Reha Ersavcı : Bahçemizde Açan Şiddet Çiçekleri
Akıl Tutulması
Günden, dünden, yarından, geçmişten, andan, gelecekten, olandan, bitenden, olacaktan yaratımlar ve paylaşımlar
Bu yazıyı 2009 yılında yazmışım. 15 sene önce yani… Günümüzde yaşanan şiddet olaylarının failini belirlemeye çalışmışım. Galiba pek de haksız değilmişim!
***
Dünyayı bir şiddettir bir terördür sardı ve aleni her yerde bunları içeren görüntüler yayınlanıyor. Ben, mümkün olduğu kadar bu tür haberleri ve görüntüleri izlememeye, hele ki çocuğuma bunları hiç izlettirmemeye çalışıyorum. Bu şiddete çocuklarımız ve geleceğimiz için “Hele bir dur” demenin zamanı geldi artık… Neden mi? Bakın şimdi Google’da “yaşındaki çocuk” yazarak bir arama yaptırdım ve gelen başlıkları aşağıya yazıyorum…
…yaşındaki çocuk şaka yaparken kendini astı.
…yaşındaki çocuk evden kaçtı.
…yaşındaki çocuk uçucu madde kullanıyor
…yaşındaki çocuk babasını vurdu
…yaşındaki çocuk bankadan para çaldı!
…yaşındaki çocuk kardeşini öldürdü
…yaşındaki çocuk Metroseksüel!..
…yaşındaki çocuk kıskandığı 11 aylık kardeşini karnından bıçaklayıp öldürdü
…yaşındaki çocuk 4. kattan atladı
…yaşındaki çocuk arkadaşını öldürdü
…yaşındaki çocuk kendinden 2 yaş büyük çocuğu bıçakladı!
Bu yukarıda verdiğim gazete başlıklarındaki çocuklar genelde 4 ila 7 yaş arasındaki çocuklar. Bu başlıkların oluşmasına bu küçücük çocukların bunları yapmasına neler sebep oluyor. Bunların asıl suçlusu kimler? Çocuklarına bir kısıtlama koymadan televizyondaki her şeyi olduğu gibi izleten ana ve babalar mı, rating ve yüksek izlenme oranları uğruna bu programları, filmleri, dizileri hazırlayanlar mı, yoksa bu programları denetlemeyen, yayınlanmasını engellemeyen, bu gidişe dur demeyen devlet veya devletler mi suçlu olan?
Çocuklar denetimsiz olarak televizyonu izlediklerinde :
Haberlerden; şiddeti, kan revan içinde yerde yatan yaralı ve ölüleri, birbirini kıyasıya döven insanları, elinde tabanca sokakta dolaşanları, sarhoş araba kullanıp sonra da polise küfredenleri, uyuşturucu kullanan ve tiner koklayanları, naklen savaşları ve terör olaylarını, rehin alınan ve öldürülen çocukları, dünyada yaşanan katliamı…
Magazin programlarından; ünlü olmanın nimetlerini(!), özel hayatların ortaya saçılarak neler elde edilebileceğini(!), özel hayatların izlenmesinin bir hak(!) olduğunu, şarkıcı ve manken, abla ve abilerin çekici(!) yaşamlarını, para kazanmanın kolay yollarını(!)…
Film ve dizilerden; ölümü, öldürülmeyi ve öldürme fiilini, ağa veya mafya babası olmak gerekliliğini, güç ve başarı için her yolun mübah olduğunu, silahları, bombaları ve savaşmayı, hızlı araba kullanmayı ve ileride bir trafik magandası olmayı, uyuşturucuyu ve sigarayı, lüks içinde bir hayat yaşamanın şart olduğunu, cinselliğin yaşından önce öğrenmesinin sakıncalı olabileceği detaylarını, uygulamalarını…
Güçlü olmak gerektiğini, güçlü olmadan bu dünyada yaşamanın zor olduğunu, ve yine şiddeti, kanı ve ölümü, insanların da uçmasının normal olduğunu(!) ve bu yetiye sahip bir sürü kahraman zerzavatı, rüyalara girebilecek bir sürü garip yaratığı…
Onlar, görmemeleri ve öğrenmemeleri gereken bir yaşta, her şeyi görüyor ve öğreniyorlar…
Nerede benim eski televizyonum, haberler hakikaten haberlerdi, Babam, “Oğlum aç şu televizyonu da haberleri bir alalım” derdi… Oturup babamla birlikte dinlerdik “ajansı”… Kan, şiddet yoktu, şarkıcılar, mankenler o zamanlar haberlere çıkmazdı. Arka arkaya aynı görüntüler defalarca tekrar edilmezdi, ana ilke tarafsızlıktı, haberler iktidar olan hükümetin sözcülüğünü yapmaz ve o zamanlar, “dönek” yorumcular olmazdı… Magazin nedir bilmezdik, özel hayatın ipliği henüz pazara çıkmamıştı. Dizileri, filmleri ailece, hep beraber seyrederdik, masum bir öpücük sahnesi olduğunda ya kalkar içeriye giderdik ya da kafamızı başka yerlere çevirirdik. Ya bizim çizgi filmlerimiz, onlar bile bir başkaydı… Miki Fare, Donald Amca, Taş devri, Heidi, Vikingler, Jetgiller, Pembe Panter, Şeker kız Candy, He-Man, Uçan kaz, Arı Maya, Temel Reis, Tom ve Jerry ve daha niceleri, bunların hepsi bırakın zarar vermeyi, eğitici ve öğreticiydi…
Biz şu andaki gibi şiddete, bu denli tanık olmadan büyüdük… Ya çocuklarımız, onları nasıl koruyacağız?
