FETÖ ÖRGÜTÜ DOSYASI /// İsmail Şefik Aydın : FETÖ ÇETESİ İHANET ÖRGÜTÜYDÜ !!!

İsmail Şefik Aydın : FETÖ ÇETESİ İHANET ÖRGÜTÜYDÜ !!!

***

Yavuz Donat hatırlatıyor Recep Tayyip Erdoğan’ın, “Devlet içinde paralel yapılanma” sözünü ilk kez söylediği tarih 27 Aralık 2013’dü. Yer ise Manisa. 17-25 Aralık 2013 yargı darbesi.  17 Aralık sabahı yapılan operasyonlar. 

Gözaltılar. Medyaya servis edilen ses  kayıtları.  Aynı gün Erdoğan Şeb-i Arus programı  için Konya’da şu konuşmayı yapıyor: “Arkasına Türkiye içinde ve dışında birtakım karanlık çevreleri alanlar, Türkiye’nin istikametiyle oynayamazlar… Türkiye, üzerinde operasyon  yapılacak bir ülke değildir. Millet buna izin vermez.”

Başbakan Erdoğan  toplu açılış töreninde ilk kez “Devlet içinde paralel yapılanma olduğunu” söylüyor! Paralel yapı; yâni Fethullahçı örgütlenme!

Bir önemli hadiseyi daha hatırlatalım: 7 Şubat 2012;  Özel Yetkili savcılar Millî İstihbarat Teşkilatı Müsteşarı Hakan Fidan ve 4 MİT görevlisini ifadeye çağırdılar. İfadeye gitmiş olsalardı, tutuklanacaklardı! Erdoğan bu girişimi “Darbe Teşebbüsü” olarak değerlendirdi. Fethullah Çetesine karşı mücadele bu tarihten sonra hızlandı. 

Dershanelerin Kapatılması!

Cemaati yakından takip edenler, dershanelerin  ve okulların FETÖ’nün en önem verdiği faaliyetler arasında bulunduğunu söylemekteler. Bu çok doğru bir tespit. Anadolu çocukları buralarda devşirilmekte; millet ve devlet  düşmanı olarak yetiştirilmekteydiler.  Cemaate karşı ilk somut adım dershanelerin kapatılması teşebbüsü ile başladı. Yıl 2014’dü. CHP bu konudaki kanunu Anayasa Mahkemesi’ne taşıdı. Mahkeme, dershanelerin kapatılması kanununu iptal etti. Kanun tekrar çıkarıldı ve istisnasız uygulandı. Bu FETÖ Çetesine ilk darbeydi. 

2015’te AK Parti’ye bir darbe daha vurulmak istendi. 7 Haziran seçimlerinde AK Parti Meclis’te azınlığa düşmüştü. CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu MHP Genel Başkanı Bahçeli’ye önce Meclis Başkanlığı’nı, sonra da Başbakanlığı teklif etti. Bahçeli ikisini de reddetti. Eğer kabul etmiş olsaydı, kurulacak koalisyon hükümetinin gizli ve en güçlü ortağı HADEP olacaktı. Ondan sonra HADEP’e haddi hesabı olmayan tavizler verilecekti! Neticede 6 ay sonra seçimlerin yeniden yapılması kararlaştırıldı ve AK Parti yeniden tek başına hükümeti kuracak çoğunluğu sağladı.  Bundan sonra sayın Devlet Bahçeli’nin siyaseten içinde bulunduğumuz durumun bir Beka Meselesi olduğu tespitini yaparak AK Parti iktidarını desteklemesine şahit olduk. Bu çok yerinde bir karardı ve bu destek “Cumhur İttifakı” adıyla hâlen devam etmektedir. 

Tabiî seçim sonuçları  ‘müttefikimiz’ Amerika’yı ve FETÖ Çetesini oldukça üzdü. Bir yıl geçmeden, 15 Temmuz 2016 gecesi, FETÖCÜ’lerin Amerika destekli bir darbe teşebbüsüne şahit olduk. CIA Ajanı Hanry Barkey Başroldeydi!  Teşebbüs başarısız olunca bir hız motoru ile Yunanistan’a kaçtı! 

Başbakan Erdoğan’ın milleti sokağa çıkmaya çağırmasıyla ve ordumuzun ve polisimizin millî kesimlerinin karşı çıkmasıyla darbe teşebbüsü başarısız oldu. Fetöcülerin kimi kaçtı, yakalananlar ise bağımsız Türk Mahkemelerinde yargılandılar ve ağır hapis cezalarına çarptırıldılar. Devlet ve millet düşmanları hapiste çürüyecekler.

AK PARTİ FETÖ İLİŞKİSİ

FETÖCÜ’lerin devlette etkili makamlara gelmelerinde sayın Erdoğan’ın büyük sorumluluğu olduğu iddiaları var. Bu doğrudur. Fakat bunun temel sebebi, AK Parti’nin temsil ettiği siyasî anlayışa orduda ve bürokraside duyulan büyük tepkinin AK Parti’yi FETÖ Çetesine ittiği de göz ardı edilmemelidir.  Kaldı ki, Amerika’nın desteğine sahip FETÖ ÇETESİ’nin, bütün iktidarların desteğini aldığını hatırlatalım! Orta Asya devletlerinde FETÖ okullarının açılması için Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’in  devlet başkalarına özel mektuplar yazdığını da hatırlatmak isteriz. 

FETÖ aydınların da kafalarını bir hayli karıştırmıştı. Cumhuriyet Gazetesi’nin ‘Gazete’ olduğu dönemde, bu gazetenin köşe yazarı rahmetli Ahmet Taner Kışlalı’nın bizzat okuduğum bir makalesinde FETÖ konusunda nasıl bir kafa karışıklığı içinde olduğuna şahit olmuştum.  Rahmetli Kışlalı, Türkçe eğitim veren, Türkçe olimpiyatları düzenleyen okulları kast ederek, Fethullah Gülen’in ‘iyi şeyler’ de yaptığına işaret etmekteydi! Bu kafa karışıklığı 15 Temmuz Darbe Teşebbüsünden sonra da devam etti. CHP Genel Başkanı sayın Kılıçdaroğlu ‘Kontrollü Darbe’ deyimini kullandı. Güya, darbenin olmasına Erdoğan göz yummuş ve Fetöcüleri devletten temizlemiş.  Bu ‘kontrollü Darbe’ deyimini kullanan bir başka şahıs da Fethullah Gülen efendiydi!

Hâlbuki, millet tankların önüne yatmasaydı, darbe teşebbüsü başarılı olacaktı. Suriye sınırında yakalanan bazı PKK’lılar sorgulanmalarında, 15 Temmuz gecesi sınırda hazır beklediklerini; darbe teşebbüsü başarılı olmuş olsaydı Türkiye’ye girerek Güney Doğu’da bir ayaklanma gerçekleştireceklerini söylemekteydiler!

Ne yazık ki, hâlâ daha 15 Temmuz Darbe Teşebbüsünün ‘Kontrollü Darbe’ olduğuna inananlar var!  Ne diyelim? Yüce kitabımız tam 41 ayette, ‘Akıl’ konusu üzerinde duruyor. “Ne zaman akledeceksiniz”, “Hiç akletmez misiniz?” diyen ayetler var. 

Ne yazık ki, aklını kiraya verenlerin sorgulama yapmaları mümkün değildir.