PARAPSİKOLOJİ & GİZEM & UFO & ANTİK & İLAHİ BİLİMLER VE ANTİK ÇAĞ

PARAPSİKOLOJİ & GİZEM DOSYASI /// Osmanlı'da Cinlerden Sorumlu Mahalli Teşkilatı : Mayangalar Ocağı


Osmanlı’da Cinlerden Sorumlu Mahalli Teşkilatı : Mayangalar Ocağı


Osmanlı İmparatorluğu
döneminde Mayangalar Ocağı adı verilen bu topluluk, cin çıkarma gibi işlerden
sorumluymuş.


osmanlı padişahı orhan gazi döneminden itibaren
padişah ve hanedan üyelerinin sarayda yaşaması geleneği başlayınca, kölelerin
de sarayda sürekli hizmetli olarak bulunması ihtiyacı doğdu ve böylece esir
ticareti osmanlı topraklarında da kendisine yer buldu.


birinci murad döneminden sonra ise daha da yaygınlaşan
esir ticareti hususunda osmanlı imparatorluğu için mısır, bu ticaretin merkezi
hâline gelmiştir. esirciler kethüdası, harem ağası, bostancıbaşı ve yeniçeri
ağası tarafından yürütülen “devlet için alınacak esirler” mevzusunda
bizi ilgilendiren kısım şu anda habeşistanlı kadın esirlerdir. 


esirlerin müslüman olmaması şartı bulunduğundan bu
kadınların neredeyse tamamı doğu afrika yerel inançlarına mensuplardır. zamanla
gerek yaşlılıktan gerekse başka sebeplerden ötürü azledilen bu siyahî kadınlar
üsküdar taraflarında bir mahalle oluşturmuşlar ve burada yaşamaya
başlamışlardır. nitekim afrika yerel inançlarında büyücülük, tütsüleme, cin
çıkarma gibi âyinler çok fazladır malûmunuz. bu kadınlar da ne yapsınlar? hem
bu âyinlerinin ahâlî tarafından ilgi görüyor oluşu hem de maddî sıkıntı çekiyor
olmaları sebebiyle mayangalar ocağı’nı kurmuşlardır.


yazının bu kısmında mayanga kelimesi hakkında bilgi
vermek ve bir teori ortaya atmak istiyorum: 


bu ocak çeşitli kaynaklarda anlatılsa da hiçbir yerde
ismin etimolojisinden bahsedilmemektedir. ben ise araştırdığım zaman
“mayanga” kelimesinin “gölde yaşayanlar” anlamına geldiğini
öğrendim ve dünya üzerinde hâlâ var olan bu isimde bir topluluk bulunduğunu
gördüm. lâkin işin ilginç kısmı bu kabilelerin orta amerika bölgesinde yaşıyor
olmaları ve dillerinin bir kızılderili dili olarak kabul görüyor olması.
afrika’daki kabileler ile orta amerika’daki kabileler arasındaki ilk iletişim
ispanyol ve portekiz sömürgeciliği vasıtasıyla 16. yüzyılda gerçekleşiyor.
benim teorim; nikaragua, kosta rika, honduras gibi yerlerde avrupalıların
“mayanga” ismiyle karşılaşmaları üzerine bu tabirin afrikalı esirler
için de kullanılmaya başlandığı yönündedir.


hatta daha da ileri ve gayet mantıklı bir teori de
şöyle olabilir:


tüm kıtalardan getirilen binlerce esirin bulunduğu
esir pazarlarında mayangalar ve afrikalı esirler birbirlerine karışmış belki de
osmanlı imparatorluğu daha amerika kıtasına ayak basmamışken amerikalı esirler
osmanlı topraklarına ayak basmışlardır.


evet, devam edelim. 


mayangalar, payitaht’ın en ilgi çekici
topluluklarından biri olunca gerek saray ahâlîsi gerekse istanbul sosyetesi
tarafından sürekli olarak ziyaret edilir olmuşlardır. tütsülerin yandığı bir
ortamda bize göre tuhaf gelen çeşitli danslar ve dualar eşliğinde bir cin
çıkarma âyini izlediğimizi düşünelim. bu gayet ilgi çekicidir ki günümüzde bile
sosyete cincileri gayet güzel paralar kazanmaktadırlar bu işlerden!


ayrıca işin sosyolojik kısmına da değinmek isterim. 


mayangalar ocağı’nın gayr-i resmî olarak da olsa
varlığını devam ettirip şeyhülislamdan ya da herhangi bir devlet kademesinden
tepki görmemiş olması osmanlı sarayı’nda ve payitaht’ta kadınların ne derece
söz sahibi olmaya başladıklarını da göstermektedir bize. zaten özellikle
servet-i fünûn dönemi edebî eserlerinde de bunu fark ediyoruz.


evet, istanbul’da böyle garip bir topluluk da var
olmuştur. belki de torunları yani afro-türkler, hâlâ daha yaşamaya devam
ediyorlardır memleketemizde. sonuçta saltanat kaldırıldıktan sonra topkapı
sarayı’ndaki siyahî harem hizmetlileri yine aynı yerde bu sefer “devlet
memuru” olarak türkiye cumhuriyeti’ne hizmet etmeye devam etmişlerdir ve
bugün o kişilerin torunları hâlâ daha istanbul’da yaşamaktadırlar.


mayangalar’a selam olsun…