KAFKASYA BÖLGESİ DOSYASI : Kafkasya ve Mezopotamya’da Türk-İsrail İttifakı

Kafkasya ve Mezopotamya’da Türk-İsrail İttifakı

06/01/22

Yazar: Nicole el-Grissy

Türkiye Cumhurbaşkanı medya karşısında bizimle aynı fikirde olmamalı ve bize karşı tavır almalı, ancak önemli jeopolitik zorluklarda görüşleri ve tutumları bize yakındır.

***

YDH- Faslı Yahudi yazar Nicole el-Grissy, Les moutons enragés sitesi için yazdığı yazıda, ırkçı İsrail rejimi dışişleri bakanlığının eski genel müdürü Yuval Rotem’in açıklamalarını naklederek İsrail’in GAP projesine olan ilgisini ve Kafkasya, Suriye ve Irak konusunda Türkiye ile olan işbirliğini ele aldı. Yazıda şu ifadelere yer verildi:

İsrail gazetesi Haaretz’in yazı işleri müdürü Aluf Benn, “www.alufbenn.com” adlı internet sitesinde İsrailli diplomat ve İsrail Dışişleri Bakanlığı’nın eski Genel Müdürü Yuval Rotem ile röportaj yaptığı bir makale yayınladı.

Yuval Rotem, Haaretz gazetesi editörünün İsrailli çiftin Türkiye’de tutuklanması ve “Mavi Marmara” gemisinde yaşanan olayların yansımalarına ilişkin sorduğu sorulara yanıt olarak, yaşananların ekonomik ve stratejik hedeflerine bir zarar vermediğinin altını çizdi.

Yayınlanan makalede Yuval Rotem İsrail’in Güneydoğu Anadolu Projesi’ndeki (GAP) rolü de dahil olmak üzere İsrail-Türkiye arasındaki ikili ilişkilerin güçlendirilmesine yol açan medya ve kamuya açıklanmamış nedenlerin bulunduğunu belirtti.

Rotem, İsrail’in Güneydoğu Anadolu Projesi’ndeki rolü ve Irak’ın karşılaşması muhtemel krizler hakkında kendisine yöneltilen bir başka soruya da yanıt olarak, GAP gibi büyük bir projenin başta baraj inşaatı ve su endüstrisi olmak üzere kendilerinin çeşitli alanlardaki uzmanlığına ihtiyaç duyduğunu ve bu sebeple bu alanda rollerinin önemli olduğunu vurguladı.

Rotem, İsrail’in bu dev GAP projesine katkısının sadece kendi ekonomisi için gerekli olmadığını, aynı zamanda İsrail’in Türkiye’deki müttefikleriyle müzakereler yoluyla birçok stratejik hedefe ulaşmayı hedeflediğini de sözlerine ekledi.

Irak ve Suriye’nin Dicle ve Fırat nehirlerinin sularını kontrol etmesinin İsrail’in çıkarlarına ters olduğuna hiç şüphe yoktur:

“Irak ve Suriye üzerinde baskı kurmanın bir yolunu bulmak zorundayız ve bu sebeple her iki ülkenin de su güvenliğini kontrol etmekten başka iyi bir yol yok.

İki nehri kontrol etmenin de en iyi yolu baraj yapmaktır ve biz Türkiye’de bunu yaptık. Türkiye ile İsrail arasında (Irak ve Suriye konusunda) bir yakınlaşma ve işbirliği bugün mümkündür; iki ülkenin Azerbaycan’da da pek çok ortak çıkarı bulunmaktadır ve bu çıkarlar İsrail’in son zamanlarda Türkiye’nin Birleşik Arap Emirlikleri ile ilişkilerini güçlendirmesine yardımcı olmayı başardı.

Türkiye sınırlarını Azerbaycan ile paylaşıyor ve bu Türkiye için en önemli jeopolitik avantaj ve İsrail bundan faydalanabilir.”

Bu jeopolitik özellik, Akdeniz’in Hazar Denizi’ne bağlanmasına yol açmakta ve büyük bir stratejik öneme sahip olup, İsrail, Türkiye ve Azerbaycan arasında üçlü ilişkilere duyulan ihtiyacı kanıtlamaktadır.

Rotem, 2022 yılı sonuna kadar Türk topraklarının Azerbaycan topraklarına bağlanmasını umuyor; Tel Aviv ve Ankara, bu hedefe ulaşmak için Rusya ile işbirliği yapmaya hazırlanıyor.

Ayrıca Türkiye’nin Filistinli grupların kapasitesinin sınırlandırılmasında önemli katkıları olduğunu vurgulayan Yuval Rotem, iki ülke arasında zaman zaman siyasi, kültürel, ekonomik ve dini sorunlar yaşansa da, bu sorunları normal karşıladığını ve Türkiye’nin İsrail ile karşı karşıya gelmesinin radikal ve düşmanca bir karşılaşma olmayacağını vurguladı.

Türk ve İsrail hükümetleri, karşılıklı destek olmadan bölgede birçok tehlikeyle karşı karşıya kalacaklarını biliyorlar.

Türkiye Cumhurbaşkanı medya karşısında bizimle aynı fikirde olmamalı ve bize karşı tavır almalı, ancak önemli jeopolitik zorluklarda görüşleri ve tutumları bize yakındır.

Tercüme: YDH