FETÖ, örgütü bir arada
tutmak için hangi teknikleri kullanıyor ?
Fetullahçı
Terör Örgütü, üyelerini bir arada tutmak için belli yöntemlere başvuruyor.
Zihinsel manipülasyon, beyin yıkama, korkutma, algı yönetme, örgüt
yöneticilerinin taban üzerinde uyguladığı yöntemlerin başında geliyor.
Bu
yöntemler sayesinde örgütten kopuş engellenmeye çalışılırken, örgütün ahlaka,
hukuka, dine aykırı hiç bir iş yapmadığı empoze edilerek örgütsel bağlılık
güçlendiriliyor.
1-) ZİHİNSEL MANİPÜLASYON
FETÖ lideri Gülen, üyelerini bir arada tutabilmek için
“beyin yıkama” ve “beyin kontrol” metotlarının
kullanılmasını emretmiştir. Örgüt, bu şekilde üyelerinin algılarını ve
davranışlarını etki altına alarak hedef kişi yada kitlede davranış ve kanaat
değişikliği yaratmaya çalışıyor. Bir eyleme özgürce razı olmak, zorlamadan
itaat ettirmek, manipülasyonun temel karakteridir. Zihin yönlendirme, kişinin
belli düşünce şekline sokularak gerçek yerine algılatılanı, sanal veya yalanı
hakikat kabul edip savunmasıdır. Bu metot sadece üyelere uygulanmamaktadır.
Örgüt, basın yayın üzerinden özellikle geniş halk kitlelerine zihin
yönlendirmesi yaparak sempatizan toplamak için de bu yönteme başvuruyor.
2-) ALGI YÖNETİMİ:
Örgüt, elindeki basın yayın araçlarını kendi istediği amaca
yönelik kullanıyor. Algı yönetimi ve kişilerin zihin yönlendirmesi, örgütün en
başarılı olduğu faaliyetlerden birisi. Örgüt, hedefine aldığı kişileri veya
kurumu itibarsızlaştırıp amacına göre kullanmak için önce yazılı ve görsel
medyayı ardından da üyelerinin aktif olarak kullandığı sosyal medya hesaplarını
kullanıyor.
3-) KORKUTMA:
Örgütün bir diğer başvurduğu teknik korkutma. FETÖ, üzerinde
çalıştığı genç veya çocuğu psikolojik baskı altına almakta ve örgüt dışında bir
hayat olmadığına ikna ederek onun örgütten kopmaması için psikolojik baskı
uyguluyor. Her örgüt üyesi, örgütün hışmına uğramaktan çekinmekte ve
kazanacakken kaybedenlerden biri olmamak için örgütle bağını koparmıyor. Eğer
bir kamu görevlisi örgütün istediği şekilde hareket etmez ise onu korkutmak
için hemen organize olan “şakirtler” ordusu suç duyurusu yapmak,
basın yayın üzerinden hedef haline getirmek gibi tekniklerle hedef şahsı
korkutup istenilen pozisyona getiriyor.
4-) ÖRGÜTSEL BAĞLILIK AŞILAMA:
FETÖ elebaşı Gülen’in vaaz ve sohbet konuşmaları, örgüt
üyelerine sistemli olarak dinletilerek örgüte bağlılıkları arttırılmaya
çalışılıyor. Bu şekilde lidere ve örgüte gönülden bir bağlılık hedefleniyor. Bu
bağlılık sonucu örgüt üyelerinin özgür iradeleri devre dışı bırakılıp duyguları
ile hareket eden, örgüt lideri ve örgüt yöneticilerinin her dediklerini yapacak
robotlar haline dönüşmeleri amaçlanıyor.
