“AK ! CAMBAZA” BAKARKEN 2.652 TRİLYON TL !!! AÇIK OLAN BÜTÇEYİ GÖZDEN KAÇIRIYORLAR
Posted on November 1, 2024 by Nacikaptan
================================
“AK! CAMBAZA” BAKARKEN 2.652 TRİLYON TL
AÇIK OLAN BÜTÇEYİ GÖZDEN KAÇIRIYORLAR
“TULUMBANIN SUYU BİTTİ”
Naci Kaptan – 01 Kasım 2024
***
Sürekli olarak DENK BÜTÇE kavramını gündemde tutan, bu konuda yazdığı kitapları bulunan değerli ve duyarlı Yurttaş E. Dr. Albay Aytekin Ertuğrul’un 28.10.2024 tarihinde yazmış olduğu not aşağıdadır;
“Türkiye Cumhuriyeti açık bütçelerle ve laik eğitimden uzaklaşmalarla gücünü Ve yönünün kaybetmiş bir gemiye dönmüştür. Ne yapsan artık yama tutmaz. Bütün bu tartışmalar ve pazarlıkların esas amacı şu veya bu değildir.
1. Trilyon 900 milyar açık olan 2025 bütçesinin TBMM den çıkarmaktır.
Gerisini bir bilene sormak gerekir. Bir bilene de sordum. O Diyor ki: Bugünkü savaşmalarımızın gayesi tam bağımsızlıktır. Bağımsızlığın bütünü ise ancak mali bağımsızlıkla mümkündür. Mali bağımsızlığın korunması için ilk şart bütçenin ekonomik bünye ile orantılı ve DENK olmasıdır.
14 Mayıs 1950 den sonra ilaç için olsun bir tek DENK bütçesi olmayan bir devleti Müstevlilerimiz daha fazla konuşturmazlar ve dikkate almazlar” (Op. Dr. Aytekin Ertuğrul – 28.10.2024)
EKONOMİK TETİKÇİLER VE EŞBAŞKANLAR
Önce sizlere “BİR EKONOMİK TETİKÇİNİN İTİRAFLARI – John Perkins” den bir paragraf;
“Bizler küçük özel bir kulübüz. Dünya ülkelerinin milyarlarını dolandırmak için iyi çok iyi para alırız. İşinin önemli bir bölümü dünya liderlerini Amerika’nın ticari çıkarlarını kollayan geniş bir şebekenin bir parçası olmaya ikna etmek olacak. Sonuçta bu liderler öyle bir borç batağına saplanırlar ki Amerika’nın sadık köleleri olurlar. Böylece siyasi ekonomik ve askeri gereksinimlerimizi istediğimiz zaman istediğimiz şekilde karşılarlar. Bizler tarihten ders aldık. Kılıç taşımayız, zırh-üniforma giymeyiz. Ekuador, Nijerya, Endonezya, Türkiye v.b. gibi ülkelerde yerli öğretmenler veya esnaf gibi giyiniriz. Washington ve Paris’te bürokratlara ve bankerlere benzeriz. Proje mahallerini gezer, yoksul köyleri dolaşırız. Yerel basında ne kadar hayırlı işler yaptığımızdan söz ederiz. Yasadışı bir şeye tevessül ettiğimiz pek nadirdir. Zira sistem aldatmacaya dayansa da tanım olarak yasaldır.”
Bir ülkeyi/ Devleti çökertmek için önce ekonomisini/ maliyesini bozmak ve borçlandırmak gerektir. Bunun için ÖZELLEŞTİRME MASALLARI ile tüm ekonomik birikimleri, ekonomik varlıkları özelleştirilerek ülkeyi besleyen tüm kaynaklar genelde yabancı şirketlere devredilir. Tarım ve hayvancılık köreltilerek ülkenin gıda kaynakları ve tarım üretimi yok edilir ve dışa bağımlı kılınır. Çiftçi ve köylü tarımdan ve topraktan kopartılır. Ülke yokluğa, yoksulluğa, işsizliğe, yüksek enflasyon ve pahalılığa mahküm edilir…
Türkiye ve benzeri sanayileşememiş ülkelerin öncü gelir kaynağı olan tarım girdileri yok olduğunda, Kissenger’in söylediği gibi “GIDAYI KONTROL EDEN TOPLUMLARI DA KONTROL EDER” … Ne yazık ki AKP/ Erdoğan’ın iktidarında Türkiye bu süreci derinlemesine yaşamış, ekonomisi çökmüş, tarım yok edilmiş, aşırı borçlanılmış ve borçlar ve de faizleri bile ödenemez duruma gelmiştir. BORÇ ALAN EMİR DE ALIR… Türkiye 80’lerde Arjantin’in yaşadığı ağır EKONOMİK yıkımı yaşıyor. (N.K.)
