TERÖRLE MÜCADELE & ŞEHİTLERİMİZ ve GAZİLERİMİZ

TERÖRLE MÜCADELE DOSYASI /// ERKUT ERSOY : 10 MADDEDE TERÖR & İSTİHBARAT ANALİZİ VE TERÖRLE MÜCADELE

1)
Her terör saldırısı ve suikastta olayın kendisinden çok olayın hemen arkasından
gelen bilgi çarpıtma saldırısı önemlidir çünkü terör saldırılarının esas hedefi
saldırı sonrası oluşan korku ve öfke gibi duyguları kendi amaçları
doğrultusunda yönlendirmektir. Saldırıyı planlayan odak aynen saldırının
kendisini ince ince planladığı gibi saldırı sonrasındaki güdümleme operasyonunu
da aynı şekilde planlar. Saldırı öncesi ve sonrası toplumun kafasını
karıştıracak ve onları daha gerecek birçok sembolik bilgi sosyal medya
kanalları üzerinden servis edilir.




2) Organize terör saldırıları operatif ekiplerin işidir. Yani
ortada tek başına insanlara kurşun yağdıran deliler yoktur. Hedefi belirleyen,
hedefin içinde-dışında istihbarat yapan, gerekirse her santimetrekareyi videoya
çeken, hedefin korunma önlemlerini analiz eden, hedefe giriş-çıkış yollarını
planlayan, tetikçiyi hedefe yönlendiren, eğer kaçacaksa kaçmasını planlayan,
saldırı öncesi sosyal medya yoluyla belli duyguların tohumunu atan ve saldırı
sonrası gene aynı kanallarla müthiş bir dezinformasyon yapan hep farklı
ekiplerdir. Bu tip global terör örgütlerinin ardında mutlaka kendilerinden daha
global bir veya iki istihbarat örgütü bulunur.Terör örgütleri hiçbir zaman
birkaç kişinin bir araya gelip oluşturdukları basit radikal çeteler değildir.




3) Saldırılar fiziksel olmaktan çok psikolojiktir ve
hedefleri de o ülkedeki inanç, dünya görüşü ve düşünce tarzındaki farklı
grupların aralarındaki hassas psikolojik hatlardır. Önce bu alanlardaki
tartışmalar ısıtılır daha sonrasında da saldırı gerçekleşir. Saldırının hemen
arkasından saldırıya uğrayan kesimin öfkesinin istenilen hedefe çevrilmesi
amaçlanır hatta bu öfke yeterli değilse birkaç kışkırtıcı yorum daha ortama
sürülür. Bu şekilde hem genel öfke düzeyi artar hem de insan grupları
birbirlerine kinlendirilerek sonraki operasyonların alt yapısı hazırlanır.




4) Bir ülkede yönetimin gerek seçimle gerekse de darbelerle
değiştirilmesinin ön şartı ülke insanlarının “ülke yönetilemiyor” algısını
kabullenmesidir. Bir ülkeye saldıran güçlerin ilk hedefi gerek terör
saldırıları gerekse de ekonomik dengesizleştirme operasyonlarıyla o ülkenin
insanlarına “ülkenizi yönetemiyorlar” algısını kabul ettirmek ve yönetim
değişikliğine sempati duymalarını sağlamaktır.




5) Farklı insan gruplarının dünya görüşleri, ideolojileri ve
inanç sistemleri doğal olarak farklıdır. İdeal olan bu insan gruplarının tek
bir ana şemsiye altında birbirlerinin hayatlarına karışmadan
yaşayabilmeleridir. Bir devlet sistemi veya rejimin ömrünü belirleyende esas
olarak budur. Bir ülkedeki rejimi yok etmek isteyen odağın ilk inceleyeceği
konu, insanların arasındaki hoşgörü ve tahammülü nasıl ortadan kaldıracağı
konusudur. Sırf bu sebeple o ülkenin içine sızdırılmış “radikal” görüş
temsilcileri yıllar boyunca sabırlı propagandalarla o ülkedeki insan gruplarını
birbirine düşmanlaştırılma konusunda görev almış olabilirler.




6) Terör saldırılarının esas silahı bomba ve tüfekler değil
psikolojik araçlardır. Örgütlerin insanları propagandayla kendine çekip onları
militan olarak devşirmesi, militanın zaman içinde robotlaştırılıp bir ölüm
makinesine dönüştürülmesi ve terör eylemlerinin uygulanıp sonrasındaki
düşmanlaştırma safhalarının yerine getirilmesi hep psikolojik araçlar
kullanılarak yapılır. Bu sebeple terörle mücadele eden askeri ve polisiye
kuvvetlerin içinde mutlaka Sosyal Psikoloji ve Algı Yönetiminden çok iyi anlayan
gerçek uzmanların bulunması bir lüks değil şarttır.




7) Hedef ülkeye önemli miktarda yabancı göçmen girişi olmuşsa
bu tür eylemlerle ülke halkının göçmenlere olan tepkisi arttırılarak başka
çatışma alanlarının üretilmesi olasılık dahilindedir.




8) Her “başarılı” terör eyleminde “içerden yardım” ihtimali
vardır. Bu konuda özellikle başka terör örgütlerinin o ülkenin güvenlik
birimleri içerisine sızdırmış olabileceği “uyuyan ”unsurlarının eylemi yapan
terör örgütüne yardımcı olabileceği konusu iyi analiz edilmelidir.




9) Ağır saldırı altındaki ülkelerde özellikle iç güvenliği
sağlayan polis kuvvetlerinin zamanla yıpranması ve görevlerini yapamaz hale
gelmesi mümkündür. Bu sebeple saldırı tehdidi altındaki mekanların korumasını
üstlenmiş özel güvenlik birimlerinin eğitim ve kalitelerinin arttırılması
polisin üzerindeki yükün alınması konusunda büyük önem taşımaktadır.




10) Saldırının hedeflediği insanların kimlikleri de ayrıca
incelenmelidir. Bu insanların gelir durumları, ülke içindeki etkinlikleri,
belli bir ortak cemaate veya siyasi görüşe mensup olup olmadıkları konusuna
dikkat edilmelidir. Her terör eyleminde eylemin amacının bazen katliam
görüntüsü altında tek kişiye suikast olabilme ihtimali de vardır. Özellikle
hayatını kaybedenlerin kimlikleri ve bağlantıları çok detaylıca incelenmelidir.
Hele kurbanlar dış ülkelerden gelmiş ve oranın etkili ailelerine mensuplarsa bu
tür bağlantılara çok daha fazla dikkat edilmelidir.

Erkut Ersoy




İstihbarat Uzmanı