MİT’e
göre “ülkeyi tehdit eden güçlerle” bir ilginiz yoksa telefonlarınızın
dinlenmesi için de bir sebep yok. Ancak son yıllarda telefon dinlemelerinin
dayanak olduğu davalar, yayınlanan kayıtlar ve dinlendiğini iddia edenler göz
önüne alındığında, ülke insanının büyük bir kısmının ‘ihanet’ halinde olduğu
görülüyor.
MİT’in (Milli İstihbarat Teşkilatı) internet sitesinde, “Merak edilenler”
başlığında yayınladığı telefon dinleme kriterlerini okuduğunuzda, telefonunuzun
dinlenmesi için bir sebep olmadığını düşünebilirsiniz. Ancak son yıllarda
yaşananları göz önüne aldığınızda, içinize bir kuşku düşmemesi mümkün
görünmüyor.
MİT’in sitesinde yer alan soru ve cevap
Kimlerin
telefonları dinleniyor? Telefonumun dinlendiğini nasıl anlarım?
Telefon
dinleme, yargı kararı ve yasa ile sınırlanmış özel durumlarda başvurulan bir
uygulamadır. Türkiye Cumhuriyeti’nin ülkesi ve milleti ile bütünlüğüne,
varlığına, bağımsızlığına ve güvenliğine, anayasal düzenine ve milli gücünü
meydana getiren bütün unsurlarına karşı içten ve dıştan yöneltilen
faaliyetlerde bulunmuyorsanız ya da yabancı ülkelerin istihbarat kuruluşlarının
ağına düşmemişseniz telefonunuzun dinlenmesi için hiçbir neden yoktur. Ama yine
de telefonunuzun dinlenildiğinden şüphe duyuyorsanız, Cumhuriyet Savcılıklarına
başvurup durumun incelenmesini isteyebilirsiniz.
Telefon
dinlemenin yargı kararı ve yasa ile sınırlanmış özel durumlarda başvurulan bir
uygulama olduğu belirtilen söz konusu MİT açıklamasında, “ülkenin
bütünlüğüne, varlığına karşı faaliyet yürütmüyorsanız, yabancı istihbarat
örgütleri ile ilişkiniz yoksa, telefonlarınız dinlenmiyor demektir”
deniliyor.
Telefon dinleme, özellikle son yıllarda sürmekte olan davalarla yaygınlaşan,
dava delillerinin büyük bir kısmının sağlandığı, hukuken tartışmalı durumlara
yol açan bir uygulama. 2006 yılından bu yana mahkeme kararıyla polis, jandarma
ve MİT tarafından yapılan tüm dinlemeler Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı
(TİB) tarafından denetleniyor. “Teknik izleme – dinleme (telefon, mail gibi) ya
da “ortam dinlemesi (belli bir noktanın özel cihazlarla dinlenmesi)” şeklinde
gerçekleşen dinleme faaliyeti ile ilgili son yıllarda yaşanan, hafızalarda yer
eden bazı olayları kısaca derledik.
2011
•
Odatv iddianamesinin avukatlara dağıtılan ek klasörlerinde dava ile alakasız
özel telefon görüşmelerine yer verildi. Gazeteci Nedim Şener’in 550 sayfa tutan
siyasetçi, bürokrat, gazeteci ve işadamları ile yapılan ve iddianamede herhangi
bir itham ya da atıfta bulunulmayan 271 ayrı telefon görüşmesi delil
klasörlerinde yer buldu.
• 2009’dan itibaren telefonları dinlenen ve dinleme süresi iki kez üç ay, üç
kez de bir aylığına uzatılan gazeteci Soner Yalçın için Ocak 2011’de tekrar
telefon dinleme talebinde bulunuluyor. 10. Ağır Ceza Mahkemesi, iki gün sonra
Yalçın’ın telefonlarının üç ay süreyle dinlenmesine karar veriyor. Daha önce de
dinlediğinden üç ay dinleme kararı alınması hukuksuz olduğundan 14. Ağır Ceza
Mahkemesi kararı geçersiz ilan ediyor. Normal koşullarda 2 Şubat’tan itibaren
bir aylık dinleme başlatabilecek olan mahkeme, dinlemeyi 19 Şubat’ta başlamış
gibi gösteriyor.
Albay Çiçek diye işçi Çiçek’i dinlemişler!
2010
• MİT’in 2007 yılına ait
bir ses kaydının yönteme uygun elde edilip edilmediğinin sorulması üzerine
alınan yanıt, “ Biz ülke genelinde belli başlı yerlerdeki ankesörlü telefonları
dinliyoruz. Mesela Ankara Kızılay meydanındaki gibi” oldu.
• Emniyetin 2. adamı olarak anılırken uyuşturucu çetesine yardımdan
tutuklanarak yargılanan Emin Arslan, savunmasında kendisi dışında Milliyet
gazetesinin de yasa dışı olarak dinlendiğini söyledi.
