İSTİHBARAT SERVİSLERİ & DERİN DEVLET & İSTİHBARAT KONULARI & MİT VE TEŞKİLAT-I MAHSUSA

MI6 DOSYASI /// ÖMÜR ÇELİKDÖNMEZ : MİT'in bilgisi olmadan Kızılay ve AKUT İngiliz İstihbaratına nasıl çalıştırıldı ?

Ömür Çelikdönmez

MİT’in bilgisi olmadan Kızılay ve AKUT İngiliz
İstihbaratına nasıl çalıştırıldı ?

İki hafta önce İsrail askerleri,
Washington’ın ve diğer büyük NATO güçlerinin desteğiyle, Beyaz Miğferler/ Beyaz
Baretler/ (The White Helmets) adlı örgütün 800 dolayında çalışanını, hükümet
güçlerinin önceden Batı destekli İslamcı milislerin elinde olan bölgeleri geri
almak için büyük bir saldırı düzenlediği Suriye’nin güneyinden tahliye etmek
için bir operasyon gerçekleştirdi. Görünüşte Suriye’deki çatışmada kapana
kısılan sivilleri kurtarmaya adanmış bir sivil savunma grubu olan Beyaz
Miğferler, ABD ve Avrupalı devletler tarafından ciddi şekilde finanse
ediliyordu. Bu sözde insani yardım örgütü, NATO’nun onaylanmış yumruğu, sadece
Suriye’de değil durdurulmadığı takdirde daha birçok ülkeyi ezmek için
kullanılmak amacıyla kurulmuştu. Ortadoğu ve tabi ki Suriye başta olmak üzere
tüm coğrafyalardaki emperyalist çatışmalar dünya nüfusunun büyük bir kısmını
mültecileştirdi.

Beyaz Miğferler,
2013’te, Almanya, Hollanda ve Danimarka hükümetlerinden gelen ek fonlarla
birlikte, esas olarak ABD ve Britanya tarafından oluşturuldu. Grubun
kuruluşunda yer alan başlıca figür, ABD askeri şirketi Blackwater’la bağlantılı
bir şirketle birlikte Körfez’in petrol monarşileri için bir paralı asker olarak
çalışan, eski Britanya subayı ve MI6 ajanı James Le Mesurier idi. Le Mesurier,
Suriyelilere Türkiye’de eğitim verdi ve ardından, onları, Batının arkaladığı
“asiler” için bir lojistik destek ve propaganda kolu işlevi görmek üzere
Suriye’ye geri gönderdi. Görünüşte Suriye’deki çatışmada kapana kısılan
sivilleri kurtarmaya adanmış bir sivil savunma grubu olan Beyaz Miğferler, ABD
ve Avrupalı devletler tarafından ciddi şekilde finanse ediliyordu. Örgüt,
yalnızca, ABD ve onun NATO müttefiklerinin Suudi Arabistan ve Katar ile
birlikte silahlandırıp finanse ettiği muhaliflerin kontrolündeki bölgelerde
faaliyet gösterdi.

Eski Britanya
subayı ve MI6 ajanı James Le Mesurier ‘The White Helmets’ adlı örgütü nerede
kurdu bilin bakalım? İstanbul’da! James Le Mesurier; sıradan bir İngiliz askeri
değil. Birleşmiş Milletler Barış Gücü adına Balkanlar’da çalışmış, İngiliz
Dışişleri Bakanlığı bünyesinde Ortadoğu’da istihbaratçı olarak üst düzey görev
yapmış biri. Çalıştığı alanlar saymakla bitmiyor. Irak İçişleri bakanının özel
danışmanlığından, Birleşik Arap Emirlikleri Doğal gaz sahaları özel koruma gücü
oluşturma görevine, Dubai’de Black Waters’la bağlantılı kiralık asker şirketi
Olive Group başkan yardımcılığından, Beyaz Baretler adlı ‘sivil toplum’
kuruluşuna kadar uzayan bir yelpaze bu. Blackwater-Academi ile birleşerek
ConstellisHoldings’e dönüşmüş bir özel yüklenici kuruluş olan OliveGroup
içindeki bir paralı asker olduğu kabul edilen,James Le Mesurier tarafından
kuruldu. Beyaz Baretler’e önderlik eden MayDay Rescue adlı ‘arama kurtarma
yardım’ örgütünün de mimarı. MayDay Rescue Amsterdam, Hollanda merkezli ve
İstanbul’da şubesi var. MayDay şu anda Yemen ve Irak dahil olmak üzere Orta
Doğu’daki diğer ülkelerde de faaliyet gösteriyor.

