8 Mart Emekçi Kadınlar Günü’nde Türkiye’deki kadın STK’ların hal ve gidişleri
· 8 Mart 1857’de ABD’nin New York kentindeki bir hazırgiyim fabrikasında işçilere grev yapar. ABD polisinin saldırması, işçilerin fabrikaya kilitlenmesi sürecinde çıkan yangında işçilerin kurulan barikatlar nedeniyle kaçamaz .
· Kadınlardan 120’si fabrikada yanarak ölür.
· Uluslararası Çalışma Örgütü(İLO ) bu olaya ithafen Dünya Emekçi Kadınlar Günü için bugünü milat kabul eder.
· Ancak 16 Aralık 1977 tarihinde Birleşmiş Milletler (*) toplantısında kaldırılan satınalmış ellerin çoğunluğu ile 8 Mart “Dünya Kadınlar Günü” olarak anılması kabul edilir.
· İnsanlık suçu kadın cinayetlerinin gölgelemesi ile bu tarihin Kadın Gününe indirgenmesi bir emperyalist saptırmadır.
· Bunun ipuçlarını Dünya Kadınlar Günü’ne bazı STK’ların eylem ve söylemlerinde açık olarak görülmektedir.
8 MART (EMKEÇİ) KADINLAR GÜNÜ’NDE TÜRKİYE’DEKİ KADIN STK’LARININ DAVRANIŞLARI:
· Türkiye cumhuriyetini kuran Türkiye halkına Türk milleti denir/Gazi Mustafa Kemal Atatürk
· Kanun önünde eşitlik
Madde 10 – Herkes, dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım gözetilmeksizin kanun önünde eşittir.
(Ek fıkra: 7/5/2004-5170/1 md.) Kadınlar ve erkekler eşit haklara sahiptir. Devlet, bu eşitliğin yaşama geçmesini sağlamakla yükümlüdür. (Ek cümle: 7/5/2010-5982/1 md.) Bu maksatla alınacak tedbirler eşitlik ilkesine aykırı olarak yorumlanamaz.
(Ek fıkra: 7/5/2010-5982/1 md.) Çocuklar, yaşlılar, özürlüler, harp ve vazife şehitlerinin dul ve yetimleri ile malul ve gaziler için alınacak tedbirler eşitlik ilkesine aykırı sayılmaz.
Hiçbir kişiye, aileye, zümreye veya sınıfa imtiyaz tanınamaz.Devlet organları ve idare makamları bütün işlemlerinde (…)[9] kanun önünde eşitlik ilkesine uygun olarak hareket etmek zorundadırlar.(1 )
Türkiye’de kadın STK’lar iki kümeye ele alınmalı
· Birinci kümedekiler:
– Söylem ve eylemleri kadın emeğini önceleyen ve ülke içi dinamiklerden aldığı güçle gerçekleştirmekte.
– Bunu taşıdıkları Türk bayrakları ve afiş içeriği sav sözlerde görmekteyiz.
– Eylemlerinde Kurtuluş Savaşının her aşamasında var olan Türk anaları Kara Fatma (Fatma Seher Erden), Gördesli Makbule, Halime Çavuş (Kocabıyık), Şerife Bacı ve Tayyar Rahmiye ( adı yazılamayan) gibi onlarca kahraman kadının kararlılıkları ve özgüveni var.
***
· İkinci kümedekiler:
– Kadın emeğini yok sayan, LGBT’yi de sahiplenen söylem ve eylemlerinden dış dinamikler güç aldıkları izlenimi vermekteler. Çünkü: Taşıdıkları flama ve afiş içeriği sav sözlerde milleti, devleti ve ekini(kültür) ile sorunları olduğu görülmektedir.
– Kimliğine yabancılaşmanın getirdiği huzursuzluğun, hırçınlığı eylemlerine de yansımakta.
– Bu duruşlarının nedeni olarak fonlandıkları, güç aldıklarını odakların izleri görülmektedir.
– Emperyalist Batılı devletlerin fonlarından beslenenlerin onların emellerine hizmet ettiği daha önceki söylem ve eylemlerinde de var.
ÖZÜNÜ YİTİRMİŞ BM (BİRLEŞMİŞ MİLLETLER)
· Genel merkezi Nevyork’ta konuşlandırılan BM(Birleşmiş Milletler) dünya barışını, güvenliğini korumak ve uluslararasında ekonomik, toplumsal ve kültürel bir iş birliği geliştirmek için 24 Ekim 1945’te kurulur.
· Ulvi değerler amaç olarak yazılmışsa da süreç içinde görülmektedir ki “Büyük İnsanlık” ‘değerlerini gölgeleye gelinmiştir.
· Kapitalist ülkeler ve şirketlerinin çıkarlarını korumak, geliştirmek için mazlum ülkelerde çıkardıkları bölgesel, yerel çatışma/savaşlarda işlenen cinayetlerin meşrulaştırma aracı olarak kullanılmıştır.
· Tıpkı sözde savunma örgütü olarak kurulduğu savlanan OTAN (nato) gibi ABD emperyalizmin enstrümanı gibi işlev görmesi gibi
· Koşullar elverdiğinde Büyük İnsanlığın değerlerini koruyup geliştirmek için Afrika’da yeni bir uluslararası örgüt kurması mazlum milletlerin ulvi ödevi olmalı.
(Bu yazı derlemedir)