Şimdi yukardaki başlıklara dönersek;
“…yaşındaki çocuk 4.kattan atladı”
Neden atladı biliyor musunuz? Çocuk çizgi film seyretti, hani şu meşhur Pokemonları ve Pikachu gibi uçmak için cama çıktı ve kendini aşağıya bıraktı… Atlamadı yani; uçtu!
“…yaşındaki çocuk arkadaşını öldürdü”
Neden öldürdü biliyor musunuz? Çünkü “seyrettiği maçlardan sonra balkondan ateş etmek için”, “trafikte kendine yamuk yapan araç sahiplerine çekmek için”, “düğünlerde havaya ateş etmek için” kendilerine silah alan babalar ya da magandalar, bu silahları ortalıkta, çocuklarının ulaşabileceği yerlerde bıraktıkları için ve çocukların denetimsiz seyrettikleri filmlerde insanlar silahları birbirlerine doğrultarak ateş ettikleri için… Yani iki arkadaş babalarının silahı ile kendi filmlerini çevirmeye kalktığı için…
“… yaşındaki çocuk uçucu madde kullanıyor”
Neden kullanıyor biliyor musunuz? Çünkü çocuklar dizilerde, filmlerde, haberlerde tinercileri sık sık görüyorlar, analar, babalar çocukları yapıp denetimsiz sokağa salıyorlar, salmasalar da yedikleri dayaklardan evden kaçıyorlar, gördüklerini bir kere denemeye kalkıyorlar, sonra alışıyorlar, Tiner, Bally almak için Kap-kaça, hırsızlığa başlıyorlar, yakalandıklarında polis bir şey yapamıyor, akşama kadar içeride tutuyor ve sonra serbest bırakıyor. Kimdir burada suçlu olan bu çocuklar mı? Yoksa onlara sahip çıkmayan ana babalar mı? Yoksa ana babaların sahip çıkmadığı bu çocuklara el vermeyen ve bu konuyu bir yara halinde bırakan devlet mi?
Küçük Hayatlara şiddeti sokan bir şey de bilgisayarlar… Denetimsiz, kontrolsüz her oyunu oynayan çocuklarınıza ilgi gösterin, sahip çıkın… Şiddetin, kötülüklerin bir kaynağı da bu bilgisayar oyunları…
Bilgisayar oyunları çocuk beyni için bir uyaran vazifesi görüyor, devamlı oynadığı karakter ile kendini özdeşleştiren çocuk oyunu gerçek yaşam gibi algılamaya ve gerçek yaşamda da o karakter gibi davranmaya başlıyor. Çocuğun sorumluluğundan kurtulmanın kolay bir yolu da, onu sokağa atar gibi bilgisayarın önüne atmak… Hiç oynamasınlar demiyorum, en azından ilgilenin. Çocuğun zeka gelişimini olumlu yönde etkileyen oyunlar da var… Onlara kendiniz oynayıp denemediğiniz oyunları oynatmayın, şiddet içeren oyunları almayın, bir şekilde alındıysa bile atın, silin…
Son yıllarda en popüler oyunlardan biri GTA (Grand Theft Auto) denilen oyun… Oyunda araba çalmak, araba parçalamak, adam dövmek, adam ezmek, adam öldürmek puan kazandıran şeyler… Eve sokulmaması gereken oyunlardan başta gideni yani… Bugüne kadar bakmadıysanız, bakın bakalım çocuğunuz ne oynuyor, odasındaki CD’lerinin arasında hangi oyunlar var? GTA’ yı mutlaka göreceksiniz…
Çeşitli silahlar ile önüne çıkan yaratıklara ateş eden, öldürdükçe puan kazandıran veya bölüm atlatan oyunlar yerine çocuğunuza onun zekasını geliştirecek, simülasyon veya strateji tarzı oyunlar alın. Bu tarz oyunları oynamaya teşvik edin onları… Hangi oyunlar mı bunlar? Simcity, Sims, Railroad Tycon, SimPark, SimHospital, Capitalism (Marketler kurup işletiyor ve para kazanıyorsunuz) ve benzeri oyunlar veya Empire Earth, Ace Of Mythology, Rome – Total War, Caesar lll, Rice Of Nations gibi şiddetten uzak Tarih ve Strateji oyunları ya da zaman zaman zevk alarak, stres atabilecekleri Need For Speed, Colin McRae Rally, King Of The Road gibi araba yarışı oyunları olabilir… Hatta FIFA 2005 ve NBA LIVE gibi spor oyunlarını da bunlara katabiliriz.
Canlarımızı şiddete kurban vermeyelim. Yapmamız gerekenler; Çocuklarımızla, onların her şeyleri ile ilgilenmek, onları denetimsiz bırakmamak, iyi ve faydalı birer birey olarak yetişmeleri için elimizden geleni yapmak, her zaman yanlarında olduğumuzu onlara hissettirmek… Kısaca onları sevmek, onlara sahip çıkmak…
Sadece kendi çocuğunuza da değil; bütün çocuklar bizim, hepsini kucaklayın, hepsini sarıp sarmalayın, onlar bizim geleceğimiz…
***
İşte yıl 2024 değişen hiç bir şey yok! “Aynı tas aynı hamam” kadına, doktora, öğretmene karşı yapılan şiddet olayları ortada, TV’ ler mi, oyunlar mı, diziler mi, magazinler mi? Hepsi daha beter ve son hızla ilerliyor. Sebep ortada, 15 sene sonra olanlar ortada, gelecekte nelerin olabileceği ortada…
Şiddetin sebebi tüm kademelerdeki “Sorumsuz İnsandır”
Yazar : Reha Ersavcı