ANALİZ /// SERENDİP ALTINDAL : HESAPLAŞMAK..

images1.png15.08.2023

Rahmetli Ecevit, iyi, dürüst ve Sosyalist bir adamdı; lakin kişisel egosu nedeniyle, tecrübe deryası olan ve Hitler’in büyük baskısına rağmen ülkeyi miğfer Harbine sokmayarak, bugün dimdik ayakta tutan İnönü gibi Atatürk’ten sonraki bir ikinci adamla itilafa düşüp, Partiyi bölerek, yıllardır seçim kazanamayan ve solu da Ecevit tarafında kaldığı için Sosyal yanı darbe almış bir konuma getirdi. Ve CHP o dönemden beri de İktidar olamıyor. Oysa ülkemizde sıralı, USA güdümlü askeri darbelere rağmen, Kuvayı-militer ve tam bağımsız bir CHP, her hâlükârda İktidar olabilir ve öyle de kalabilirdi.

Ayrıca ikinci adamlığı hak eden bir İnönü; Miğfer veya II Dünya Harbinin ne zaman başlayıp ne zaman sona ereceğini bile bilen ve ölmeden önce asla bu harbe girmememizi isteyen dâhi Atatürk’ü dinlemeyerek, şayet bugün bolca ortalıkta dolaşan ansız, kendini beğenmiş, hafif meşrep adamlardan biri olsaydı, biz bugün Sevr döneminden bile daha berbat bir durumda olurduk. Ve kaybedeceğimiz yıllar içinde, son seçimlerde de yaşadığımız gibi, aslında çalınmış seçimleri dahi kazanmış olan Cumhuriyetçi, laik ve Demokrat bir milli iradeye asla ulaşamazdık. Çünkü bütün toplum külliyesi oralarda yaşadığı için bir ülkenin Metropolleridir, gerçek kazananı ilan eden, yapay köyler ve ne olduğu, kimlerin yaşatıldığı belirsiz Mezralar ya da illegal satın alınmış ve sandıklara sokulmuş dış reyler değil.

Şimdi gelin birlikte bir empati yapalım isterseniz. İzmir’den İstanbul’a vs. giderken veya tersini yapıyorken, ilgili Kamu müdürlüğünden Vize almak zorunda kalıyoruz. Kendi şehirlerimiz bile artık bizim değil ve onları yabancılarla paylaşıyoruz. Ve bu durum Devletimizin de artık bizim olmadığını ortaya koyuyor, yani bir anda çok uluslu bir kampüs haline gelmişiz. Türkiye Cumhuriyeti’ni teleskopla bile göremiyoruz artık. Şimdi bir düşünelim. Bu bana göre kâbustan bile berbat bir durumdur. Başkalarını bilemem; ama Tanrı bunu bana yaşarken asla göstermesin. Çünkü bu kahırlı gidişatın bende yarattığı empati budur işte, ki sizinle paylaşmak istedim sadece.

 Dolayısıyla, Atatürk Devrimleri de içimizdeki mürteciler tarafından uykuya yatırılınca, Beyrut, Fas, Tunus, Mısır, Libya Filistin Ürdün, Suriye vs. gibi eski Osmanlı Eyaletleri neyse Türkiye, bunlardan ne eksik ne de fazla bir sömürge Devleti değildir bugün. BOP Projesi çerçevesinde, tamamen Batı Siyonist sömürgelere dönüştürülen bu ülkelerden; Türkiye’mizin, hele de mürteci AKP İktidarının 20 yıllık icraatlarından sonra hiçbir farkı kalmamıştır artık. Ne var ki USA liderliğindeki emperyalist entrikalarıyla başımıza getirilen AKP ve ne de diğerleri, laik ve kadim Cumhuriyetimizin ebedi rotasını asla değiştiremeyeceklerdir.

İçimize sokulan ne idüğü belirsiz, çoğunluğu da emperyalist paralı askerler kullanılarak, şaibeli 15 Temmuz’dan sonra birdenbire ortadan kaybolan silahların, sahiplerini bulduğu bir ortamda, demografik yapıyı bozarak ve milleti bir iç çatışmaya provoke ederek, tamamen muhalif sesleri kesme hazırlığı yapılmaktadır şimdilerde. Bütün olumsuzlukların sorumlusu olan Saray Şürekâsı, baskı altındaki Hukuk, tarafsız medyanın yandaş yapılma gayretleri, Türk Lirasının sıfırlanması, bütün maddi yükün vatandaşın sırtına bindirilerek yaşam standardının sadece mutlu bir azınlığın yapıldığı gerçekleri ise, halen sulandırılarak vakit kazanılmaya çalışılmaktadır.

