
Haşim YANAR : Türkiye’nin Gizli Savaşını Kimler Yönlendiriliyor ???
14 Aralık 2025
Türkiye, bin yıllık devlet geleneğinin siyasi oligarşinin karanlık dehlizlerinde nasıl istismar edildiğini, milletin kadim kodlarının nasıl çözüldüğünü dehşetle izliyor. İstismar, sadece siyasi entrika değil, aynı zamanda ülkenin ruhuna saplanan derin hançerdir. Görünmez ellerin, adeta gölge ordusu gibi ülkenin kılcal damarlarına sızdığı, “kripto” olarak adlandırılan yapılar, milletin öz değerlerinden koparılma çabasının en acımasız göstergesidir.
Türk olmayanların Türkçülük maskesiyle, Müslüman olmayanların dindarlık kisvesiyle, Kürt olmayanların ise Kürtçülük perdesi altında ülkenin stratejik noktalarını ele geçirmesi, sıradan tesadüf müdür, yoksa ustaca kurgulanmış planın parçası mı?
Yapılar, toplumu kendi ideolojik hedefleri doğrultusunda yönlendirerek, milli iradeyi ve ortak vicdanı felç etme gayretindedir. Milletin kendi kimliğiyle olan bağını zayıflatmakta ve toplumsal yabancılaşmaya yol açmaktadır.
Kimliksizleştirme Operasyonu: Değerler Çatışmasında Kaybolan Millet
Bugün Türkiye’nin karşı karşıya olduğu en temel ve hayati sorun, ülkeyi içten içe kemiren kripto yapının kökten tasfiyesidir. Tasfiye gerçekleşmeden atılacak her adım, geçici ve yüzeysel kalmaya mahkumdur. Zira yapının varlığı, milli bütünlüğün vazgeçilmez teminatları olan milli hisler ve dini değerler gibi kutsal kavramları dahi aşındırmaktadır.
Sözde dindar yöneticilerin elinde din, özünden uzaklaştırılarak araç haline getirilmekte; sözde milliyetçi liderlerin elinde ise milli ülküler ağır ağır törpülenmekte, asli anlamından saptırılmaktadır. Toplumun sinir uçlarının uyuşturulduğu, reflekslerinin alındığı ve derin uyuşukluğa sürüklendiği acı gerçeği gözler önüne sermektedir. Toplumun derin uyuşukluktan kurtulması, ancak hakikatin tam anlamıyla idrak edilmesi ve kripto yapının dayattığı dümen suyundan kararlılıkla çıkılmasıyla mümkündür.
Aksi takdirde, hiçbir başarı kalıcı olmayacak, hiçbir ilerleme gerçek anlamda kaydedilemeyecektir. Arınma süreci tamamlandığında, ülkenin önündeki tüm engeller kalkacak ve gerçek milli yeniden yapılanma mümkün olacaktır. Sadece siyasi dönüşüm değil, aynı zamanda toplumsal farkındalık ve kimlik inşası olacaktır.
Küresel Satrançta Türkiye: Coğrafyamızdaki Büyük Hesaplaşma
Türkiye’nin içinde bulunduğu coğrafya, küresel güçlerin bitmek bilmeyen hesaplaşmalarının merkez üssü konumundadır. Durum, ülkenin iç dinamiklerini derinden etkilemekte, kripto yapıların faaliyetlerini daha da karmaşık hale getirmektedir. Bölgesel çatışmalar, enerji koridorları üzerindeki rekabet ve jeopolitik gerilimler, Türkiye’yi sürekli tehdit altında tutmaktadır.
Milli güvenlik sorunları, sadece sınır ötesinden gelen tehditlerle sınırlı kalmamakta, aynı zamanda içerdeki gizli yapılar aracılığıyla beslenmektedir. Küresel aktörlerin, Türkiye’nin milli birliğini ve bütünlüğünü hedef alan operasyonları, kripto yapıların varlığıyla daha da güçlenmektedir. Büyük oyunun piyonları haline gelen bazı kesimler, farkında olmadan veya bilinçli olarak ülkenin aleyhine çalışmaktadır.
Zihinlerin Esareti: Medyanın Karanlık Yüzü ve Toplumsal Mühendislik
Medya, büyük oyunun en önemli araçlarından biridir. Toplumsal mühendislik projeleri, algı operasyonları ve zihin kontrolü mekanizmaları, medya aracılığıyla etkin şekilde yürütülmektedir. Gerçekler çarpıtılmakta, yalanlar ustaca ambalajlanarak topluma sunulmaktadır. Durum, toplumun doğru bilgiye ulaşmasını engellemekte, eleştirel düşünme yeteneğini köreltmektedir.
Kripto yapılar, medyanın gücünü kullanarak, kendi ideolojik ajandalarını topluma dayatmakta, milli ve manevi değerleri aşındırmaktadır. Sosyal medya platformları operasyonların yeni sahası haline gelmiştir. Troller, bot hesaplar ve manipülatif içerikler aracılığıyla toplumsal kutuplaşma derinleştirilmekte, milli birlik ve beraberlik ruhu zedelenmektedir.
Geleceğin Tehditleri: Milli Güvenliğin Yeni Boyutları ve Direnç
Türkiye’nin geleceği, karmaşık tehditlerle başa çıkma yeteneğine bağlıdır. Milli güvenlik, sadece askeri ve istihbari kapasiteyle sınırlı değildir; aynı zamanda toplumsal direnç, milli bilinç ve kültürel bütünlükle yakından ilişkilidir. Kripto yapıların tasfiyesi, sadece başlangıç noktasıdır.
Asıl mücadele, toplumun her kesiminde milli bilinç ve farkındalık yaratmak, genç nesilleri manipülasyonlara karşı dirençli hale getirmektir. Eğitim sisteminden medyaya, sivil toplum kuruluşlarından siyasi partilere kadar her alanda köklü dönüşüm gerekmektedir. Aksi takdirde, Türkiye, küresel güçlerin ve içerdeki işbirlikçilerinin oyuncağı olmaya devam edecektir.
Son Söz: Gizli Planların Perde Arkası ve Milli İradeye Çağrı
Unutulmamalıdır ki, Türkiye’ye yönelik karmaşık ve gizli operasyonel planlar, sadece komplo teorisi değildir. Bunlar, ülkenin geleceğini şekillendiren, milli iradeyi esir almaya çalışan somut gerçeklerdir. Türkiye’nin kaderi, gerçekleri görmezden gelmekle değil, onlarla yüzleşmekle ve kararlı mücadeleyle değişecektir.
Her birey, büyük oyunun parçası olduğunu idrak etmeli, bilinçli farkındalık kazanarak harekete geçmelidir. Aksi takdirde, gelecek nesiller, bugün yapılan hataların bedelini çok ağır ödeyecektir.
HAŞİM YANAR
ASTEM BAŞKANI