BÜTÇENİN DURUM VAZİYETİ
JPMorgan’a göre ‘Türkiye’nin dış borç satışları 2024’te rekor kırabilir’ ve ülkeden gelecek yıl 25 milyar doları aşan bir borç ihracı yaşanabilir.
Amerika Birleşik Devletleri (ABD) merkezli yatırım bankası ve finansal hizmetler şirketi JPMorgan’ın Orta Avrupa, Ortadoğu ve Afrika borç sermaye piyasalarından sorumlu yetkilisi Stefan Weiler, Türkiye’nin ortodoks mali politikalara geri dönmesinin, 2024’te rekor borç ihracı yapması ile sonuçlanabileceğini söyledi.
Reuters’a verdiği demeçte yabancı yatırımcıların da ülkeye geri dönmeye başlayabileceğini vurgulayan Weiler, “”Yabancı sermaye şimdiden geri akmaya başladı ve Türkiye için rüzgar tersine dönmüş gibi görünüyor” yorumunda bulunan JPMorgan üst düzey yetkilisi, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın merkez bankası başkanlarını aniden görevden alma ve politikayı tersine çevirme konusundaki tarihsel eğilimine rağmen, ülkenin son mali hamlesinden geri adım atmasını beklemediklerini de sözlerine ekledi. (euronews – 22/12/2023)
30 Haziran 2024 Tarihi İtibarıyla Türkiye Brüt ve Net Dış Borç Stoku
“Türkiye Brüt Dış Borç Stoku”, 30 Haziran 2024 tarihi itibarıyla 512,0 milyar ABD Doları olarak gerçekleşmiş olup stokun milli gelire oranı ise yüzde 42,6 olmuştur. Aynı tarihte, “Türkiye Net Dış Borç Stoku” ise 265,4 milyar ABD Doları olarak gerçekleşmiş olup stokun milli gelire oranı yüzde 22,1 olmuştur. (www.alomaliye.com – 30 Eylül 2024)
Yukarıdaki rakamların öz tercümesi; Dış borçlarımız, senelik Milli Gelirimizin nerede ise yarısına ulaşmıştır. Bu ise çöken bir ekonomiyi ve devleti gösteriyor.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, 2024 Bütçe Kanun Teklifi, Meclis Başkanlığı’na sunulmadan önce bütçe büyüklükleri hakkında bilgi verdi. 2024 Bütçesi’nde en büyük gelirin KDV’den elde edilmesi, en büyük harcamanın ise cari transferlere yapılması öngörüldü. 2024 bütçesinde 8 trilyon 437 milyar TL gelir, 11 trilyon 89 milyar TL gider öngörüldü. Bütçe açığı ise 2 trilyon 652 milyar TL olarak bütçede yer aldı. (Medyaskop – 17 Ekim 2023)
Bütçe açığı 9 ayda 1 trilyonu aştı, geçen yıla göre yüzde 110 arttı
Merkezi yönetim bütçesi, eylül ayında 100 milyar 464 milyon açık verirken, yılın ilk 9 ayında 1 trilyon 74 milyar 18 milyon TL açık kaydetti. Bütçe açığı geçen yılın ilk 9 ayına göre 562 milyar 416 milyon TL arttı. Bütçede açık geçen yıla göre yüzde 110 artış gösterdi. Bütçe giderleri yüzde 63,4 arttı. Eylül ayı bütçe giderleri geçen yılın aynı ayına göre yüzde 63,4 oranında arttı. (ANKA – 15.10.2024 )
İktidarın dayattığı gündem 2025 bütçe görüşmelerini perdeliyor
Bütçe görüşmelerini T24 sitesindeki köşesine taşıyan gazeteci Çiğdem Toker, siyasi gündem ile kritik öneme sahip olan bütçenin gölgelendiğini belirtti.