Le Mesurier; MI 6
olarak bilinen İngiliz istihbaratının bölgedeki en güvendiği ajanlarından biri.
CIA ve Mossad ile ortak operasyonlarda Mayday ‘Sivillere yardım’ teşkilatını
paravan olarak kullanıyor. Suriye’de Kaide artığı El Nusra teröristlerine
askeri ve istihbari eğitim veriyor. Le Mesurier, 2016 Haziranında, Kraliçe’den
Suriye’deki faaliyetleri nedeniyle özel nişan aldı. Yani karşınızda ki, çağdaş
bir ‘Lawrence’ ve bir 007 Bond karışımı. Kendi ifadesine göre çalıştığı şirket
ARK (bir istihbarat şirketi) ABD ve İngiltere hükümetleri adına Suriye’de
eğitim programları düzenliyordu. Türkiye’den deprem arama kurtarma ekibi
AKUT’unda yardımıyla, 20 kişilik bir ekibe bir haftalık bir kurs düzenledi.
Sıradan Suriyeli sivillerden, bir savunma ekibi yaratıldı. MayDay İstanbul
bürosu Karaköy’de. Beyaz Baretler’in lideri Raid Saleh Türkiye Suriye arasında
mekik dokuyor. Mayday Rescue Suriye Sorumlusu Faruk Habib Türkiye’de yaşıyor,
batı başkentlerinde ilişkileri yürütüyor. James, İstanbul, Gaziantep, Suriye
arasında ve her yerde!

Geçmişte Birleşmiş
Milletler’de, Avrupa Birliği’nde ve İngiliz Dışişleri Bakanlığı’nda yüksek
görevlere getirilmiş bir isim. Le Mesurier, Londra’nın 55 km güneybatısında
İngiliz kara ordusunun subay başlangıç eğitim merkezi olarak kurulan Sandhurst
Kraliyet Askeri Akademisi (Royal Military Academy Sandhurst, RMAS) mezunu. Bu
akademiye yabancı öğrencilerde kabul ediliyor. Mesela Suudi Arabistan’dan 8
prens bu akademide eğitim gördü. Ayrıca mevcut Ürdün Kralı, Umman Sultanı,
Bahreyn Kralı, Kuveyt Emiri, Katar Emiri, Dubai Emiri ile Abu Dabi Emiri de
İngiliz Kraliyet Akademisinin mezunları arasında yer alıyor. O İngiltere’nin
Kenya, Aden, İrlanda, Irak, Libya’da sürdürdüğü, kirli emperyalist oyunlarının
dünyanın dört bir yanına yayıldığı her yerde, kirli savaşların adamı., son otuz
yıldır, özellikle Bosna, Kosova, Irak ve Lübnan’daki İngiltere/NATO
kapsamındaki askeri harekatlarda görev aldı. Kosova Priştine’de istihbarat
koordinatörü olarak görev yaptı.

James Le Mesurier
İngiliz özel güvenlik uzmanı ve eski bir İngiliz askeri istihbarat subayı. Bir
psy-op yani Psikolojik savaşın nasıl yürütüleceğini çok iyi biliyor.(5) Bu
nedenle Suriye’de eski özel güvenlikten oluşan karanlık bir istihbarat ağına
sahip. Türkiye’nin desteklediği bazı Suriyeli muhalif gruplarla hep iç içe
olmuş. Kimin eli kimin cebinde belli değil diyemem. Çünkü uzun bacaklı
İngilizlerin derin kollarının bizim cebimizi karıştırmakta olduğu gerçeğini
yadsıyamam. Le Mesurier, burnumuzun dibinde Suriye’de sivil savunma örgütü adı
altında istihbarat operasyon örgütü kurmuş. Türk yetkilileri de insani yardım
örgütü masalıyla bir güzel uyutmuş iyi mi? Pardon burnumuzun dibinde değil,
Mart 2013’te İstanbul’da.(6) Hatta AKUT bunların elemanlarına eğitim vermekle
kalmamış lojistik destekde sağlamış. Beyaz Miğferler/ Beyaz Baretler/ (The
White Helmets); Esad’a karşı Batı müdahalesini savunan savaş yanlısı bir PR
firması PurposeInc. üzerinden George Soros’la bağlantılı. Purpose’un eş
kurucusu, aynı zamanda Soros’un Açık Toplum Vakfı ile bağlantılı bir “demokrasi
yanlısı” grup olan Avaaz’ın, SEIU’nun ve MoveOn.org’un da kurulmasına yardım
eden Jeremy Heimans.. İngiliz hükümeti, ‘2012-2015 yıllarında Suriye’ye
gönderilen insani olmayan yardımlar’ konulu raporunda hükümetin Ak Miğferler
Örgütü’ne 15 milyon sterlin, bazı medya kuruluşlarına ise 5.3 milyon sterlin
aktarıldığı yazıyordu.

