TÜRK SİLAHLI KUVVETLERİ & MİLLİ GÜVENLİK & MİLLİ SAVUNMA

TSK DOSYASI /// MÜSTAFİ J. YB. MEHMET ALKAN : JANDARMA : DEVE Mİ KUŞ MU ?


MÜSTAFİ J. YB. MEHMET ALKAN : JANDARMA: DEVE Mİ KUŞ MU ? 

16 Haziran 2019




14 Haziranda Jandarma teşkilatının 180. yılı
kutlandı. Biz de eski bir jandarma personeli olarak bugünkü yazımızı jandarmaya
ayırdık.


Rivayet odur ki; karakışın ortasındaki bir köyün
kahvehanesinde oturanlar kar fırtınası içindeki uzaktaki dağ yolunda gördükleri
karartının ne olduğunu kestirmeye çalışırken yaşlı biri şöyle demiştir; “bu
havada dağda kim olacak ya kurttur ya jandarma. ”


Jandarma fedakârlığıyla ulu önder ebedi ve tek
Başkomutan Atatürk’ün “Jandarma; her zaman yurt ulus ve Cumhuriyete aşk ve
sadakatle bağlı tevazu fedakârlık ve feragat örneği bir kanun ordusudur”
özdeyişine de mazhar olmuştur.


Görev alanı şehir dışındaki köy kasaba ve dağlık
alanlar olan Jandarma 2016 yılına kadar; emniyet asayiş görevleri bakımından
İçişleri Bakanlığına eğitim ve askeri görevleri bakımından Genelkurmay
Başkanlığına adli görevleri bakımından Savcılığa bağlı “askeri statülü bir
kolluk kuvveti” durumundaydı. İç Hizmet Kanununa göre Kara Kuvvetlerinin bir
parçası olan subayları Kara Harp Okulundan yetişen personelinin tüm özlük
işleri askeri kanunlara tabi olan Orgeneral kadrosu olmayıp Genel Komutanı Kara
Kuvvetlerinden olan jandarmanın kolluk yerine askeri vasfının öne çıkması ve
çok başlılığı zaman zaman bir benzetmeyle devekuşu misali deve mi kuş mu diye
eleştirilmekteydi.


Jandarmanın tamamen Bakanlığa bağlanarak askeri
vasfının ortadan kaldırılması gündemden düşmeyen konulardandı. Hatta 1993
yılında Kara Harp Okulunda sınıflarımız belirlendiğinde “kır polisi oluyorsunuz
lacivert mont giyiyorsunuz askerlikten çıkıyorsunuz” şeklinde bir “haber”
gelmişti. Bu eski ve yalan haber “Allah’ın bir lütfu” olan 15 Temmuzdan sonra
biranda gerçek oldu.


Ancak hala askeri unvan ve rütbelerin
kullanılması birçok askeri kanun ve usullere tabi olması disiplin kanunun TSK
Disiplin Kanununun birebir kopyası olması eski alışkanlık ve uygulamaların
devam etmesi jandarmanın deve veya kuş olma konusundaki tercihin tam da
netleşmediğini sadece sahibin değiştiğini göstermektedir.


Bugün elbisenin rengi de değişse bağlılık da
değişse değişen şeyler kadar değişmeyen şeyler de var. Anadolu’nun gariban
çocuklarından oluşan; uzman erbaş uzman çavuş astsubay ve subaylarının çalışma
azimlerinde gayretlerinde amirlerine itaatlerinde fedakârlık ve
kahramanlıklarında değişen bir şey yok. Ancak yukarılarda değişiklik çok
nitekim 15 Temmuzdan sonra TSK’da başlatılan tasfiye hareketine yöneticiler
tabir yerindeyse bu civanmertlerin gözünün yaşına bakmadılar.


Dönemin komutanı Yaşar GÜLER’in “en ufak şüphe
olanları atın gitsin ben uğraşacağıma onlar uğraşsın” şeklindeki söylemiyle
binlerce personel “terörist” ilan edildi ve medeni/sivil ölüme mahkûm edildi.
Dağlardaki kahramanlığından dolayı akşam madalya teklifi düşünülenler sabah
açığa alındı dağ başındaki üs bölgesinde ölmeye hazır bekleyenler helikopterle
alınıp ertesi gün terörist diyerek tutuklandı Suriye’deki bazı “teröristlerin”
gözaltına alınması içinse görev süresi sona ererek ölmeden dönmesi beklendi. Halen
“ankesörden/kontörlüden aranmış olma” saçmalığı nedeniyle benzer şekilde
sırasını bekleyen muhtemel şehit potansiyel terörist adayları var.


Bir kısım personel ise sırf belli dönemde göreve
başlaması nedeniyle terörist ilan edilerek kapı önünde konuldu belirli yerlerde
görev yapmak aleyhlerinde kesin delil kabul edildi. Ancak ne hikmetse bu
alımlar sırasındaki yetkili komutanlar o işlemler ve atamalarda imzası olan
paşalar zarar görmeyi bırakın terfi aldılar. 2015 yılındaki devir teslim
sırasında kendisine verilen listedeki isimlere hiçbir işlem yapmayan hatta
aktif görev veren şahsımın “kral çıplak” çıkışına “bunları biz de konuşuyoruz
ama kendi aramızda” diyen; Komutanlık görevini ölenin yerine adam göndermek
olarak gören; kendi personeline derdest olan; kendi yakınlarında bylock
çıkarken terfi edip beni kardeşimin facebook sayfasında örgüt üyeleri var
diyerek ihraç eden sözde Komutanlar hiç hesap vermedi. Utanmadan sıkılmadan hep
altında kalacak sandıkları koltuklarının veya ölmeyecek gibi emekliliğin tadını
çıkarıyorlar.


Siyasilerin hataları hatta ihanetleriyle açılan
hendeklere sorgusuzca atılanlar çok değil bir yıl sonra kendi teşkilatları
tarafından kıyıma uğratılırken hiç sormadılar; yahu bu çocuklar ne yapmışlar
darbeye mi katılmışlar destek mi olmuşlar suç oluşturan hangi eyleme
katılmışlar?


Netice olarak; değişmeyen şey ast kademenin
fedakârlığı ve kahramanlığıdır. Kanuna göre maiyetine candan bir baba ve büyük
bir kardeş olması gereken bir kolaylık çıkınca öne atılması bir zorluk çıkınca
nefsini sona bırakmayı şerefli bir vazife telakki etmesi gereken komutanlarsa
çok değişmiştir. Bugün piyangodan orgeneral olanlar adam yokluğunda önemli
makamlara gelenler kendi istikballeri için siyasetin kucağına oturmuşlar
siyaset bir dediyse üç yapmışlar işgüzarlıkta tavan yapmışlar personele zulüm
ve haksızlığı iftihar ve yükselme vesilesi yapmışlardır. Yazıklar olsun onlara
selam olsun kahramanlara…




Link : https://www.toplumsal.com.tr/mehmet-alkan-yazdi-jandarma-deve-mi-kus-mu/