TERÖR

TERÖR DOSYASI /// AGOS GAZETESİ : “Mitingde bombalı saldırı olacağına yönelik çok net bilgi vardı”

“Mitingde bombalı
saldırı olacağına yönelik çok net bilgi vardı”
 






İnsan Hakları Derneği (İHD) 102 kişinin öldüğü,
500’den fazla kişinin de yaralandığı Ankara katliamının ikinci yılı nedeniyle
İstanbul Şubesi’nde basın açıklaması düzenledi.

Açıklamaya 10 Ekim’de yaralanan ve tedavisi hala
devam eden Özer Ersan Değirmenci, patlama sırasında yara almadan kurtulan Cihan
Kaplan, 10 Ekim davası avukatlarında Songül Beydilli, İHD İstanbul Şube Başkanı
Gülseren Yoleri katıldı.

Bianet’te yer alan habere göre, İHD İstanbul Şube
Denetleme Kurulu Üyesi Hüseyin Aygül’ün okuduğu açıklamada, katliamda devletin
önlem alma ve ihlal etmeme yükümlülüklerini yerine getirmediği vurgulandı.

Avukat Songül Beydilli dava sürecini, katliamın
ortaya çıkması ve sonrasındaki ihmalleri aktarırken, Değirmenci ve Kaplan 10
Ekim’de yaşadıklarını anlattı.

Emniyete 62 istihbarat gitmiş 

Avukat Beydilli 10 Ekim davasına ilişkin gelişmeleri
şöyle özetledi: 

“Katliamın ardından mülkiye müfettişlerince
yürütülen soruşturmada bu katliamın gerçekleşebileceği konusunda 62 tane
istihbarat olduğu ve bunlarda da yapılacak bir mitingde bombalı saldırı olacağı
yönünde çok net bilgi olduğu halde Ankara’daki miting bu bombaların hedefi
olacak nitelikte sayılmadı. 

“Yetkililer buna karşı ‘HDP’nin katıldığı bir
mitingde saldırı olacağı istihbaratı vardı. Bu mitingde HDP olmadığı için
bombalı saldırı olabileceği değerlendirilmiyor’ şeklinde açıklama
yaptılar. 

Gar’da hiçbir önlem yok  

“Katliamı gerçekleştiren Yunus Emre Alagöz ile
emir veren İbrahim Balı teknik takip altındaydı ve sanıkların aynı zamanda
başka soruşturmaları da vardı. Fakat hepsinde serbest bırakılmışlardı.
Ankara’ya kadar ellerini kollarını sallayarak geliyorlar, oysa Ankara’da miting
için Ankara Sulh Ceza Mahkemesi’nin arama kararı vardı.

“Ankara girişinde ve gar alanı dahil olmak üzere;
araç, üst arama kararı olmasına rağmen, katillerin Ankara sınırından içeri
girme ihtimalinin olduğu saatlerde yani gece 00.00’dan gündüz 09.30’a kadar
aramalar durduruluyor. Zaten Ankara içinde de özellikle gar alanına yönelik
hiçbir önlem yok.

“Ayrıca Ankara Valiliği emniyet müdür yardımcısının
teklifiyle, sabah 08.00 gar önü 10.00 Sıhhiye’de miting şeklinde olan izni,
miting 12.00’de olacak şekilde değiştiriyor. Gerekçe olarak da trafiği
sunuyorlar.

“76 polise bomba konusunda kendilerini korumaları
talimatı verilmiş”

“Kendi hazırlık raporlarında gar önünde önlem
alınacağına dair raporlar var. Ancak yollarda arama olmadığı gibi Ankara
girişinde ve gar önünde polis yok. Tam tersine trafik akışı sağlanarak herkesin
rahatça mitinge katılacak insanların arasına girmesine olanak veren bir durum
söz konusu.

“Emniyet yetkilileri gar önünde olmaları gerekirken
opera köprüsü üzerinden gar meydanını gözetliyorlar. Alanda görevlendirilen 76
polis var ve onlara da canlı bomba konusunda kendilerini korumaları için
talimat verilmiş ve hepsi bir kenarda köşede. Dolayısıyla hiçbir polise bir şey
olmadı. 

Gizlenen istihbarat 

“Olay günü gelen ve Ankara Emniyet Müdürlüğü TEM
Büro Amiri tarafından ilgili birimlere iletilmeden gizlenen bir istihbarat daha
var. Bu istihbarat iletilmiş olsa belki miting iptal edilecek. Ama valiliğe
yönelik mitingin yapılması yönünde telkinler var. Vali hatta toplantıda ‘Bu
mitingi yapmasak ne olur’ deyince ‘Marjinal gruplar olay çıkarır yapalım’
diyorlar. 

Suç duyurularını savcılık işleme koymadı

“Müfettiş bütün bunlar ışığında birçok yetkili
hakkında soruşturma açılması talebinde bulundu. Ankara Valiliği soruşturma izni
vermedi ve savcılık şimdiye kadar hukukta olan bir usulle duyuruyu işleme
koymama kararı aldı. Şu anda bu suç duyurusunun akıbeti Anayasa Mahkemesi’nde.

“10 Ekim ana davasında müştekiler ve
katılanların beyanlarıyla bizler aynı sebeple ve yeni beyanlarla mahkemede
tekrar suç duyurusunda bulunduk ancak Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı daha
önceden işleme koymama kararı verildiği gerekçesiyle güvenlik personeliyle
ilgili hiçbir soruşturma yürütmedi.

“Sadece sağlık personeliyle ilgili soruşturma
başlatıldı. O soruşturmaya da Valilik soruşturma izni vermedi. Savcı gelen
belgeleri de incelemeyerek Valiliğe itiraz etmedi. Ardından da sağlık
görevlileri hakkındaki suç duyurusu da işlemden kaldırıldı.

“Bu katliama yol vererek, istihbaratları
gizleyerek, önlem almayarak ve bunu oya tahvil ederek gerçekleşmesine göz yuman
tüm yetkililer yargılanmadığı sürece bu davada biz gerçek bir sonuç aldığımızı
düşünmeyeceğiz.” 

Değirmenci: Asla unutmayacağız

Patlamalar sırasında sol tarafından ağır yaralanan
ve tedavisi hala devam eden Değirmenci yaşadıklarını anlattı:

“Sabah 08.30’da Ankara’ya indik. Sadece Arena Spor
Salonu’nun orada iki trafik polisi gelen otobüsleri durduruyordu. Bizi gara,
otobüsleri başka bir istikamete yönlendiriyordu.

“Arkadaşlarımızla konuştuk, sohbet ettik. Yan
tarafımızda bir halay grubu vardı. Fark ettim birini ama bizim
arkadaşlarımızdan biri olabileceğini düşündüm. Sonra tekrar sol tarafımda
gördüm. Zaten hep solumdan yaralanmıştım. Beş metre kadar solumda gördüm. Sonra
zaten patlama oldu. 

“Uçtuğumu hatırlıyorum. Yerde yatarken şoka girdim.
Baktım arkadaşlarım yanımda cansız yatıyor, duman tütüyor. Polislerin alana gaz
atarak geldiğini gördüm. Bir arkadaşıma beni sakın kaldırma ayağım kopabilir,
sürükleyerek çıkar dedim.
























































“Bizi sadece öldürmek için uğraşmamışlar.
Mahkemelerde gördük ki alana gelen ambulanslar boş gitmiş. Hastaneye vardık,
ameliyat oldum. Üç gün yoğun bakımda kaldım. Kayıp bir üç gün… Bunları asla
unutmayacağız.