ADALET DOSYASI /// ÖMÜR ÇELİKDÖNMEZ : Mete’nin Çavuş Okundan Günümüzün “Temiz Eller”ine : Adaletin Sarsıcı Yüzü



Mete’nin Çavuş Okundan Günümüzün “Temiz Eller”ine : Adaletin Sarsıcı Yüzü

Pek çok konar-göçer kavmin kullandığı çavuş oku adı verilen ıslıklı okun mucidinin Mete olduğu kabul edilir. Çin kaynaklarına göre eğer okunu bir yöne yöneltirse emrindeki askerlerin hepsi o hedefe ok atarak hemen yok ederdi.

Bir gün okunu en sevdiği atına çevirdi. Askerlerinden bazıları tereddüt etti. Bunun üzerine okunu sırayla tereddüt edenlerin üzerine çevirdi. Atına ok atmakta tereddüt eden askerlerinin hepsi atılan oklarla öldürüldü.

Böylece küçüklükten beri oynadığı okunu hedefe çevirme oyunu emirlerinin tartışılmazlığını da perçinledi. Bir gün emrinde demir disiplini ile yetiştirdiği 10 bin askeri varken okunu ava çıkan babasının üzerine çevirdiğinde askerlerinden hiçbiri tereddüt etmedi. Böylece Teoman öldürüldü.  Kıssadan hisse ….

Mani pulite/ Temiz Eller  operasyonu

Yenidoğan bebek ölümleri skandalını büyük özveri ile kamuoyunun gözüne sokan ,Bolulu olduğu için  Köroğlu’nun yeğeni  gördüğüm Savcı Yavuz Engin, Türkiye’de yeni bir süreç başlattı. Medyadaki yansımlarına ve halkın olaya verdiği tepkiye bakılırsa bu tıpkı İtalyadaki Mani pulite/ Temiz Eller  operasyonunu andırıyor.

Bilgilerimizi   tazeleyelim.

17 Şubat 1992 tarihinde yargıç Antonio Di Pietro’nun merkez soldaki İtalyan Sosyalist Partisi üyesi Mario Chiesa’yı Milano’daki bir temizlik firmasından rüşvet aldığı gerekçesiyle tutuklamasıyla başladı.

7 milyon liretlik (yaklaşık 3500 euro) rüşvet gözaltısı ilk başta pek de sıra dışı olmayan bir adli vaka gibi görünüyordu. Ancak Chiesa’nın birkaç hafta sonra yaptığı itiraflar, yolsuzluk çarkının devasa boyutlarını ortaya çıkararak İtalyan siyaset dünyasını yerle bir eden Temiz Eller operasyonuna yol açacaktı.

1992-1994 yılları arasında süren Temiz Eller soruşturmasında yolsuzluk, şantaj, kamu finansmanı yasalarının ihlali gibi suçlamalarla siyasetçiler, yerel idareciler, kamu kuruluşlarının yöneticileri ve iş insanlarının da aralarında olduğu 4525 kişi hakkında dava açıldı.

Yaklaşık 1300 mahkumiyet kararı çıktı. Skandallara adı karışan onlarca kişi intihar etti.Eski başbakan Craxi soruşturmalar sürerken Tunus’a kaçtı ve gıyabında görülen davalarda suçlu bulundu.

Sonuçları : Mani Pulite’ yani ‘Temiz Eller’ tarihi yargı soruşturması İtalya’da tam 32 yıl önce başlatılmış ve bu beklenmedik adli operasyon Birinci Cumhuriyetin sona ermesine neden olmuştu.

‘Temiz Eller’ savcıları ve aileleri dava sürecinde ölümle tehdit ediliyordu. Önce Pier Camillo Davigo istifa etti. Yargıtay da pasif bir göreve getirildi. Antonio Di Pietro’ya da büyük baskı vardı.

O’da istifasını verdi ancak kabuğuna çekilmedi ve daha iyi bir İtalya için ‘İtalya’nın Değerleri’ adında bir parti kurdu. Yüksek oy aldı ve Parlamentoya girdi. Bakan bile oldu. Ama siyasette de umduğunu bulamadı

Molise’de ki köyüne dönerek çiftçilik yapmaya başladı. ‘Temiz Eller’ için savaşı yeni kurduğu kadro ile tek başına götürmeye çalışan Gherardo Colombo’da15 yıl önce istifa ederek Bocconi Üniversitesinde yeni hukukçular yetiştirmek için kolları sıvadı.

