İnternette rastladığım bir haber, Atatürk’ün 20.
yüzyıl politik liderleri arasında dünyanın en büyüğü olduğunu belirten bir
kitaptan söz ediyordu. Anılan kitabı yurtdışından getirttim ve böylece
incelemek olanağına kavuştum.
ABD’deki Kentucky Üniversitesi’nin yayımladığı
“King of the Mountain: The Nature of Leadership” (Dağın Kralı: Siyasal
Liderliğin Doğası) adlı kitaptı bu. Kitap 18 yıllık bir çalışmanın ve çok
geniş, çok ayrıntılı bir araştırmanın ürünü. Yazarı Arnold M. Ludwig, Kentucky
Üniversitesi’nin onursal psikiyatri profesörü; on kitabın ve birçok ödülün
sahibi. Gerçekten de uzun ciddi inceleme ve araştırmalara dayalı bir puanlama
ve sıralamadan sonra kitap, Atatürk’ü 20. yüzyılın en büyük siyasi lideri
olarak belirliyor.
Araştırma 20. yüzyılın tümünü ele almış ve
kitabın ilk baskısı 2002’de çıkmış. 1 Ocak 1900’dan 31 Aralık 2000’e kadar
uzanan 101 yıllık dönemi kapsayacak şekilde 199 bağımsız ülkeden tam 1941 ülke
yöneticisi belirlenmiş, bunların içinden 377’si daha dikkate değer bulunduğu
için daha derinlemesine incelenmiş.
Liderlerin nasıl iktidara geldikleri, nasıl güç
yitirdikleri, karşılaştıkları tehlikeler… Yaşamları, karakterleri, kariyerleri
ve akıl sağlıkları çeşitli güvenilir kaynakların yanısıra sağlanan biyografi
bilgilerine dayanılarak tarafsız bir gözle incelenmiş.
Yazar, izlemeye aldığı liderleri, hem insani
yönleriyle, hem de yurttaşları ile ilişkileri bakımından irdelemiş. Liderleri
davranış biçimlerine göre altı gruba ayırmış. Buna göre lider tipleri şöyle:
• Hükümdarlar (Krallar, şeyhler,
sultanlar, imparatorlar: Franz Joseph, 2. Abdülhamit gibi)
• Tiranlar (Zalimler-Kötü liderler:
İdi Amin gibi)
• Vizyonerler (Toplum mühendisleri ve
ütopyacı sosyalistler: Mao, Atatürk gibi)
• Otoriterler (Asker kökenli liderler
ya da atanmışlar: Peron gibi)
• Geçiciler (Demokrasiye geçmekte olan
ülkelerin liderleri: Kenyatta, Adenauer gibi)
• Demokratlar (Kurulu demokrasilerin
liderleri: Churchill, de Gaulle, JFK gibi)
475 sayfalık kitap liderleri incelerken bir
bakıma 20. yüzyılın toplumsal-siyasal tarihine de ışık tutmuş oluyor ve
değerlendirmeler, yorumlar, karşılaştırmalı tablolarla sürüp gidiyor.
Askeri zaferler, sosyal yapılanma, toplumun
doğasını değiştirme, ekonomik başarı, ahlâk gibi ölçütleri kapsayan 11 maddelik
bir “Siyasal Büyüklük” belirleme sistemi ile yapılan derecelendirme sonunda,
incelenen 377 liderin konumu bir çizelge halinde abecesel sırayla verilmiş. O
listeyi burada vermenin olanağı yok; ama derecelendirmeye göre ilk sıralarda
durum şöyle:
Siyasal Büyüklük puanlamasına göre Atatürk 31
puanla en başta. Onu 30 puanla Mao (Çin) ve Franklin D. Roosvelt (ABD), sonra
da Josef Stalin (Sovyetler Birliği), 28 puanla Lenin (Sovyetler Birliği)
izliyor. Daha sonra 27 puanla Fransa’dan Charles De Gaulle, Çin’den Deng
Xiaoping, Kuzey Vietnam’dan Ho Şi Minh geliyor. Listede Atatürk’ün dışında
bizden iki lider daha yer alıyor: Değerlendirmeye göre İsmet İnönü 13, 2.
Abdülhamit ise 12 puanla epeyce sonraki sıralarda.
Yazarla yapılmış bir röportaja yine internetten ulaştım.
Röportajı yapan Brian Lamb soruyor: “Niçin Atatürk bütün bu kişilerin en
başında?” Yazar yanıtlıyor: “Atatürk’ün neler yaptığına bakalım… Atatürk
Türkiye’yi kurdu, yarattı. O zaman var olan Osmanlı İmparatorluğu’na son verdi.
O yalnızca ülkenin kurucusu, yaratıcısı olmakla kalmadı, Türkiye’de derin bir
toplumsal dönüşüm sağladı. Türkiye’ye demokrasiyi getirdi; bir bakıma askerî
tipte bir demokrasi, ancak ne olursa olsun bir demokrasi. Tarihte din ve devlet
işlerini birbirinden ayıran ilklerden biri oldu. Gerçekte, İslamiyet etkisinde
bir ülke olmasına karşın, bazı tip özgürlüklere, haklara olanak tanındı. Yine
gerçekten, demokrasiye herhangi bir şekilde müdahale olması halinde askerler
önlemekle yükümlüdür. Böylece her düzeyde, Atatürk inanılmaz bir etkiye sahipti
ve başarısı olağanüstü idi.”
İşte, Atatürk’ü 20. yüzyılın en önemli dünya
lideri olarak ilân eden, liderleri sıralama alanında dünya çapında bugüne kadar
yapılmış en kapsamlı çalışma böyle. Ne yazık ki biz kendi kısır iç
çatışmalarımızı aşıp değerlerimize bile tam olarak sahip çıkamıyoruz.
Değerlerimizin büyüklüğünü ortaya koymak da yabancılara düşüyor.
Çok kısa bir süre için bile olsa Atatürk’le aynı
havayı soluyabilmiş bir Cumhuriyet çocuğu olmak ayrıcalığından dolayı bir kez
daha mutlandım, gururlandım.
KAYNAK : İNTERNET
EKTEKİLER :
The King of the Mountain.pdf
DOKUMANI BURADAN
İNDİREBİLİRSİNİZ.