• Kasım 2010 – “İrtica ile Mücadele Eylem Planı” davasında Albay Dursun Çiçek
yerine altı ay boyunca inşaat işçisi Dursun Çiçek’in dinlendiği ortaya çıktı.
“Islak İmza” davasında Kurmay Albay Dursun Çiçek yerine yanlış kişi dinlendi.
“Islak İmza” davasını yürüten İstanbul 13’üncü Ağır Ceza Mahkemesi, Kurmay
Albay Dursun Çiçek ile ilgili telefon dinleme kararlarını İstanbul Terörle
Mücadele Şube Müdürlüğü’nden talep etti. Şube Müdürlüğü, 28 Temmuz’da Dursun
Çiçek ile ilgili telefon dinleme kararlarını mahkemeye gönderdi.
Buna göre, Çiçek’le ilgili ilk telefon dinleme kararı 9 Mart 2009’da alındı.
Albay Çiçek’in dinlenmesini İstanbul Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü talep
etti. Ayrıca Subaylar Özgür Eken, Levent Açıkalın, Nerim Bitlislioğlu, Muharrem
Nuri Alacalı ve Murat Önder Bektaş’ın da dinlenmesi isteniyordu.
İzin verildi, dinlemeler yapıldı. Ancak dinlemeye dair alınan kararlardan
ilkiyle, daha sonra alınan uzatma kararında geçen Dursun Çiçek’lerin TC kimlik
numaralarının farklı olduğu anlaşıldı.
Mahkeme, 6 ay boyunca inşaat işçiliği yapan Dursun Çiçek’i dinledi. Çiçek,
olayla ilgili olarak “Ne Ergenekonu, ben inşaat işiyle uğraşan kendi halinde
bir adamım”
dedi.
Birkaç kez uçağa bindiğinde bekletildiğini belirten Çiçek, “Demek ki bundanmış.
Ben o Dursun Çiçek değilim” dedi.
2009
•
Ankara 1. Sulh Ceza Mahkemesi’nin incelemesi sonucu Yargıtay’a, Sincan
Adliyesi’ne ve İstanbul Başsavcısı Aykut Engin’e ait telefonların dinlediği
ortaya çıktı. Yargıtay Başkanı Hasan Gerçeker konu ile ilgili yaptığı açıklamada,
“İlgililer kimse, buradan bir kez daha uyarıyorum: Hukuka aykırı işlemlerden,
yargının bağımsızlığını zedeleyecek, kuvvetler ayrılığına aykırı düşecek
faaliyetlerden, davranışlardan vazgeçsinler” dedi.
• Anayasa Mahkemesi Başkanvekili Osman Paksüt’ün de dinlendiği ortaya çıktı.
Yasal olarak Cumhuriyet Savcılığı tarafından dinlenemeyecek olan Paksüt, eşi
dinlenirken kendisinin de tesadüfen dinlenmesi sonucu kayıt altına alınmış. Eşi
Ferda Paksüt’ün telefon kayıtları 98 sayfa tutarken Osman Paksüt’ün Anayasa
Mahkemesi’ne gönderilen kayıtlarının 199 sayfa olması o dönem Taraf
Gazetesi’nde yer alan bir ayrıntıydı.
2008
• Telekulak iddiaları ile
ilgili rapor hazırlayan Meclis İnsan Hakları Alt Komisyonu, bütün Türkiye’nin
dinlendiği yönündeki iddiaların tamamen psikolojik olduğunu açıklayarak,
tespitini “teknik ve ekonomik olarak tüm Türkiye’nin dinlenmesinin olanaksız
olduğu” bilgisine dayandırdı.
• Ergenekon kapsamında gözaltına alınan Nurseli İdiz, “Telefon dinleme
kayıtları arasında geçmişteki bir arkadaşıyla yaptığı konuşmaların da
bulunduğunu, insanın kendini çıplak hissettiğini” söyleyip, bir daha cep
telefonu kullanmayacağını belirtti.
• CHP Genel Sekreteri Önder Sav’ın partisinin Genel Merkezindeki ofisinde eski
Bolu valisi ile yaptığı görüşmenin dinlendiği ortaya çıktı.
• Eski YÖK Başkanı Erdoğan Teziç’e ait olduğu ileri sürülen ve özel bir sohbet
sırasında söylendiği sanılan Hükümetin ağır bir dille eleştirildiği konuşmalar
Youtube’da yayınlandı.
• Fethullah Gülen’le ilgili beraat kararını temyiz eden ve Gülen’in
cezalandırılması konusunda ısrarlı bir tutum takınan Ankara Cumhuriyet Savcısı
Salim Demirci’ye ait olduğu iddia edilen ses kayıtları, 16 Mart’ta yayınlandı.