İngiltere
tarafından finanse edilen projeler, Suriye genelinde bağımsız basın ağı
kurulmasını amaçlıyor. Projeler kapsamında Facebook ve Twitter’da Suriye
ordusunun Guta’daki kimyasal saldırıları hakkında mesajlar atılacak, yerel halk
ve Ak Miğferler Örgütü’nden bilgi alınacak.” İfadeleri yer alıyordu.(7) ABD ve
İngiltere istihbaratının kurduğu Beyaz Miğferler/ Beyaz Baretler/ (The White
Helmets) adlı örgütün Türkiye’de partnerleri ise Türk Kızılayı ile Arama
Kurtarma Derneği AKUT. Kızılay Basın Müşavirliği’nden Selahattin Bostan, 15
Ağustos 2016 ‘da “The White Helmets (Beyaz Miğferler)” grubu, Suriye’de insan
hayatının korunması için çaba gösteren önemli bir insani yardım kuruluşudur.
Çalışmalarını ağırlıklı olarak yaralı ve hasta savaş mağdurlarının korunmasına
odaklayan grup, dünyadaki çeşitli insani yardım kuruluşları tarafından da
desteklenmektedir. Eğitimlerinin bir bölümünü ülkemizin önemli arama kurtarma
örgütlerinden biri olan AKUT’tan alan kuruluşun sözü edilen El Kaide Örgütüyle
herhangi bir bağı olduğuna dair elimizde herhangi bir bilgi ve belge
bulunmamaktadır. Aksine, bu grubun insan sağlığı için yaptığı çalışmaların
gördüğü uluslararası destek tam tersi bir duruma işaret etmektedir.”
açıklamasıyla bu kirli işbirliğini adeta itiraf etmişti.

AKUT kurucusu
Nasuh Mahruki aile köklrieyle ilgili yazısında; “200 yıldan fazladır
İstanbul’da yaşayan köklü ve varlıklı bir aileden geliyorum ve hem ailemden hem
de Türklüğümden büyük gurur duyuyorum. Büyükbabamın büyükbabasının babası, 1822
yılında Sakız Adası’nda çıkan Rum isyanını bastıran ve Sultan II. Mahmud’un,
dönemin Deniz Kuvvetleri Komutanı olarak kendisine verdiği bu görevi eksiksiz
yerine getirdikten sonra, burada şehit düşen (Nasuh oğlu) Kaptan-ı Derya Ali
Paşa’dır.” ifadelerine yer veren birisi.(9) İngiliz istihbaratının kendisini
gizlemek için paravan amaçlı partner edindiği AKUT; Nasuh Mahruki ve
arkadaşlarınca, 14 Mayıs 1996’da, İstanbul’da kuruldu. 1998 Adana-Ceyhan depreminde
gösterdiği yararlılıklar nedeniyle, Bakanlar Kurulu kararıyla 19 Ocak 1999’da
“Kamu Yararına Dernek” statüsü aldı. AKUT, arama-kurtarma operasyonlarına ve
yapılanmasını sürdürmeye devam ederken, 17 Ağustos 1999’da Marmara Depremi
meydana geldi.

Bu süreçte
AKUT,150 gönüllüsü ile çalışarak 200’ün üzerinde insanın hayatını kurtardı. 17
Ağustos 1999 öncesinde Türkiye’de arama-kurtarma konusuna odaklanmış tek
gönüllü dernek olan AKUT, birçok STK ile kamu ve özel sektör kuruluşlarının
arama-kurtarmaya bakış açılarını, yaklaşımlarını değiştirerek yeni atılımların
da öncüsü. AKUT yalnızca Türkiye’de değil yurt dışında da bilgi ve birikimini
faydaya dönüştürmek ve insan hayatı kurtarmak için faaliyetlerde bulunuyor.
Marmara depreminin hemen ardından Yunanistan-Atina depreminde arama-kurtarma
çalışmalarına aktif katılım sağladı. Atina depreminin ardından yine 1999’da
Tayvan, 2001’de Hindistan, 2003’te İran, 2005’te Pakistan, 2010’da Haiti, 2015
Nepal depremlerinde arama-kurtarma; 2000 yılındaki Mozambik selinde ise tıbbi
destek çalışmaları gerçekleştiren AKUT, uluslararası alanda oldukça tanınıyor.
AKUT, kurulduğu günden bugüne dek gerçekleşen 2873 operasyonda 2650 kişiyi,
1270 hayvanı kurtarmış ve 299 ex bireyi de bulundukları yerden çıkararak sağlık
ekiplerine teslim etmiştir.




















Türk Kızılayı ve
AKUT’un kendi başlarına yabancı istihbarat teşkilatlarının kurduğu sözde insani
yardım ve sivil savunma örgütlerine yardım etmesi söz konusu olamaz. En azından
MİT yetkilileri bir görüş beyan etmiştir. Eğer haberleri yoksa yandı gülüm
keten helva? Aklıma ne geldi kim geldi biliyor musunuz? Osmanlı Paşası
Keçecizade Fuat Paşa’nın bir Paris ziyaretinde bulunduğu toplulukta Fransız
yetkililerden birisi ortaya bir soru atar, der ki “-Dünyanın en güçlü devleti
hangisidir?” Fuat Paşa düşünmeden cevap verir; “-Osmanlı” diye. Topluluktaki
ecnebiler itiraz eder “- olur mu hiç Osmanlı hasta adam?” derler. Fuat Paşa’da
zaten bu sorunun sorulmasını istemiştir, taşı gediğine koyuverir; yahu der; “-
Siz dışarıdan biz içeriden bunca yıllık uğraşmamıza rağmen bir türlü yıkamadık.
Bunca saldırıya dayandığı için en güçlü devlet, Osmanlı’dır.” Anladınız siz
onu!