E. Korgeneral Altay Tokat : “CHP, seçimlerde ‘Kandil’den emir alıyor’ sloganının altında kaldı, MHP sıçradı.”
E-POSTA : altok1940@gmail.com
Mayıs ayı içerisinde Milletvekili ve Cumhurbaşkanı seçimleri yapıldı Cumhur İttifakı ile Millet İttifakı arasında kıyasıya devam eden yarışta Cumhur İttifakı Cumhurbaşkanlığını kazandı, mecliste de çoğunluğu sağladı. Propaganda sürecinde Cumhur İttifakı’nın “Millet ittifakı Kandil’den emir alıyor” şeklindeki dezenformasyon amaçlı bu sloganı ısrarla kullanmasına karşı Millet İttifakı gereken sert reaksiyonu gösterememiştir ve iddiayı çürütememiştir. Bundan dolayı kamuoyunda Millet İttifakı’nın, HDP üzerinden PKK’ya yakınlık duyduğu izlenimi oluşmuştur diye düşünüyorum.
Halbuki HDP, PKK Bölücü Terör Örgütünün siyasi uzantısıdır ve PKK’nın emirlerine göre siyaset yapar. Buna rağmen özellikle CHP yöneticilerinin bir bölümünün ve destekleyen bazı basının “HDP kapatılmamalı, Öcalan’ın Heykelini dikeceğiz ve PKK terör örgütü değildir” diyen Selahattin Demirtaş’ı hapisten çıkaracağız, PKK’nın askerlik şubesi ve lojistik merkezi gibi çalışan belediye başkanlarının görevden alınmasını kınaması ve kayyumu kaldıracağız demesi, HDP’nin 6 milyon oyunu yok sayamayız, kürt sorununu PKK Terör sorunu ile birlikte mütalaa etmesi, HDP’li yöneticilerin ve CHP’ye yakın olan televizyonlarda her gün programlara çıkarılması, 1937 Dersim İsyanında katliam yapılmıştır diyenlere dokunulmaması, bilakis üst sıralarda aday gösterilmesi, PKK Teröristleri ile silahlı mücadele eden şehit, gazi ve kahramanların 2 milyondan fazla oy potansiyelinin dikkate alınmayışı gibi hataları ve beyanatları Cumhur İttifakı’nın işine yaramış,dezenformasyona dayalı “Millet İttifakı Kandil’den emir alıyor” temelindeki propagandanın etkili olmasına katkı sağlamıştır.
Bana göre Millet İttifakı’nın PKK ile ilişkilendirilmesine zemin oluşturabilecek açıklamalar yapmak yerine PKK terörünün kökünü kazıyacağız deseydi seçimde büyük avantaj kazanırdı kanaatindeyim.
Buna karşılık MHP; Anayasa Mahkemesinin HDP’nin kapatılması davasını savsaklamasını şiddet ve yüksek sesle eleştirmesi, PKK’nın Türkiye Cumhuriyeti’nin bekasına yönelik tehdit ve tehlike oluşturduğunu kamuoyuna kamuoyuna anlatacağı şekilde anlatması sonunda anketlerde gösterilen yüzde 6-7 oy oranını sıçratmış ve sürpriz başarı sağlamıştır. Bu karşılık Millet İttifakı’nın ve HDP’nin oyu düşmüştür.
Millet ittifakı seçim propagandasını PKK konusuna değinmeden; Ekonominin ve sığınmacı sorununun yanında S-400 alımına, Çuval olayına, Yunanistan’ın Ege’de 20 adamızı işgal etmesine, adaların silahlandırılmasına,kumpas davalarına, F-35 projesinden atılmamıza, Irak Türkmenlerinin içine düştüğü acıklı pozisyonuna, terörle sürdürülen mücadelede yapılmakta olan eksikliklere, tarikatlara yönelik politikalarına ağırlık vererek yapsaydı kesinlikle başarı şansı artardı.
Türk milletinin vatan ve bayrak sevgisinin yüksek olduğunun, öncelik taşığının ve ödün verilmeyeceğinin bilinci ile yapılacak faaliyetlerin topluma pozitif sinerji olarak yansıyacağını vurgulamak istiyorum.
Millet İttifakı’nın teşkilindeki yanlışlık, bir millevekili çıkarabilecek gücü olmayan zayıf partilere ulufe dağıtır gibi CHP’nin Milletvekili aday listelerinde uygun yerlere konması küskünlerin artmasına vesile olmuş, Atatürk ilke ve inkılaplarına yeterli düzeyde sahip çıkılmaması gibi etkenlerde başarısızlığa yol açmıştır düşüncesindeyim.
Millet İttifakı’nın hedefi ve birleştirici unsuru neydi “Güçlendirilmiş parlamenter sistemi esas alan demokrasi” değilmiydi? Buna rağmen, ortaçağ kalıntısı olan, demokrasiyi reddeden ve devlet içinde kök salan tarikatlar ve derebeylik düzeni denilen toprak ağalığı hakkında bir proje sundu mu? Bu konuda bir kelime bile söylemedi. Bu iki kurum devam ettiği sürece laiklik olamayacağı, biat ve sadakat kültüründen kurtulamayacağımız için demokrasi ütopya olur. Dolayısıyla Millet Cephesi içindeki çelişkilere, eksikliklere açıklık getiremedi ve eline geçirdiği büyük fırsattan faydalanamayıp heba etti.
Batı Dünyası ortaçağda derebeylik düzeninden ve papazların hegemonyasından kurtulmayı başardı, sonra demokrasiyi seçti, zenginleşti, özgürleşti ve güçlendi. İslam alemi ise bu devrimi gerçekleştiremediği için kaostan ve Hristiyan aleminin sömürüsünden maalesef kurtulamıyor.
Cumhur İttifakı ise bugüne kadar sürdürdüğü politikalara devam ederse mevcut sorunlarımızın daha da büyümesi kaçınılmazdır. Ünlü bilim insanı Albert Einstein “Sorunları yaratanlarla sorunu çözmek hayaldir” der. Bu özdeyişe kulak verilmesini ve Atatürk’ün yolunu öneriyorum.