 Rol çalmakta  geç kalanlar

Yeni Doğan Çetesi adını uygun gördüğümüz “şeytan işbirlikçileri” ile ilgili iddianame ortaya çıktıktan sonra, bu konudaki en azından “ihmali” açıkça görülen dönemin İstanbul İl Sağlık Müdürü, şimdinin ise Sağlık Bakanı Memişoğlu ile eski Bakan Koca arasında bir çekişme varmış ve Sağlık Bakanı Memişoğlu’nu eski Bakan’ın adamları yıpratmaya çalışıyormuş gibi bir hava oluştuğunu belirten Fatih Altaylı, kitabın tam ortasından  konuşmuş.

Diyor ki;

Çok açık bir şekilde birileri, ki buna sözde muhalif medyada dahil, mevcut Bakan Prof. Memişoğlu’nu aklama paklama çabası içindeler. Sürekli olarak ‘Sayın Bakan gereğini yaptı, soruşturmayı Sayın Bakan başlattı, Sayın Bakan suç duyurusunda bulundu, Sayın Bakan olmasa idi bu iş çözülemezdi, Sayın Bakan, Sayın Bakan, Sayın Bakan” güzellemesidir gidiyor.

İlk günlerde “suskunlukla” bu badireyi atlatabileceğini düşünen “Sayın Bakan” da baktı olmuyor ve iş büyük, konuşmaya başladı. Ancak Sayın Bakan Bey’in bu meselede hiçbir şeyi yoksa büyük ihmali söz konusu ve iktidar tahrikli medyanın söylediği gibi işi çözen Sayın Bakan falan değil.

Nedenini anlatalım da herkes anlasın.

1-Sayın Bakan soruşturmayı başlatanın kendisi olduğunu söylüyor. Cimer’e yapılan ihbarın tarihi 27 Mart 2023. Cimer bu ihbarı 1 ay 34 gün gecikme ile de olsa İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü’ne 2 Mayıs günü iletiyor. Yani İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü olaydan Mayıs başında haberdar oluyor.

2-Ancak İl Sağlık Müdürlüğü bu konuda hiçbir soruşturma başlatmıyor. Görevlendirilen bir müfettiş falan yok. Sürekli bir denetleme lafı var. Ancak bu denetlemeler zaten düzenli yapılan denetlemeler, ihbar sonrası bu ihbara özel bir müfettiş görevlendirmesi yapılmıyor.

3-İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü’nün yapması gereken bir diğer iş, Sosyal Güvenlik Kurumu SGK’ye hemen haber vermek ve onların da kendi incelemelerini başlatmalarını istemek. Çünkü bu iddialardan maddi zarar gören kurum SGK. İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü bunu da yapmıyor, SGK’ya haber hiç verilmiyor.

4-Sayın Bakan Bey, Emniyet’e haber verildiğini söylüyor ancak Emniyet’e ne zaman haber verildiğine ilişkin yazının tarihi gizleniyor. Sanki hemen verilmiş gibi bir hava yaratılıyor. Biz meselenin üzerine gidince gerçek ortaya çıkıyor.

5-Geciken yazıya rağmen Savcılık soruşturma açıyor ve kamu personeline yönelik soruşturma izni için Sağlık Bakanlığı’na yazı yolluyor. Dönemin Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın haberi böylelikle oluyor ve soruşturma iznini veriyor. Anlaşılıyor ki, İl Sağlık Müdürü olayı Sağlık Bakanlığı’na yani üst makama haber verme gereği bile duymamış.

6-Bu arada İl Sağlık Müdürlüğü bünyesinde hâlâ doğru düzgün bir müfettiş heyeti kurulmamış, bir inceleme başlatılmamış.

7-Dinlemeler ve izlemeler başlıyor ancak belli ki, birileri soruşturmayı sızdırmış. Sanıklar savcıyı tehdit etmeye başlıyorlar. Ancak savcı okkalı çıkıyor.

8-Adalet Bakanlığı’nda soruşturma sürerken İlk Sağlık Müdürlüğü parmağını oynatmamaya devam ediyor. Hâlâ bir iç soruşturma, inceleme yok. İddianame ortaya çıkıncaya ve toplumda müthiş bir tepki oluncaya kadar kapatılan tek bir hastane yok. Tam aksine hastanelere bebek sevkleri tüm hızıyla devam ediyor.

