devlet var”




LİNK
: http://nacikaptan.com/?p=81435YENİ
FETÖ’ler DOĞUYOR * Tarikatlar ve cemaatlar kapatılsın * Türkiye’de
“şirketleşen” tarikat ve cemaatler




LİNK
: http://nacikaptan.com/?p=81430TARİKATLER
VE CEMAATLER KAPATILSIN * Orhan Gökdemir: Devletimiz tarikatler ve cemaatler
olmadan yönetme becerisine sahip değil




LİNK
: http://nacikaptan.com/?p=81428TARİKATLER
VE CEMAATLER KAPATILSIN * Barış Terkoğlu: Tarikat ve cemaatleri dağıtmadan
Türkiye’yi bir arada tutma şansı kalmadı




LİNK
: http://nacikaptan.com/?p=81426“Tarikatler
Cemaatler Dağıtılsın * Özlem Şen’le tarikat ve cemaatler üzerine: Tarikatlar
aynı zamanda birer sermaye grubu




LİNK
: http://nacikaptan.com/?p=81420TARİKATLAR
KAPATILMALIDIR * NAKŞİBENDİ KARANLIĞI!




LİNK
: http://nacikaptan.com/?p=79758Mumcu
1993’te uyarmıştı: İmam subaylar… * …yaşa var ol Harbiye, Selamünaleyküm sivil
toplum, Maşallah ikinci cumhuriyet,Ruhuna el Fatiha laiklik.”*
 

Naci Kaptan / 06.09.2020

SADIK USTA : MÜSLÜMANLARA AÇIK
ÇAĞRI



Tarikat şeyhi
Fatih Nurullah’ın suçüstü yakalanması İslamcı (olumlu anlamda kullanıyorum)
çevrede bir panik yaratmışa benziyor ki altan alta savunmalar görülüyor.



Anlamanız için
bir kez daha yazayım:



1. Fatih
Nurullahlar aslında yaptıklarını sünnete dayandırıyorlar. Çocuklarını bu
tarikatlara teslim edenler de bunu yıllarca sözüm ona en muteber insanların
verdikleri güven nedeniyle yapıyor.



2.
Bu ahlaksız mahluklar yakalanana kadar İslamcıların birçoğu açısından en
muteber insanlardır yakalanınca birden bire
“o bizden değil”
oluyor.



3. “Tarikatlar sosyal bir olgudur
bunlara koruma sağlanmalıdır”
demek sosyal bir olgu
olan mafya ve fahişelik için de koruma istemek gibidir.



4.
Bu ahlaksızlar genel anlamda dindarların cahilliği hoş görüsü ve “aman laikler duymasın yoksa bizi tefe
koyarlar”
davranışına olan güvenlerinden dolayı pervasızdırlar.



5. “Ne var ki bunda her yerde çocuk tacizi
var”
diyenler tarikat ve kuran kurslarındaki ahlaksızlıklara
tevekkül ve biat kültürü nedeniyle katlanıldığını ve korunduğunu unutuyorlar…



6.
İstisnasız bütün İslamcılar biliyorlar ki; tarikat cemaat ve medrese
hocalarının şeyh ve imamlarının her biri kendi çapında “küçük peygamber” muamelesi
görmekte Kuran ve genel olarak din istenen bu muamelenin bir kılıfı olmaktadır.
Bu gerçeği değiştirmektense ona teslim olanlar imanlarını da sorgulamalıdırlar.



7.
Küçük çocuklarına dokunan herhangi birini bir çırpıda öldürebilen dindarların
bu şeyh hoca ve imam tipli zalimlere katlanması çok ciddi bir ruhsal hastalığın
da belirtisidir.



Bu gerçeğin
üstünden atlayan dindarlar da sıkıntılı bir ruh sağlığı sorunu yaşadıkları çok
açıktır…