FETÖ’nün
yeni oyunu
İSTİHBARAT birimleri, 15 Temmuz
darbe girişiminden 1 yıl sonra Orta Anadolu’da bir ilimizde tespit ediyor. 2017
yılı Mayıs ayında tayin edilen subaylar arasında yaşanıyor.
Ankesörlü
hattan yeni tayin edilen bazı subayların telefonu aranıyor. Arayan şahıs sivil.
Yeni görev yerine gelen subayı arayıp, o ildeki sivil bir şahsın adını veriyor. “Sizinle
şu kişi ilgilenecek” diyor. Bir süre sonra o subayı ismi
verilen şahıs arıyor.
Aranan
askerin ne ByLock’u var ne Bank Asya’da hesabı. 2017 yılı yarısına kadar FETÖ
bağlantısı tespit edilememiş. Ancak istihbarat birimleri titiz bir çalışma
yapınca, kontörlü hattan gelen telefonun sırrı ortaya çıkıyor.
Arayan,
o subayın daha önce görev yaptığı yerdeki “asker imamı”.
Kendisini arayacağını söyleyip ismini verdiği kişi ise askerin yeni görev
yerindeki asker imamı. FETÖ abisi, tayin nedeniyle görev yeri değişen subayı, o
ildeki asker imamıyla irtibatlandırıyor. Tabii o şahıs aradan çekiliyor, bu kez
o subayla yeni görev yerindeki “asker imamı” olan
FETÖ abisi irtibata geçiyor.
KRİPTONUN KRİPTOSU
15
Temmuz’dan sonra yapılan tutuklamalara ve devam eden ihraçlara rağmen FETÖ’nün,
TSK’da henüz deşifre olmayan askerlerle irtibatını koparmadığı ortaya çıkıyor.
Tekirdağ
Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturmada, FETÖ’nün asker
imamlarının, “sabit
hat” üzerinden haberleştikleri tespit edilmişti. Daha önce
ByLock, Eagle ve Kakao Talk kullanan FETÖ’cülerin, bunların deşifre olmaları üzerine “kontörlü
telefonu” kullandıkları ortaya çıkmıştı.
Benim
anlattığım ise daha farklı. Telefonunda hiç bu programlar yüklenmemiş ve
FETÖ’nün TSK içinde kullandığı yöntemlerden uzak tutulmuş bir tip yapılanmadan
söz ediyorum. Zaten telefonlarında bu tür haberleşme programları çıkmadığı, 15
Temmuz’da Yurtta Sulh Konseyi’nin yayınladığı görevlendirmelerde isimleri yer
almadığı için tespit edilemeyenlerden söz ediyorum. Kriptonun da kriptosu yani.
FETÖ yeni bir darbe yapamaz deniliyor ama kimse kendini kandırmasın. Tespit
edilemeyen unsurları ile bir suikast girişiminde bulunmayacağını kim garanti
edebilir?
HESAPLAŞMA MI,
YENİ OYUN MU?
Yurtdışındaki
FETÖ’cülerin arasında bir tartışma yürüyor. Fetullah Gülen’den
sonra örgütün iki numarası olarak gösterilen Mustafa Özcan ile Şerif
Ali Tekalanarasındaki bir çekişme izlenimi veriyor. Fetullah
Gülen’e örgüt içinden suikast düzenleneceği yönündeki
haberlerin kaynağı da o yazışmalardı. Ama gerçek çıkmadı. Orada TSK içindeki
son tutuklamaların Mustafa
Özcan’ın oğlu Enes Özcan’la birlikte
örgütün bir kısım arşivinin ele geçirilmesinden kaynaklandığı iddia ediliyor.
Bir cemaat ablasının subaylarla evlendirildiği için başını açması ve bikini
giymesi için zorladığı subay eşleri konusunda af dileyen açıklamalarını da bulmam
mümkün.
Ama
beni asıl ilgilendiren ise 15 Temmuz darbe girişiminin Genelkurmay’daki beyin
takımından olan Mehmet
Partigöç’ün itirafçı olduğu yönündeki imalar oldu. “Takiye” konusunda Hasan
Sabbah’ın adamlarını dahi geri bırakan bu yapının, bir
özeleştiri içinde değil, yeni bir oyun içinde olduğunu düşünüyorum. Çünkü
bunlar 15 Temmuz’da en yakınında oldukları komutanları derdest etti. Yanında
görev yaptıkları Genelkurmay başkanlarının masasına dinleme cihazları
yerleştirdiler. Başbakanlığı döneminde makamına ve evine böcek yerleştirilen Erdoğan’ın
yakın koruma ekibiydiler. Partigöç imaları
üzerinden bazı operasyonları değersizleştirmeye çalışıyorlar. Mehmet
Partigöç önemli ama asıl Mehmet Dişli konuşsa
hem 15 Temmuz aydınlatılır hem de TSK içindeki FETÖ yapılanması çökertilir. “İki
Mehmet” arasında, Mehmet Dişli çok
daha önemli bir isimdir.