Psikolojik savaş söz konusu olduğunda görüşlerine ilk
başvurulan isim olan Tarhan’la, ABD’nin Ortadoğu’da yürüttüğü zihin
operasyonlarını konuştuk.
Orta Doğu’da yaşanılan savaşta
elektromanyetik ve farmakolojik savaş tekniklerinin uygulanarak katliam yapıldığına
dair resmi olmayan bilgiler olduğunu belirten Prof. Dr. Nevzat Tarhan,
“ABD’nin, Ebu Gureyb’teki taciz ve Saddam’ın infaz görüntülerini servis
etmesiyle psikolojik savaş tekniklerini uyguladığını görüyoruz” dedi.
Bütün dünyada muhtelif alanlarda zihin
kontrol operasyonları ile insan beynini etkileme çalışmaları yapıldığını
belirten emekli tabip albay Prof.Dr. Nevzat Tarhan, “Elektromanyetik dalgalar
ile insan beyninde zaman duygusunu kaybettirme, şaşkınlık hali oluşturma, mekan
bulamama gibi durumlar oluşturmak mümkün” dedi. Radyohipnotik sistemleri savaş
silahı olarak kullanmak isteyen projelerin bütün dünyada elektromanyetik
projeler içerisinde kullanıldığını, insan deneylerinde de savaş esirlerine
uygulanmış olabileceğini, bir insanı robot gibi kullanabilmek için
elektromanyetik uyaran ya da ilaçlar vermek suretiyle kişinin de isteğiyle
geçici hipnozlar yapılabileceğini belirten Tarhan, “Bu sistemlerle kişinin bazı
tepkilerini yok edebilirsiniz. Bazı kararlar vermesini o anda bloke
edebilirsiniz. Geçici olarak duygularını değiştirebilirsiniz” diye konuştu.
Çalışmalardaki hedefin beynin ürettiği dalgaların frekansını belirleyip buna
uygun frekansı üreterek, zihinsel bir dönüşüm yaptırtmak olduğunu ifade eden
Tarhan, “Bir insanın beynindeki bilgileri bilgisayara, bilgisayardaki bilgileri
de beyne aktarma yolunda çalışmalar var. Düşünce ve cisim dijital formata
çevrilebilirse bir insanın düşüncesini bilgisayara aktarmak, cismin de naklini
yapabilmek mümkün olabilecek” dedi. Elektromanyetik dalgalarla insan beyninde
değişim yapıldığını belirten Tarhan şöyle konuştu:
“Hastanemizde dirençli vakalarda bu
sistemi kullanıyoruz. Bu yöntem beynin uyarılarını değiştirmeye yönelik bir
çalışma olduğu için istihbarat örgütlerinin de ilgisini çekiyor. ‘Uzaktan focusla
elektromanyetik uyarı göndererek kişide farklı bilinç oluşturulabilinir mi, ona
istediğimiz şeyleri yaptırtabilir, söyletebilir miyiz?’ tarzında çalışmalar
yapılıyor. Tedavide 30-40 elektrotluk beyin elektrotları kullanarak beyin
ölçümleri yapıyoruz. İstihbari araştırmalarda ise 256 elektrotluk beyin
dalgaları kullanılıyor.”
Hayvanların beyinlerine implant
yerleştirilerek kablolarla uzaktan hareket ve duygularının kumanda edildiğine,
Amerika’da zeka geriliği olanlarda ve eşcinsellerde uygulanarak onlarda
değişiklik yapıldığına dair bilgiler olduğunu belirten Tarhan, “Dünya af örgütü
zihin kontrol çalışmalarını etik dışı olarak kabul etti. Bu çalışmalar artık
yapılıyorsa bile gizli olarak yürütülüyor” dedi.
Dünyada hakimiyet için elektromanyetik
projeleri ya da farmakolojik ajanları kullananlara karşı bu teknoloji sahibi
olamayan kitlenin de karşı mücadele vermek için intihar timleri oluşturduğuna
dikkat çeken Prof. Tarhan, “Lübnan’da Hizbullah küçük yaşta çocuklara şehit
olanların resimlerini rol mod olarak veriyor. İntihar komandolarını çocuklara
‘ileride böyle olacaksınız’ diye anlatıyor. Çocuk büyüdüğünde şehitliği
kutsallaştırmış oluyor” diye konuştu. Kişiye kimyasal madde verilerek ‘Kimyasal
Hipnoz’ ya da terapi yoluyla ‘Terapik Hipnoz’ uygulanarak farklı bilinç
oluşturulduğunu ifade eden Tarhan, “LSD gibi ilaçların dışında yeni çıkan
uyuşturucu tarzındaki yasa dışı kimyasallar cesaret, enerji, ölüm korkusunu
giderme, sohbet duygusu uyandırma gibi etkiler veriyor. Ölüm korkusunu gideren
kimyasalların intihar komandolarında kullanıldığı biliniyor. Bu tür kimyasallar
uzun süre kullanıldığında gittikçe arttırılan dozaj sonucunda ani ölümler
ortaya çıkar” dedi.
Pakistan’da Ladin’in mehdi gibi
görüldüğünü vurgulayan Prof. Dr. Nevzat Tarhan, dünyada kültür savaşlarına
neden olacak ciddi bir gidiş olduğunu belirterek şöyle konuştu:
“Amerika’nın kendi resmi istatistiğine
göre dünya kaynaklarının %25’ini Amerika tüketiyor. Sosyal darwinizmi
politikaya uygulayarak kendilerini ari ırk olarak kabul edip ‘bütün dünyaya
hakim olmamız gerekir, bunlar ara ırk, kültür taşıyıcıları; bu yüzden dünya
onların eline geçmesin’ düşüncesinden yola çıkarak bir algılama oluşturdular;
Ortadoğu’da yaşayan bölge halkını savaşta katlediyorlar”.