“‘Kaynak yok’ ezberinin bir kandırmacadan ibaret olduğunun, devletin çok kaynağı olduğunun ancak bunu vatandaştan esirgendiğinin yüksek sesle ve sıklıkla anlatılması gerekiyor,” diyen Toker, “ekonomik sorunlar da iktidarın egemenlik kurduğu, kurabildiği gündem girişimlerinde gölgeleniyor,” değerlendirmesinde bulundu.
“Vatandaşın yoksulluğunun, geçim derdinin, günü kurtarmaya çabalarken ezilmesinin biricik kaynağı olan bütçe tercihleri; bu niteliği dolayısıyla daha fazla, daha yaygın yaygın konuşulmayı hak ediyor,” diyen Toker, Yılmaz’ın konuşmasındaki özellikle Kamu-Özel İşbirliği Projeleri (KÖİ) ve vergi harcamaları ile ilgili bölümlere dikkat çekti.
KOİ’lerin karanlık yüzü
Cumhurbaşkanı Cevdet Yılmaz, KÖİ modeliyle 2022’den bugüne 77,1 milyar dolarlık 200 projenin sözleşmesinin imzalandığını belirtti.
Yılmaz, KOİ’lerle ilgili mali kaynak eleştirilerine verdiği yanıtta bu projelerin “ekonomik ve sosyal analizinin yeterince yapılmadığını”, projeler olmasaydı Avrasya Tüneli, Yavuz Sultan Selim Köprüsü gibi yatırımların yapılmayacağını söyleyerek KOİ’leri savundu.
Artan maliyetlere değinen Yılmaz, “Keşke daha fazlası yapılsaydı çünkü bugün yatırım maliyetleri geçmişten çok daha yüksek düzeyde. İyi ki o yatırımları yapmışız zamanında, o günkü maliyetlerle gerçekleştirmişiz ve o günden bugüne de hem ekonomimize hem sosyal hayatımıza katkı sunmuş bu projelerimiz,” ifadelerini kullandı.
Çiğdem Toker, Yılmaz’ın KÖİ projelerinin bütçede yol açtığı tahribata dair bir değerlendirmede bulunmadığının altını çizerek, “Ne bütçe yükünden bahsediyor, ne de döviz üzerinden imzalanmış sözleşmelerin on yıllar sürecek ipoteğiyle ortaya çıkan kara deliklerden,” dedi.
Vergi harcamaları
Toker, Yılmaz’ın 2025 yılı için öngörülen 3 trilyon 5 milyar TL’lik vergi harcamalarının dağılımı ile ilgili verdiği bilgiyi de köşesine taşıdı.
Yılmaz’ın açıkladığı veriler şöyle:
• İstihdam teşviki için prim destekleri: 876,8 milyar TL
• TL tasarruflarının teşviki: 816,7 milyar TL
• Asgari ücret istisnası: 810,4 milyar TL
• Yatırım teşvikleri: 536,1 milyar TL
• Eğitim, sağlık ve sosyal amaçlı destekler: 259,2 milyar TL
• Tarımsal faaliyetlerin teşviki: 199,8 milyar TL
• AR-GE ve yenilik teşvikleri: 147,3 milyar TL
Toker’e göre, vatandaşın asıl gündemini oluşturan yoksulluk, açlık ve eşitsizlik gibi konular başka gündemlerle gölgeleniyor.
Toker sözlerini şöyle sürdürdü: “Tıpkı bebek ölümleri gibi, tıpkı terör örgütü PKK’nın TUSAŞ’a terör saldırısı gibi, tıpkı çocuk, kadın cinayetlerindeki artış konularında olduğu gibi ekonomik sorunlar da iktidarın egemenlik kurduğu, kurabildiği gündem girişimlerinde gölgeleniyor.”
Toker yazısında, önümüzdeki iki aylık bütçe maratonunda “‘yok’ denilen ‘az’ denilen kaynakların nerelere nasıl harcanacağını” ve “vatandaşın ayakta kalma savaşı verdiği, verirken yoklukla sınanıp ezildiği bu dönemde, asıl gündemin, yoksulluğun, açlığın, eşitsizliğin, başka hangi hamlelerle gölgelendiğini” izleyeceğimizi belirtti. ( YetkinReport / 01 Kasım 2024, Cuma)
Naci KAPTAN – 01 kasım 2024