5-)BEYİN KONTROLÜ:
İnsanlık tarihindeki kült akımlar, yeni gelişen tarikat ve dini
yapılanmalar, kendilerine tabi olan kişileri beyin kontrolü yöntemi ile etki
altına alıp istedikleri yönde düşünmelerini ve davranmalarını sağlamaya
çalışırlar. Beyin kontrolünde uygulanan teknikler, “hipnoz, akran arkadaş
baskısı, övme ve övülme, eski değerlerin reddi, doktrinlerin karıştırılıp sinekretik
uygulamalar, aynı şeyleri tekrar ederek bilinç altına yerleştirme, liderin
metafizik alemle etkileşimi ve kitleye aktarımı, mahremiyetin ortadan kalkması,
soru sorma yasağı, dışına çıkılamayan kurallar koyma, üniforma kullanma, itiraf
(öz eleştiri) seansları, para ve puldan uzaklaştırma, realiteden kopukluk,
aidiyet duygusu ve kahramanlaştırma”dır. Örgüt elebaşı Gülen, üyeler
üzerinde hipnotizma etkisi yapan bir güce sahip. FETÖ içerisinde arkadaş
baskısı, en üst seviyede. Örgüt içerisindeki her birey liderleri tarafından
övülüp yüceltildiği için örgüte bağlılığı sınırsız ve sonsuz. Örgüt içinde aynı
şeylerin sohbetlerde tekrarlanarak benimsetilmesi genel kuraldır. Basın yayın
üzerinden defalarca yalan yanlış şeyler tekrar edilerek izleyici veya okuyucular
da aynı etki oluşması sağlanmakta. Örgüt, aidiyet duygusunu kişilerde yüksek
tutup onların yaptığı basit işleri dahi kahramanlaştırmakta. Kült bir yapı olan
FETÖ örgütlenmesindeki kişiler, örgüte katıldıktan sonra “abi” ya da
“abla” aracılığıyla örgütün ideolojisi zihinlere yüklenmeye başlıyor.
Kişinin eski bağları, aile, aidiyet, dini veya milli duyguları ortadan
kaldırılıp yeni program yükleme ile ona örgütsel bir kimlik ve kişilik
edindirilir. Bu aşamaya getirilen kişi artık (mutand) örgüt üyesidir. Artık,
örgüt “abi” veya “ablası”nın verdiği her görev, dini bir
gereklilik olarak algılanır ve icra edilir.
6-) ŞAHISLARI PUANLAMA SİSTEMİ (BEŞLİK SİSTEM):
Örgüt içerisinde sorumlu düzeyde faaliyet gösteren şahıslar,
polis memurları, polis ve askeri okullar, kamu kurumu çalışanları ve özellikle
talebeler hakkında çetele tutarak 5’lik sisteme göre puanlama yapıyor. Bu
sistem 5-5, 5-4, 5-3, 5-2, 5-1 şeklinde sıralanmaktadır. Buna göre; 5-1’lik
puanlama: Dinle, diyanetle alakası olmayan, kişi manasına gelmektedir. 5-2’lik
puanlama: Namaz kılmasa da Müslüman, ancak henüz FETÖ ile ilişkisi olmayan,
hatta sevmeyen şahısları ifade eder. 5-3’lük puanlama: Cuma namazlarını
kaçırmayan, ara sıra diğer namazlarını kılmaya gayret eden, FETÖ’ye genel
manada sempati ile bakan, davet edildiğinde gelip giden şahısları gösterir.
Bunlara müspet denmektedir. Müspet ise, harekete kazandırma potansiyeli olan
kişi, anlamına gelmektedir. 5-4’lük puanlama: Beş vakit namazını kılan, vazife
verildiğinde yerine getirmeye çalışan kişileri tanımlar. Bu kişiler artık örgüt
mensubu olarak kabul edilir. 5-5’lik puanlama: Hayatını örgüte adamış, örgütün
tüm şartlarını yerine getiren, Fetullah Gülen’i imam kabul eden, ahir zamanda
beklenen zatın Gülen olduğuna inanan, gerektiği zaman ve yerde canını
çekinmeden örgüt ve Fetullah Gülen adına verecek kişilerdir. Bu sistem
içerisinde en güvenilir, en sağlam, aktif örgüt mensubu olanları tanımlar.
Sistem içerisinde 5-5’lik olmayan bir örgüt mensubuna genellikle görev
verilmemektedir. Özellikle askeri okullar, polis koleji ve akademisine
alınmazlar. Ancak örgütün zamanla büyümesi ve etki alanının artması ile kontrol
biraz daha zayıflamış olup 5-4’lük örgüt mensupları da görevlendirilmektedir.