Burada isimlerin ise hiçbir önemi yoktur. Çünkü hepsi, tartışmasız bir doğrulukla geçicidir nasılsa. Halbuki emperyalist Siyonist mafyası ve bir sürü yandaş tüketici yaftalı çapulcunun, zorunlu olarak vatandaşımız yapılacağı yurdumuzun trajik hali ve melali ise kalıcı olacaktır. Halimiz bu durumda iken, umarsız bazı kadınlar ve erkeklerin sanki daha ilkeli işleri yokmuş gibi sorumsuz ve duyarsızca, kadınsı gösteri şovlarıyla ve üstüne de şarkı sözleri yazıp, şatafatlı giysileriyle, evlerine ekmek bile götüremeyen insanların önlerinde söyleyip, oynamaları ise affedilir gibi değildir. Ve karamsar düşüncelerle vakit öldürmeye çalışmanın bir an önce terk edilip, milletçe silkinme zamanının gelmiş olduğunun bilinmesi gerekiyor artık.

Tarihte herkes birilerine hesap vermiştir. Ehli Beyt sonrası ortalığı yakıp kavuran Emeviler bile bir gün Abbasilere hesap vermişler ve bütün günahlarını ödemek zorunda kalmışlardır. Saray efradı da elbette bu topraklarda, birilerine ağır hesaplar ödeyeceklerdir çok uzak olmayan yakınlarda. Aynı bağlamda, güvensizlik taşıyan Batı sermayesinin İsrail’den ayrılması, Siyonist emperyalist balonunun da havasının boşaldığını gösterir. Bu arada Erdoğan Oligarşisine de güvenmeyen Batı sermayesi, aynı bataktaki Şimşeği de ciddiye almadığından, ucube sistemin acilen Batı standartları bileşkesinde bir milli güncellenmeye veya Atatürk tipi bir milli ekonomiye gereksinimi olduğu, her ne kadar şimdilik uzatmaları oynuyor olsa da itiraz edilemez hale gelmiştir.

Ortalarda pek gözükmeyen; ama Baykal döneminin Başkan yardımcısı ve önemli isimlerinden birisi olan Önder Sav’ın da belirttiği üzere, Parti tüzüğüne göre her CHP Başkanı, 3 yıl hizmetten sonra istifa ederek Kurultaya gidilmesi gerekir. Ve bu durumda Kurultaya gidilecek 45 günlük süre içinde de mevcut Başkan yardımcısının Başkan yerine görev yapması öngörülür. Bu arada eski Başkan adaylığını yeniden koyup şayet tekrar seçilirse, yeniden Başkanlık görevine devam da edebilir. Şimdi ise bu esaslar ola ki yerine getirilmezse, Partiler Hukuk sistemi ihlal edileceği ve Başkanlık sistemi de darbe alacağından, ulusal selamet yararına, muhalefetin en büyüğü ve Kemalist kurucu bir Parti olan CHP’nin, ikinci bir Ecevit faciası ile karşı karşıya kalması da yaşanabileceğinden, bütün sorumluların şapkalarını derhal Kurultay masasının üstüne koyarak bu duruma engel olmaları, kaçınılamaz hale gelmiştir.

 Zira seçimler hep yapılacak, Partiler hep değişip yenileneceklerdir, ne ki yaşama özeği CHP olan bir Türkiye Cumhuriyeti bu nedenle büyük bir yara alırsa, yerde kalmaz; ama tedavisi çok zaman alır. Bunu sakın ola hiç unutmayın! Çünkü vaktiyle Ecevit’in aziz İnönü’ye yaşattığı, bugün de aynı şekilde Sayın Kılıçdaroğlu’na yaşatılırsa, Kemalist ve Atatürk’çü CHP her hâlükârda yine ayağa kalkar; ama ülkedeki sıkıntıların önü uzun bir süre alınamaz, sevgili ve kadim yurdumuz daha çabuk toparlanamaz. Bana göre de o zaman, Ecevit yerine şayet Erdal İnönü dahi olabilseydi, belki de onlardan sonra bile CHP, bugün hala İktidardaydı ve biz de bu ucubelerin 22 yıllık sıkıntılarını yaşamıyor olurduk.

Gündem oluşturmak için ortaya atılan söylentilerin içeriklerine bakıldığında bunların; Bahçelinin, Akşener’e kur yapması, İyi Partinin AKP ile referanslar teati etmesi gibi yaklaşımlar gündem değil; olsa olsa tabansız yeni siyasi espriler oluşturarak, finans çaresizlerine, Saray beslemelerine zaman kazandırmak ve vatandaşları heyecanlandırarak geçim dertlerini biraz da olsa unutturmak üzere yaratıldıkları anlaşılıyor. Dolayısıyla da bu zırıltılara aldırmayın ve sakın yine tufaya gelmeyin dostlar.

Serendip Altındal

Özün Kişiliğinindir…

serendipaltindal02.blogspot.com

serendipaltindal94@gmail.com

Eski Makalelerim & Şiirlerim