Irak’ta Sünni mezhebi halkın retinalarının
ABD’li askerlerce tespit edilmesini ise Tarhan şöyle açıkladı:
“Bilgi toplamak amaçlı yapmışlardır.
Retinalar insanın kimliğine özgü parmak izi gibi o kişiyi tanımlamada işe
yarar. Sünnilerde, oradaki toplumun retinalarında, ‘Şu bilgi ortak’ diye
bulurlarsa, o bilgiden hareketle silah üretebilirler. Mesela böcekleri laboratuara
alarak işitme frekansı gibi 5 duyuyla ilgili bir frekans tespit edip aşırı duyu
vererek böcekleri uzaktan öldürebiliyorlar. Bilgi toplayacak ki ona uygun silah
üretsin!”
“Ebu Gureyb ve Saddam’ın idam görüntüleri
psikolojik savaş uygulaması”
Bilgilere yönelik psikolojik savaşların
Orta Doğu’da çok yoğun uygulanmaya çalışıldığını vurgulayan Nevzat Tarhan, Ebu
Gureyb örneğini vererek, “Arapların cinsel olarak aşağılanmaya karşı çok
duyarlı oldukları bilgisinden yola çıkarak, halkın direnişçilere katılmalarını
engellemek maksadıyla Amerikan ve İngiliz askerleri, Ebu Gureyb’te cinsel taciz
ile aşağılama görüntülerini çekip yayınladılar. Bu görüntülerin sunulması
direnişçilere katılmama gibi bir sonuçtan çok Amerika’nın orada yıpranması gibi
bir sonuç doğurdu” dedi. Saddam’ın idamı ile ilgili seremoninin ise bölge
kültürü açısından büyük önem taşıdığını ifade eden Tarhan, idamın özensiz bir
ortamda, ilkel şartlarda gerçekleştirilmiş olduğuna dikkat çekerek bu durumu
şöyle yorumladı:
“Bir devletin kamu adına adalet dağıtan
mahkemesinin kararının infazından çok, aşiret devletinin uygulaması gibi
gözüktü. İdam öncesi ve sonrasında aşağılayıcı tutumlar adalet duygusunu
rencide edici niteliktedir. Hukuk adına kin ve öfke ifadesi Sünni ve Şii
ayrımını güçlendirmiştir. Böyle bir uygulamanın sebebi olarak birinci ihtimal
‘cehaletten kaynaklanmış bir görgüsüzlük’ olabilir. İkinci ihtimal ise, Bayram
günü alelacele uygulanması ve görüntüleri servis yapmaları iç savaşın
büyümesinden ve Irak’ın bölünmesinden fayda umanlar kasten yapmışlardır.”
Nevzat Tarhan kimdir?
1969 yılında Kuleli Askeri Lisesini 1975
yılında İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesini bitirdi. GATA stajı,
Kıbrıs ve Bursa kıta hizmetinden sonra 1982 yılında GATA’da Psikiyatri uzmanı
oldu. Erzincan ve Çorlu’da hastane hekimliği sonunda GATA Haydarpaşa’da
yardımcı Doçent (1988) ve Doçent (1990) oldu. Klinik direktörlüğü yaptı.
Albaylığa (1993) ve Profesörlüğe (1996) yükseldi. 1996-1999 yılları arasında
Yüzüncü Yıl Üniversitesinde öğretim üyeliği ve Adli Tıp Kurumunda bilirkişilik
yaptı. Kendi isteğiyle emekli oldu. Halen Memory Center isimli Nöropsikiyatri
Merkezi’nin yöneticiliğini ve (İDER) İnsani Değerler ve Ruh Sağlığı Vakfının
Başkanlığını yapmaktadır.
1989 yılında Stres, 1991 yıllında “Psikofarmakolojide
Yenilikler”, 1992 yılında “Saldırganlık”, 1993 yılında “Serotonin” konularında
Türkiye’de ilk defa uluslararası katılımlı sempozyumlar düzenledi. Altı yıl
boyunca “Psikofarmakoloji” dergisinin editörlüğünü yaptı. “Sleep and Hypnosis”
dergisinin yayın kurulunda yer aldı. 1991 yılında Hollanda’da “Destructive
Drives and Impulse Control” konulu uluslararası kongrede “En İyi Araştırmacı”,
2003 yılında STV de yaptığı Makul Çözüm programı için RTGD En İyi Toplum
Programı ödülü, 2005 yılında SKY TURK te yaptığı Psikoyorum programı için
Başbakanlık Aile ve Sosyal Araştırmalar Genel Müdürlüğü, ‘aile eğitimine
verdiği destek ve topluma yaptığı koruyucu ruh sağlığı hizmetinden’ dolayı ödül
aldı.
American Psychiatry Assosiation (APA), New
York Academy of Science, New York Academia Psiychiatrie Foundation,
Internatıonal Psychogeriatric Association (ıpa), EEG and Clinical Neuroscience
Society (ECNS), International Society for Neuroimaging in Psychiatry (ISNIP) ve
National Geografic Society adlı uluslararası derneklerde aktif üyedir. 31’i
uluslararası olmak üzere 100’ün üzerinde yayını vardır.
Nurten Akyazılılar bağımsız bir gazeteci
olup, haberini iyibilgi.com ile paylaşmıştır.