9-Bu arada soruşturma altındaki bir İl Sağlık Müdürlüğü’nün müdürü “Sayın Bakan” yapılıyor.

Türkiye nereye gidiyor ?

Cumhuriyet Savcısını makamında tehdit eden ve onlarca hastanede kurulan organizasyonla yeni doğan bebekleri öldüren “Yenidoğan” çetesi üyelerinin kolektif  çabayla, Türkiye’nin siyasi, sanatçı, akademisyen ve bürokratlardan oluşan figürleriyle çektirdikleri fotoğraflara bakılırsa, sağ sol, Akevi Sünnni  ayırımı yapmadan her deliğe girip çıkmışlar.  Lakin girdikleri son delikten biraz zor çıkacaklar gibi.

Savcı Yavuz Engin’e yapılan tehditlerde bazı güvenlik birimlerinin adının geçmesi üzücü. Öyleki koskoca devletin savcısının nerede olduğunu telefon sinyallarinden takip ederek çete üyelerine bilgi verilmiş. Hatta savcının yakın aile fertlerinin ikamet adreslerine kadar  servis etmişler. Yazıklar olsun.

Ankara’da yaşadığım için hukuk bürokrasisinde işlerin nasıl döndüğünü az çok biliyorum. Maalesef  vicdan ve cüzdan işleri had safhada.  Sözü nereye getireceğim? Savcı Yavuz Engin,  aslında her Türk Hakim ve Savcının yapması gerekeni yapmış.

Bununla birlikte  Cihanşümul Kadim Türk Devleti Savcı Yavuz Engini  nelerle karşılaşabilecekleri konusunda bilgilendirmiş ve sağlam durun, korkmayın, devlet sizi koruyacak  mesajı vermiş.  Nitekim o da kendisini tehdide gelen müptezelleri kayda geçmiş, sesli görüntülerini almış.

Savcı bu süreci yönetirken bakanlık bürokrasisinden  destek almış mı? Mesela iki gün önce Dolmabahçe de Cumhurbaskanı Erdogan’a hesap  pardon bilgi veren Adalet Bakanı  Yılmaz Tunç , kendisine teşekkür etmiş mi ?

Yakında Savcıya ne olur ?

Muhtemelen bu dosya ondan alınır. Hatta sıralı amirleri  dava dosyasındanı bilgilendirmediği için soruşturma bile açılabilir. Hakkında karalama kampanyası başlatılırsa şaşırmayın. Ocu bucu ilan edilir.

Bir ihtimal daha var o da Cumhurbaşkanı Erdoğan Bartın Uluslu Yılmaz Tunc’u görevden alır yerine Koçyigit Köroğlunun hemşehrisi Bolulu Savcı Yavuz Engin’i getirir.  

Belki de  ??????

Devlet aradığı kanı bulmuştur. Bir kaç günlük piar çalışmasıyla Türkiye’nin gündemine oturan Yavuz Engin, belki  Türk halkının gönlüne taht kurduğu gibi, devletin kendisine layık gördüğü bazı makamlara da çıkar oturur. Anladınız siz onu!

Kısmi Kaynakça

https://www.bbc.com/turkce/haberler-dunya-60407406

https://qarala.com/detay/metehanin-ok-hikayesini-biliyor-muydunuz

https://www.konuyorum.com/author/omur_celikdonmez#google_vignette

https://www.cnnturk.com/yazarlar/guncel/reha-erus/temiz-eller-30-yasinda-1761819

https://fatihaltayli.com.tr/kose-yazisi/2024/10/20/bakani-aklamaya-calismayin-yemeyiz

https://www.odatv.com/guncel/ozel-albume-girdik-cetenin-legallesme-fotograflari-120068259

https://onedio.com/haber/italyan-siyasetinde-yolsuzlugun-ayyuka-ciktigini-ortaya-doken-temiz-eller-operasyonu-sirasinda-neler-oldu-1130170

https://www.konuyorum.com/2024/10/18/yenidogan-cetesi-skandalinda-siyasi-baglantilar-bebek-olumleri-ve-iktidarin-golgesindeki-iliskiler/.html

https://www.ntv.com.tr/galeri/turkiye/yenidogan-sorusturmasi-savci-kendisini-tehdit-edenleri-boyle-izledi-ters-kelepceli-gecit-yaptirdi,oI3BumH2CkOsDTFKYEDobA/g1-hALDTQkKqiQZuWSBEbw